25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Onu asla unutmayacağız! Işığın biriktiği yer: Şükran Kurdakul a Şükrü ERBAŞ 'Çcktm hıttı, hız ke\ıldı, \aat durdu lşı$jmın biriktiği ycrlcre geldtm' 84'te yayımladığı Oksclcrin Yörcsinde kitabıncla böyle diyor Şükran Kur dakul. Hüzün ve karamsarlık da bir insanlık dıırumudıır ve umut kadar, öfke ve direnç kadar yakışır insanın yüreğine. Kıırdakııl'ıın yaşamını ve kendisini birazcık tanıyanlar, onıın, ışığının biriktiği yerlere geldiğine katılacaklardır, ama çekimin bittiğine, hı/ın kesildigine, saatin durduğuna elbette katilmayacaklardır. Çckmı bilmedi. On sekizindeki pek çok gençten kesınlikle daha hızlı. Ve saat, durnıak ne demek, aynı şaşnıazlık ve içtenlikle şiiri ve insan onuruna yaraşır bir yaşa nıı vurup duıuyor yctmiij yıltlır. Şükran Kurdakul bu işığı nerelerden getirip biriktirdi? Bir sjairin şüri ile yaşaını arasmda birebir bir örtiişmc ara Şiirimizin bir ulu çınarı daha devrildi. şükran Kurdakul...'ölüme karşı kendiyle avunarr bir kuşağın bu güzel temsilcisi; en aykırı, en zor, en acılı koşullarda bile yüzünden gülümsemeyi eksik etmeyen bu inatçı iyimserlik ve incelik için M. c. Andayın bir sözünü anmak istiyorum: Bu sallantılı dünyada size, bastığınız toprağın sağlam olduğu güvencesini veren az bulunur insanlardan birisidir.1 19 OYKU Bahar Kesimlcri Gece Geç Vakit Katherine Mansfield • Cîertrude'ım Ccvabı Margaret Atwood • Hkmek August Strindberg • Bir Çocuğu Ölclürmek Stig Dagerman • Babamla Sohbet Grace Paley • Uyku.su/ Kadri Öztopçu • "Ben Beatrix!.." Özgen Ergin • Aldanış'tan İnci Asena • Destaıı Zafer Doruk • Maviye... Alper Akçam • W. Sokak Yusuf Eradam • Kıım Kadınlar Lütfiye Aydın • Sınır Hikâyeleri Fahrettin Çiloğlu • Yüzdeli Dedikodu Hürriyet Yaşar • Binbir Yaşaın Masallan/Çi/gi öykü Nuray Çiftçi • CayırCayırDalga Saliha Yadigâr • Oyunlardan Yansıyanlar Engin Çetinhağ • Tanaba, Tanaba Bntubııba Ahmet Büke • İki Nokta Onur Caymaz • Cümbüş Eyüp Çinten • Kapının Cümle Halleri Murat Özyaşar • Beyaz İzrnarit B. Nihan Eren * Korku Melike Durmaz Tuna mak ve şiirini yaşamıyla koşııtluklar kurarak nçıklamak pek doğru değilse dc, yine de onun poetikasını anlayabilmek için yer yer yaşamına, özellikle de çocukluğuna dönnıek yararlı, hatta gelekli olacakıır. Hani Edip (lansever diyor ya: 'Gökyüzü gibi bir şey bu çocuklıık/ Hiçbir yere gitmiyor.' Biitiin büyük yaratırılar için bitmez bir hazinc olan çocukluk, Kurdakul'un şiirini, politik kimliğini ve etik duruşunu oluşturmada önemli bir yere sahip kanımca. Kendi ıınutsa da gördüğü, yaşadığı her şey gözlerinin hatırında kalan, gücü nanıus ve emek olan, edebiyatımızın bu gulcr yiizliı bilgesi, bu inatçı in celiğı, bugünlere taşıdığı ışıgı, l'opkapı'daki elektriği ve suyu olmayan bir evden biriktirmeye başlamıştır. Evin babasi Kurtuluş Savaşı'nın pek çok cephcde savaşnıış bir binbaşısı da olsa, yoksul bir lstanbııl evıdır. Şairimiz 1.5 yaşındayken baba ölmüştiir ve bunu, aneak ( yaşında rigrenecektir. Her şey S Ieri iıç aylık bir maaş cüzdanıdır ve an nenin maaşa gitnıesi bir bayram olan bu evde, 'anılarda somutlanan kişiyi sevmenin ne demck olduğunu çok sonra öğrenecek' olan bu çocıık, o yaralayıcı ve güç koşullarda, onu bir ömiir ayakta tutacak, şiirinin ve ideolojisinin omurgasını oluşturacak insani degerleri öğrenmiştir. Neleri mi? 'Karşılıksız sevmeyi, uzaklara bakmayı, aj*açtan meyva koparmayı, çiçekleri, tambur sesini, elektrik ışığının rahatlığını, eski Utanbul'un sokak resimlerini, nıahzun bayramlarda sevinmeyi...' Ve bunları aile dostu bir Amcabeyin evinde ve yakınlığında öğreneeektir. Onon beş yaşlarındaki bir çocuğu çok erken yaşlarda bir şeyler yazmaya, 'yazarak bir darlıktan kurtarmaya' yönclten bu değerler ve duygular, ne ka dar yüksek sesli şiirler yazarsa yazsın, Şükran Kurdakul şiirinin sonuna kadar değişmeyecek, kendini hep koruyacak ıç sesini olus,turmuş,tur. Ve bu iç ses, en büyük yoksıınhıklar, yalnızlıklar içınde bıle 'ka^abalığın elinden tutarak' güzelleşen bu iç ses, varlıgmı, paylaşmada vc vermede bulmuştur: 'Bunca yıl çok ışık birikti avuçlarımda / Senin olsun / Esinlen sevgi doktıyan ellcrimden /Bunca yıl şiirin, kardeşjigln, kavganın / Has bahçelerinde yarattım bu gerçeği / Sabrım senin ol sun / Aşkım senin olsun./ Acıların sütüyle büyüttüg'üın uıııutlar / Mahpuslıane avlularında boy verdi / Dolunay menekşelendi kirli kara canılarda / Her görüşte yeniden vurulduğumuz ana evren / Özgürlüge boyadı saksımdaki çıçeği / Senin olsun./ Biz ki acılar döneminden / Ellerimizi kirletmeden geçtik / Direncim senin olsun / Sevgim senin olsun.' (Armağan) Çocukluktan gençliğe evrilen süreçte yaşadık ları ve tanık oldukları ise Kurda kul'un şiirde ve yaşamın diğer tüm alanlarında etik ve ideolojik duruşıı, nu biçimleyecek ger '171 çeklerdir: 'Vesika eknıeği yeıııekten kaşıntıya ugraya uğraya; kırk yaşlarındaki komşu amcaların askere alındıklarmı göregöre; karaborsanın etkilerini duya duya; Nazizmi, savaşı, toplama kamp larını, Amerikan tröstlerinin uluslararası yapısını kavramaya başlamak' onu demokrasi ve sosyalizm düşüncesine yönelten dinanıikler olacaktır. Bu yoneliş de, kişisel duygulanımların ağır bastığı ilk iki kitaptaki ölüm, akşam, ayrılık, dünyanın geçiciligi gibi o dönemin yaygın izleklerinden, toplum ve dünya sorunlarının izleğini oluşturduğu yeni bir şiire yöneltecektir onu. Bu yönelişte yalnızca yaşanan ve tanık olıı nanlann etkisi yoktur. Çağdaş edebiyatımızın öncüleriyle dönemin fikir ve edebiyat dergilerinde tanışıııaııın da payı büyüktür. (îerçekte birbirleriyle doğrudan ilgili bu iki gerçeklik, şairin kendi öznel gerçeği ve koşulları ile, içinde yaşadığı ılış gerçeklik, yalnız Şükran Kurdakul'un değil, kuşa^ının tüm şairleıiııin ortak ya/gısı, onların şiirini ve yaşamını derinden etkileyen bir olgudur. YAŞANANLAR VE TANIKLIKLAR Kendisi bir konuşmasında bu kaçınılmazlıği: "Şinıdi kaleme kolayca gelen bu hatırlamalar bir toplum için hangi anlamları taşırsa biz bu anlamlarla sinırlıydık. Bir kez eylem içinde bulmuştuk kendimizi. Vatandaş ola rak, sanatçı olarak bu eyleme yan çizmeyi sığdıraınıyorduk kişiliğimize" tliyerek vıırgulayacaktır. tşte bu duru^ onun şıırinin yapısını oluşturan tenıel etkendir. Şiir ülkenin vc dünyanın sorunlarıvla yakından ilgilenmeli, bu so runları işlemeli; yüksek sesle ve kalabalıklara okunmalı, dolayısıyla kolay algılanabilir olmalıdır. Bu anlayış ilk iki ki taptan sonra, 1944 56 arasını kapsayan bir arayiş ve hesaplaşmanın sonucu varılan noktadır. 19')(S'da, çoğıı hücrede yazılmış şiirlerinden oluşan Giderayak kitabı onun şiirinin ikinci başlangıç çizgisını oluşturur ve gelişerek bugüne ulaşır. (İlk başlangıç çizgisi 16 yaşında yayımladığı Tomurcuk ile 17 yaşında yayımladığı Zevklerin ve Hülyalarııı Şiirleri kitaplarıdır.) Bağımsızlık, özgür lük, barış, halkın acıları, özlemleri, savaşın açtığı yaralar, hapislik, devlel baskısı, yoksullııgıın üziınrüleri, s<imürü ve haksızlığa karşı duruş... l'iinı bu olgular, toplumsal boyutlu acı ve soK İ T A P SAYI 776 YAZI Rdebiyatta Kıışak Farklılığı Yasemin Güniz SerCel • Öykü Nedir Erdal Öz, Cemil Kavukçu, Ayşe Sarısayın, Inan Çelin, Faruk Dııman • Öykü Öldü, Yaşasın Öykü! Başar Başarır • Öykü llayal Gıbı Faruk Dııman • CVmil Kavukçu'nıın Öyküleri İlzerinc Şaban Özütloğru • Öykude Diyalog Kemal Selçuk ' Vitrinduki Aşk Tufan F.rbarıştıran SAYFA 6 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle