Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Safranbolu'da valnız bir deniz feneri Şair Hüseyin Avni Cinozoğlu üe yaptığımız bu söyleşide şairin Hera Yayınları'ndan çıkan son kitabı 'Gölgesiz Kandil' kitabındaki şiirlerden yola çıktık. Söyleşideki konu nedeniyle şairin 'Yakub'un Ağıtı' ve 'Suç ve Ceza' adlı Islık dergisinde yayımlanan şiiriyle Yenibinyil dergisinde yayımlanan "Kayıp Hayadar Için Ağıt" şiirine de uzanma gereği duyduk. Şairin basıma hazır 'Roma Hukuku' adlı dosyasında yer alan bu üç şiirin tamamını dergileri görmeyen okurlar için buraya aldık. BERRİN SARITUNÇ ölgesiz Kandil'adlı kıtabtnızda metafizik mistik izlekler görülüyor. Bunun sebebP îlk kitabımın yayımlandığı 1977 yılında yayımlanan ilk şiir kitabımda o günkü egemen şiir anlayışı doğrultusunda toplumcugerçekçiizleklereyerverdim. Belki de şiairlerin en mutlu olduğu dönemler şiire ilk başladığı ydlar. Güzel acemilik denilen bu evrcde yazılan şiirlerin hayatla bağ kurması söz konusu.. Nitekim 1980 yılında yazdığım yuz dizeye varan 'Sevda Burcunda Kasaba'yı Yılmaz Odabaşı'nın 'Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi nde gördüm. Son beşon yıldır şiirimde metarizik ve mistik izlekler egemen olmaya başladı. Üinsel motiflere, kıssası enbiya hikâyelerine göndermelerle bireyselinsani konumları yansıtmak istedim. îyilik, masıımiyet durumlan üzerinde Hz. Isa'nın gizemci mitolojisini eksen alan şiirler yazdım. Zamanla hayattan değil de edebi metinler bunun dışında edebiyat dışı metinlere tarih ve felsefeye yönelik bilgilenmemi de içerdi yeni şiirlerim.Yeni şiirlerimde Divan Edebiyatı'nın verimlerinden de yararlandım. Gölgesiz Kandıl'in 15. sayfasındaki 'Gülistan' şiiri şair Ahmet Günbaş'ın 'Düşlük' dergisinde yazdığı gibi bu manada doruk şiirlerden biri oldu. de 'zatın Sadi'yi ima eder bezme geldiğtnçerağ içinde yandıkça güzeldir insan' Ayrıca Orta Asya Türkçesinden sözcükler kullandım. Bir şair olarak bu sözcüklerin günümüz Türkçesi anlatım alanı içinde yaygınlaşmasını istedim. (yıldızulduz, gömlekgöynek, geçen yılbıldır, uğrudiişman) 'Gölgesız Kandil'in son böliimü 'Üç Yu sufMa ialt' Bu hölümde üç şıır var. Burada mitulojideki 'Yusufile Züleyha adlı hıkâyeye gönderme ve ısmet Özel'tn 'Bir Yusuf Masalı' adlı çalışmastm da hatırlatıyor Eski edebiyatın tastirlerine benzer şekilde bu kitapta değil ama 'Islık' dergisinin TemmuzAğustos 2000 sayısında 'Suç ve Ceza' şürinde Ismet Ozel'in 'Mataramda Tuzlu Su' adlı siirinden yola çıkan taştire benzer bir çalışma yaptım. SUÇ VE CEZA Uzak sanırdtm ölümün ufkunu \nkar ettıtn bedevılığımı 'yerlilerin topraklanna karst suç isleSAYFA 12 tutarken yazgıysa, sürsün Yakub'un ağttt cüzzam çiçekleri kuytulartnda urları azmıs' beyazlartn yöresinde nasibim kalmadı'C") ujirunun giirzü çökertttbcdenimı Hülagu çiğnedi topraklartmt bir kısas gibt hezeyan uçurumu şiirde belli bir modernizm eleştirisi ile irtibatlı olarak kendi hayatımdaki bazı seçimlerin eleştirisi vardır. 'Üç Vusuf Masalı'nın adını lsmet Özel'in 'Bir Yusuf Masalı' esinledi. tlk şiir 'Yusuf'un Ağıdı'nda, kızımızı kiiçük yaşta kaybetmemizden dolayı esim ve benim çektiğimiz acı bir de Hz. Vusuf un kuyuya atılması sonucu Hz. Yakup'un çektiği acıya bir de çocuklan ölen anneferin acısına da işaret etmek istedim. 'Yusuf un Gömleği' şiiri aynı zamanda psikiyatri prof. olan arkadaşım şair Yusuf Alper'e itnaf edilmis bir şiirdir. 'Yusuf un Gömleği'. Mısır maliyecisinin güzel kansı Zeliha yakışıkü Yusuf'un gömleğini aşkla yırtmasını da telmih eder. 'Runumu soydukça acıdı içim* mısraında ise psikiyatriste giden insanın iç dünyasının çözümlenmesi olarak yorumlanabilir. 'Yusuf un Çile Odası' ise 'Yusufile Zü leyha' hikâyesi esas alınarak aa, dostluk, fedakârlık gibi kavramlan irdeleyen bir şiir.. 'Gölgesiz Kandil' kitabıntzın 48. sayfasında 'Şehla Çocukların Suskun Tarihi' adlı siirinizde l'ezer Özlü Kral'tn 'Çocukluğumun Soğuk Geceleri' adlı yapıtmdan alınma bir cümle . Çocukluğunuzun bugünkü şairliğınızı biçimlendirmede olumlu ya da olutnsuz etkileri? Oğrenciyken başyurduğum bir psikolog; telki de çok kötü bir çocukluk geçirmişsin dedı.. Çoğu zaman çocukluğumdan mudu anılarını hatırlamaya ça lışırım. Belki de bugün çocukluğumu bir yanılsama şeklinde hatırlamama neden oluyor. 89 yaşıma kadar mutlu bir çocukluk eeçirdiğimi söyleyebilirim. Benim co^ cukluğum lur komünitesi (köylü toplumu) içinde geçti. Dinin ve geleneğin denedeaiği bir kültürel ortamdı. Bu feodal ve puriten kültürel ortam ebeveynlerimi zin ve çevrenin ağır ve yanlış dinsel baskısına neden oldu.. Ayrıca ilerde patolojik bir içe dönüklüğü kökleştirecek bir şizoit yapıda bulunduğumu şimdi daha iyi kavnyorum. Eğlencesiz bir dünyaydı bir çağ yalmzltg'ı gerekmiş meg'er oğulun kanlı gömleği, ağuyla kanlı Kerbela toprağı 'Üç Yusuf Masalı'nı yazarken mitoloiideki efsane belirleyici oldu. Yeni yazdıgım bir şiir olan 'Yakup'un Ağıtı'nda (Ist k dergisi OcakŞubat 2002) 'Oğulun kanlı gömleği' mısraında hem Hz. Yusuf'un kanlı gömleğine hem de Hz. îsa'nın üzerinde çarmıha gerildiği sırada bulunan giysiye telmih yapılmıştır. î. anlamı ise Hz. Hüseyin'in Kerbela'da öldürüldüğü zaman üzerindeki gömlektir. Bir dizede üç gönderme yaptım. Genel olarak büyük acı diyebileceğimiz duygulan aktarmak istedim. Ben şiirlerimde insani durum ve konumlan mitolojik göndermelerle imgelerle vermeye çalışıyorum. 'Yakup'un Ağıu'nda günceüe örtüşen bir bölüm var: 'Firavunlar kanlı elleriyle altın külçelerini tutarken' Burada firavunlann yerine silah tekellerinin patronlannı, altın külçeleri yerine de silah ticaretinden kazandıklan parayı ve petrolü koyunuz. Yukandaki sorunuzu yanıtlamaya devam etmek istiyorum. Babam isçiydi ve fabrikada iş kazalan olurdu. Bu beni çok etkiler ve korkuturdu. Ezik, eğitimsiz bir kesimin insani olmak insanda itici gıice dönüşüyor. Bir tür aşağılık duygusunun telaiisi de diyebiliriz. Dini yapı nedeniyle yaşadığım toplum asrilesmeye (modernleşmeye) karşıydı. Ben hem asriliği özlüyor hem de varlıldı sınıfa karsı bilinçsiz bir nefret duyuyordum. 1970 li yıllarda üniversitede okumak öğrenciye adeta kutsallık sıfatı verirdi. Biryerde 'ezberimdcki şiirlerle bulmaya çaliştım'. Çölde yitirdiğun yolu. (****) 'onlar her gün bir davanın santklart sürüklenirler korkarak ug"ultusunda sehrin.' dizelerinde (sayfa 51 Şehla Çocuklann Suskun Tarihi) yaşadığım Kaıkaesk yalnızlığa göndermede bulundum. Bir ara çok yoğun özncl, kurmaca ve gerçeküstü bir dünyada yaşıyordum. Batılı insanın ontolojik yalnızlığını yaşadığı bir dönemde çoğu sanatçı gibi ben de Kafka'nın 'Dava romanındaki kahraman gibiydim. Gerçi birebir adb bir kovuşturma söz konusu dcğildi ama yaşadığım kapitalist dünya ve TV'deki uç örneklerin sergilendiği Amerikan fUmlerinin etkisiyle daha çok sanallaşıyordu. I lenry Bergson'un tesnitiyle 'Dunyayı bir imgelemden ibaret olarak algdıyordum. Bu çok benmerkezli bir dünyaydı. Ama bilinçli olarak Batılı modern topluma karşı 'Yakup'un Ağıtı' şürinde olduğu gibi eleştiriler yönelttim şiirlerimde. Postmodernızmin uç örnekleri istisna edilirse son siirlerim postmodernist bir anlayıştan yola çıkar. Bu da çok doğal. Çünkü modernizm katı aklın tahakkümünü önceleyen bir sıstem vc yapı, şairler sezgileriyle postmodern bağlamda aldın tanakkümüne karşı bir dille muhalefet etme imkânı bulabiliyor.. Yukanda belirttiğim gibi çocukluğum yoksunlukların itici bir güç olduğu dönemdir. Ve bunun bana ödülü çok basarüıbiröğrenciunvanıydı.Üniversiteyinitirdikten sonra diplomanın o ışıltısının bireysel yaşam serüveninde dramatık bir CUMHURİYET KİTAP SAYI Hüseyin Avni Cinozoğlu ile "Gölgesiz Kandil" üzerine •$llr hayatımın blrlncll uğraşı ve hayatımın aniamı' diyor cinozoOlu. ve kasaba sıkıntısından kurtulmak için sinema ve futboldan başka bir şey de yok tu. Ama daha o yaşlarda bile hayal gücümün çok zengin olduğunu böyleyebilirim. Gerçi yoksul değüdik. Ama yukarda görüntülediğim ortamı bir yoksunluklar ortamı olarak değerlendirebilirim.Şiir insanın hayatına çok küçük yaşlarda giriyor. Çocukluğumda yakin aıle çevremden dinlediğim sözlü kültürün örnekleriyle (Kerem ile Aslı, Hz. Ali Hikâyeleri) şair yapımın ilk temel taslan örüldu. Bugünbaktığımda belki Şenname'nin değijik versiyonlanndan oluşan masallar, şiırimdeki egemen masalsı ve düşsel söyfemin kökeninde bunlann bulunduğu şeklinde bir sonuca vanyorum. YAKUB'UN AĞITI yalvaçlartn göz yaşlart sulastn bu kurak toprakkrt Kardes sevgısi acıtsın Yusuf un içini firavunlar kanlı elleriyle altın külçelertnı Hüseyin Avni Clnozofllu dostlanyla blrlikte J 688