24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VECİHİ TİMUROĞLU H ak, bir şeyi yapmak, istcmek ya da ona sahip olmak yetkisidir. Sanınm, bu yetkinin hiç kııllanılmadığı toplumsal alan, sanat alanıdır. Sanatçı yapar, ama yapıtının değerinin bilinmesini isteyemez. Çoğıın, tarih verir hakkını. Bugüne değin, hiçbir sanatçı, ortaya çıkıp da, "Ben, bu ürünü verdim, benim hakkımı verin." dememiştir. Ncdense, yapıtına güvenen sanatçılar, iyice köşelerde dururlar da, zamanın acımasız akışında silinip gidecekler yaygara koparırlar. Kaynaöında, sanatçının nakkını isteme istcmi olsa da, isteme yetkisi yoktıır. Sanar diinyasında, haksızhk daha egemendir. Sanat ürünunün dogru değerlendirilmesi, salt tarihin görevi olmuştur. Ne şerbettır gamın kim içdigimce eksılir satnrım Ne sihr eyler ruhun kım baktıg'ımca rağbe/im artar diyen Fuzulî'den, 1582'de, Mısır'dan Yemen'e giderken batan gemide hoğulduğu sanılan Latîfî'nin Tezkiresi'nde söz edilmez. Oysa, Fuzıılî 1556'da ölmüştür. Fuzulî, bugün bile, has şiirin ardında olanların baş kaynağıdır. Ama, Latîfî'nin övc öve bitiremcdigi Mevlânâ Fmirî'den kimsenin haberi yoktıır. O, Ikinci Bayezid'le oğlu Yavuz Selim'e yağ yakarak şuâra defterine girmiştir. Fuzu lî isc, şiir ülkcsinin serdan olmuştur. Fu Diline egemen şair zulî ile aynı dönemde yaşayan Sehî Bey'in (ölümü 1548) "Heşt Behişt"inde de Fuzulî'ye yer verilmemiştir. Ama Fuzulî, Turk şiir tarihine, del yantma kesme âştnâltk Yahşi mi olur bu bîvefalık Aşık gerek ulmaya kararı Tavfede müdâm kuyı yârı gibi eşsiz dizeler armağan etmiştir. Tarihin gücü, zamanın velasından geliyor. Halk haksızlık etse de, tarih, vefa sızlıga yabancı kalıyor. Tarih, ivedi davranmasa da, sonıında, "hak tanır" dav ranıyor. Ne ki, şair, yaşarken tanınmak ve bilinmek ister. Değerinin bilinmesi, her şairin özlemidir. Sanırım, Özcan Yalım, bu özlemi en derinden duyan şair lerimizdendir. Haksızlıgın ortasında açmıstır Özcan. özcan, yazınımızda, şiir üzerine derin derin diişiinen ender şairlerimizdendir. Bu konuda, kendisine borçlu olduğumuzu düşünmemiştir sanırım. Ona gö re, şiirin anahtarları vardır, ama maymuncuğu yoktur. Bir maymuncuk diişü nıiluyorsa, o, "sezgi" olmalıdır. Ooğrusu, sezgiden çok şey ummam ben. Çün ku, sezgi, nesnesine dolaysızca erişcn bilgi yordamıdır (usul, tarz). üysa, şiirin araçlan vardır. tlk ve zorunlu aracı "sözcük"tür. Bir belirtenin bilgisine ve im gelemine, sözcüklerle erişilebilir, ama hiçbir belirtenin sezgisine sahip olamayız. Soylu aracımızsözcüklerdir. Sonuçtan nedeni çıkannamı sağlayan usavur ma da, onemli araçlanmızdandır. Özcan'ın haklı olduğu durıun, tnaymuncu ğıın olmamasıdır. Araçlar, bırer anahtardırlar. Sezgi yerine duyumlar ve du yarlıklar, daha önemli geliyor bana. Anlaksal (zilıni) sezgi, usa, ilişkileri al gılama yetisine özgü bir iştir. Ozcan'ın şiirinde, bu yetinin çok geliştiğini görü yorıım. Belli bir ussal gelisme düzeyine erişmiş bir şaire özgüdur Ozcan'ın şiiri. Sezgi, tümüyle dolaysız bir bilgi yordamı olarak görünür, ama kaynaj*uıda duyarlıkların, duyguların, çağrışımların, imgelemin karışmasını içeren bilinçdışı bir çalışma sonucu, birden oluşan bir bilinç edinmeye dönüşür.Özcan, sezgiyi önemsese de, ben, onun şiirinde, bi lince dönüşcn bilinçdışı bir çalışmanın izlerinigörüyorum. Sözcüklerin seçimi, yerleştirilmesi, sözciik diziminin cümleden uzaklaştırılması,yeni bir söz dizimi ne dönüşturıilmesi, "birden bilinç"in izlerini taşıyor. (lüneş nmarladım kı^a Az bulutlu Bakıp bakıp çizsın diye Kırpıklı resımlerınt özun kırpıklı çncuklar (Çocıık Kesimlerinden 1/lcnimler) diğimiz ruhbilimsel kavram, düzenli bir düşünce olmadan, kişinin edindiği bir düşünü ya da yargıdır. Imgelemde (imagination, muhayyile) çok önemli bir işleve sahiptir. Yaşantımızdan birlestirmeler yapmakla sağladığımız ahlaksal örüntüye katlası büyüktür. Bu, anlağımızın kendi derinliklerindeki çalışmasının ürünüdür. Soyut bir düşünüyü çağrıştıran somut anlaksal tasarundır imge. Ozcan'ın imgeleri, sınırsız çağrışımlar yaratır, düşünler esinletir. "Duran Karaca'nın Koşmaları"nı okudugumda, Çukurova'nın sarı sıcağını düşündüm. "Batırsaydı sazını sarı sıcaua" Karacaoğlan, sesin resmini çizebilirdi! Bu dizelerden sonra, Karacaofilan'ın dizeleri arasında yeniden gezinaim. Doğurgan bir şair Özcan. Zengin çağrışımların şairi, bu dizelerde, Duran ın resimleriyle birlikte, Çukurova insanının yaşam biçimini de düşündürüyor. Özcan Yalım, şiirsel yükü, sözcüklerde ve imgelemde arıyor. Ancak, tüm şiirlerinde plastik öğelerin de bir önemi var. Dizelerinde, ezgisel etkiden çok, renklerle desenlerin egemenliği görülüyor. Ona göre, sözcükierle imgeler, şiirin takılarıdır. Bu takılarda resimsel örgeler daha baslun. "Bir şiire yakışan, öbür şiire yakışmayabilir." diyor. Bu, şairin sorumluluğuna bir göndermedir. Şairin anlafiında, esin üreten bir Tann'nın tahtı bulunmuyor. Şair, gerçekten, bir sözciik mühendisiair. Sözcüklerin ezgisel etkisini düşünnıelidir. Özcan, bu etkiyi savsaklamıyor ama, resimsel öğelere ağırlık veriyor. Özcan, düşunmeyi öğrenmiş bir aydındır. Siiri, bu aydınlığın ortamında oluşuyor. llerici şiir, toplumcu şiir ya da sanat için şiir (en garip açıklama bu olsa gerek) gibi ayrımlara ıızak duruyor. Şair, ilericiyse, şiiri gerici olamaz. Şiir, kaynagında, bir gizil düşünme biçimi değüdir, belki, imgelem gücünün nasıl biçimlenmesi gerektiğini örgütleyen derin bir düşüncedir. Duyumsamanuı emzirdiği bir dıişünme. Yeryüzüne, duyarlıklarla yansır. Sanırım, Özcan Yalım, "önce sezgF'den, "önce duyumsama"yı murat ediyor. Dııyumsamak, esine yaslanmak amacını taşunıyor. Sözcüklerden, en göz alıcı "takılar" yapmak için, duyarlıkiarı (irgiitlüyor. Bir anlamın ardından koşmuyor, ama anlamsızlıgın boşluğunda da, mum yakmıyor. Şiirin, düşlerdeki solgun ışıklar olmadı gını, yaşantıdaki canlı yansımalarolduğunıı, bilinçli biçimde algılamış. Uzayda do laşan sahipsiz sözcüklerle öriılmüyor şiir, bir sesin çoğalttığı duyarlıklarla kuru kıyor. Özcan, şiirin bir yapı oldu^unu gösteriyor bize. Ortada Evınkınden başka Yalnızltk bile yoktur" Tema değişmez genelde, kimi kez gerilere çekilir, süsü ve yaldızı olur, kimi kez öne gelir ve düş dünyasının altını üs tüne getirir. Kimi kez de munis ve sokulgandır. Şiir kendi de mırıldanan bir şiire dönüşür: "Sonsuz bir güzün konuguyuz Örtüler serıynruz çıkmlar açtynruz çay demlıyoruz İçimizi açıyoruz birbirimizc 'Herdem lcıze' üzünclerikonu^uyoruz Bir tabakta soğumuş kuru köfteler t'zık bir domales Hep \em konıtjuyoruz \en Hırakıp gıtmeler uzmanı Anınnadıkca ıcımız eziliyor Soyulmuş uılalalıklart tuzluyoruz tizünç kokuyor Ellerımızden kayıyor sen l lep ellerımızden kayardın Opüşiir gıbı gülerdın sonra Sunnı arltklart lopluyoruz ateşisöndürmelı Bir kır yemeg'ınden donerken hele gün kavuştugunda Daha dokunakh ne olabilir Arııları da Artıklarla bırlıkte siipürmekten" Adı Özcan Yalım Kitabının adı "Yaşadık mı" (1) Bu şairi tanıyın, kârh çıkarsınız. (l) Yaşadık mı / Özcan Yaltm /Dorttk Yayınlan 1W2. CUMHURİYET KİTAP SAYI 687 Özcan'ın bir savı çok önemli. "Herkes, şiir okuru bile olamaz." diyor. Şiirin resul sözü olduğunu söylemek değildir bu. Tam karşıtı, şiirsel yükiin, herkesçe tartılmasmın güçlüğünü belirtiyor. Şairin özel bir duyarlıkla örgütlediği sözcüklerin, okurca da, özel bir coşkuyla algılanması gerekiyor. Çünkü, şair, yalın bir gerçeği yansıtmaz. Derinlerde sezi lebiienbir gerçegin titreşimlerini yansıtır. Özgürleşmiş bir duyguyu sunar in sana. Özcan, bu temel ilkesini çok iyi kavramış. Şaşırtıcı imgenin karmaşık örgüsüne kapılmıyor. Ancak, şiirde duyarlığın "hızlı iletimi"ni sağlayacak, ezgisel etkisi güçlü bir sözdizimine özen gösteriyor. Ö, bir şey söylemek istiyor "Katlaya katlava acılannı tlhan Erdost'un". Çiçekleri koparmayacak çocukların özlemiyle barışın evrensel özünu arıyor. Toplarla tüfekleri, kara kitapların sayla larınagömüyor. Egemenliğinden vazgeçemedıği dil gücünü elden bırakmadan, çalışmaya saygı duyarak, düşten ve düşlemden çok şey ummayarak kuruyor şi irini. Sezgiyi sevse de, şiirinde, arınmış bir coşku var. Coşkusunun da bilinçle bezendiğini söyleyebilirim. "Aç gözlerde yansıyan/ Ekmeğin acısı", hamura bilinçsiz vurabilir mi? "Bir dalım uykunun ardında", insanın nesnel acısı çoğalabilir ancak. TanrıJann insana esinlediği hiçbir di ze yoktur. Şair, dünyaya şiir olarak bakar. Her şeye şiir olarak bakan biri, elbette, şiirsel alanın hangi dıırıımda oluştuğunu arayacaktır. Bu arayış sırasında yakalarsesi, sözcüğün büyüsünü, imgenin canını. Can (soul), yaşamı oluşturan, bedenle anlağın evrenle bütünleşen giicüdür. Şair, imgenin canını yakalar. Ne ki, insanla doğayı bütünleştirırken, can sıkıntısı içindedir. Çünkü, şairin bilincinde, insanın gönenci ve murluluğu söz konusudur. Oysa tarilıin derinliklerinde ve toplumların tarihinde, insanlığın ortak özJemi olan esenlik görülmüyor. Bu yüzden, şair için can sıkıntısı, yaşamın bir sayrılığı gibidir. Can sıkıntısı, aşkta kabarır, toplumsal düzende yükselir. Bir durumdur şair için can sıkıntısı. Durumları kavrayabilmek için, şiirin canı, yaşamı cehenneme çeviren imgelerleboğuşur. Birbakıma, can sıkıntısı, şairin servetidir. Şiir, insanoğlunun başarısızlığının başarısı olarak can bıılur. "Savaşlar ölütnleri kekelerken, çocukların yüreği, yarının maviliğine şahlamr." Can akar zamanın damarmdan. "Okseli bir bahar dalı" donup kalır sevginin kucagında. Şair çarmına gerilirken, umutsuzlukları budar. Ozcan, dilin egemenliğinde, umutsuzlukları budayan birşairdir. Sözlüklerin ustası, sö/.cükle rin büyücüsüdür. Düşü yorulsa da, bilinci körelmez, coşkusu dınmez. Bilincin tüm akışı, Ozcan'ın dizesinde, geleceğe doğrudur. • diyen şairin tck bir anahtarı var: Duyarlık. Bu dizeler, birden bilince d(>niişnıüş zengin bir duyar lığı yansıtıyor. Fksilmeyen bir aşkın, çocuk resimlerinde yansıması, dolaysız bir izlenim değüdir. Kaynagında, sezgi, de neyimle edintlmiş, yaşanmış, birikmiş kazanımlara dayanan. M. Boll'un dediği gibi, sonucu bilinç ala nında birden ortaya çıkan bilinçdışı ussal bir işlemdir. Özcan, şiirin bu yanını, derinden kavramıştır. Sezgi (intuition, hads) dc özcan Yalım edeblyatcı dostlaryia birlikte... SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle