Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
çağdaş yayımcılığın yüzünü güldüren yeni yayınevleri kuruluyor. Eski yayımcılar çalışma koşullarını yenidep düzenliyor. Kendini kurtaran yazarlar çoğalıyor. Yazarlığın kurtulması, unutulmuşluğa bırakılan gerçek yazarların öne geçmesi, yazarlığın onurlu bir meslek haline getirilmesi umudunu koruyorum. azarlarla yayımcılar ne kadar uyumlu çalışırsa bir yapıtın oluşması o kadar kusursuz olur. Yazarın özgü çalışmasıyla yayımcının çok yönlü çalışması, aynı tartıda ölçülemeyen bir bütündür. Bir eldivenin içiyle dışı gibi demck belki daha doğru. Tutarh yayımcılıkta bir "yayın siyaseti" oluşturmak, buna göre bir takım çalışması düzenlemek gerekecektir. "Picus" dergisi "kayıt dışı yayımcılık"ta yayınevlerinin görüşüne yer verirken; düzenini kurmıış olan, gelişme gösteren nice yayınevinin mutfak çalışmalarını da öğrenmiş olduk (Picus, Kültür Sanat vc Edebıyat Dergisi, Korsan Tartışmasında Söz Yayınevleri ve Yazarlarda, Mart 2004). Soruşturmayı düzenleyen Gülenay Börekçi bir kitabın oluşmasındaki koşulların değerlendirilmesini, korsan kitabın yayılmasında yayınevlerinin durumuyla ilgili sorunların tartışılmasını istiyor. Epsilon'dan Ömer Yenici, Metis'ten Semih Sökmen, Timaş'tan Osman Nuri Öztiirk, Everest'ten Faruk Bayrak, Ayrıntı'dan Ömer Faruk Farsakoğlu, tş Bankası Kültür'den Mürşit Balabanlılar, Parantez'den Metin Celal'in görüşlerine yer veren dergi, yayımcılık sorunlarına nesnel açıdan bakmaya çalışıyor. Metis Yayınlan adına görüşlerini açıklayan Semih Sökmen, kimi yayınevlerinin çok satan yazarlan olduğunu, korsan yayınlarla bu satışlann geriletüdiğini anımsatarak, yayımcılann, buradan gelen kazancı az satan düzeyli kitaplara aktardığını, böylece yayımcılıkta denge kurmaya çalıştıklannı belirtiyor. Korsan yayınlann önlenemeyişi yüzünden bu yayın siyasetini uygulamanın zorlaştığını anlatıyor. EDtSAM Başkanı olan Metin Celal, Parantez Yayınlan'nın sorumlusu olarak Türkiye Yayımcılar Birliği'nin genel sekreterliğini de yürütüyor. EDÎSAM (Edebiyat ve Ilim Eserleri Sahipleri Meslek Kuruluşu), BESAM ile tLESAM gibi yazarların hakkını arayan bir örgüt. Mustafa Şerif onaran Dergilerde Yazarlar ile yayımcılar Ancak içinde yayımcıları da barındıran karma bir yapısı var. Bu durum, aynı kuruluştaki yazarlarla yayımcı arasında sorun çıkarsa çözüm arayışını zorlaştırabilir. Ama korsan yayınla işbirliği içinde olmak, daha etkili sonuca varılmasını kolaylaştırabilir. Metin Celal, düzeyli bir yönetici, bir örgüt insanı olmanın ötesinde, Erdal Oz gibi, yazar kimliğiyle tanınıyor. Bir yayuncı olarak da kişıliğine daha çok güven duyuluyor. Parantez Yayınları adına "Picus" dergisine görüşlerini aktanrken yayımcılık kesiminde korsan paymın yüzde 60'lara ulaştığını belirtiyor. "500 trilyonluk cirodan 300 trilyon çaldıklarmı ve bu paranın sadece yayıncılann değÜ, yazarların, çevirmenlerin, kitapçılann, yaymevi çalışanlannın ve bizzat devletin dolayısıyla vergisini ödeyen halkın cebinden çalındığını anlatmak da faydasız" demek gereğini duyuyor. Metin Celal telif haklanyla ilgili yasanın iyileştirilmesi için değişik evrelerde yapılan değişiklikJeri yalondan izleyen, iyi bilen bir ozandır. Onu umutsuzluğa düşüren, getirilen önlemlerin kâğıt üzerinde kalması, yasanın yeterince uygulanamaması olabilir. Doğrusu yazarlara da, yayımcılara da kaygı veren bir umutsuzluktur bu! "BANDROL" ÇÖZÜM OLABİLİR Mi? Yasa değişiklikleri yapılırken "bandrol" uygulamasmın korsanla savaşımda etkili yöntemlerden biri olacağı saptandı. Kimi yayımcılar buna karşı çıktı. Hem kitabın oluşmasına ek bir yük getireceği, hem uygulamada sorunlar çıkacağı kaygılarını taşıyorlardı. Korsan yaymların yayımcılık kesimini korkutan boyutlan karşısında bu kaygılar sorun olmaktan çıktı. Korsan yayınlan denetlemenin ötesinde, "kaçak yayın" suçlamalanndan yayımcılan koruyan bir yöntem olarak benimsendi. Gene de "bandrol" uygulamasını yararsız bulan yayımcılar var Bir zamanlar Türkiye Yayımcılar Birliği Başkanlığını yapan bir yayımcı bile yargılanma sonucu ceza aldığına göre, kayıt dışı yayımcılıktan yarar uman kimi yayıncılar haksız kazançlarının engelleneceğinden kaygı mı duyuyorlar? Yayımcılık kesimindeki yüzde 60İara varan korsan payından geriye kalan yüzde 40 içinde "kaçak yayın"ın payı nedir? Yurdumuzdaki kültür düzeyini geliştiren yayım kesimini kayıt dışı yayımcılık kuşkulanndan kurtaracak önlemlerin alınması, yazarların daha geniş olanaklar kazanmasına da yarayacaktır. Bandrol uygulaması yeterli çözüm müdür? Kayıt dışı yayımcılığın kamu suçu sayılması, örgütlü bir suç, örgütlü bir suç olarak nitelenmesi yanında bandrol zorunluluğu aynntı olarak kalabilir. Üstelik aklımıza takılan sorular da var: Yayımcılık kesiminin yüzde 60'ını ele geçiren kayıt dışı saldırganlığın, bandrol uygulamasını yozlaştırmak için ne türlü girişimlerde bulunacağı kestirilemez. Benzerleri çıkanlarak, yanlışları kullarularak, tezgâhlardan kitapçılara taşınarak bandrol denetimini uygulanamaz hale sokan, üstelik dürüst yayımcılan da kuşku altına alan yeni bir dönem mi başlayacaktır? Yasa ne denli kusursuz, yaptınmlar ne kadar ağır olursa olsun, yasadışı çalışanlar bir punduna getirip yasayı delmeye, çıkarlannı korumaya çalışacaklardır. YAYIMCILIKTA YENİ DÖNEM Yazarın ya da yazar kuruluşunun yakınması gerekmeden, kamu suçu sayılacak korsan yayın Y ları, devlet güçlerinin girişimiyle önleyecek yeni bir dönem başlıyor. Bu uygulama başarılı olursa, yayımcılar, daha uygun çalışma olanakları bulacak. Artık korsan yayınlara destek oluyor diye, ucuz kıtap almak isteyen yoksul öğrenciler, geçimini zor sağlayan insanlar suçlanmayacak. Basımevleriyle, dağıtım aglarıyla, denetim düzenekleriyle güçlü bir örgüt oluşturan korsan yayımcılar, örgütlü suç kapsamı içinde izlenecek. Korsan yayın il denetleme kurullarına da gerek kalmayacak. Dolayısıyla o kurullarda yer alan yazar örgütü görevlilerine gözdağı verilemeyecek. Gene de lyimser olmaya zorlanıyor insan. Yasanın çıkarılması yetmez, titiz bir uygulama gerekir. Kaldı ki kayıt dışı kazancın tadını alanlar akıl almaz yeni yöntemler geliştirecektir. Belki de kayıt dışılık biçim değiştirecektir. Ekonomisi kayıt dışılığa dayanacak kadar bozulmuş bir toplumda enflasyonun geriliyor görünmesi tuhaf bir çelişkidir. Bu çelişki, yayımcılar arasındaki savaşımı kızıştıracaktır. Arkasında anamal desteği olan yayımcılar iş çarkının dönmesi için daha çok kazanç elde etmek zorunda İcalacaktır. Yayınevleri arasında yazar geçişleri hızlanacaktır. Çok satma yarışı yüzünden edebiyatın düzeyi düşecektir. Üstelik tanmm yöntemleri giderek yozlaşacak, temelsiz suçlamalar yayımcıları birbirine düşürecektir. Her ne kadar Kürşat Başar tanıtım yöntemlerini yadırgamıyor, "Orhan Pamuk, herhalde en az bir yüını verdiği bir kitap yazdıktan sonra ısterse boynuna bir davul asıp Beyoglu'nda dolaşarak kitabını duyurabilir" diyor ama, Mahmutpaşa'da işporta malı satar gibi çığırtkanlık yapmak bir yazara yakışmaz (Picus, "Uzak Fotoğraflar, "Çok Satanlar, Çok Kızanlar", Mart 2004). Dahası, çok satan kitap listelerinin yayımlanmasında bile yazarlık töresiyle bağdaşmayan, küçük düşürücü bir anlam sezilebilir. Yazarlık töresi hekimlik töresine yakın durmalıdır. Bir başka çelişki de; derinde kırgınlıklar, haksız kazanma tutkusu varken; yüzeyde yapay dostluklarla, yapıştırma gülücüklerle; onurluymuş, dürüstmüş gibi görünümler öne geçecektir. Çağdaş yayımcılığın yüzünü güldüren yeni yayınevleri kuruluyor. Eski yayımcılar çalışma koşullannı yeniden düzenliyor. Kendini kurtaran yazarlar çoğalıyor. Yazarlığın kurtulması, unutulmuşluğa bırakılan gerçek yazarlann öne geçmesi, yazarlığın onurlu bir meslek haline getirilmesi umudunu koruyorum. Kendınizin uzağında durup oyun içinde oyun dönmesine üzgün bir gülümsemeyle baksanız bile, iyimser olmanın kime ne yaran var?* Bu savfayta lletlslm kuraMlmenlz I0n derglteflnlzl ve kltaplannızı aşağıdakl adrese gönderlrsenlz memnun oluruz. Mustafa serlf ONARAN HattnkOr SRnl JD. Solak ROc t m: msm m « naı s « K İ T A P SAYI 741 SAYFA 20 C U M H U R İ Y E T