Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kug Bakışı HAYRİ K. YETİK R omanın adı Kuş Bakışı, ama kişileıin ruhsal dünyalarına, hem de derınlerine kadar ınen biı roman. 60'ların ortalarından başlayarak Tuıkıye'yi sarsan olayları içinden, ama luman teknıği ve olanağı çerçevesinde yüzeysel denebılecek bir bakış açısıyla yansıtmaya çalışan yazar; îşçi, Vali ve Kaşit Bey'le öğrencileıin dışında fabri kalara, kırsala, koye, bürokrasiye uzansa bile zaten daha çok bir öğrencı haıe ketı göıünüıııunde olan o dönemin ey lemlerinı ne yazık ki yerleşik vaıgılarİa betinıliyor; anlamamıza olanak sağlaya mıyor. Belkı de gerçeğe rağmen olrnayacağı için, ötekı kesimlerin ruhuna ini lemiyor. Kuhuna inilemediği gibi sosyal ilişkilerine de inildiğini söyleme olanağı edineıııiyoruz. Açıkcası bunu amaçladığı da soylenemez. Bunu daha çok kişilerinin, kışisel deneyimleriyle yaka lamaya, yansıtmaya çalışıyor yazar. Köy, köyün dışındakilcr aracılığıyla giriyor roınana. Vali yine gençlik hareketferi,*iyasi olaylar dolayısıyla sahneye çıkıyor. îşçi solcu, devrimci olsa da sınıf veya sendikal savaşım ruhsal sorunları dolayımında anlatılıyor. Yeri gelmişken anmakta yarar var; genel ge çer bir solcu sözcesi kullanıyor yazar; oysa o dönem böyle miydi? Yüzü aşkın siyasi yoğunluğun, örgütün herbirinin davacı kimliğine göre marksist ve ilkeli bir solculuğun gözetildigini atlamak pek de doğru olmasa gerek. ürtanın solundaki Selim Amca'yla komünistle ri ayırnıak gerek. Bıırada, titiz olunmasını beklemek herkesten çok Arslanoğlu için geçerlidir, roman boyutlan içinde bile. Denilebilir kı romanın en önemli kişisi ve tck tipi Nihat, 60'lardan 200()'ne uzanan süreçtcki aydının, yarı aydının, politik bireylerin karakteristik yansıması; eksikleri fazlalarıyla bu sürecin tipi? lîer ne kadar toplumsa! paranoyadan, nevrotik toplumdan söz edilse de her birey için geçerlı olamaz ba. Yazarın bu tipi '80 sonrasında giderek biıcyci, bcncil, değerleıini yiıirmiş, para nın ttıtsagı olmuş insanlar yığınına dönüşen Turkıye toplumlarına bir tepki olarak yarattığı söylenebilir; çünkü Nihal zaman zaman bu vönde pek de ele gelmcyen tepkiler dışavurur. Kaan Arslanoğlu, biitiin tarihini bir psikyatri kliniğine taşımış olsa da hatta nerdeyse sağlıklı karakterler yok dcne cck bir kurgu oluştursa da herkesin rulı hastası oldııgu savı bir abartı olıır: En azından btınca hasta arasında bile bir normal, bir orta bulmak gerekir. Bu psikologlar, psikyatrlar veya siyasiler, sosyologlar, tarihçiler için olanaklı olmasa da romancının her koşıılda bir or tasının olması, bir orta bulması gerekir gibime geliyor. Nihat yalnızca Nihat değil, dcnilebi lir ki o biraz Devrim, biraz Merih, biraz îşçi, biraz Hayri'dir. Onlarla birlikte, onlann bağlamında karakteri ortaya çıkar. Bu yalnızca tepkilerinın aşırılıkları bakımından değil; aynı zamanda tip olarak böyledir; böyle olması da doğaldır; çünkü aynı tarihin bireyleridirler. Bunların yanı sıra Arslanoğlu roman tekniğinin de dilin de bilincindc; her ikisinc de vâkıl . Tıp alanında, aynı za manda psikolojının de alanına giren bu alanda ıızmunca, içinden tanıyan, yaşamıs. biri gibi kurgulamiş, yazmış romanını. I lastayı hastanın dılıyle, doktoru doktor dılıyle, günceyi günce olarak, anlatıcıya ait bölumlerı de ona göre dillendirmış. Bir Arslanoğlu sozcesınden, Arslanoğlu biçemınden söz etmek için U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI EnönemNklşl erken bence. Bu tartışılabilir; ama dili bıldiği ve gerektiğinde dilin bilincindc olarak dili iyi kııllandığı yadsinamaz. Bı çem ve kendine özgii dil ve sözce lem ustalığını beklemem onun dil bilincine sahip oldıığım.ı ınanmamdan kaynaklanıvor. Konıandakı anlatıcı yazar; I. Tckıl kışi değil. () bildik öykiilcme/tahkiyc yöntenıi. 264. sayfada birden I. Tekil kişi olııyor; öykü dışıyken olaya, öykiiye karışıyor: "Baktıın, kaiası masaya yan dayanmış; hırıltılar içinde soluk almaya çalışıyor. Indinı aşağıya süzülerek.(?) Bu krizden paçayı kurtaracak. Ya ikın cisinden." "Mesai bitmiş. Müdür Bey; evet, o bir müdür; saatine baktı. "(71) "yaklaştı yaklaştı havada asılı kaldı, pençeleriyle pencerenin denizliğine tutundu." 7 "on sekiz hastanın birden sa londa beklediğini görmek; katlanılmaz bir kâbıısa dönerdi herhalde akşamı."(9) "însanlar hakkında önyargııar kazılı bilınç labirentlerinin büklümlerinde . Kırk yılın ay ay, gün gün acıta rak çaktığı. Ama kakılı olanlar genel yarguar." (11) "depresyon sorunu yaşayan elli yaşlarında?" dedikten bir cümle sonra "?hastası clli yaşlarındaydı?" (102) Hastanın yaşını biliyor mu bilmıyor mu? "Nihat özenir bazen bahçe içindeki tek katlı binalarda geçen böy lebir yaşama"(l 11) Nihat'ın bircümlesi içinde hem yanıt hem cevap sözcüğü geçiyor. Bunıınla Nihat'ın özensizliğini anlatmak istediğini düşünmemiz için bir neden görünmüyor. " Varolsa o kav ram çağrışim silsilesinde bir yol bulur, başını uzatırdı. Sanırsa onuru?"(149) Olasılık anlamıyla koşul eki çelişiyor, en azından söyleyistc sorun oluşturuyor. "O zamanlar daha sosyal bugüne göre." (199) Sosyal ne anlama geliyor, sosyal ilişkilerinde başarılı, dcmek mi? Bu şive sözü yazıya taşınabilir mi? Taşınmalı mı? "Dağınık, bu derece dağınık durmasaydı kafası ve onun da okıı saydı kafasından geçenleri. Toplayamıyor. Şimdı ne istediğini." (205) Bu tür anlatım yanlışları, anlatım bo zukluklan yüzlerce sayfalık kitaplarda hafıfc alınabilir mi, görmezden geliıımeli mi, bu daha çok editörlere, diızelt menlcrc bırakılmalı mı, sorularını ayrıca tartışmak geıek, ama iyi bir romancı bence dili aynı zanıanda iyi kullanan bir roınancıdır. Arslanoğlu, bunu beklememiz gereken bir yazar. Bu yazarın şu sözcıikleri de gözden kaçırmaması gerek diye düşünüyorum: Naçizane, garipliklerinden, eksantrikliklerınden, benzeştirsin, arzıı, sakillik, sosyalliklerı, biraz sıtkı mı sıyırmıştı galiba"(213) "ikna olmamıştı hissi kablel vukıı um"119 "nobran bir avuç içinde" (139) Arslanoğlu iyi bir yazar, bir romancı kimliğine sahip. Alıntıladığım kusurları, anlatım ve yazım yanlışları, önemsiz kurgu zaafları olsa da romanın atlanamaz adları arasında yer edinmiş, saygınlık kazanmış bir romancı? Bunları, son yıllarda okuyup da pek azını beğenmış, nerdeyse hiçbirine bıına yakın sılatlan yakıştıramamış biri olarak söy lüyorum. Arslanoğlu ne biröykücüdür nc de bir deneyci, apaçık bir romancı olarak kayda değer romanlar koyııyor ortaya. Kuş Bakışı ışini bilen bir yazarın yanıtı; aynı zanıanda ciddi bir psi kolojik roman. Tam da sosyolojiyle psikolojınin buluştukları kavşakta, yani zor bir yerde durarak yaratılmış. Bugün de yarın da okunacak. • Kuş Bakışı / Ktuuı Arslanoğlu / Adaın Yayınkrt / Ekım 2(101, tst /İ72s. 7 2 2 MUJDAT GEZEN 'Acaba şimdi neredeler? Anneannem, annem, babam ne yapıyorlar şimdi? Öyle bir yer var mı? Varsa bile, annemin çiçek suladığı daracık teras orada mı? Kolan vurduğum balkon demiri? Komik bir adam ne hakla acıklı şeyler yazıyor?' GALIBA BEN SANATÇIYIM 'anılar' Müjdat Gezen, 50 yıla uzanan sanat yaşamının ardından anılarını izlcyicileriyle paylaşıyor. Çocukluğunun İstanbul'unu, ailesini, arkadaşlannı ve aşklarını bu anılar kitabında anlatıyor. Yakın tarihimizc gösteri dünyasından tanıklık etmiş bir yaşamı önümüze sererken, pek çok meslektaşı yanında, özellikle yakın dosru Aziz Nesin'i bilinmcycn yönleriyle kitabının sayfalarına konıık ediyor. Tiyatro ve sinema dünyamızın temel taşlanndan Müjdat Gezen'in anıları değişen toplumsal değerleri de hatırlatıyor. YAYINLARI hUp://ww\v.canyayinlari.com eposta: yuyinevifi^canyayinlari.eom ¥@5i) Kitubevi: Ycniçarşı C'ad. No: 22 (ialatasaray SAYFA 17