24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dikkatinden kaçmamıştı. Şu saptarna Vcthi Naci'nin: "Son yıllarda kendilerinden söz ettiren genç hikâyecilerin sayısı az aeğil, ama 'genç hikâyecı denince hemen akla gelen bir ad yok. Daha doğrusu yoktu. Mehmet Saçlıoğlu'nun 1993 yılı 'Yunus Nadi Yayımlanmamış Öykii Ödülü'nü Vüsat O. Bener'le paylaşan kitabını, Yaz Evi'nin okuduktan sonra, benim için artık öyle bir ad var: 'Genç hikâyeci' denince Mehmet Saçltoğlu gelecek aklıma." ' Fethi Naci usta şunları da eklemeden geçmez; 'Bir Yaz Evi', 'Pencere Önünün Yolcu.su', 'Kızım' gihi hikâyelerini okuduktan sonra (Ataç gibi söyleyeyim) zanmı Saçlıoglu için atıyorum. Fethi Naci'nin bu önemli değerlendirmeleri ve desteği Mehmet Zaman Saçlıoglu nun öykülerinin ilgiyle okunmasını ve yazarın öyküye biraz daha bağlanmasını getirdi. Saçlıoğlu araaan geçen zaman içinde öğretim ü'yeliğinin getirdiği yorucu mesainin dışındaki çahşmalarla öykülerinin ve kitaplarının sayısını artırdı. Yapıtları Türkiye îs Bankası Kültür Yayınları tarafından topluca yayımlandı. Oykümüzün bu gerçekten başarılı yazarını, Mehmet Zaman Saçlıo&lu'nu tanıtmaya çalıştık bu sayımızda. Bol kilaplı günler... TURHAN ^^^•SSuîEIfluaHİ^V r 0 K U R L A R A Troya/Efsane ile Gerçek Arası Bir Kente Yolculuk, hem görsel Mehmet Zaman malzemesiyle hem de içerdiği Saçlıoğlu'nun ilk ö'ykümakalelcrle sergiyi geleceğe leri ünlü eleştirmenitaşıyan bir belge niteliğini miz Fethi Naci'nin taşiyor. SENNUR SEZER Bir sergi, bir kitap Troya, Efsane ile Gerçek Arası Bir Kente Yolculuk med'in yabancı diller konusundaki uzmanlığını bilenler için şaşırtıcı değildir. II. Sultan Mehmeu, Istanbul'u fethederek Troya'nın ve Troyalıların öcünü aldığını söylerken, söylerken yere yarı gömülü bir ören yeri vardı. Sonra Çanakkale Boğazı'nın sert rüzgârıyla taşınan kumsal usul usııl kalıntılan gömmeyi sürdürdü. Şehir uyııyan bir masal prensesi gibiydi, uyanmak için prensini değil, söylencesine inanan birini bekliyordu. Troya'ya söylence niteliği kazandıran konu 1893 vılında H. Schiliemann'ın bulduğu ve arkeoloji dünyasına adı "A Hazinesi" olarak geçen hazinedir. Schilemann.bulduklarının Homeros'un tlyada'sında sözü edilen krala ait olduğunu sanarak onu desranda adı geçen kralın adıyla "Priamos Hazinesi" olarak adlandırmıştı. Bu hazine içinde hem altın, hem de gümüş, bakır/tunçobje yer almaktadır. Bugün dünyadaki sekiz ayrı müzeye (Çanakkale, îstanbul, Moskova, St. Petersburg, Atina, Berlin, Philedelpia, Pforzhcim) dağılmış bulunan bu hazine, nem gerçekten IVoya'da bulunup bulunmadığı tartışmasıyla hem de tarihlendirilmesiyle arkeoloji dünyasının tartışmalarına yol açmıştır. Yapılan saptamalarbulııntulann değişik dönemlere ait olduğunu kanıtlamaktadır. Fotoğrarlarını gördüğümüz küpe, saç halkası, taç, gerdanlık gibi takılar tarihsel değerleri yanında ince bir zevk urunü. Bu takıların bir bölümünü eşi Sophie'ye takarak fotoğrafını çeken Schliemann, kuyumculuğun tarihinin eskiliğini kanıtlar gibidir. llyada'da, Deniz Tanrısı Posedion'un "Bir surlaçevirdim ben, Tıoialıların kentini,geniş, çok guzel bir surdu bu, kent bir türlü ele geçmez olmuştu" (Azra Erhat A. Kadir çevirisi) diye anlattığı Troya/Truva/Troia tarihi boyunca uğradığı saldırılar yanında, hazineleri ve tarihi nakımından da vağmadan kurtulamamış bence. Pek çok insan için bu kent, bir aldatışın, bir tıızağın lekesini taşır: Truva Atı. Trova Savaşı'nın düşsel resimlerinin en yoğun bulundıığu yerlerden biri Pompei. Romalıla rın kendilerini Troyalıların halefi say dıkları anımsanınca bunun nedenini anlamak kolay. Bu resimlerden en vürek bıırkanı, bir babanın oğlunun ölüsünü alabilmek için düşmana yalvarmasını konu edineni kuşkusuz. lhtiyar Priamos, oğlu Hektor'un cesedini alabilmek için Akhiellus'un önünde diz çökmüş. Ak hiellus'un kendinden emin sandalyeye kaykılışı, ölümsüzlüğüne inanışından olmalı. (Oysa Ilyada'yı okuyanlar bilir gerçeği). Troya/Efsane ile Cîerçek Arası Bir Kente Yolculuk, hem görsel malzemesiyle hem de içerdiği makalelerle sergiyi geleceğe taşıyan bir belge niteliğini taşiyor. Dönemin Kültür Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan, Enis Batur, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Dr. Alpay Pasinli'nin sıınuş yazıları dışında kitapta ver alan yazılar şunlar "Troia^Ana dolu: Geleceği Olan Geçmiş" (Manfred Korfmann), "Homeros, Ilyada ve Troia'nın Hikâyesi; Avrupa'nın Kök Arayışı" (Joachim Latacz), "Troia nın Kazı Tarihçesi" (Devrim ÇalışSazcı), "Troia Hazineleri (Göksel Sazcı), "Troia'da Biten Erken ve Başlayan Orta Tunç Çağı; Troia IV ve Troia V; 'Anadolu Troia Küıtürü"' (Stephan W.E. Blum)," Yüksek Troia Kültürü; Troia VI ve Troia Vlla" (Ralf Beks), "Erken Demir Çağında Tro İa/Troia Vllb 13" (Pavol Hnilla, Magda PieniazekSikora), "Yunan, Roma ve Bizans Dönemlerinde Ilion" (Brian Rose), "Araştırma Tarihinde Troas: Gezi Raporları ve Arkeoloji" (Gebhard Bieg). Büyük boy, kuşe kâğıda basılı olan kitabın 132230 sayfaları arasında yer alan katalog, kitabın görsel bölümlerinin en önemlisi. Metin bölümleriyse Türkçe ve Ingilizce olarak hazırlanmış. Kitabın bu düzeni ona ulııslara rası bir belgesel niteliği kazandırıyor. • (*) Troya, Efsane ile Gerçek Arası Bir Kente Yolculuk / Troy Journey to City Between Legent and Reality, l'C Kültür Hakanhğı A mtlar ve Müzeler CîenelMüdürlüğü, V 'apı Kredi Kültür Sanat Yayınctlık, büyük boy, 231 s. T roya nedir sizin için? Ben kadınların çığlıklarını duyuyorum hâlâ. Bir ııygarlığın yerlc bir edilişini. Bir ölünün adarın ardından siirükJenişini, Troia ya da Troya nedir sizce? Bir şehir mi? Bir söylence mi? Bir destan mı? Kral Priamos mu? Yoksa onun Hekabe'den olan kızı Kassandra mı? Geleceği gören ancak söylediklerine inanılmayan Kassandra uzgöriılü ve dışlanmış aydınların simgesi olarak hâlâ Troya surlarının altındaağlıyormu? (Bir Almankadın romancının, Kristina Wolfun bu adda bir romanı yok mııydıı?) Troya nedir? Bir söylence mi? Bir gerçek mi? 2001 2002 arasında Almanya'nın Stuttgart, Braunsweig ve Bonn şehirlerinde açılan sergi bunu sorar gibiydi: "Troia: Düş ve Gerçek". Sergi 3 Ekim 2002 15 Şubat 2003 tarihleri arasında Yapı ve Kredi Vedat Nedim Tör Miizesi salonlarında Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Müdürlüğü ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık'ın işbirliğiyle açıldı ve sürüyor. Serginin adı bu yeni sunumda: "Trova, efsane ile gerçek arası bir kente yolT.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü , Çanakkale Arkeoloii Müze si, Istanbul Arkeoloji Müzeleri, Topkapı Sarayı Müzesi, Erden Güley, MuİHar Katırcıoğlu, Engin Yenal katılmıştı. Sergi dolayısıyla, sergiyfe aynı adı taşıyan bir kitap/ katolog yayımlandı. (Yapı Kredi Yayınları, Kültür dizisinde, Truva'nın yalnızca bir şairin düşlediği bir kent olmadığını kanıtlayan bu yolla para da kazanan, Schliemann ile Ugili bol resimli bir kitapçık yayımladı: Troialîazineleri veya Schliemann'ın düşü / Herve Duchene. Troya gerçeğini görmek için Çanakkale'ye gidip ören alanını dolaştığınızda tek bir Troya kenti olmadığını, bu adı taşıyan şehirlerin çeşitli dönemlerde varolup sonra yok olduğunu anlarsınız. Troya durmadan kıırulup yıkılan, yıkımlarla tazelenen bir uygarlığın simgesiuir sanki. Durmadan yıkılıp yapdmak tek özelliğideğildirbu söylence şenrin. Manfred Korfmann, Troya/Efsane ile Gerçek Arası Bir Kente Yolculuk başlıklı kitapta yer alan "Troia= Anadolu: Geleceği Olan Geçmiş" başlıklı yazısında îîomeros'ıın llyadası'nın pek çok vazo vb. resimlemesinde canlandı rıldığını, Roma hükümdarlannın kimilerinin soylarını Troya'dan kaçan Aeneas'a, Roma soylularının da atalarını Troia'da döviişenlere dayandırmaya çalıştıklarını anlatır. Sonra bu savını somııtlar: "Buna örnek olarak 16. yüzyılın başında imparator I. Maksimilian için hazırlanan, Troia'nın ferhi ve sözde kendısinin atası olan Hektor ile başlayan resimli tarih anılabilır." Korfmann'a göre pek çok millet kendini Troialıların halefi olarak görmüştür: Franklar onlartn ardılı Fransızlar, sonra lngilizler, Normandiyalılar, Danimarkaklar, tzlandalılar. llber Ortaylı da Rdma'nın kurııluş miti ile Osmanlı Devleti'nin kuruluş mitindeki ortak noktaları böyle bir ortak geçmişe bağlar gibidir. Burada Istanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed'in Troya'nın öcünü aldığını vurculayan sözlerıni de anımsayabiliriz. Bir Osmanlı padişahının Troya'dan söz etmesi Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde elyazması bir Ilyada olduğımu bilmeyenler için şaşırtıcıdır. Bu yazmanın Yunanca oluşu ise, I'atih sanını çeşitli fetihlerle kazanan II. MehCUIUK" biçiminialrnıştı...Sergiyeeservererek GÜNAY Imtiyaz Sahibi: Cağ Pazarlama Gazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AŞ yi temsilen Cumhuriyet Vakf ı adına llhan Selçuk: Yayın Danışmani: TurhanGünay SorumluMüdür Mehmet Sucu 0 Görsel Yönetmeti: Dilek Akıskalı Baski: Sabah Yayıncılık AS > Idare Merkezi: Türkocağı Cad. NO: 3941 CağalOğlU, 34 334 İStanbUİTel:(212)512 05 05 c Reklam: Publi Media CUMHURİYET KİTAP KİYAP 1894 Troia VI kazısından bir göruntu. Troia vı rekonstrükslyonu. Sarayları ıie blrllkte kale ve A$ağı$ehlr SAYFA 3 SAYI 675
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle