Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Özdemir Asaf şiirine bir bakış Uuş gerçegı En büyük dayım doksan dokuz yaşında Dedem altmtş beş yaşında ölmüş Kadınlar soyadlarım aldılar kocalarından Bizler de ayrt ayrt adlar aldık otuz beş'te. lannın yanı sıra nesneye, yere ve zamana göre aldığı biçimler yine karşıtlıklar içinde ancak biribirini tamamlar biçimde ortaya konur. Bu şiirleri de çelişmeli, oyunlu bir düzcn içindedir. Tüm şiirler başlıklarından içeriklerine şaşırtmacalı bir kurgu içindedir: ÜLTRA Bir kelımeye Bin anlam yükledigim zaman Sana sesleneceğim. Şiirde II. Yeni akımınm rüzgârı eserken o 1957'de "Bir Kapı Önünde" yi yayımlar. Artık kendi rüzgârının peşinden gider şair. Olup bitenden etkilense de yönünü değiştirmez. "ldeal" bir dünya bulamamanın hüznü, insan ilişkilerinde yaşadığı düş kırıklığı ardı sıra gelen yalnızlığı kendine özgü imgelerle anlatır. Bunlardan biri de "bahçe"dir: BAKI Kendi bahçesinde dal olamayan bıri Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor. Yalan üstüne kurulu bir dünyanın farkındalığı şiirinin içeriğini de belirler: YALAN llkin yalan söylemesini öğrendim Sonra yalan söylemesini ögrendim Dtşımda ne oluyorsa, içimde ne varsa Söylemesini öğrendim. Dönemin önemli kültür merkezleri olan Halkevleri'nde gerçekleştirilen "Edebiyat Matineleri"nin de en renkli simalarından biridir Özdemir Asaf. Teatral tavırlarıyla matinelcrin en parlak yıldızıdır. O günleri şöyle anar Oktay Akbal: EDEBİYAT MATİNELERİ "Evet, matineler, edebiyat matineleri! ... 1950'lerin sonlarına do|*ru tutkulu bir akmıdı bu toplantılar. Liselerde, takültelerde, tiyatrolarda, yurdıın her yanmda... Giderek bir matineçiler takımı oluştu. Matine kralları! Özdemir Asaf bu "KraF'lardan biriydi. Sesi, duruşu, dizeleri ile etkiliydi çok. "Lavinia" şiiri, "Alfa" şiiri bu matine günlerinin yıldızlı dizeleridir. Bir gün bir okulda tam şiirine başlayacakkcn bir genç kız kalktı yerinden, kapıya yöneldi. Özdemir "Sana gitme demiyorum" diyebağırdı mikrofondan. Kız durakladı. Hemen oturdu oracığa. "Sana gitme demeyeceğimAma gitme Lavinia" dedi Özdemir ardından... Lavinia kimdi?Belki belirli bir kişi. Bclki tüm sevilenler, özlenenler..." (2) O hepimizin onunla özdeşleştirdiğimiz şiiri "Lavinia" da "Sen Sen Sen" adlı kitabındadır. Yıllarca tartışmalara neden olan "Lavinia"nın kimliğini önce Mücap Ofluoğlu'nun "Bir Avııç Alkış" adlı kitabından en son da "Lavinia"nın en yakın arkadaşı Melda Kaptana'nın anı derlemesinden öğreniriz: " (...) O apartmanda tanıdım o güzel insan, dostum Mevhibe'yi. Güzel, güzelJiğinden öte sıcacık bir dosttur Mevhibe Beyat. Özdemir Asaf gibi bir şairin "Oldürmekten daha beter anlıyorsun " diye ölümsüzleştirdifiiMevhibe. Lavinya." (3) İnsan ilişkilerinin ya da senben karmaşasının serüveni bütiin bir yaşama ııstaca yansır onun şiirinde. Aşkı sevgiyi bayağılıktan uzak K İ T A P Bugün yaşamış olsaydı 80 yaşında olacaktı. Batı'daki "aforizma" örneklerinin bizdeki karşılığını oluşturmuş olduğunu düşündüğümüz şair; Batı şiirinin olanaklarını kimi kez geleneksel şiir biçimleriyle de bütünleştirerek kendine özgü bir dil kurgusuyla unutulmaz dizeler halinde bize sunar. Onu her yeni okuyuşumuzda taşıdığı bu felsefi derinliği algılarız. Zamanın şaşmaz kantarı onun hak ettiği değeri verecektir. 1 PınarEKlNCl ir şair gibi yaşadı. Fransa'nın 19. yüzyıl sonu şairlerinin yaşamından bir parçayı yaşar gibi. Basımevindeyken de şairdi. lçkili Iokanta işletirken de... Bir parti gazetesinde gündelik yazılar yazarken de. Kitabevlcri açıp kapatırken de... şairdi. Bana sorarsanız "şair kimdir, nasıl bir şeydir diye. Size Özdemir Asaf'ı gösteririm. " (1) Yepyeni, cıvıl cıvıl, ışıl ışıl baskıları ile Özdemir Asaf şiirleri yeniden bizimle. tş Bankası Kültür Yayınları arasından çıkan bu şiir kitapları ilk basımları göz önünde tutıılarak, aslına uygun bir biçimde yeniden okuyucusuyla buluştu. Cumhuriyetle yaşıt bir şair Özdemir Asaf. Mülkiyc Müfettişi olan babası Mehmct Asaf Bey Şurâyı Devlet'in kurulması aşamasında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ankara'ya çağrıbr. Bu yiizden 11 Haziran 1923'te Ankara'nın Hacı Bayram semtinde "rcsimleri eski kitaplarda kalacak kafesli cumbalı evlerinden birinde" dünyaya gelir. Ardından 31 saat sonra ise ikiz kızkardeşi Özgönül. Geçirdiği rahatsızlıktan ötürü babalarını yitircn ailc 1930 yılında Istanbul'a döner. Acıbadem'dekı aile yadigân köşke yerleşirler. Ev anneler.anneanneler.teyzelerden oluşan bir kadınlar cennetidir. Anne Hamdiye Hanım soyadı kanununun çıkmasıyla beraber "temizlik" anlamına gelen "Arun" soyadını alır. Bir biçkidikiş kursu açar ve evin geçimini böylece sağlar. Bu dönem şöyle yansır şairin şiirine: Yedıyaşımda Ankaradan geldim. Babasızlığtmı getirdim. Islanbul da dentz vardı. Dentze tlk gırişim düşmek yoluyla oldu. En hiiyük anneannem yüz an yaşında öldü. SAYFA 16 Kişiye Ozel, Benden Sonra Mutluluk s: 160 Atatürk'ün emriyle dönemin başbakanı Ismet Inönü bir burs sağlar. Galatasaray Lisesi'nde başlayan öğrenim yaşamını geçirdiği akciğer ranatsızliğının ardından devamsızlık nedeniyle bursu kesilince Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamlar. Işte Cağaloğlu yokuşunu ilk kez tırmanmaya başladığı yıllardır bu yıllar. İlk çalışmasını da 1939'da Serveti Fünun'da yayımlar. Arkasından dergilerde şiirleri, çevirileri ve yazıları yayımlanmaya devam eder. ÇALKANTIU YA$AM "R" leri söyleyemeyen şair için dergilerdeki imzası da bir sorun olur bu dönemde. Gerçek adı Halit Özdemir Arun'dur. Bir süre Özdemir Özdem bir siire dc Özdemir Yasaman adlarını kullansa da Oktay Akbal ona "Özdemir Asaf" imza sını kullanmasını önerir. Yaşamı boyunca hep çalkantıların adamıolacaktır. 1942'delstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne 1945'te ise tktisat Fakültcsi'ne bir dönem de Cazetccilik Enstitüsü'ne kaydolur. Hiçbirinden mezun olamaz. 1946 yılında evlendiği eşi Sabahat Selma Tezakın'ın dcstcğiyle askerlik dönü şünde Sanat Basunevi'ni kurar. Bu basımevindeoluşturduğu " Yuvarlak Masa Yayınları" arasından 1955 yılında ilk kitabı "Diinya Kaçtı Gözüme"yi çıkarır. Tertemiz baskısı, hatasız dizgisiyle tam da istediği gibi olmuştur kitabı. TOHUM Öyle bir kelime söylesem ki deyorum, Dtşartda bir başkası kalmasa. Garip şiirinin etkisinin yoğunlulda hissedildiği ortamda dize sayısını çoğu kez en aza indirerek karşıtların birliği temeline dayandırdığı şiirleri şaşırtmaktadır okuyucuyu. Yalınlık içinde ince duyarlıkları çarpıcı biçimde dile getirme endişesindeki bu kitabmda değişcn çağa ayak uyduramasını, çıkar savaşımını, güvensizliği ve umutsuzluğu sıklıkla dile getirir. Şairin özdeyişe benzeyen kısa şiirlerinin yaratıcı bir yönünün olmadığı gerekçesiyle eleştirilmesi de bu döneme denk gelir. Oysa diğer kitaplannın aksine öykü anlatımlı şiirlerinc en çok yer verdiği kitaplarından biridir bu kitabı. 1956 yılında "Sen Sen Sen" adlı kitabını yayımlar. Üç bölümden oluşan bu kitabın hcr bölümündeki ana başlığın "Sen"i farklı biiyiiklüktedir. Bu üç "Sen" de şairin yaşamına o güne kadar giren üç ayrı kadını simgelemektedir. tlk eşi Sabahat Selma Tezakın, Lavinia, henüz yeni tanıştığı genç fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran. Bu kitabın ana ekseni "aşk" olur haliyle. Aşkın hem cvrcnscl hcm bireysel boyut "B C U M H U R İ Y E T S AY I 7 30