30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EVAT CAPAN Kenneth Patchen/Şiirler/Çeviren: Nice Damar gibi. Eğildi ağaçlar ona, kolları darağacı tüm her acı çekerek ölmüşlere, ya da açlara, ilk hırsız Isa'dan yardım istediğinden beri, ilençleyerek... Sonra, yağmurun içinden, bir kızın sesieli omzumun üstünde. "Arkadaş, yardım et bu trene yetişmeme." Yumuşacıktı sesi...kahveden sonra bir sigara. Duyabiliyordum kargışlayan şıkırtısını tekerleklerin; gördüm projektörün yağmurun üzerine bir şeyler yazdığını. Sonra yüzünü gördüm o kızınkanayan yaralarınısormadım ona niç âşık olup olmadığını ya da hiç Magdalena ve Meryem'i duyup duymadığını ya da niçin bu kasabayı terk etmek isteuiğini. Görüyor musun yağmur için ne demek istediğimi? Büyük değil dünya Yalmzca mucizelerimiz îçin ver var Patchen'ın (19111972), yaşamının en çarpıcı olgusu, onu otuz yıldan fazla kımıldanamaz halde tutan omurilik sayrılığından şiirlerinde hiç söz etmemiş olmasıdır; Patchen bunu yüz farklı yoldan ilan etmemiş olsa bile açıkça anlaşılabilir: ona göre yaşam başka bir şey anlamındadır. Şiirleri, kendiliğinden gerçeküstücülük, gülmece, protesto, fantezi, tinsel olumlama ve erosa övgü kutupları arasında döner. Yirmi üç şiir kitabı, çeşitli romanlar ve binden fazla "boyama kitapları" kendi el yazısıyla, özel olarak ciltlenmiş, kendi resimleriyle süslenmiş eşsiz kitapçıklar. yayımlamıştır. Patchen, Ohio'da doğmuştur, bir çelik işçisinin oğludur. (The Collected Poems. New Directions, 1968) YlTtRİLMİŞ ŞEYLER î< ;tN BİR ARAŞTIRMA OLARAK GÖRÜLEN Sl LVGÎNİN NİTELtĞt Sen kadın, ben erkek, bu dünya: Ve her biri ürünii her şeyin. Orada örtülü bir adım karda; yabancı; Sakat çit kuşu; rahibe; dansöz; Isakanadı Köydeki yayaların üzerinde; ve orada Birçok güzel kol çevremizde ve bildiğimiz şeyler. Bak bu yddızlar nasıl geziniyorlar gökyüzünün yukansında değneklerinin üzerinde Antik ışığın: hangi yalınlıkla o mavi Alır sonsuzluğu Tanrı'nın dingin mağarasına, olduğu yerde Sezar Ve Sokrates'in, duvardaki ilkel resimler gibi. Bak, sardil gözlerle, ikimizin bulunduğu dünyanın üzerine. Sen aranılan, ben arayan, bu araştırma: Ve her biri görevi her şeyin. Ün yalnızca ağır yük arabasına koşulu Arabaya dil döken attır; ve neden nereye gittiğimizdir. Ama deha kocaman bir küçüklüktür, yüreğin Damla damla akması, tavşanı ve avcıyı aynı saran. Nasıl düzgünce, çiçeğin uykusu gibi sevgi, Çimenli rüzgâr deviniyor gecenin gergin çayırının üzerinde: Gök nasıl ormanın iri ahşap gözleri Dik dik bakıyor suçsuzluğumuzun yapısına. Sen köy, ben yabancı, bu yol: Ve her biri ürünü her şeyin. Sonra, bu adam yapmaz daha çoğunu, ya da keser acımayı; ama o Büyür yaşamda; ki tüm kentleri temiz bir bayrağı dalgalandırır... Yalnızdık uzun zamandır, sevgi; çok geç Suyun üzerindeki delinmiş ayaklar için ve ölmemeliyiz şimdi. Merak ettin mi niçin gökyüzündeki tüm pencerelerin kırık olduğunu? Gördün mü evsizi Tann'nın elinin açık mezarında? Tanıtmak ister misin tarla kuşlarına boşuna savaş müziğini? Orada örtülü bir adım karda; yabancı; Sakat çit kuşu; rahibe; dansöz; Isakanadı Köydeki yayaların üzerinde; ve orada Birçok umutsuz kol çevremizde ve bildiğimiz SAYFA 18 'ATEŞtN ASLANLARI YAPACAKTIR AVLANMALARINI' Ateşin aslanları Yapacaktır avlanmalarını bu kara ülkede Dişleri yırtacak yumuşak boğazlarınızı Pençeleri öldürecek Ey ateşin aslanları uyanacak Ve dumanlanacak vadiler öfkeleriyle Çünkü bıkmışsınız paranızın kirinden Çünkü savaşınızın ıslak çöplüklerini eşeleyen domuzlarsınız Çünkü alçak, sinsi ve dindar kıyımınızın irinleriyle dolusunuz Çünkü çevirdiniz yüzünüzü Tanrı'dan Çünkü yaydınız pisliğinizi her yere Ey ateşin aslanları Bekliyor dünyanızın sürünen gölgelerinde Ve korkunç gözleri izliyor sizi. GECE YARISI ÖZEL TRENt Hiç antilop yoktu balkonda Ve görünmemişti henüz Thomas Uçurumun üzerindeki çubuklıı pencerede Oğleden beri yağmıştı kar azıcık Ama sıcaktı o düşüncesinde Uzak ormanların ve şöyle dedim: "Tanrı Acı çekmeyecek ellerim yoklarsa Bu derinlerin ve çekingen koruların üzerini Dokunana dek ben kendi andıma" Ama yulaf lapasıyla uğraşıyordu Thomas Ve geîdiğinde antilop Yönetim bir hoparlör kurdu Balkonda ve söylemem istendi Birkaç sözcük şimdiki George VI hakkında Şöyle dedim: "Gece Yarısı Ozel Treni bir ışık tutsun üzerime. Ey Gece Yarısı Özel Treni hep seven ışığını tutsun üzerime." 'EY SEVGÎLİM SEVlMLl KASABALAR' Ey sevgüim Sevimli kasabalar Gecelerimizin tüm mavi çadırlan bir arada Ve sevincimizde hoşnut leylaklar ve kuşlar Ormandan geçen yol Yaşadığı yer hırçın kurdun Ve dağtn doruğundakikar Ve çok az Düşen yağmur köyümüzün çatıları üzerine Ey yarim sevgili hanımım Büyük değil dünya Yalnızca mucizelerimiz için yer var Ve ışık eğen gökyüzünün rüzgârları Daha tatlı ya da saf değil Gerdanımın üzerindeki ağzından Ey sevgüim tarla kuşları var sabahımızda Ve ellerinin ulaşan alevi Ve ırmağın kıyısındaki yosun Ve kelebekler Ve fırddanan çdgın Kelebekler CUMHURİYET KİTAP SAYI 643 YAPRAĞIN YARGISI Ve usul usul konuşuyorduk ve alçakta kaldı tüm ışıklar Gözlerinin içinde; sanırım hiçbir eşdeger cam değmedi dibe sonradan: Sevgim bakıyordu sana istek veren şeylerin arasından. Sessizdik yddızlar büyük dalgalara binmeye başlarken; Ve onları izleyerek çıktık yalnızca herhangi bir büyük merdiveni. Gezindik yukarda kararlı ışınlarda, şaşırdık, yittik Yıldızları çatırdayan şamandıraların görkemi olan çocuğun ülkesinde, Sonsuzluk ve uzaytn köpüğüyle ateş eden. Bir şey birdenbire kopardı uzakta bir ince dalı bizden: gerçek gözüktü o: bir kuş çağırdı onun küçük sesten işaret ateşini: alev aldı çalılık bir yaprağın denemesiyle gecede Yumuşak eller sıcaktı, ellerimin içinde ürkmüş; an'ın Kilise çırpındı Zaman'ın damlayan eğriliklerinden geçerken...yok edilmişti. Birdenbire Bildik yalın sevgiye ait olamayacağımızı yine. Açılan gözlerinin ince şeylerin alışverişine karşı çıktığını gördüm Ve sonuç çıkardım çıplak yatabileceğini tüm dünyanın Gözlerinin yeryüzünde, kolay tansık yaratan Tanrı'da. GÜNEY YAĞMURUNUN BtYOGRAFÎSt Yağmur pek ivi. Müshil veren çocuklar kasabada yüklerin üzerinde tekmelemeyeeek onu eğer gelirse; sonra gülecekler süc sık konuşarak aşağıdaki yapı blokunda yaşamış ve saçları nasıl mısır sarısı altın Tanrı'nın para için kullanabileceği, kız hakkında. Ama yağmur, anı gibi, gelebilir pis giysilerle de. Uzayın tüm üst katı çöktü o gece; gökyüzünün üzerinde sendelemiş gibi bir sarhoş devve dünyadaki tüm gözyaşları döküldü. lşte böyleydi. Bir anda her canı yananın inlemesi şeyler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle