Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r nu duymasını bekleyemem. Sizohissi duyuyorsunuz, o yüzden de farklı bir şairsiniz. Birçok insan aynı şeyi üpatıp duysa, yazılan anonim bir şiir olurdu. Kitabın ilk şiiri "Beş Yıl Var üğramadım Şairlerın Şebrine", "Beş yıl var ugramadtm şairlerin şehrine / ve düşünmefırsatı buldum hayata tlişkin bazı şeyler üstüne" dizeleriyle son buluyor. Istanbul'dan uzaklaşmak nasıl geldt sizin şıirinize? Istanbul'dan uzaklaşmak, burada unutulmak, bir şehırden ötekine gitmek üzerıne neler söylemek istersiniz? Çok bunaldım 1995'te Türkiye'den. Bir taraftan çok kımımsallaşmaya başladım. Şiirim, romanım, denemelerimle adım bilinmeye başladı. Bir taraftan da Poeturka tartışmaları... Türkiye'nin gitmekte olduğu içdaraltıcı yönü hissettim. Sonunda gerçekten de 1995'le 2002 arasında çok feci bir dönem oldu. Önceden her şeyi görmüştüm demek istemiyorum ama 1 ürkiye'dengitme zamanımın geldiğine dair içimde Turkiye için öyle bir duygu oldu. Bunlar çok özel şeyler tabii ama insanın yazdığı şiiri etkiliyor. Bu benim doğumumla ilgili bir şey. Ben mutlaka bir yerden bir yere gitmek üzere doğdum. Babam Türk vatandaşıydı, annem Ingiliz vatandaşıydı, ben Kıbns Cumhuriyeti vatandaşı olarak doğdum. Bazı şehirlere mutlaka gitmem gerekiyor. Bir şehre gittiğimde öbür şehirden ayrılmışım gibi de olmuyor. Londra'da. Lefkoşa'da, Atina'da, Istanbul'da da yaşıyorum. Her birinde dostlarım, çok önemli, hayati parçalarım var. En büyük hayalim ne biüyor musunuz, hayatımda çok değerli olan biitün arkadaşlarımı; Türk, Yunan, Kıbrıslıtürk, Kıbnslırum, Ingiliz, Fransız, Yahudi filan, hepsini aynı anda, Lefkoşa'da, doğduğum eve çağırabilmek... Şu anda ben bütün arkadaşlarımı doğduğum eve davet edemiyorum, çünkü yasak. Ölmeden önce hayatımda öyle bir an olabilirse benim için bir dönüm noktası olur. Malta, Lefkoşa, New York gibi çok farklı coğrafyalardan yazılmış yazılar, konuşmalar bir araya gelecek. Benim bir lüksüm var, bu benim için dezavantajdı başlangıçta. Ben sadece Türkiye'ye bağlı bir şair değilim. Türkçenin şairiyim, kendimi hiç de bütün hayati Istanbul'da geçmiş bir şairden daha az hak sahibi de görmüyorum Türk şürinde. O nedenle Türkiye'den çekilmiş olmanın, Türkçeden ve Kendine özgü bir dll Türkşiirindengeriçekilebileceğim anla Ben kendimi kabul ediyorum. Bunun mına gelmez. Zaten sizin şiirde Türkiye yaşla değil kendini kabul etmekle ilgili bir dediğiniz Beyoğlu'dur, Istiklal Caddesimesele olduğunu diişünüyorum. Insan ne 'dir. Türkiye'nin bir başka şehrindeki, zaman kendini kabul edebilir gerçekten? hatta Istanbul'un bir başka mahallesindeBir olgunlaşmayı gerektirir kabul edebilki şairlerin bile daha farklı sorunlarla karmek. Belli bir yaşı, deneyimi gerektirir. O şılaştıklarını sanmıyorum. Burada yazılan deneyimler şiir için çok önemli. Sadece şiiri gerektiği kadar izliyorum, gerektiğinhissedişler değil, nissedişler ve deneyimden fazlasını izlemiyorum. Ama benim ler bir arada şiir için çok önemli. Bunlar kendi bireyliğimden gelen kendi sorunüstüne çok düşünmemiş olabiürsiniz ya sallarım var. Karamaruıcayla Türkçe şiirda çok düşünmediğinizi sanabilirsiniz, ler yazmak benim sorunsalım. Elbette ama bu şiirde çıkar ortaya işte. Belki büTürk şürinde neler olduğu umurumdadır tün bu kitap kendini kabul edişle ilgili. ama benim kendi yazacağım şiirin buraÖnce ailemi kabul ediş, içinde doğduğum da nasıl görüneceği umurumda değildir. ülke, yaşadığım tarih, gelmiş geçmiş dilBen sadece kendimi ifade etmekle ilgileler, yaptığım yolculuklar... Bütün bunları niyorum. Ben birçok Türkçe konuşan kabul ediyorsunuz sonunda. Bütün buntoplumsal kesimi temsil ediyorum aslınlar geldi Daşıma ve ben de bu nedenle da. Istemesem de, fark etmesem de bu böyle oldum. lyi ki de böyle biri oldum. böyle... Sevgilim Olü Asker ilk yayımlanKoznopoBaka Deneyimlerden hareket eden bir şiir yazıyorum, bundan da memnunum. Ken Poeturkayt yazdtg'tnız dönem, Türk si dığında, hayatımdaki ilk imza günü yapıldimden memnun olduğum gibi... irinde tartışmalartn yasandığı, tasların ye dığında Istanbullu Rumlar Akademi RitaBevi'nin önünde bir kuyruk oluştur Dille çok özel ve çok kendine özgü bir rinden oynadıSı bir aönemdi O yazılar muştu. Ben farkında değildim onların beilişkiniz var. EskiKtbrts Şııri Antolojisi'ni önemlıydi çünkü gerçek anlamda elesttri de düsünürsek dilde somut anlamda bir üreten, krala çıplak ofduğunu söyleyen faz ni okuduğunun. Türk edebiyatında en az kazı çalışması yaptığınızı da iddia edebili la kımse yoktu ortada. Elestırmenleri de Türkler kadar hak sahibiyim ben. Hatta riz. Dil, şiirinize ayrt birkatman olarak ekelestırdiniz oyazılarda. Siz gidip döndük onlardan bile fazla. Eğer modern Türk leniyor, siirinizin parçast oluyor. Bu diller, ten sonra hâlâ düzeysiz tarttsmalar sürü edebiyatının Karamanlıca ile (yani Yunan alfabesiyle yazılan Türkçeyle) başladığını bu sesleryaşanmışlığın içinden geldig'ı için yor Türk siirinde, Bütün bunları uzaktan düşünürseniz, elbette bu zencin tarihi aniiirinizin bir parçast gibi duruyorlar, ken nasıl görüyorsunuz? Buvün yazılan siiri cak benim gibi hem Türk, nem Yunan dilerine alan aayorlar. izliyor musunuz? Poeturka'yı sürdürmeyi kültürünü içinde taşıyan biri bugüne ak Ben dilimi nâlâ kontrol ettiğimi düşüdüşünüyor musunuz? tarabilirdi. • nüyorum. Daha en baştan, 20'li yaşları Yakında Kozmopoetika diye bir başmın sonunda YunancaIngilizceTürkçe ka kitabım çıkacak. 1978'den 2001'e kadizeleri, sözcükleri karıştıran şiirler yazAdı Kayıplar Listesinde/ Mehmet dar olan tüm konuşmaları, yazıları kapmıştım. O zamanlar bunları yayımlamadısayacak bu kitap. Atina, Londra, Roma, Yasın/ Yapı Kredi Yaytnlart/84 s. Başka bir şey yazanm o zaman herhalde. Kurtulurum bu şiirlerden. "Diloğlanı" şiirinde "Ve şimdi ben yeni bir şiire başlamak için / çokgençliğım iyice geçsin beklerim. / Çünkü çok emek ister gelmek için güzellik / o yüzden yaşalmanın yüzü gittıkçe güzelleşir" diyorsunuz. Yaşalmak üzerine neler söylemek istersiniz? lar. Sanki burada Fransızca yazan Anadolulu şairler gibi kendine yabancılaşmış bir şey yapıyormuşum mu sandılar nedir, bilemeyeceğim. Ama öyle değil. Benim doğduğum yerdeki insanlar Türkçe başlar, Yunanca sürdürür ve Ingüizce bitirirlerdi cümlelerini. Bu bozuk bir dil değil, bozuk bir dil demek için buna Türk ulusçusu olmanız lazım, ordan bakmanız lazun. Bu da bozuk bir dildir, bazı toplumlar tümüyle böyle konuşuyorsa, bu onlann dilidir. Ve onlara da sizin Türkçeniz "bozuk" gelir! Böyle konuşan insanlann da şiiri var. Dönüp dolaşıp sonunda bunun teorisini yaparak Stepmother Tongue adlı kitabı yayımladım. Şu anda Italyancaya çevriliyor, Almanlar ilgileniyor, Yunanistan'da da çok etkili oldu, tartışüdı. Sonuçta ben Türkiye'de ulusal edebiyattan o kadar çektim ki, Avrupa'da bu meselenin kuramını yapan biri durumuna geldim. Çünkü 70'lerin sonunda, 80'lerin başında çokdilin etkisiyle bir dil olan şiirlerimi yayınlatabilseydim belki de bu kadar çok kafa yormak zorunda kalmayacaktım. Gene o çelişkiye geldik. Bunlar bana yasaklandığı, kabul edilmediği için çok düşündüm üzerinde, çok çalıştım. Benim uilim kusurlu mu diye. Oyku Sinema tadında öyküler... Fanny ve kız kardeşi Charlotte, Fann/nin iri göğüslü arkadaşı Antonia, Fanny'nin sevgilileri Klaus, Paul ve Xavier, Fanny'nin anne ve babası, kaçık falcı Orfeo, Salt Lake City'den Linda, Kızılderili kız Sharon... Dörrie, bu kitapta erkek ve kadın tahlillerinde yazınsal gücünün doruğuna çıkıyor. Sinema tadındaki anlatım biçimiyle hep aynı kahramanların birbiriyle kesişen, iç içe geçmiş hikâyelerini halka halka birbirine eklenen 18 öyküde bir araya getiriyor. IMA VE ONSUZA BtRÇiişiT HALKA. Ovu: I DOÛAN KlTAP Sema . I DOĞAN KİTAP