22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şükran Farımaz, yirmi yıl öncesinden bugüne hemen bütün öykülerinde, lekeler serpiştirerek giriyor anlatısına. Hani ne derler, resme kıyısından başhyor, usulca, alçakgönüllü dokunup Kondurduğu bentrklcrle. A dını biliyordum elbet, ama tek öy küsünü okumuş değildim Şükran Fanmaz'ın. Bir Ağaç liir Kadın (Cun, 2002) başlıkh öyküler demeti çıkagelince yaymevinden, bir yakaya koymııştum, sırası geldiğinde dönmck üzerc. Derken bir etkinlikte tanıştık Farımaz'la. Yaşamöyküsünde yirmi yıl kadar önce yayımlamış göründüğü ilk öykü kitahını mcrak etliğimi söyledim. Çok geçmedi, Çiçeklerle (Alaz, 1984) adınduki ilk kitabının totokopisi ulaştı elime. Nercdcvse yirmi yıl arayla yayımlan mış iki öykü kitabı. Tuttıım, Bir Ağaç Bir Kadın'daki öyküsünü okudum ilkin, girişteki: "Kemanım ve Ben". Okıırken çakılıp kaldım o bir iki tümcede: "babam, bol çiçekli kısa kollu gömleği ile hı/la geçiyor ağaçların arasından. tren gözden kayboluyor ve bir daha göremiyorum onıı. sonraki günlerde ne yapsam yutamavacağım kocaman bir yumruoturuyorboğazıma. annem, Hiil ya, reyzem ve ben dünyanın en yaşlı dört insanı olarak tırmanıyorıız evimize çı kan yokıışıı." (11) Bıı satırları okur okumaz bıraktım Bir Ağaç Bir Kadın'ı, döndüm Çiçeklerle'ye. Gördum ki, yirmi yıl önceki ilk öykii kitabında da meğer ustalığa ermiş bir öykücü olarak çıkmış bizim karsımıza Şükran l'anmaz. Üstelik gencecik yaşlarda... Bir çırnıda bitirdim Çiçeklerle'yi. Ardından İKİnci öykü kitabı Bir Ağaç Bir Kadın'ı... Sonra da Bir Yılbaşı Masalı (Can, 1999) adlı çocuk kitabını okudum onun, yine kendisinin gönderdiği. Bu okıımalarım sırasında gördüm ki, öyle böyle dcğil yoğun dil işçiliği sergi liyor Şükran l'anmaz. lih, dedim o zaman, mı öykülerden içcri girmenin zamanıdır. Sahi, nasıl gircrsiniz bir övküdcn içcri > Şükran Farımaz, yiınıi yıl öncesinden bugüne hemen biirün öykülerinde, lekeler serpiştirerek giriyor anlatısına. Hani ne derler, resme kıyısından başhyor, usulca, alçakgönüllü dokunup koııdur dugu beneklerle. l'uslıı lekeler diyelim, ona da bıına da benzetebileceğiniz, öte kiyle berikiyle özdeşleştircbileceğ1 iniz ya da acaba (>ylc mi, böyle ıııi diye kuşku ya düşeceginiz... Carr diyegobeğine dalmıvor hemen rosmin. Elbet bu, öyküye biı yumuşaklık kazandırıyor, sonrasında okura sıçnvor gcvşctip gülümseten bu tutum. Derken algılama başhyor... Sııtınizı geıive veıip diişünüyorsıınuz, sindire sindire varmak için tadına. Ancak bunu sezdiıme, duyuınsatma yoluyla sağlamaya çahşıyoryazar. "Aa" divorsunıı/oku dukça, sonra yeniden "aa", yenıden... Oykünün anlamsal bütünlüğü, okuyup alımladığınızda tamamlanıvor ancak. I'arıınaz'ın öykülerinde dikkati çeken ilk yaıı buysa ikincibi dili. (Mağanüstü güzel bir dille öruyor öykülerini Şükran Farımaz. Oyleyse, biı öykücünün nasıl bir nırııma sahip olması gerektiğini çok iyi bellemiş bir yazaı o. Tam anlamıyla bir dil işçisi Farımaz. Yoğunlaştırması her satırına yansıyan gerçek dil emekçisi o! Her sözcüğü an Şükran Fanmaz'ın öyküleri arada. Kadınlar, çok farklı kesimlerden esintiler taşısa ua anlatıcılarında, çemberi dar tuttuğu görülüyor Şükran Farımaz'ın. Genelde okumuş yazmış, yanısıra entelektüel boyııtu olan (örnekse tiyatro yapan, gazetede köşesi olan, şiirler, öyküler yazan, kendi başına gezilere çıkan vb.), bu arada devrimci kimlik taşıdığı da sezdirilcn kadınlar bu anlatıcılar. Böyle olıınca, aşklarında diklenişleriyle de öne çıkabiliyorlar. Devrimcidirler ya, onıırlııdurlar öyleyse. Âşıksalar, bunun karşılarına çıkarabileceği her güçlü ğe göğüs germeye hazırdırlar. Bu özverili, mert kadınların göze almayacakları bir şev voktıır göründıikleri kadarıyla. İlk öyküler demeti Çiçeklerle'de bir kıdımcık da olsa şairanelige göz kırpmadığı söylenemez Şükran Farımaz'ın Ama yirmi yıl öncesinde bile oturmuş bir öykü diline kavuşmıış olduğu görü lebiliyor onun. Gerçekte, ilk kitabında da olgun bir vazarla karşılaşıyoruz; göz alıcı öyküler koyuyor (inümüze. 12 liyliil'ün hemen ardından, kaba gerçekçilikten, çizgisellikten uzak devrimci özle oruntülenmiş öyküler bunlar... Ya da önümüz sıra akın gilmekte olan hayatın kendisine, içinde debelen diğimiz yaşama yine devrimci özle yak laşan, öykülerin anlamsal yanlarını bu nıınla örüntüleyerek var eden anlatılar. Demek, en olumsıız koşullarda, en olnıa yacak dönemlerde bile öyküleri devrimci bir özle yoğurabilmek olanakh... Ancak dönemin koşulları dikkate alın dıgında, yazarın özellikle kapalılığı yeğ lediği gözleniyor bu ilk öyküler demetinde. Çiçeklerle'deki öyküler, siyasal öy kücülüğümüz içinde bugün de ciddi örnekler olarak alınabilir bence. Daha bu ilk öykü veriminde, belirli bir düzeyi lutturduğu gözleniyor onun. Sessiz, soluksuz duran; ohıp bitenleri hep kendi içlerinde yeniden veniden ya şayan öykiı kişileri onun kahramanları. Bir devrimci ahlakın gizliden gizliye sı nadığı hep... Şöyle bir elden geçirip harmanlamay la bıınları yeniden yayımlayabilir bence Farımaz. Yapacağı, şairanelige geçit ver memek yalnızca... Bir de sıkı biçimde denetlemek övkülerini. ()rneğin "Ço cıık, Camgüzeli, Kadın " adlı öykiısunde "ince lame kemer" (29, 33) ne güzel bir ayrıntı olabilmişken övküdegeçen "pen cere çıkıntılarına dizihniş gül şıırupları" (23) sövleyışinin "Ne Desem Lar Değil" adlı öyküde de üstelik aynı biçimde yer alışı (37) doğru mur* Yazmaya bir dönem ara vermiş, öyle belirtiliyor yaşamöyküsünde. İlayır, bundan sonra hiç ara verınemeli; hep yazmah, yayımlamah. Yazdıklarını okumaya hazır pek çok okur bulacagını sa nıyorum ben bu ülkede. Oyle güzel, övle canh, kınııl kıınıl söy leyişleri var kı onun, avııçlarını/.d.ı hop hop eden balık yavrusu sanki. Biı iki ör nek vermek ısterim bu söyleyişlenlen. Bir Ağaç Bir Kadın: Kendi etine çekil mek, incedalan kız, kureklerinsudaçı kardığıhloşhloşlar, yağnıuıiu biı gün gi bi kapanıp sıısmak, kırgınlık gibi uzayan güz, sesi düşen kuşlar vb. Çiçeklerle: Arka yeni bağlanmtş sıı coşkusuyla koşmak, kuru deı e vatağı ak şamüstü, kelep kelep sıkıntı, bıılgurun elekaltı düğürcüğü, bir çilı çıplak ayak yalnızlığı, çat ayaz gece vb. Şükran Farımaz'ı tanımak, övkülerini okumak içimi ısıttı... "Sen Anlar", (Çiçeklerle) adlı öyküsünde, "Cîuneşli bir günün, aşkın ve mutluluğun hakkını verebilen herkesi seviyorum," (55) diyor öykü kahramanı. Lvet, "güneşli bir günün, aşkın ve mutluluğun hakkını vere bilen herkes ", bu öyküleri okııyabilir. Okuyun, bakalım siz nasıl bulacak sınız? • CUMHURİYET KİTAP SAYI 701 Çiçeklerle Sükran Farımaz, öykülerinde bizi, ilglnç kadınlarla tanıstırıyor. Cuclü kişiliklerlnden pay alan, buna dayanarak ayakta durmaya cabaiayan, durabilen kadıniar buniar Bip Öyküden Içeri Girmek! lamca, biçimce, sesçe tartıp öy Bir Ağaç Blr Kadın Sllkl .111 1 .11 Itll.l/ le yerleştiriyor tümceye, ancak Şükran Farımaz'ın yirmi yıl HIK ondan sonra yerine çakıyor. sonra yayımladıgı son öyküler ItlK Kvnıs Savurtulup attırılıvermiş, toplamı Bir Ağaç Bir Kadın'daaman bu da böyle oluversin ki tüm öyküler, içlilikle, duygu denilmiş tek sözdizimine, geli yoğunluğııyla, dokunaklıhkla şigüzel seçilmiş tek sözcüğe orülmüş, insanın ahlaksal turastlamıyorsunuz Şükran Fatumlarıyla, erdemle, doğrıılukrımaz'da. la oruntülenmiş anlatılar. HepÖte yandan olayın kendisin sinde de bu öykülerin, bu yönden çok bıınıın arkasında yer ıie yansımalar bulabilmek ola alan etkilenmeler dizisi, olayın yol açtığı naklı! değişımler, dönuşumler öneııı taşıyor Fa Bin bir sıkıntıyla yaşayan insanların rımaz'ın öykülerinde. Böyle olıınca doğdünyasına, onlann bakışıyla yaklaşan bir rudan gözumüze çarpan ya da sıralanan öyküleme getirivor Farımaz. Üstelik bu bir dizi olay, daha bunlar ohıp bıterken bakısı, karşı konulamaz bir duruluk, sayetkisizlesiyor, siliniyor. Ama bunun lor damlıkla ama bir o kadar tla voğunlastı tusu, öykü kişilerinde bıraktıği derin iz rılmış, sıkılanmış duygu, düşiince dolııyok mu, ışre bu, Şükran Farımaz'ın hü luğııyla sıınııyor... nerli ellcrinde kenıline derin yataklar Sıradanmış, geleneksel anlatım biçimaçıyor. F.h, zaten onun övkücülügü de lerıne dayalıymıs gibi g()iunen civkülebu yırtıhııayı, kopuşu oılaklıyor zaten. rindc bile, bu dolulugu, anlam yoğunlu Böylelikle önde göriınenin değil, bu ğıınu one çekmesini biliyor o. nun arkasındaki yığıştırmaların, doluŞükran l'arımaz, öykülerinde bizi, illukların yonlendırmesinde yol alıyoröy ginç kadınlarla tanıstırıyor. Güçlü kişiküler... Yani o, öyküyü anlatarak değil, liklerinden pay alan, buna dayanarak anlamlandırarak kuruyor. Bir şey daha ayakta durmaya çabalayan, durabilen vapıyoı; sanki bir optik kaydırmayla öykadınlar bunlar. Onıırlarına düşkün, çakü anlatıcılarının şimdileriyle geçmişlelışkan, vefalı kadınlar; bir yolunu bulup ri ya da çocuklukları arasında noş gidip savaşımlarmı kazanıyorlar kesinlikle. gelmeler sergihyor, yer yer de koşut kurBir yanı böyleyse bu kadınların öte yagulara gidiyor. nı aşk kırgınhğı yaşaması her birinin. Böyle olunca bir yanı kendini onarıp Evet, Şükran Farımaz'ın öykülerinden sevgilenmiş, öte yanı kırgınlıklarda örse içeriye girdiniz mi, ilkin bu kapılardan lenmiş kadınlar demek Kİ. Öykü anlatıgeçiyoısunuz, derken her bir öyküde, cıları da bu kadın tipinin ilginç örnekle onun kcndinc özgü tadını yudumluyor ri arasında her kezinde. Sonra ülkede sıınıız agır ağır. . yaşanan siyasal çözülüşten, bu anlamda Öyleyse bu öykülere de kuş bakışı bir çekilen acılardan payını almış kadınlar göz atmanın, öyküler arasında yalapşap, da bunlar. Kimi kadınlarsa, geçmişteki avare avare dolaşmanın sırası gelmiş oltiyatro deneyimleriyle dikkati çekiyor bu malı... SAYFA 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle