Katalog

da düşleriyle boğujup duruyor. Yoksa siz de bu roman için bellek yoklamasına mı gıriştınıZ'' Her roman bir bellek yoklamasıdır aynı zamanda. Ama burada geçmiş çok daha özel ve kiş.isel anlamlarla yüklü. Hem politik hem de bircysel geçmişim den fazlasıyla izler taşıyor Rika'nın Beyninde. • Romanda zaman gunümüz gıbt göZükse de yer yer 80 lı yıllara da gıdtliyor gıbi, yanılıyor muyum > Romandaki baskı atmosferi o yıllarda girdi belleklerimize. Dolayısıyla, böy le bir dönemi anlatmaya niyetlendiğınızde anılarınız kaçınılmaz olarak işe kariijiyor. Ancak, başka biçimler alsa da ikti darın ve çoğunluğun dışına düşen fıkirler üzerindeki baskı bugiin de yaşanıyor. Dolayısıyla, dün kadarbugün de var romanda, yarın da. Rtka'nın Beynınde'de, ayrıca "ıman nedir?" sorw;una cevap aranmaya çalışılıyor Ama dikkatimi çeken sorulartn fazlaca özgül olması, "Neydı ıman y Beynin içinde yuvalanmii, bir duygu ve düşünce bulutu mu?" (s 5H) Ne denıniz? Romandaki anlatıcı, akvaryumlara kapatılmış, bcyinlerle dolu, bir çeşit yaşayan ölüler mezarlığını andıran ikinci yaşam merkezinin koridorlarında dolaşırkcn düşünüyor bunıı. En yakın arka daşı Deno'nun bcynine bakıp, onun, kendisinin ve genel anlamda insanın ne olduğunu yeniden sorguluyor. 'Ruhunun ORTAK PAYDA ve gövdcsinin toplamı mı? Yoksa, çevresi, yakınları, dostları, düşmanlarıyla bir Terapi'den söz açmısken nullarımın likte oluşturduğu butün o bitnıek bil"astndan "ben: de sor" diycnler var1 lzın mez karga^a mı?' diye akıl yürutüyor. ?rtn bırkaçınt yörıelteyım Terapi'nin r/a yerinde "bepımız maymunuz aslında" 'Deno'dan geriye kalan bu şey bir insan 1 •maunı veren bir rüya görüyor kahra olarak kabııl edilcbilir miydir ' diye soruyor kendisine. Çevresinden yalıtılıp, tan/anlatıa ve bunun kendıst için önernkendi içine hapsedilen çağdaş insan adıbir değiiiklık oldug'utıu diiiünüyor na da sormus, oluyor bu soruyu. Tıpkı 'ıllardır bu türde konulur lartışıltr ulkemerkezi sistemin sağladığı sıvıyla beslelizde; hatta dünyada! Sızın çıkış noktanen ve çevresindeki hiçbir şeyi algılayaız neydı? mayan beyinler gibi, yakın çevremize Orada 'hepimiz insanız aslında' anla duyduğumuz ılgiyi medyanın sıınduğu unda bir çağrışım var. Terapistlerin, yapay yaşantılar lehine daraltmıyor muarşılarına hasta olarak gelcn kişiyle arayuz biz de? TV dizileri, yarışmalar, gömna keskin bir sınır çekmelerine, insazetleme evlcri, futbol tartışmaları vb. koıi paylaşımın yerine soğuk ve teknik bir nulara yoğunlaştırdığımız cnerjiyi, ya aklaşım getirmelerine göndcrme yapıkınlarımıza verilecek ilgiden çalmıyor or, kahramanımız, rüyasında terapisti mııyuz? ılan kadın bu sözii söylediğinde bir raıatlama hissediyor ve içindeki üzüntü TANRININ VARLIĞL. niyük bir sevince dönüşüyor. Dolayısıya, yanlış anlamadıysam ima ettiğiniz an Sattr aralarında tannmn varlığ: da amda evrim kuramıyla değil, insan oltartışma konusu oluyor... nanın sağladığı ortak paydayla ilgiliydi Tanrının varlığından çok, hiçbir dine inanmayan birisinin de larklı biçimde ) söz. Dünyaya duyulan 'nefret' ile karştla$ı bir Tann inancına sahip olabileceği, ona göre davranabileceği söz konusu ediliioruz aynı zamanda! Biraz aamasız davyor burada. Pepko, bulunduğu dıırum•anmamış mısımz? dan kurtulma umudu belirdiğinde, 'Ne Terapi'deki kahramanın bulunduğu olur, ne olur bu gerçek olsun' diye yineıoktada, acımasız olan hayat aslında. leyip duruyor içinden. 'Dua etmek gibi [ienç karısını sürekli döven sarhoş bir bir şeydi bu' diyor. Şöyle devam ediyor r>aba, kocasından başka herkesle yatan sonra: "Bütün kalbimle istiyor, duygulabir anne, fizik şiddetten cinsel tacize kartmı canımı yakacak kadar yoğunlaştırıp dar uzanan çocukluk yaşantıları. Böyle yeniden istiyordum. Bir tanrının varlığıbir geçmişin yükünii taşıyan, depresyonna inanmadan da dua edebiliyor insan. lar ve ruhsal karmaşalar içinde yuvarlaYalnızca, hedefi açıkça belirlenmemis, nan bir genç kızın dünyaya karşı nefretle oluyor. Hatta o bile gizlice belirleniyor dolu olması beklenmedik bir durum debelki. Yüzüniizü bir boşluğa dönerek ğil bence. Tüm bunlara karşın, yine de yakarıyorsunuz. Boşjuk tanrısına dua etısrarla iyiliği yakalamaya, ona sığınmaya, mek de denilebilir buna. Belki daha az başka birisi olmaya çalışıyor. insansı bir tann bu. Ama daha giiçsüz, Yeni romanınıza dönelım tekrhr... daha iyi, daha şu ya da bu olduğu yöKomanın mekânı Türkiye gibı gözükününde hiçbir kanıt yok ortada." yor! Ama kahramanlanmzm isimleri yabancı; Müfettiş Terotel, Derealo v.b ' Ne Son soru olsun; her yıl bir romanı den? okurla bulusturduğunuza göre, yenı bir çaltşmaya da baslamtssmtzdtr? Ne var sı Fantaslik kurgunun sağladığı bir rada? avantaj bu. Olayları belirli bir coğrafyaya vc tarihe bağlamadan, evrcnsel düz Henüz yazmaya başlamadığım iki lemdo alma olanagı buluyorsunuz. Anlaroman projesi var aklımda. Yine fantastılanlar herhangi bir ycrde ve zamanda tik öğeler kullanmayı düşündüğüm, yine yaşanmış ya da yaşanacak olabilir. en iyi bildiğim konuların izinı sürcn Onemli olan insanın vc insan uygarlığıromanlar bunlar. 1 langisine başnın böyle bir potansiyel taşıyor olması. layacağıma karar vcrmedim henüz. Dolayısıyla, ycrel olanın öresine geçiyor Keyıflı söyleşi için teşekkürler anlatılanlar. Bu arada, verdiğiniz isimle Ben teşekkür ederim. • re, temsil ettikleri kişilerin ve yerlerin * [email protected] özelliklerine uygıın bazı scs ve anlam (,ağrışımları da katılıyor. Rika'nın Beyninde/ Levent Mete/ Can Anlatıcınız Derealo uykuya daldığın Yaytnları/ 206 i. U M H U R İ Y E T K İ T A P ılar yazmıştım. Dolayısıyla, beni hem ıemelerimde hem de romanlarımda konıılan ele almaya yönelten daha ıel bir duruştan söz edilebilir. İnsan ruhunun yer deg'iştirmesı olakları uzerıne kuruluyor roman. Sanki na benzer hır durumla 'Terapi'de karştmıştık, clcgil mi? örada da kahramam: geçici anne ve bahaunın ruhlarımn ne gtnyordu... Evet, Terapi'nin kahramanı olan ııç kız da, kendisini terapistlerinin yeıe koyııyor, giderek onlara dönüştüğü, bu kişilcrin içine gerçekten girdiğine tnmaya başlıyordu. Aynı tema, 2000 ında yazmış, olduğum, ilk romanım «ı 'Aşk Romanları Yazan Adam'da da rdı. Bir yazarın kendisini bir başkasın içinde hissedip, dünyayi onun gönden görerek roman yazma süreci anılıyordu. Bu noktada, romancının ve rapistin yaptıklan aynı şey aslında. .•ndisini bir başkasının yerine koyııp, ınyaya onun göziinden bakabildiği anda başarılı olııyor ikisi de. Daha ge• bakarsanız, kendimizi başkalarının 1 •rine koyabildiğimiz oranda anlayabili >rıız onları. Varoluşumuzun sınırlarını ıcak bu yolla genişletebiliyoruz. Dolasıyla, çok temel bir konu bu. Dar göışlülüğün, sabit tikirliliğin en öncmli ıcı. Ben, edebiyatın insana süz konusu anağı sunan en büyük güç olduğuna lanıyorum. AYFER TUNÇ YENİDEN YAZDIĞI İLK KİTABIYLA I AYFER TUNÇ KAPAK KIZI VE TÜM KİTAPLARIYLA l'DA SAYI 786 SAYFA 5