06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. •" mek, dünyayı algılaınak, paylaşmak, vcrmek, vermek istiyordu. Kendi özgün zevkleri arasındu edebiyat, siir, resim, tiyatro, bale, müzik vardı. Bunlar kendisi içinde, varlığını ve yeteiK'klcrini ba.şkalarına sıınrnasın, onlarla birçok şeyi paylaşmasm hiçolıır mııydur1 Tabii insan, bizim toplumıımuzıın insanlannın bıı kadar az kimlikle yetinmesinc ö(ke dııymadan edemiyor. llüsııü (ioksel'in ise öfkelcndiğine ihtimal vermenı. O hcrbalde daha çok çabalamalı yım, diye düşünmüştür. Insanımız bir gruba ait olmakla yetinse de, o hep silke lemeye çalışıyordu vazılarıyla. Karşısındakiler ise ya yalnızca din, yahut yalnızca kent, vahııl yalnızca ırkla vetinmek istivorlamı. Bu hem yetiyordu onlara, henı de çok rabattılar, korunuvorlardı, çevre leri hiç bos kalmıvordıı bövlece. Bu tür büvük yığınlardan çok farklı, çokkarşısmdabirinsandan sözediyoruz. Bir kanser doktoru olmanın ruhunda oluşturduğu dalgalanımların çok yönlü kimlikler tasımasmda elken olduğıına inanırım. O hiçbir zaman kolayı seçmeı!i. lin zor, en iyi eğitimi almayı, bıı eğiriıni en zorlu hocalarla geliştirmeyi, çok çalışmayı vc hobilerini bir iş gibi citldiyc al mayı başardı. Onıın sanatla ilişkisi, insanla ilişkisi gibiydi: Derindi, içtendi, vericivdi vc cmcğine hiç aeımadan sunacak kadar yürekicn kopuyordu. Bcn Bıı Menekşeleri Senin lçin Topla dım(l)... llk hıkâyc kilabı. 1991 yılında Bilgi Yayınevi'nce basılmış, eni konu ilgi görmiiştü. Doğıusıı, o güzel insan pek çok kişiyi şaşırtmıştı. I İerkes biliyordu onıın çok yönlü olduğunu, giizcl sanatların bcr tiirünc ilgi dııyduğunu, bayağı yoâun bilgi sahibi olduğunu da, aneak hikâyfcilik... Bu başka bir şcydi. Hikâyclcri üstiinc epcy konuşul dıı. Kitanııı arka kabcn bu pagındaki değcrlcnsı'niıı iqin toplâdım dimıcyc okıııian hak vcrdi: "ScvgiyİL'kurtı lan ilctişimi, duyguları, Heğer yargılarını, /.amanla yarışan insanoğlıına özgü nc var sa oiıları, gcrçckçi bir yaklaşımla" anlatıyor du. Kitaptaki ilk hikâyc olan Siieda'nın 'l'RT tarafından filnıe alınmak istcndiginidcbiliyoruz. Bıından nc kadar biiyük sevinç dııyduğunu isc unutmak olanaksız... Doktor, durmadı: Ertesi yıl, 1992'dc bir şiir kitabıyla okıırların karşısına çıkrı: Bunra Yağmuıların Söndürcmcdiği(2)... Sunujj yerinc ^u dizclcri içcriyordu şiir kirabı: / lulâ ısmmaya çalıştyor yıire£ım Bırkaç kırınttsınJa liunca ycıgmıırların sandüretnedıŞj.. îlerleyen yaşla, hâlâ genç olan göniil arasındaki bir çatışmadan doğan şiirler oldıığıı söylenebilir. Sıınum da bu amaçla yazdmiij. Güzel mi şiiıierir1 Bu sorunun sorulmasını istcnıcm, soyleyebilecek konıını da da değilim, ^iir için yalnızca bcğcndim, bcğcnmcdim diyebilecek diizeyde yim. Yaşanıı boyıınca şiir yazınaıni!) bir iıiban olduğum için, haddimi bilırim. Aşk ağırlıklı şiirler içerivor kilap. Zaıııan zaman inccden bir afay. bir ()rhan Vcli havası seziliyor bazı şiirlcrindc. C)nlaıdan bir tancsi örnck olsun diye kaydı mıza geçmeli: Orhan Velı'nin anmna Dedem bıı şehirde âşık oldu Elcni'y*' Iftardan sonra Samur kürkünü giyip gittiği kahvede SAYFA 4 Miras Yirminci yüzythn Bir Şövalyesi Hüsnii Göksel Sanatla ilişkl sindeyayımlanmışbiryazısı, anlatmak istediğim şcye tanıklık cdccektir sanıvo rum. Yazmın atlı, Salon Kahramanları. Yazarolayı, Ikinci Dünya savası yılları nı Almanva'da geçirmiş bir arka Jaşından dinlcmiştir. "Savaşın içindc, ışıkları karartılmış tıc nc sırtında ütüsüz bir nclcr kapııtıı bulıı nan bakımsız vc yorgıın vüzlıi bir subay biner. Çok yorgundur, eflcıini ccplcrinc sokar ve ııyııklamay.ı basjar. Birkjç istasycın sonra, soıı derecc şık bir Nazi subavı vanındakı zarıl hanımla birlıkte kompartımana gircr \rc ııvuklayan subavın obıır vanındakı boş yerleıe oturmak istcrleı. Kadın yorgun subavın ayakları üslundcn atlayacakkcn .şık Nazi sııbayı kadını tııtar, yorgun askcri kabaca dürterek uvandırır, şaşkın şaşkır liakişi na alaylı bir cevap verir: 'Ellcrini arıvorsan ccplcrinılc,' ılcr." Son ıstasyona gelirkcn, uvııvan vorgıın subay uyanır, ellcrini ccplerınden çıkarıp gerinirken, gögsündeki nırlanialarla süslü Almanya'nın cn biiyük savaş nişanı ça kımlarla parlaı, Biiyük kahramanlara vc endcr verilen bir nışandır bu. Şık Nazi suba/ı, yerinden lırlaı vekurallargereği selamlamak zorunda oldıığıı bu kahıama na fiyakalı, şakırtılı bir Na/.i sclamı vcrir. Diğeri kaputunıın boyun tlüğmesini ilik ler, soguğa vc kaıanlığı inı ıcdcn önce se lam afır vc karsısındakının kıılağına cgi lir: 'Kahramanlık anyorsan, doğu ccphcsindcdir,' dcr." Hüsnü C îöksel, yazisinı şöyle sürdürür: "Bugün önümüzde, gösteriştcn ıızak ger çck kahramanlara, kahranıanlığı kanraman olmak için dcğil vatan borcıı olarak yapan kahramanlara mııhtaç bir Türkiyc var... Bugünün kurtulıışu, yarının, gelecek kıışakJarın mutlukığu aydınların sağdııyusuna, yurt sevgisine bağlı. Salon kahra manlıklarıvla, küçük hcsaplarfa bu ış çöziilcmez..." "tspanya iç harbiıı den geriyc kalan binlcrcc ceset ve bir dik tatördür. Bir de Picasiacivert so'nıın Cîııernica tablosıı..." Bu nağların Ardın rnayolu da Başka Dağlar Var, kı/. • edebiyatımızda lazla rastlanmayan bir kimlik taşır: tlmııt verir, okuduğunuz her yazıda gönenirsiniz. İnsan olmanın yüceliği, insanın taşıdığı özel liklerin seçkinliği kitabın ana tikri olarak varlığını sürekli duyıırıır. 1 liisnü Ciöksel edcbiyatın iıç dalında verdiği ürunlerle yetinmedi. likim 1994'te Ayişığı Sonatı (4) adlı romanıyla okurun karşısına geldi. Sağlam bir müzik begenisi vc iyi bilgi si olan bir yazarın karşısındaydık. Roman gerçekten bir sonat vumıışaklığında vc sonat formıında yazılmıştı. (Bu arada, edebivatımızda Batı müziği tcrimlenni sürekfi kullanan ve büyük çoğunluğu yan liş kullanan pek çok yazarımıza selam olsun. Birkaç kişi çevresindc dönen olaylar, hiçbir abartıya kapılmadan durgun bir nenirgibi kendi yatağında akıyor. Bıı neh rin her dönemecinde umulnıadık vc hiç beklenmeyen bir zamanda, sürpriz bek liyor... Roman, adında belirtildiği gibi Beet hovcn'in Avışığı Sonatı'nın lormundayazılmış. Üç bölümdetı oluşuyor ve kurgu sal bağı olan sonattaki gibi Adagio Sostenito/Allegretto ve Prcsto Agitato adları nı taşıyor. Sevinin çevresinde dolanan ve hüzünle biten olaylar örgüsünü içerivor. Biçimsel sağlamlığına karşın romanın da kırklıellili yılların yaygm hikâyelemc bicimini ve yeğlenen konıılarından birini anlatır Hüsnü Cîöksel. Elbette bu tür anlatılardan hoşlanan çok insan vardır ama, CUMHURİYET KİTAP SAYI 680 Aydınların sağduyusu VACMURLARIN SÖNDÜREMEDİĞİ Dinlerken incesazdan Sıızidilârâ laslını Ya da dinler göriinürken Sultan Mahmut'un tebdil öykülcrini Sahııra kaılar Hep Kleni'yi düşiinürdü Sonra, bir gün I lüsnü Ciökscl ilc karşı kanjiya kaldım: Bilgi Yayıncvi'nde cdiror liık yaprığım ilk aylarda karşıma onıın düzvazıları gcldi. Hani o ulkcnın avdın lık ınsanlarını hayran bırakan yazıları... Onlardan önce başka gazctelerde yayım lanmış olanlar, konuşmaları... Bütün düsjiin vazıları. Nelis bip kitau Bütün yazLİarı yayımlayanıamanın sıkıntısı ilc Kivranıyordum. Yaymılananıa yacağı için değil, olıışacak kitabın oylumıı yiizündcn okurıın ulaşmasındaki parasal zorlıık ciddi bir sorundu. Bunıı Hüsnü Cîökscl nasıl karş.ılayacaktir' Yayınevi çalışanları, yazarların bütün karşı düşüncelcrinc rağmen, yazarlan kır inak, iizmek istemez. Aına bu kırılmanın, üzülmcnin kaçınılmaz oldıığıı bir iiretim dalıdır. Yazarın iyi niycte inandırılması bir yana, zaman zaman bciylesi sözler baş ka gerekçeleri kapatmak için kullanıldığından içtenlikten kuşku cfuyıılması ola sılığı, her zaman vardır. Ikına srkıla, "Hocam," diye söze başladığımda Hüsnü Göksel hemen kesti "Dosyam elinde. Senin iyi birdüzcnlcmc yapacağından kıışkum yok!" Bıı Daglann Ardında Baska Dağlar Var(3),düzyazılannıntoplanuığınefisbir kitapnr. Kitap baştan aşağı ilcrici, aydın, dürııst, varatıcı vcgüçlendirici düşünce lerle doludur. Keşkc insanımız düşünceye, varatıcı gücc daha çok ilgi dııysa, ay dınlık kimliidcıin deneyinılcrindcn, göı üşlcrindcn yararlanmaya daha çok istek li olsa. Bu Dağların Ardında Başka Dağlar Var, hikâye ladında anılar ve dcnemeler vc likir yazılarmın güldestcsidir. lçinde insanı ağlatacak kadar özvcrili, varatıcı cumhııriyet kıışağının hikâyeleri de vardır. Yazıların her biri Hüsnü Cîöksel'in engin dcncyiminden ve temiz dilinden süzülınüş oldukları için türünde tektir. () kıtapta, daktilo ıle sık yazılmış satırlara ilişkin düzcnlcmcnin zorluğunun yanında, az kişinin bildiği, çoğunun da unuttuğu hikâyeleri ince bir dikkatle okııdıığum için mutlııluk duymuştum. ()nlarda ("umhuriyetinıizin ilk kuşağının kahramanlık savılacak hikâyeleri vardı. Bütün kahramanlıklar da görev duygusunun gcrçckJeştirilmcsi çabasından ötebir anlam taşımıyordu. Yani onu gerçeklesjtircnlcr valnızca görcvlcrini yaptıkları inancındaydıJar. Günümüzden tam kırk yıl önce yazılmış ve 11 Mart 1962 tarihli Ulus gazete İlk kuşağın hikâyeleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle