Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EMİN ÖZDEMİR imı özıl adlar vardır ki dcğişîk kimlikler, yönelim vc yötıscmclcr içeren anlamlar bagiamıstır. Tanıyanlar, duyduklarında gcnellıkle bıt anlamlardan sall biriyleonıı anımsarvedüşiiiHİrler. Hüsnii (îöksel adı da bu tiir çoğul anlam bağlamışolanlardan biridirişte. Bırçokları için o, iiıılii bir hekımdır. Çagımızın anıansız, yenilmez sayrılıyı sayılan kanscrin pençesinden nice canlar kurtarmıs,, bıı yöniiyle I ıclleklerde, yureklerde ız bırakmış yüce bir hckim, bir bilım adamı. Kimileri içinse, hekimlığının ötesiııde insanmıızın vc ülkcmızın insanca bir yaşanıa düzcnint* kavıışması savaşımına katılan çagdaş bir aydın, ilerici, devrımei, sözcüklerin büyülii evreninde yeniden üıetcn bir yazı vc yazın adamı. Ancak bir özel ada ozgii bu yönelim vc yönsemelerin oluşturdııgu deg^ik yönleri, daha doğrıısu çağrı:;im ağlarını bir kimlik bölünmesi biçiminde algılayamayız; çünkii birbirinden kopıık, bağımsız öğeler değildir bunlar. Tersıne giiçlii Ijir ctkilcşim vardır aralarında. Birbirlerini besleyip büyiiicn lünıleşik bir nitclik taşırlar. Hiisnü Göksel için dc böyledir bu. Sanatçl yönünü hekimliğinden, devrimei, çağdaş vc ilericı çizgisini sanatçı kimliğinden ayrı diişüncmeyiz. Nitekim bunıı, kitaplarının biri niıı (Giimüş, Kemerlı Kız) arka kapak yazısında şöyle açıklıyor: K Adanmış bir vaşam vardı. Fluraşan lambalannın çiğ aydınlığındaki bcyaz fayanslı çay ocaöuıa yakla^tı..." Bıı bctımleyici gercekcüik.gcnclcrin bırbiriylc ilttişiın bicimini vcrıştc de göriilü ynr: "... Bir sigara yaktı, yanlarına gitıi. •Selanı!..' l'ikret, istcksiz 'Sclam' dcdı. F'.lıHıiı, yanıt vermedi. Başını biraz daha eadi. Fikrer.sankionemli birşcyanlatıyorınuij dayarıdakıılmı^gibi lilil ilckonıı^mayı sıirdiirdü. 'Bir anlamda haklı olabilirsin. Scnin bakıs açın böyle. Ama konuyu tümüylc alırsak.. ' Tümccsini bitirmedcn Selim'e döndü. Bir an öncc başından savmak istcdi^i bclliydi. 'Nehabcr?' Sclinı bunun hatır sorma dcgil İ lâlâ nc durııyorsıınr' Çek gif anlamına gcldiğini bilivordu. Oralı olmadı. 'lyidiı, n'olsun... Sizdcn n'abcri'' 'Bizdcn dc iyidir.' 'Dcrsc gırmıytır mıısıınuzr' Bc^ dakika var' 'I layır girmiyuruz. Scnr1' 'Bcn de girmcvcccğim.' " Görüldü^ü gıbı anlatılanlaıla anlatım arasında sözciiklerin seçinıi \c istiilcndırilişi yönündcn tanı bir uyum saglanmış. Yaratunıak istcncn hava, gençlcr arasında kul lanılan kimi sözcük vceksiltili tümcekalıplarıyla verilmeyc çalişılıvur. Daha doğrusu anlatılmak istencnlc anlatım arasında söy lcmscl birörlü^üm gerçekleştiriliyor. Bunıı, hcm kitabın öteki öykiilerinde (Sücda, C) Öyle Bir Sabah ki, Konycrto, Laura. Kahrolsun Amcrika, Silivri dcki Ev) hcm dc (ilimuj Konerlt Kız\\i\\ii öykiileıdedegi^ik boyııtlarıyla görüyi)ruz. Bu da dogal olarak inandıncılığıııı artlırıyor üykülerin. ()ykülcruckigclcncksd övkiiniin kıııgıı sal kalıplarına biiyük ölçüue bağlı kaJıyoı Hiisnü C îöksel. Ancak bıı kalıpların sınırlarını a^ma ya ealiştıgı dcncmdcri dc yok dcğil. Şövlc kı "tılay örgüsii'nü, tck diizlemlili ğin dı^ına çıkarıynr kimi öykiilerinde. Böylc dallanıp budaklanıyor öykü. Bıı da ıster isteınez övkii lemeıleki yı'tııy vc dikcy bağıntıları artırıyor. "7.Avallılar Kııarteti' ve "Sa hibıne Ulaşmayan Mcktııplar" adlı öykülcrdc olduğu gibi. Hiisnü Göksel'in öykü lerini bu genel dcğcrlcndirmc icin okurken hep şıı sorıı takıldı kalama: Ne den yayımlandıgı günlerde gcreği gibi vankı uyandırmadı bu öykülcr.'' ()ysa bazıları Çehov tadında, yaşanıın soluğuyla yoğrul muj, Hcle dokıısuna bııyiik olçüdc vazarın hekim lık anılarını, gözlem ve la nıkJıklarını ağdırdıgı "aıılatı" tcrimiyıe adlandıracağım Lcicıvcrt Mnyalu KIZ'AA öylcsıne metinlcı var ki okıııkcn aJtüsi nluyor i«,iniz. Sarsıldığınızı, bogazınıza bir şcvlcrın dü ğümlendiginı dııyumsuyorsunuz. Pcki, neler anlatılıyor bıı mcttnlerdc.'' Acılar, ağrılar, cekiler, tepkilcr, insanın dııcnme ve dayanma gücii, ycnilgilcr, hastanc odaları, otopsı masalaıı, ameliyatlaı, bcklentilcr, bekleyisjer, umtıtlar, ölümlcr, ölcnlcr, geride kalanlar. Kısaca ılegişik in sanlık durumJarı. Hcmcn bclirteyim ki bu durumlar, insan vc (uplum gcrccklerimızlc bütünleşürilerek, birbiri içindc critileick yansıtılmaya çalısılıyor. Böylcce anlatıların salt acı vcgözyaşı narındıran "arabcsk" bıryolagirmesiniönlüyot. Kitaptaki metınlcrın birinden bir alıntıyla örneKİendireyim bunıı: U7 7 > > yaşında sekiz ayhk ccbc idi. Hastalı ğı ameliyat yapılamayacak kadar ilerlemijj, tüm vücııdıınu sarmıştı. Gebeliği sonıına kadar süıdürecek durumda dcj*iıdi. Sezaryeıı yanddı. liikeknıiş. Bcbck iiç dakika ya yıyabildi. Avılıp habcri alınca hüngiir hüngıir agladı. lki KIZ çocuğu varmış. Bugünc kadar olan yaşama isteği dc kocasına bir erkck çocuk vercbilmekmış. Radyoterapi ve ktmotıTapi icin bir buııık ay hastancdc kaldı. Bıı sürc i(,indc bir kez bile güldüğiinü görcn olmadı. Bümcın, bıraksaydık da doğıırsaydı daha mı ıvi olurdu acabar1" I Iüsnii Cîöksel'in "öyküle^tirücn gerçeklei" diyc adlandırdığı bu mini metinlerde insan davranışlarına; kankoca, anaoöul, babaevlat ılışkilerine yönclik çok incclikli gözlemlcr, çarpıcı saptayımlar var. Bir ronıan ya da öykü oylumıı içinde anlatılabi lccek nice insanlık durıımlarını Hüsnü (î(iksel, sıradan bir tepki, bir karşı tutum va da ıleı inlikli bir sözlc ustaca vcriyor dcrsem hiç dc abartmış olmam. Mctinlcrin güzelliginı oluşturan yönlerdcn biri de onların bu yönündcn, anlatımındaki yalınlık vc yogunluktan gclivor. Yazar, uzıın uzun açıklamalara, yorıımlanı yonclmiyor. Bir örnek vcrevim. I Iastalaı dan biri çok ağıtiaşmış. Haftalardır yatakran çıkamaz olmu^tur... Agrdarı artık ilaçla da deııetlcncmcz durumdadır. Karaciöer mctastaslarının ncden olduğıı sardıkla dayanılmaz ka^ıntılar içindedir. Bu dıırum son üç gün ıçinde daha da kötıilcşmiş, acdarı daha da artmıştır; sürekli bağırıp inlemektcdir. Sonıında komaya giriyoı hasta. Bun Mlnlmetinlep "îki kişiyi kiskandım ömrümdc. Biri l'red Aslcr, onun gibi dans cdemediğinı için, obiıru Anton Çehov, onun gibi yazamadığım ıçın. 1950lerin ikinei yarı.sında, asisran ikcn Nc\v York Timcs'in kitap ekindc Çchov'un Ingılizccdc ycni yayımlanan bir yapıtı üzcrinc bir yazı gördiim. Yapıtın basjığı, 'Hcr Doktorun Anlatacaklan Vardır' gibi bir şeydi. Çehovtın hckim oldugunu biliyordum, yadırgamadım. Anıa bu başlık bana csın kaynagı oldu. I Ickim olarak benım dc o zaman lıcnu/ çok kısa olan meslek yaşamımda anlatacak bir şeylerim vardı vc kıışkıısıız ilcridc de olacaktı. Hcmcn karar vmlim. Bcn dc vazacaktım." Öykülerin inandırıcılığı Insanın sorunları Yazı ve yazın evreııine böşle bir kararla girmiştir Ilüsnü Göksel. Hekımlik yaşantılarım, daha kapsamlı bır söylcnıle iilkesinin ve insanının Mirıınlanııı yazma, anlaima geıcksiııimiylc yola çıkmı^ıır. Btıgiin bızc İMraktığı, Çagdatj Yavınları arasında çıkan Barifd Ozlem (dencnıe) adlı yapıtıyla Bilpi Yayınt'vi'ncc yayımlanan Hcıı Bu McııehşclcriScııiıı tç/ı l'opliidıırı (öykiı), Bıtnca YafynurLtrın SonJıiremcdt^ı (şiir), Bu Daflann Arkasıtula Bttşka Dnğjar Var (dcncme), AytşıgtSuıuıtı (ronıaıı), LıtavcrlMd\oln Kız (anıöykii), (iuınu$ Kcmerlı Kız (iiykii) kilaplan bıı karann, yazma scrüvcninin lirtınlcrıdır. Bıınlarda lıckiınliklcn lıcslencn insana vc Lopluma yönclik gözlcmleıin, izlcnimlcrin yanı sıra, iilkemize vc insana ozgu dcğişık dıırumlara, sorıınlara tanık olıınız. Acılaı, .scvinçlcr, scvilcr, düşlcr, dii^ kırıklıkJarı, duijlcmler, özlcmler, özvcrilcr, ölkclcr, başkaldırılar... adlarını sıraladığım bu kıtaplardaki üykü ve denemelcrin konu hariiası i(,indc vcr alır. Insanı ve onıı bicjınlendiı cn ko^ulları (,'ikış noklası yaparak yazıla^ıırır bu konuları. 1 liisnii (îöksel İH öykiilcrini tck tck dcğcrlcııdircLck dcğilim. Boylc bir dcgcrlcndirmc, bu yazının rasarlanış amacı dışında kalır. Öykülerdeki özclliklcrc, gcnellcyici saptamalar biçinıindc kısaca dcğinmckJc yeiineceğim. Dil vc anlatım açısından öykiiler, göz lcmci gerçckçiliğc özgii kimi nitcliklcr i(,envor. Ayrıntılann scçimindc i^lcvscllik ön nlanda (utulıııu^. Bunıı, Bcn Bu Mcnt'hşelcr/Scnın İçin 7«/>/</(//w'dakı "Kantin" adlı öykünün girışinden alıntıladığımız ş,u tiımcelerdc biilün boyutlarıyla bulahiliriz. ()yküdc tıp takültcsi ö^rcncılcrinin yaşa nıından bir kcsıt vcriliyor. Şöyle çiziliyor f izikscl ortam: "Kantin yinc kalabalıktı. Girince sigara dumanından gözlerı yandı. I Iastanenm cn alt karında, penceresiz, havaJandırması iyi çalışmavan bir verdi burası. Güniin her saatindc dolu dofu olurdu. Çay ve rost kokıı larının karışımından oluşan agır bir havası SAYFA 6 dan ötesini şöylc anlatıyor I îüsnü Göksel: "Bu iiç gün kansı hep yanında idi. 1 liç uyumadı diyebihrim. Saınlalye iizcrindc hareketsiz ntıırııyordıı. Konuşınuvordıı, bir şcy sormuyoi du. Ooııuk bir maske vardı yiizünde. Koma derinlcijinıe kadını, haslanın yanından aJdım. ()dama göıürdüın. (), kocası öliinceyc kadar yanında kalmak istıyordıı. Izin vcrmedim. Hasta bir saat sonra öldii. Bu sürc içinde kadın benim odanıda harckçtsiz oturdıı. Bir heykeldi sanki. Öldiiğiinii haber vcrdim. Bcmbcyaz ol du. Oysa bcklenmeycn bir sonııç dcgildi bıı. Bu gcrçcgi aylardır o da bilivordu. Bir sürc hareketsiz kaldı Sonıa birdcn ağlamaya başladı. Sarsıla sarsıla ağlıyordıı. Y\lerini yiiziinc kapamı^tı. Tcscllı ıçın bir şcy lcr söylenıcyc cahştım. I lıç dinlemiyoıdu. Biraralık, "I laklısını/" dcdinı, "si/.i anlıvorum. F.lbet ağlayaLaksınız, Uzıilııvorsııntız, çektiklerine, ölümüne üzülüyoısu nuz.Ama..." "I layır dokior," dedi, "ben üzüldügum için değil, iizülemcdiğim için ağhyorum ü n sekiz yıl bu, ömriimün en giizcl olnıası gcrekcn on sekiz yılı ' Gördügümüz gibi kadının aglama gcrekçesınin art alanında başlı ba^ına bir draın var. I iiisnü Göksel, bir tümceyle sczdiriyor bunu. Bu yazılarda anlatılan vc yansıyan gcrçeklere bakarak diyebiliriz ki sayrılığın ar dındaki insanı gören, ona ulaşmaya çalışan bir hekimdi Hiisnü Göksel. Ba^ka tüıiıi söylcmek gerckırse hekimligini sanatçı dııyarlığıyla inceltip zenginles,tircn bir hckim. Elbettc bu yargı, hocalığı için dc yınclenc bilir.. !jimdi kcndisi de tıp fakiUtesinde ögretim üyesi olan kızımdan dinlcmiştim. Bir gün, üniversitedeki hocaların dcrs anlatma yötı temi üzerinc söyleşirken demış ki "Hocaların çogu, eğitscl anlamda ögrciinı tekniklerini görmüş,, tanımıs degildir. Hcrkesin kendinc özgü bir ders anlatma tckniği var dır. Ancak çoğumuzun bu alanda örneksediği bir hocası vardır. GcncllikJe ögrcncilığimizde bizi ders anlatma yöntemiylc en çok hangi hocamız etkilcmışse onıı örnek alır, biz de onun gibi ders anlatmaya çalı^ınz. Ders vermc yöntemi açısııulan tıp fakülte sindeykcn bcnı cn çok elkile ycnhocam, 1 liisnii Göksel olmııştıır. Ilep hazıılıklı gclirdı derslerine. Ses tonundakı vıımuşaklık, diksiynntındaki düzgünlük bir yana, pırıl pırıl bir Tiirkçeyle anlatırdı. Hn karmaşık kavramları bile valınlaijtırır, kolayca kavramamı zı sağlardı. Kısacası bi/leılc çok iyi bir ıletis,iın kurardı." Hekimlik ve sanatçılık Söylcmek bılc lazl.ı, hckim liginı sanatçı duyarlıgıyla bcs lcme, öğrencilcıiyle olduğıı kadar hastalarıyla olan ilctışınıini dc sa^lıklı biçimtle ctkilemiştir... Onun bıı yönüylc ilgilı bıı gözlcminıi aktarayım. Ankara dışında oiııran bir yakınııııızHiisnü (îöksel'in has tasıydı. Meme kanseıiydi. Bir memesi alınmı^tı. Uzıın sürc "kontrol nıuaycncleri "ne gcldi, gitti. Her gelişinde bızc uğ rardı. Bakardım, hastaneycgi dip I liisnii Göksel'lc gorii^meden öncc çökkün, yılgın, karamsar bir hali vardı kadın cağızın. Dönüşiindeoııun tümiivle deği^tiğini görürdüm. ÇökkiinlÜK, karamsarlık yerıni yajjama scvincinc, ıımııda ve özsüven duygusuna bırakmış olurdu. Hekimligini sanatçı duyarh ğıyla örtüştiirme, Ilüsnü (îöksel'i nasıl insanımızın dünyasını tanımaya, onu anlamaya ve anlatmaya yönlendiı mişsc bir yandan da ülkenin sorunları üzerinde durup düşünmcyc zorlamıştır. Bu bag lamda onıı hem bir düşün ' KİTAP SAYI 680 Hüsnu Cöksel için aydın olmanın ba$ ko$ulu korkuyu yenebilmektlr. Korkuyu yenmedikce insan, aydın olmanın gerekierinl yerine getlremez. CUMHURİYET