03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

körolıırsan rahat edersin hiraz, ama sağı solu ınerak ettin nıi, gözlerini kaydırandjn lııç hoşjanınaz. Torbalar bir bir p.ıllamava hai5lai.l1 mı felakei de hasjaı. To/un otıırmadığı iğne delıgi hulama/sın dört hir yanında. 13LIrıın dcliklerinden, kıılak delıklerinden içeri, ağ/ından içcri yiiriir to/, gırtlağına otunır, hcton olurkalır. Bir hii' patlanıava başhulı nıı lorbalar... 'lorhalar !>ir hir natlanı.ıya başlıyor. Satlar hanidir bordada, çimento işçilcri ip merdivenlcrden yııkarı, bordadan yukarı tırnnınıp genıiye yayılmışlar, amharlara innıisjer. Vinçler takırdıyor. Insanlar haykınyor. Sapana vu nılan çimento lorbaları anıharın dip dcrinliğinden yukarı lırlayıp, gün ışı gına çıkıyor, lıavada hir eğri çizip bordaya doğru ilerliyor, hordadan aşağı şatlara inip, torhaları şata bırakarak, cli hoş geri dönüyor. Aynı işi ycnilcmck üzere... Torhalar hir hir patlamaya başlayınca, çimento tozu bütün gemiye, biitün ellere ayaklara, bütün yüzlere, gözlere sinip oturmaya duruyor. Çimento tozu, atom bombasının tozu gibi, bütün bir gemi dünyasını ele geçiriyor cok geçmedcn. Rengi bozuk, gri bir cninya. Gcıııide ne var nc yok, canlı cansız. Biitün hepsi, asıl renkle rini yitirip grilcre büriınüyor. Çimento grisi, bütün yere göğe bir ağırlığını koyuyor ki. Toz ama, eziyor insanı, yamyassı cdiyor. Bu sıcakta, kurşun ağırfığıyla yüklenen bir toz, yapıştığı yerdc madenleştiğini hisscdiyorsun, ellerinde, alnında, yanaklannda, şakaklarında, saçının icindc. Bulaşıcı bir hastalık gibi yayıfıyor toz, salgın gibi, insandan in.sana ve insanın yüzünc öliim karası çimcnto grisini yapıştırıyor. Bir ölüniin yüzü canlanıyor gözünde. Yüzlere sinen bu gri, diyorsun, ölümün rengi. Kaptan bir garip gülüyor, çimento işcilerini gösteriyor naşıyla. Doğrıı, divor, bunlar da yaşayan ölüler zaten birden irkiliyor Ulan bu Beton'un işi ne bıırada? SU baştan mı ettik yoksa? Dıır bakalım. Beton ulaan! diye haykırıyor ilerdeki vincin az ötcsindeki bir işçiye, ulan Betoon, Beton ulan, Betooon... Vincin az ötcsindeki geniş omuzlu, tıknaz adam Beton Kaptandan yana dönüyor, ıızaktan güJüyor galiba. Kaptan el ediyor: Gelscne ulan, ne bakıp duruyorsun, deyyus, çakıldın mı oraya? Gel ulan. • Adam, Kaptandan yana yollanıyor, baştnı iki yana sallayarak yaklaşıyor, bir an davlumbaza çıkan mcrdiven dibinde yok oluyor gözden, sonra, merdiven başında çok yakından görünüyor, önce başı, sonra omıızlan, göğsü, en sonıınua da bacakları görüniiyor, mcrdivcni arkada bırakıp davlumbaza adım atıyor, iyice yaklaşıp, Kaptanın karşısında duruyor. Aözını yayarak bir de gülümsüyor. Gri Dİr tablayı andıran değirmi yü/ünde, bembeyaz dişleri bir sıralı safta diziliyor bir an içinde. Kaşları, kirpikleri, bıyığı, burun delikleri, kıılak delikleri çimento dolmuş, bir adam. Çimentodan bir heykeli andınyor ilk bakışta. Yalnız ilk bakışta değil, son bakışta da öyle, ne zaman baksan, öyle, cinıentodan bir heykeli andırıyor. Kaptan başını sallıyor. Ulan hani bırakıyordun çimentoyu, hani bırakmiijtın? I Iani, nerde o tövbelerin, sövmelerin? Şunıın ^urasııula kaç yıl oldu ki. Yine dönüp gcldin anla^ılan. Nasılmış? Haklı mıymışım.'' Sen ijiı çimentoyu zıkkımlanmadan yaşayamazsın ılemcdim nıi hen sanar' Beton gülümsüyor. Bcn onıı bıraktım anıa, diyor, o beni bırakmadı beybaba. Paçamdan CUMHURİYET KİTAP S A Yl çckip vapıştırdı beni bu kıyılara yinc. Elbettc yapı^tıracak, diyor Kap tan, hen bıı gcmiden ayrılabıliyor muyunı.^ Ayrılahilıı nııvım.' San.ı ne ılcn Kı/a ılcmiyorl.ıı d.ı Beloıı diyor lar, netlen Beton Rı/a divorlar, ıle\ vus. Bana netlen Kaptan dıyorlar, ne den Melımet demiyor da, Mehmet Kaptan tlivorlaıV Âtlın yalnı/ Rıza o\ saytlı hoj kovabılırdin eimentovıı, anıa sen Belon'sun ulan, bcdasadan mı Belon'sun, luıyvan heriL. Beton Rıza hic aldırmiyor, sakiıı, gülümsüyor. Çckip gittiğınde hangi İ!>e atıldın.' Hit işte, öte beri işler baba, önenıi yok, önemi olaıı dönüp gelmem dcfiil mi? Çimento... Bu çimento işi yok mıı, daha doğdugumda şu alnıma yazılmış, ambara doğru bir göz atıyor torbaları patlatmaya koyuldular hanidir. İnip de bir bakmazsam toza boğulur gemin, öyle değil nıi baba? Tozdan göç açamazstn; Kaptan baba, söylesene, tleğil descne, Mehmet Kaptan hiç ses etmiyor yaa, doğru söze ne nedir, ne demişler, 'sükut ikrardan gelir', büyükler öyle denıiş, öyle ya, Beton boşaltmada mı, korkma, torbalar patlamaktan kurtulur, (ire vernıez çimento. Yalan mı süvari bey? Mehnıet Kaptan gülüyor. 1 ladi, diyor, git de bir göz at bakalım, Beton'un döndüğünü anlayalım. Geldiği yoldan Beton, gine geri dönüyor, merdivende yok oluyor gözlerdcn. Kinı bu Beton? Bu Beton, Beton Rıza! Doğdu doğab çimentoyla yoğrulmuş. Çimento rire veren bir yüktür, henı de çok. Bo şaltmada Beton yoksa, yırtılan torbalardan oluk gibi akar gider çimento. Bütün kıyı en azından bir karış, toza batar, ziyanlık. Ama Beton boşaltmaya katılırsa, bak, o zaman iş değişir, torbalar delinmekten kurtulur, boşaltmanın tadı gelir, düzen gelir, çimcntonıın huyıı düzelir. Neden Beton demişler? Mehmet Kaptan gülüyor. O da ayrı hikâye. Bu Beton, çimento işine ilk adım attığında müthiş yoksulmus. Ana baba yok bir çocuk kimscsiz. fnsanoğlu neden yoksun kaldıysa, ona hırslı olur ömrünce. Bu Beton da öyle işte. Çocukluğu açlıkla savaşmakla geçtiginden, iyi yemeğe hırslı. Çimentoda çalışmaya başlayınca, gemilerin aşçısıyla dostluk kurmuş, kuzinaya dadanmış. Bol yemek, yiyebileceği kadar. Gelgelelim, çimento tozunu bolca yutan, alışıncaya kadar, iştahından kesilir. Beton da öyle olmuş. Bütün çocukluğunca düşünü kurup durduğu bol yemek, önünde, ama istediği gibi yiyemiyor, içinde isteksizlik. Kaptan gülüyor Deli olur insan be, keçileri kaçırır. Beton iyi delirmemiş. Nevse, yavaş yavaş iştahı gelmiş yerine, Beton da yemeğe durmuş, Kaptan gülüyor derken, bu sefer de başka bir dert başgöstermiş. Ne yaparsın, çimento... Senin anlayacağın, dibi beton olmuş bu sefer de RJza'nın, çıkamıyor. Yemekle başı hcp dertte. Sanki inadına dcrsin. Korku dan yiyemiyor bu seler de, kendıni tutuyor, ne olur ne olmaz diye düsü nü]i. Ulan yesene ıliyenlere, 'bende bu dip varken' dermiş, 'zor yerim, bu seter de ılibim beton oldu be.' () gün bugün, adı Beton'ılur. Bırazdan torbaların delinmesi dunır görürsün. Fireyi yüzde kırk, yüzılc otuz kadar indirir. Büyücüdür Beton Rıza. Çimento hüyücüsü. Bana sorarsan, heykeli dikılecek bir adam, elıyle karşı kıyıları gösteriyor şu kar şıki kıyıya heykelıni dikmck gerek. Tıınçtan, mermerden değil, salt hetoıulan... • 812 NEJAT EBCİOĞLU İĞ Bahçe Süs Bitkileri Nejat Ebcioğlu, okurlara bitkileri tanıtıp sevdirmek, onları bitkilerin yararlan hakkında bilinçlendirmek yolundaki çabalannı sürdürüyor. Yazar, dizinin beşinci kitabı olan Bahçe Süs Bitkilerinöe, dikildiği yerde genellikle daha uzun süre kalan ve daha yüksek boylu olan çalı, ağaç, ağaççık ve benzeri bitkileri ele alıyor. Amatör bahçeciler yanında, peyzaj mimarları ve ziraat mühendislerine yardımcı olmanın da hedeflendiği kitapta, 150 bitkiye yer veriliyor. Bu bitkiler arasında, ülkemizde yetiştirilenler olduğu gibi, ülkemizde bulunmamakla birlikte doğamıza uygun oidukları için yetiştirilmeleri önerilenler de var. Salon ve Balkon Bitkileri Sağtığımızın Yapıtaşton Sebze ve Meyveier Sağltğımiz Içln Yararlı Bitkiler Biryıtlık v« Çokyıllık Bahçe Çiçekleri Remzi Kitabevi SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle