28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

^ 4EVAT ÇAPAN Paolo laşvili/Çeviren: Kemal Ozüdoğru YELKENLERİN ŞAKLAMASI GİBİ Bu yeni harmoninin arayışlarında ne olurdıı ki bana? Yakınımda ba^lar yükseliyor, onu orada buluvorum, üzüm salkımlannın güzel kokusundan getirümiş. Yazlık dünya sanki bir hazine, ve derin gölgede daha da benaktır. Sessizlik, her ycrde öğle vakri yeni bir armağan hazırlar bana. I iavanın okşayan sessiüliği ve titreyişi, özgür ve kibirli. Beni ne engelliyor şarkı söylemekten? Ve henüz vakit varkcn mırıldanmaya başlıyorum: Yelkenlerin şaklaması gibi, denizden işitilen, öyle bir şiddetle kiottır masana işçi! Ki efiilsin sözcük diye şimui müzikien soyıınarak resim gibi ağır, meyve yüklü olarak. Ki düşsün naneye, salkımlara faydası olsun diye, gübreleyerek çiçek bahçesini süperfosfatlar gibi. Yelkenlerin şaklaması gibi, denizden işitilen, öyle bir şiddetle kiotur masana işçi! Ki şiir kendiliğinden yeşersin diye sürü gelmeden, onun yalağında çağlayanın yanında. Ki gece rahat uyusun diye ve masum, takat gün bir erkek çocuğun doğumuna benzesin. Yelkenlerin şaklaması gibi, denizden işitilen, öyle bir şiadetle kiotur masana işçi! 1912 Ki şiip kendiliğinden vesersin dive!" Paolo îaşvili (18951937). Gürcü şair. Biıinci Dünya Savaşı öncesinde Paris'c girmiş. 1916'da memleketinc dönmüştür. "Mavi Boynuz" sembolist şairler grubunun üyelerindendir. Sovyetlerin kuruluşunu memnunlukla karşılamış, onıı kutlayan şiirler yazmıştır. 1930'larda Gürcistan'da sosyalist yapılanmanın başarıları üzerine yazılar yazmıştır. Puşkin'i, Lermontov'u, Mayakovski'yi Gürcüce'ye çevirmiştir. Tabidze'nin tevkifi ve kurşuna dizilmcsiyle paniğe kapılmış, aynı yazgının başına geleceğinden korkmuştur. Sekrctcri olduğu Gürcü Yazarla rBirligi'nin merkezine gk'erek kendi çiftesiyle nayatına son vermiştir. SABAH Şarak söküyordu, ümit veren düşünceler gibi, ve ben kıımsalda kurutucuyu sürmeye başladım öylesine sessizce ki avucıımu açsam dııyulacak rüzgârın düşme scsi. Kâğıttan gemiler gibi ördekler uyanan sııda yüzüyorlar. Söğütlerin ueları küçük balıkların tiiyleri gibi eğilip bükülüyorlar, kıış sesleıi işitilmiyor, onlar yakında bulunmuyorlar. Anıa şimdi cıvıltılar yaklaşıyor kcsilmeden. Ormanda, çimenlerde nıi? Sanki emredilmiş ötmeleri, ördekler suda çırpınıyorlar kuşlar gibi, duyulur çalkalanmanın sesi. Dağlar vc uçurumlar adeta hareketsiz, dalgıç gibi sanki gürgen agaçları. Havada yogunlaşmış sıı hıınarı ve dolu taşıracak ırmağı. Lakin nedir şimdiki mutlulugumun doruğııçirtçilerin rarlaya geldikleri o an, ve karasabanla sürülmüş tarlalarda huzurla çalışmaya başlayan, toprağı oya gibi işleyen. 1932 BAHÇEDEKİ OLAY Gidip havaya baktığında için czilir, biteviyeyazmanın içine çekilirsin, Canın sıkılır kapıya gidersin. Kapının dışında yağmıır yağar bardaktan boşanırcasına. Akşama kadar. Sonra sessizlik ve çocukça topukların izleri kumda. Anidcn bir giirültii kopar: Seıçe uyannıaya başlar, kestane a^acuıdan yağmurun kalıntılan damlar. Ve bu aynı bahyeyc akşam olıınca inersin, çııvaldaki kömüre ve çatının gövdesine bakarsın, ve yaprakların ve agaç kabuğunun kesilmiş izlerine, CUMHURİYET KİTAP SAYI 687 güneşin oraya bir daha ugradığını anlarsın. liava kararır, ve ruhun tekrar ısınır bahçedeki olayı diişiinürken. Ev ardına kadar açıktır. Ay kanepenin üstünde çarşai gibi parıldar. Ve amacın ilk filizleri gibi riizgâr. 19 32 GENÇLEŞME Büyük hisse yeniden kapıldım. Heynim onun nimetini algılayamaz. Biraz konuşuyoruz. Bakışlarımı sana çevirdim ve sözcükler aradım ilginç ve sade. Delikanülık çağının kaba şakalarına ve halen şimdi de mesuliyet duvulan ^eylere sanki büyük bir dagın gölgesi cîüşiiyor, senin diinyada var olmanın gölgesi. Ve çünkü ben dinginlik duyamıyorum, bu yüzden benimle kal kaygılı saatlerimde. Giimiiş renkli saç telinin pardtısısadece içtenliğin yeni parıltısıdır. Alı, otuzsekiz yıl nasıl da geçti öyle ressamın en sevdiği renklerle (,'alışırkenki gibi. () büyük günlerin yiğitliğini paylaşıyorıız, dehşeti tanuııayan o günlerin. Söylentilerden korkma, sessizlik daha kötüdür, Sokaklarcian gizlice girerken içeri korkutuyor yakla^an savaş gibi, namluya sıkışmış merminin kurşunu gibi. MUSA BENİM PARNAS'IM Sanki mektup yazıyormuşum, sanki bu bir oyunmuş, aniden işler rast gidiyor. Sanki heeeler havalanıyormuş, güvercinler gibi avludan, ve sözcükler onların gölgeleriymiş sanki. ParmakJanmı çıtlatıp tempo tutarak dün gördüğüm her seyi bir deftere topluyorum . Ve şarkı söylüyor, akıyor kalemin ucu, yarılmış bülbül gagası. Ama masaya, benim Parnasıma, pancurları geçerek sıcaklık küçük araliktan dikenli tel çekiyor. Şaşkına dönerek şair böylesine bir iyiliği görmekten donup kalıyor. Mürekkebin altın teli öylesine sarı ve akıcıdır fcner direfiinin çevresinde, öyle ki kalemin ucu bir süre sııııyor, bülbiilün gagası kapanıyor. Ama sabahtan beri vadide kavaklar, çihlikler, bıldırcınlar, ovalar ve daha yııkarda atmacalar rüzgâr gülleri gibi dönüyorlar kiremitli damın mahyasr üzerinde. Hepsi cağınyorlar, artık ucmanın vakti geldi yaşa! Vc işte böyle onlara kollarımı açıyorum, ve ıınutulup terkedüjniij kalemin ucu, bakımsız harap olmuş bülbiilün gagası. MALTAKVA Kumsalda dalgalar çakılları dövı'iyor, köpürüyor, fısıldıyor, eriyor yumak gibi yuvarlanıp dönüyor. Dııyarım hoş kokıısunıı yeni dikilen bitkilerin. Okaliptüs seraları orada eğiliyorlar kuş cıvıltıları altmda. Akifii andıran sığ sular çakılların üzerinde parlıyorlar. Sakin güneşin altında çocukların yüzme yeri görünüyor. Burada ara ara kireçli sular fişkırıyor, tepenin yakınında küçük taşlar yarın öbür gün toplanıp evleri oluşturacaklar. Evlerde teraslar olacak ve damlar, engin deniz ve dingin manzaralar. Tepeye yakın yerde bir evde büyüyecek çocuklar. Dadıları onlara seslenecek, deniz onlara ninni söyleyecek. Masal gibi bir gün, sessizliğin sesi, rüyanın gerçekleşmesi. SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle