20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kı bulduğunu sanıp kişilikleriyle birlikte aşkı örseleyen insanlar içın kullandım. Yalnızca aşk değil tabii; eksik yaşanıp bastırılarak geçiştirilmiş kırık kırpık duygular da var. Bu duygular güniin birinde ortaya çıkınca acınası, gülünesi bir dolu şey yaşanıyor. Içeride kala kala yabancılaştıklarından, bırer patlayıcı madde gibi taşınmaya başlamışlar. Bu kişilerin, pimi ne zaman ve nerede çekeceklen belli olmadığından öyküde bir gerilimi de hep ayakta tutuyorlar. Onlart sürükleyıp hır trajedının kavşağına gettren de daha çok cınsel takıntıları, öyle değıl mı? Ashnda hayadarının her dönemıni, bütün ilişkilerini etkileyen en biiyük sorun da bu. Birçoğuna cinsellik bir utanç olarak belletildiğinden, ilk gençlilderini bedenlerini tanımadan yaşamışlar. Bu uzaldık bir süre sonra bir kaygıya, sonra da bir korkuya dönüşmüş. Örta yaşlarda bununla ilgili bir sorunla karşılaştıklarında verdikleri sınavın bedeli de çok ağır oluyor dolayısıyla. Bu karşılaşmalara tanık olduğumda bir yazar olarak ben bile şaşırıp kalıyorum. KUTÜPHANE VE İNSAN BELLEĞI Sız bir özel okul kütüphanen sorumlusu olarak kütüphane ve insan belleğı konusunda neler söylersımz? Kütüphanem, insanı her gün biraz daha eksilten bu yaşamdan kaçıp sığındığım tapınağım gibidir. Bilge bir sessizliğin güven duyduğum kalabalığı içindeyim orada. Insanın tarihi, insan belleğinin yazıya geçiriliş tarihiyle başlamıştır. Kütüphane insan belleğini ölümsüz kılan, çeşith' kültürleri birbirine aktararak çoğaltan bır bilgi kalıtıdır. Çağımızda yeni bir tanrı doğdu: Internet. Ama kütüphanenin o büyülü havasını, yıllanmış kitapların kokusunu duymak için de olsa kütüphanelerin yeri doldurulamaz. Öykü tammına gittıgımızde yazarlartn farklı yaklaşımlartm görüyoruz. Sızin öykü tanımıntz? Öykü, ne söylediğinden çok, 'Neleri söylemek istiyor acaba,' diye okura bir soru sordurduğu vakit öykü oluyor. Öykü, boyundan büyük bir gerçeği içine sindirerek verdiği için de insanın içini ona çaktırmadan acıtıyor. O ağırbaşlı duruşuyla yaşam serüvenimizde kınlmalara neden olan biricik yazınsal türdür diyebilirim kendi adima.B Özgen Seçkin'den "Yaşadığımız Kimi Saatler1 Çağına tanıklık eden Özgen Seçkin'in şiirleri bilinçli ve adil bir dünyanın özlemini taşıyor. Dünyaya açılım, yaşamı algılama ve yeniden yaratma gibi bir yöntemin içinde gelişmiş. Dişın içe yansımasıyla yürekte kopan dramatik bir fırtına bir ırmak akışı halinde dizelere dökülmektedir. Olay ve olguların gerçeğinden aldığı özü lirizmle sıvayarak duygu ve bilinç atmosferiyle sarmalamıştır. n M. Cüner DEMİRAY •• gerçekçi bir ses getiriyor bize. Soluğu, geniş nalk yığınlanndan esinlendiği için daha bir güçlü çıkıyor. Onun şiir ocağı, etkili gür bir ocak çağa yansıyan. Yumuşak fakat tepkili ımgeler şiirlerinin belkemiğini oluşturuyor. Aynca bu imgelerin düşünsel bir rengi de var. Şiirlerinde biçimsel öğeleri gözardı etmemiş. Öz ve biçim dengesini ustalıkla kurmuş. Şiirin işlevselliğini kendi dünya görüşüne uyumlu kılmış. Uyak kaygısı yok, özgür dizeler anlam ağırlıklı olarak ve şiirsel yapısını koruyarak oluşturulmuş. Yine dizeler söz sanadanyla bütünleşmiş, canlandırma, kişileştirme şiirsel estetiği belirgin bir düzeye getirmiş. Özgen Seçkin yaşamı savunur genelde. Yaşamın damarlanna girer, gerçekleri dillendirir iyi bir yaşam adına. kavrulmuş un gibi savruldum kendi fırınımda uçurulmalar sürüklendim, oysa bir bildiğim yoktu bitimsiz yangınlara gömüldü bilincim sancımı yendim usulca doğuran bir ceylan gibi (s.9) îçinin gök gürlemesi bilincin keskin çığlığını çağınr. Bu, yaşamın gerçeklerden yeşeren sesidir. Ölünüyor darağacı şafakta Dmekler yürek olmuş can damlıyor dışarda Gel diyorum tut sesin yelesinden Yitirmiş düzenini san taylar dışarda (s.14) Anadolu bayrak gibi içinde dalgalanır, ülküsünü nakışlar. Türkçe ışık ışık panldar bilincinde. Ülkümü nakışlayan bir Anadolu ve Türkçe'm düşüncenin ışık hızı baba ishaklardan pir sultanlardan bu yana sürekli taze (s.46) Yurdumuz ki hâlâ sürüyor sömürgenle savaşı. Bu durum unutulmaz sancımızdır. Emperyalizm yeni dünya düzensizliğinde yeryüzünün dört bucağında, özelfikle Irak'ta uluslararası hukuku hiçe sayarak, doğayı yok ederek toplu kıyımlar yapıyor, halklan tutsak etmek istiyor. Elbette şairin görevi bu acıyı dillendirmek, insanlığın büincine yerleştirmektir. hangi dıli, hangi emeği harcamışsa batı bir büyük tufan girmiş atmosferime uygarlık kusulmuş "vietnam kıyılarında" ortadoğu'da bir kız çocuğu dokuz yaşında oğlan doğurmuş siperler için onu dönencelerinde anyorum her iklimin sevgi fısıldasın, dosduklar dönüşsün diyedir kıpır kıpır bir güneşe vuruşum ona ulaşıyorum belki tutamıyorum neruda oluyor gölgeler titrek ışıklar lorca "durgun akardı don"da "ince memet"te anyorum izini geleceğimin bu yüzden hep yenilmişliğin adıyım ben bensiz yenen de görülmemiş (s.49) Bir gece inmiş yeryüzüne. Değişim yok, başkalaşım var. Ufukta mavi bir gelecek görülmüyor şimdilik. külleri eşeleme şair aşkın ateşi tütmüyor zaman keçiye bürünmüş insan tilkiye (s.55) gidelim ne kalmış burada sevgi yoğrulacak bir toprak da yok (s.56) Eskimeyen bir güneş kaldı tutunduğumuz söz geri döndü dört mevsim uluslarda sevr başladı ilk hızıyla ve değişti her şey birden zamane marksisder türedi yüreği kemiren ağaçkakanlar... ve güncel kemalisder (s.66) Yaşamın bir kişiliği olmalı. Halkın karanlığına ışık olmalı. Sevda yuva yapmalı yüreklere. Nar çadamalı yaşama sevincinden. "ilk kez öpülen bir kızın yüzü gibi olmalı hayat". Hiç belli olmaz, şafak birden inebilir yeryüzüne. Kurtuluşun gülü açabilir. Mudu yaşamın güneşine dokunabiliriz bir gün. menekşe ve çocuk aşk ve hayat adına bir gün daha istiyorum hiçbir şey bitmedi daha diyebilmek için O •Kafamda blröykünün temellnl, çatısını, duvatiannı olusturacak malzemeyle dolaşmanın tedirglnliği ve sabırsızlığıyia geçlmsiz birl olup çıkanm. Birlikte olduğum Insanlann da huzurunu kaçırdığım İçin böyle zamanlarda yalnız kalmayı terclh ederim..." diyor Zafer Doruk. zgen Seçkin'in "Yaşadığımız Kimi Saader" adlı şiir kitabı elimde. Hemen hemen rümü de şairinin soyadı gibi seçkin şiirler. Şundan da belli ki Ş. Avni Ölez birincilik ödülü alrruş bu şiirler. Bu ürünler bilinçli ve adil bir dünyanın özlemini taşıyor. Dünyaya açılım, vaşamı algılama ve yeniden yaratma gibi bir yöntemin içinde gelişmiş. Dışın içe yansımasıyla yürekte kopan dramatik bir fırtına bir ırmak akışı halinde dizelere dökülmektedir. Olay ve olgulann gerçeğinden aldığı özü lirizmle sıvayarak duygu ve bilinç atmosferiyle sarmalamıştır. Birey, toplum ve şair üçgeninde yaşamı sorgulayan bir iç çevrintiyi sezmemek olanaksız. Politik tavn açıktır şairin. Sözcüklerin ve imgelerin çağnşımsal ağında bu tavır bizi derinden sarıyor. İnsan olmak savaşımıdır onunki. Insanlığımızı şiirlerinde tartar. Yeryüzünün bu evresinde bir büyük boşluğun, bir kaosun içinde buluruz kendimizi. Acılann ve gelecek günlerin sevinç sarmalında dolaşırız bir zaman. Batı kaynaldı çağ cinayetlerinin hüznünü duyarak. Seçkin'in şiirleri her şeyı apaçık söylemez; şiirsel imgelerin penceresinden bakar yaşama. Hermetik de değildir. Onları okurken çağnşım ve sezgiye dayanarak çözümlemeler yapmak zorundayız. Tülü çekip ışığa ulaşmak için yeniden yeniden okumalıyız bunları. TOPLUMCUCERÇEKÇİ SES Özgen Seçkin, şiirinin önyapısını ön planda rutuyor. Mesaj veren toplumcu (s.95) Şiiri tatmak, bilgece dizelerin ışığinda mudanmak için okumahyız "Yaşadığımız Kimi Saader" yapıtını. Yüreğimizin yeşerdiğini, insan olarak arayışımızın bilince crdiğini duyumsayacağız, önümüze yeni bir şiirsel köprü kurulacak yeni bir dünyanın aydınlığına giden.» Yaşadığımız Kimi Saader/ Özgen Seçktn/ Damar Yaytnlan/ 2004. SAYFA 11 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 758
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle