Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Antonia S. Byatt'tan öyküler: Küçük Kara Hlkâyeler Kitabı' Kara<Hikâyeler * Kitabı UÇUK Tt ... Bedenin ve ruhun kara öyküleri zamanda ınsanın vahşı ve bılınmeyen ya banıl yanına, belkı de butun bunlarla bir lıkte bılınçaltına ıs,aret ediyor Ve "orman dakı Şey'le yuzles.meden ergınleme ta mamlanamayacağından, "kuçuk kızlar" buyuyup yetışkın kadınlar olduklarında, ergınlemeyı tamamlamak ıçın, hep aynı ve hep farklı olan ormana" gıdıp o "s,ey"Ie yu7İeşmek /orundalar Ve bedensel kadın lık anlamında ortak bir mırasa sahıp olan, ote yandan toplumsal cınsıyet anlamında farklı dııruş ve kımlıklerı olan kadınlar, aynı ergınlemeyı farklı yollarla ama aynı yerde yaşıyorlar Aynı şeyle farklı yollaı dan ama aynı yerde yuzles,ıvorlar Bu yuz le^menın sonunda kı^ının ne goreceğı ıse gerçek benlığı ortaya çıkarıyoı ergınleme tamamlanıyoı Bellek tamamına erıyor Aynı şekılde beden de BEDEN SANATI' tkıncı hıkâye olan "Betlen Sanatf'nda, sanat oğrencısı Daısy, Vıktorya donemıne aıt bir tıbbı araç geıeç koleksıvonundan paıçaları çalarak (kendı deyımıyle ' oclunç alarak "), gerçek beden parçalarından, Hınt'ın olum tanrıçası Kah'yı yaratıyor Kavanozlar ıçınde korunmuş cms cıns ce nınlcrın de kullanıldığı bu yontunıın hıkâ yeye adını verdığını dus.unuvorsanı/, acelc etmeyın derım Byatl hiçbıı şeyın gorun duğu kadar basıt olmadığını, tek bir kat manın geıçeğı anlatmaya asla yetmeyece ğını dıışunuyor "Beden Sanatı' nda hıkâ ye edılen yıne bir yanıyla kadın ve beden Zengın ve saygın bir )inekologla evsız barksi7, sıra dışı, sanat oğrencısı bir genç kız arasında geçcn bu oykude, tıp, kadın bedenındekı doğum ve olum, anne baba çocuk arasındakı o muamma ılısjkı one çı kıyor once Hastancnın korıdorlarında ınsan bedenının uzuv ve parçalan arasin da dola^tıkça mantığın ve gucun (ıktıda ıın) soğukluğu ıle sanatın yaratmanın, acının sıra dıs,ı oykusu çatışıyor ve ıç ıçe geçıyor Hasta bedenin teşhıs konan ve sağaltılan acısı ıle asla sağaltılamayacak olan acdardıı aslında karsj karşıya gelen t%te bu noktada Byatt, sanatın sozcukle rın ve O7nellığın otesınde, sevgıyle ıhtıya cin bırbırıne kaıışıp yaıattığı o 7alım ya şaın gucunu, yenı bir yas,am dunyaya getı rerek ergınles,en olum tanrıçasının o>ku sunu getırıyor karşımıza "Beden Sanatı" bir sevgının ba^langıcı na ışaret edıyorsa "Pembe Kurdele" so nuna daır so/ soyluyor Ln kaba tanımıy la, delılı^ın bir evın ıçıne kapadığı bırbı rıne mahkum ettığı ıkı ınsanı anlatıyor bu hıkâye James Ennıs'le Mado'nun (Al/he ımer hastalıgına yakalanan Irıs Mıır doch'la kocası |ohn Bayley'ın yaşamını akla getıren) bu tııylcr urperten oykusu şu soruları kaçınılmaz olarak getırıyor ınsa nın aklına Delılık belleğe ne yapar^ Hcm delırenm hem de onunla yaşamak, ona bakmak /orunda olan kışının belleğınc' Geçmış neresınde oturur o delılığın' Ta hayyul cdılemeyen gelecek neresınde otu 1 rur, ya hınç, kın ve ofker Ruyalar neresın de oturur^ Ve arzular oldurulebılır mı acaba, zorunluluklarla ya da herhangı bir şeyle'' Mado bir tur çocukluga ya da geçmışe donmuştur, James ona bakmaktadır Ama bu kapalı ve ıkı kı^ıhk hayatta fames açı sından artık sevgısulık, hatta karısından kurtulma ısteğı ağır basmaktadır Ama Byatt bızı yıne gerçeklığın farklı katman lan arasına sokup çıkarmaktan gerı dur maz Delırmış olan (ve geçmışı Ikıncı Dunya Savaşı'ndakı /ekâya da gonderme yapan bir sozcuk katmanıyla entelıjansıya faâlıyetlerıne uzanan) Mado mudur yal nızca? Bir gece vaktı eve ansızın gelıveren genç ve guzel Dıdo, James'ın gerçeklık duygusunu zedeler Tames'ın, eve gerçek ten gelmış olduğundan bir tııılu emın ola madığı, maddı kanıtlara rağmen emın ola madığı Dıdo, artık "yokluğun varlığı' olan karısı Mado kadar somtıt ve gerçek tır onun ıçın Dıdo'nun menşeıne daır, oy ku bıze tuhaf ıpuçları vcnr Fakat hıkâye Dıdo'nun etten kemıkten bir ınsan mı K İ T A P Gerçeği çok boyutlu algılıyor Byatt. Ve öykülerinde bunu, bizi serseme çevirecek denli iyi veriyor. Dili de araç ediyor bu dipsiz derinliğe. Dil, sözcükler, katman katman, kazdıkça kazılan, altından yepyeni anlamlar, yepyeni okumalar çıkan bir bilmece sanki. Düşüşün hızını arttırmakla kalmıyor, savrulduğumuz yönleri de değiştiriyor, şaşırtıyor. Kaybolmalarımız katmanlanıyor. Hırpalanmış, dağılmış gerçekliği algılamakta, anlamaktaki cesaretini dile de yansıtıyor. Onu da bozuyor, çarpıyor, çarpıtıyor, ama yine de anlamlı olan yeni bir gerçekliğin eşiğine bırakıyor bizi, vardığımız yer ne kadar mı gerçek? Ancak masal kadar! ~l ZarifeBİLİZ ngıltcre'nın onde gelen postmodernıst romanularından bın olarak bılıncn vc "Tutku" adıyla fılmı de çekılmış "Possesıon" romanıyla Booker Odulu almis, olan A S Byatt'ın son eserı Kuçuk Kara I Iıkâyeler Kitabı (Alkım Yayınevı, 2005, Çev Zarıfe Bılız), beş adet kiba ve "kara ' oykuden oluşan bir derleme "Postmodernıst" sıfatına karşın, Byatt'ı geleneksel ve çağdaş yazı nın kesıştığı onemlı noktaya yerleştıren s,ey, dılı buyuk bir ustalıkla hcm çok tasar ruflu hem çok katmanlı kullanımının ya nı sıra, Vıktorya donemı fante7ilerıyle ıç îçe soktuğu ıcalızmı ve naturalızmı çağımıza kusursuz bir şekılde taşıyor olması dır Ilk oyku, okuyanda buyulu perı masallarıyla karşı karşıya olduğu ızlenımı bıra SAYFA 10 I kan aynı /amanda da ınsanlığın sozlu ve yazılı masal geleneğının en kadım tema sıyla yuzleştıren bir metın Ormanda kay bolan ıkı kuçuk kız Dahası var "Or mandakı Şey"de, buyulu bir oımandd kaybolan bu ıkı kuçuk kız ınsanın ancak kâbuslarda gorebıleeeğı turdc korkunç bir yaratılda ("Şey"Ie) kar^ılaşıılar Aslın da hıçbır ş,eyın gerçek ya da doğa ııstu ol madığı, yalnızca bir sava^ (hangısı') nede nıyle çocukların şehırden tahlıye cdıldığı bu oykude alttan alta kars,ımi7a çıkan do ğaustu ve mıtık geçmışın modern dunyaya sı/ışı oykunun sadece bir yuzıı Dığer yumnde ıse gerçeğın doğası uzerıne bir duşunme, savaşın ve savas,ın yarattığı ka yıpların sılınmeyen ı/lerının ımgclerle do lu bir anlatımı, hatta kadınlık U7erıne do lambaçlı bir tcfekkur ve ınsanın travmayla baş etme yollarının çeşıtldığı de var, çun ku "Ormandakı Şey" yalnızca çocuklukta kalmayan, yetış,kınlığe ve sonrasına da uzanan, geçmışteki anının ("Şey "ın) gen gelı^ı ya da anımsanışıyla, kurulan hayat ların ılıntısı uzerınden de anlamlar ureten bir metın "Şey" bedbahtlığın ve zavallılığın somutlaşmıs, halı Yoluna çıkan her s,eyı yok ediyor Belkı savaş kesınlıkle olum Kor kuyu evcılle^tırmeye yarayan masal cana varlarıııın tersıne Byatt'ın "Şey"ı bu kor kuyu tckrar canlandırıyor, bılıncımıze çı karıyor Bir tesadufle(') yolumu?a çıkana dek taıkına vdrmadıgımı/ ama aslında hep orada olan "Şey" hayatımi7i kestığın de bir daha asla eskısi gıbı olmuyoruz ve belkı de kcndı ıçımı/ olan o ormandan ba^ka gıdecek yerımi7 kalmıyor, artık ka çamıyoru/ "Orman' bir metafor olarak duruyor kars,ımızda, belkı once tesadufen yolumu/un duştuğu, sonra farklı guzer gâhlaıı ızleyerek tekrar gıttığımtz, gıttığı mızde "Şey"ı buldıığumuz, bulamadığı mız Byatt'ın ılk ke7 Saraybosna'yla ılgılı yaz dığı "Dragon's Breath" oykusunde kul landığı bu "savaş kurdu", peşınde aynı za manda tavalar, tencereler, bula^ık sunger lerı gıbı evıçı nesnelerı de surukluyor Ve kahramanlarımız hıkâyenın gelışımınde, buyuyup bir kadın olduklarında §u soruyu sormaktan kaçamıyorlar "Pekıyaev nedır k P " Ev ıçı nesnelerden ve evden bahsetmek olur da, (hem cınsıyet hem de toplumsal cınsıyet anlamında) kadınlık 5 dıırumunu es geçmek olur m u Evet, oykunun bir başka katmanında karşımıza "bir ergınleme" oykusu çıkıyor Çocuk ve kadın olarak, çocuk bedenı mız ıle yetışkın kadın bedenımız arasında kadım bir "Şey" duruyor Ona sadece "Şey" dıyoruz çıınkıı bir canlı olarak ta nımlanması guç, yarı doğaya an, yarı ınsan yapısı artefaktlara, yarı gerçeğe aıt, yarı dusjerın, masalların dunyasına ve kadım, C) bir "Şey " ve "ormanda" Orman aynı C U M H U R İ Y E T SAYI 815