03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ABDAUN BİR GUNU diye başkanına yonclık olurdu. Taşralı kendi tercihıni bile zamanı geldiğinde taşranın dibine batırmayı iyi bilirdi. Çiğdem, bunu taşra kavramının taşraya dışarhklı olmasına bağlamakta. En çok eleştirilen belediye başkanının taşradan olup, el üstünde tutulan kaymakamın dışarıdan olması bu dışarhklı önermeyi doğrulamıyor mu? "Cumhuriyet'in imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle ideali, amorf bir ınsan ve mekan topluluğu karşısında naif bir gençlik ideali oîarak kalmıştır sanki" tespitini diyor Çiğdem. Bu idealin olması bile Cumhuriyet açısından hafife ahnacak bir durum değildir. Çünkü ortaçağ zihniyetinden kaynağını alan bir imparatorluktan yeni ve çağdaş bir Cumhuriyete sahip olmak bile Doğu toplumu olan bizlerin böyle bir şansh durumu, olduğunu göstermekte. Tanıi Bora'ya göre 'Istanbul'un. daha doğrusu Istanbul'un metropoliten çekirdeğlnin globalle$me performansına nispetle, Turkiye'nln gerl kalan tumünun taşralastığını söyleyebilirlz." yapılmış diğer çalışmalara da almtı ve atıf yoluyla yeterince yer verilmiş. Değışik alanlarda çalışmaları olan insanların kaleminden taşranın irdelenmesi esere, bu yönüyle alanında ilk olma özelliği kazandırmış. BİZİ ÇALIŞMAK KURTARIR' Yazımızı bağlamak için kitapta incelemesi yayımlanan Tuncay Birkan'ın şu yazdıklarının altını çizmek bize yardımcı olacağı gibi bu çalışmanın amacını da yansıtacağa benzer: "Taşrayı dönüştürmek yolunda önce insanları orada kalmaya ikna edebilmek, bunun için de her şeyden önce işsizlikle ve bulunabilecek işlerin niteliğiyle ilgili sorunlara çözümler önerebilmek şart. TAŞLAR YERİNE OTURUYOR Bu yeniden örgütlenmenin insana yaBu kitapla, taşraya dair kafalarda raşır ilkeler ışığında yapdabilmesi için olup da dağınık duran taşlar yerine yaratıcı (ve de iddialı, başka bir deyişle oturuyor. Çalışma bağlamında ne tür artık kültiir ve patriyorka sorunlarına taşlar nereye oturdu bir göz atalım : da hak ettiği igiyi göstererek) haritalar Öncelike yukarıda da belirttiğim gibi çıkarmak gerek. Çehov'un dediği gibi: taşrayı dışlamanın çözüm olmadığını, "Bizi ancak çalışmak kurtarır."Şu dutaşranın kendi halinden kaynaklanan rumda kanımca, insanımızın taşralı bir "mahremiyeti, masumiyeti ve mahkentli ayrımına girmeksizin; bunca sırumiyeti bulunduğunu," dıştan gelekıntıyla baş edebildiği için "övünmecek dayatmalarla değil de içeriden bir si", bu ekonomik sıkmtılardan ve ilişşeyler yaparak gelişimini tamamlayabikilerın düzeysizliğinden kıırtulması leceğini, kentli davranış sanılan çoğu için "çalışması" ve her şeyden daha şeyin aslında düpedüz taşralı olduğuçok birbirine güvenmesi gerekiyor. nu, aslında kentlerde taşradan daha Nuri Bilge Ceylan'ın objektıfine yaçok kaba saba hareketlerin meydana kalanan taşra kareleri de taşrayı izleyegeldiğini, "medeni vahşetin vahşi vicrek anlamaya çalışmamızda bizlere dan" karşısındaki duyarsızlığını, Cumyardımcı oluyor. Çekilen resimlerin huriyetin gelişim ve dışa açıkm yülanereye ait oldukları da dip not olarak rında taşranın nasıl kentleşmeye doğru belirtilseydi fena olmazdı, ama sanırım yol aldığını, ama aynı hızla nasıl geriye tstanbul dışındaki her yerin taşra oldoğru gittiğinin gösteren sürecin nasıl duğu bir ülkede nereye gitsek o gögeliştiğini öğrenme olanağı buldum. rüntüler her an gözümüzün önüne geÇalışmamn genelinde ortaya çıkan lebilir. başka bir yargım da şudur ki; taşrada Az kalsın unutuyordum. Bu kitap yaşayan herkes gerici, merkezde yaşatan öğrendiğim diğer şey de Adayan herkes de ilerici ve çağdaş düşünna'dan Istanbul'a geldikten sonra oracelere sahip değildir. Bu nedenle taşra da çektirdiğimiz resimleri abimin nesözünün adı bir söz meclisinde geçtiden yırttığının yanıtıydı. Yanıt kitapta ğinde yüzünü buruşturanların da bu gizli. Ama şu kadarını söyleyeyim ki; eseri okuduktan sonra farklı düşünceokuması için Montreal'deki abime de lere yöneleceklerine ya da bu sonrabu kitabı yollayacağım. Kim bilir, budan gelme önyargılarından kurtulanu yaparak onun îstanbul'da çektirdicaklarını düşünüyorum. ği resimleri de yırtmasına engel oluÜlkemizin şu an yaşadığı en büyük rum belki. Ne de olsa Montreal ile sıkıntı ekonomik. Ekonomonin dönüp karşılaştırıldığında Istanbul da bir taşdolaştığı yer de yüzde kırk beş tarım ra sayılır. Öyle değil mı!.. • nüfıısunun olduğu bir yerde taşra olu*Hukukçu,mngun@mynet com yor. Taşrayı irdcleyen Taşraya Bakmak kitabı birçok kavramın dayandığı taşTaşraya Bakmak, Tantl Bora,îleti}im ralılığı sorgulayarak bu alanda mevcut Istanbul 2005, 320 s. bir boşluğu dolduruyor. Bu alandaki KİTAP SAYI 812 'Abdalın Bir Günü', geleneksel edebiyat içeriklerıyle modern edebiyat biçimlerini buluşturan, çok katmanlı, deneysel bir roman. Sözlü anlatı geieneğinin modern bir üslupla harmanlandığı, geleneksel içeriklerın modern biçimlerle yeniden üretildiğı 'Abdalın Bir Günü'nde, Uzun, ünlü dengbej, Evdale Zeynıke'nin trajık yaşammı tek bir günde toplayarak, nesnel zamanı öznelleştirıp, bir günü tüm yaşamın özeti haline getirerek, ustalıkla betimliyor. "Mehmed Uzun'un romanları günümüzde yazılan en iyi romanlardır. Edebıyata yeni olanaklar getirmiş, birçok ülkede de bu romanlar çok sevilmiştir." YAŞAR KtMAL Mehmed Uzun, bir Kürt, dünyanın en büyükleri arasında yer alan bir yazar... Dılı olağanüstü sade ve yoğun, etkisinden kurtulmak olanaksız." OLAVEGIlAUNE.Norveç ABDALIN BİR GÜNÜ Mehmed Uzun Kürtçeden Çeviren: Selim Temo 198 sayfa Bütün Yapıtları > Roman YAYIMLANANLAR: RUMUN GÖKKUŞAĞI KÜLLERİNDEN DOĞAN DİLVE ROMAN TU (Kürtçe) SİYA EVÎNE (Kürtçe) C U M H U R İ Y E T SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle