24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1921'de Lozan'da doğdu. Atina, Sorbon ve Londra'da hukuk ve edebiyat okuduktan sonra, 30'lu yılların ünlü Yunan şairleri Seferis, Elytis, Emberiros, Enguno Poulostan yaptığı çeviriler ve ateşli edebi makaleleriyle Londra'da edebiyat çevrelerinde haylice ünlendi. 195460 yıllan arasında Paris'e yerleşen şair, Andre Breton ile tanışarak sürrealist grupta yer aldı. 60 sonrası Yunanistan'a dönerek Pali (19631967) adlı edebiyat dergisini yayımladı. 1969'da Lettres Nouvelles dergisinde Yunanlı şairleri tanıttı. 1968'den sonra ABD'de San Fransisko'.da ve ünlü Berkeley Üniversitesi'nde karşılaştırmalı edebiyat ve yazın teorisi profesörü olarak dersler verdi. Ünlü Amerikalı şair Ferlingetti'nin çalıştığı City Lights yazın evi birçok eserini yayımladı. 1989'dan sonra Atina'da Andreas Pagoulatos ile birlikte Synteleia adlı edebiyat cfergisini yayımlamaya başıadılar. Derginin yayımı bugün de sürüyor. Ingiltere, Rusya, Fransa ve Amerika'da birçok edebiyat dergilerinde şiir ve makaleleri yayımlandı. 1996'da Ulusal Şiir ödülünü, 1998'de ise Modernizm, Avantgarde ve Pali (denemeler ve mektuplar) ile Devlet ödülü'nü aldı. Üç romanı (Xerxesnin Hazineleri ,en bilineni), anlatıları (Cinayet vb.), öyküleri (Paramitoloji, Tannnın Köpeği vb.) de olan şairin en çok bilinen şiir kitapları, Taze Bir Düşünceyi Gerçekleştiren Güneş ve Sonsuzluk Belgemdir. ŞÜKÜR Altta kalandan başlıyor bir şiirin inşası günlük olaylara bakıp gerçekten itiraf ediyorum cehaleti bir şeyler oluyor sokakta köşe başında bekliyorum şiir anneme kadar çıkıyor yoklufiu hissedilen gecede kimselerin ulaşamadığı dünle yarışa girmiş bugün de yükselen piramit yapılardan bir parça tümüyle koparak düştü sııya bense parça parça sanıyorıım Petralonada tramvayın son durağına amine geldim yalnız tek başıma yürüyeceğim söyle bir parça hava almak için (s.9) UMHURİYET KİTAP SAYI 629 WE RflPflN Nanos Valaoritis /Şiirler/Çeviren: A.Halit Bedirboz "Kalbin tepesinde siirep hiikmünü düsünce" tKt KİŞtLÎK KÎRLÎ GECE Deniz perisi giizel Afrodit yıkanmış ışıklar saçarak çıkınca sulardenizlerin diplerinde çocukluğunun oturduğu o kayıp nazineyi bulup çıkararak bir dalgıçla evlenecek kayalıklardan denize dalan o yakışıklı yürekli balıkçı bulup çıkardı hazineyi şimdılerde yedi yıl için niç ayrılmamacasına birlikteler nasıl gün doğar ay batarsa tıpkısı çocukları olacak onların da ta ki bir gün yeniden deniz perisi güzel Afrodit derinlerde saklı o yere çocukluğunun yuvasına dönüp kaçıncaya kadar (s. 14, yeşü bir düşüncenin yakıcı güneşi) SÜRPRİZ Kalbin tepesinde sürer hükmünü düsünce kapatılmışız orda sonsuza kadar işte bu yüzden bir garip çilingir çağırdım gelip çatıdaki yağmuru rüzgârı kıtleyip kapatması için yine bir terzi kadın çağırdım gelip iğnesi ipliği ile beni yatağıma sineği tavana lambayı kâğıtlara kelimeleri ağza ve gün ışığını kızıl saçlara dikip iliklemesi için dan bir gün taplarda bütün hepsi, bu dahiyanelik için. Gerçek sahneler, çırılçıplak tiyatrolar. En iyisi, seks tiyatrodur demek. Sahnelerde tiyatro oyuncuları kadar ikna ediciler. Ama, kulislerde ve karanlık yatak odaJarında bir miti açığa vuruyorlar. Sizi temin ederim ki, bu mit, doktor Jung, Freud ve Havelock Elliste en bıiyük temsilcilerini buldu. Onlar da bu sorunla, masallar ve hayal ürünü hikâyeler arasında bir ilışki kurmak zorunda kaldılar, inandırıcı olmak için. Orneğin, Frank Harris, kadınlar ve kendisi üzerine gevezelikte en uç ör neklerden bir tanesi oldu. Hatalıydı, tarih onu bu yaklaşımdan ötürü asla bağışlamadı. Bu bir skandal olmasa da, tamamıyla hayal ürunü olan bir şevi gercekmiş gibi vermek kabııl edilebilecek bir şey değildi. Bugün adlandırdıkları gibi, "Yeni seksoloji, seksüel terapi" başlıkları altında sunduklan her şey Reich ile başladı, ki kendisi de bu nedenle hapis yatmıştı, orgazmı keşfetti, yani bir başka miti. Daha sonra, birçok uzun araştırmaların ardından orgazmın olmadığını kabul etti. Böyle bir şey nasıl gerçek olabilirdi? Sorarım size. Gerçekten saçma. Isterseniz, herhangi bir kadın veya bir erkeği alınız ve onları bir seyirci kitlesi önünde bir sahneye koyunuz ve orgazmı tanımlamalarını isteyiniz. Hemen kızarıp bozardıklarını, kem küm etmeye başladıklarını göreceksiniz. Yalan söylemenin bütün belirtilerini gösterecelderdir size. Eğer isterseniz bir yalan makinesi de alarak imdatlarına yetişebilirsiniz. En yüksek düzeyde yalancıların söylediklerini kayıt edecektir makine. Bu durumda, böylesi bir alandaki bir şeyi nasıl ciddiye alabilirsiniz? Soruyorum size, var mı seks? Nasıl yapıyoruz, nedir? Sadece bir "küçük Jcuş" değil mi, bırakahm uçup gitsin. Eskilerin onu daha çok kanat takarak canlandırdıklarını anımsayınız. Viktorya dönemindekiler çok daha gerçek ve sahici idiler. Kadın ve erkek kahramanların cinsel organı yoktu, böyle simgelenirlerdi. Burda, sanki yeraltında saklamak için yapılmış, cinai bir girişim değildi söz konusu olan. Aksine, tarafsız, açık ve doğrudan yana olmak için yapılan bir girişimdi bu. Ama insanlar, özellikle gerçekle yüz yüze geldiklerinde başvuruyor yalana. Bu asırlardır böyle geldi, daha da yıllarca böyle sürecek. Instltuto Carvantas Estambul Pandispanya H toplantıları i ^ tAnlontıları 4 Mart: Cevat Çapan (Yedttepe ÜnlvereKasl, Istanbul): "Turkçede Ispanyol Şıırı" 11 Mart: Nll Unsal (Ankara Unlv«r»tte»l): "Ortaçağ fspanyası'nda Muslüman Imgesi" 18 Mart: Selln EMn (Ankara Ünlver*Ke«l): "Ispanya'da Dıktatorlukten Demokrasıye Geçıs Sürecı: 19751982" 25 Mart: Arzu Etensel llden (Ankara UnlveraKesl): "Ispanyol İç Savaşı ve Yazın" 1 Nltan: Cemal Vall Akkal (Bllgl Unlvanltesl, Istanbul): "Altınçağ Ispanyol Duşuncesı ve Modernizm" 8 Nlsan: Serhan Ada (Bllgl UnlvenltMİ, Utanbul): "Lorca'dan Az Bıllnen Bir Senaryo: Aya Yolculuk" 15 Nlsan: Melâhat Baydur (Ankara): "Ispanya'da Bir Diplomat Eşl" 22 Nlsan: Şebnem Atakan (Ankara ÜnlversKesl): "Çağdaş Ispanyol Romanı'nda Madrıd" 29 Nltan: Gurcan Türkoğlu (Ankara): "Boğa Güreşleri" 6 Mayıa: Sinan Kuneralp (Istanbul): "Son Donem Osmanlılarının Gozuyle Ispanya" 13 Mayıa: Ayfer Teker (Ankara Ünlversttesl): "Ispanyol Tıyatrosu'nun Kökem" 20 Mayıa: Mukadder Çaycıoğlu (Ankara UnlversKesi): "Cervantes'ın Tıyatrosu" 27 Mayıs: Özlem Kumrular (Unlversldad de Salamanca): "Pıkaresk Roman ve Toplumsal Dejenerasyon" Ispanya'nın tarihi, edebiyatı, kültürü. Koordlnatör: Antonlo Jurado Pandispanya toplantılan her Pazartesl günü saat 19:00 da Instltuto Cervantes Konferans Salonu'nda SEKS SORUNUNUZU NE YAPIYORSUNUZ? , W Seks sorunu beni hiçbir biçimde meşgul etmese de, biliyorum ki var bu sorun. Ancak, bu soruna ikinci derecede önemsiz bir yer ayırmadım. Sadece birinci planda yer verdim. Tabii, bu da mümkiin olduğıı kadar kısa olacak bir biçimde. Artık, eminim ki seksten söz eden bütün bu vayın ve kitapların söyleyebileceği hiçbir şey yok. öylesine istedikleri gibi sorunlar yaratıyor, icat edivorlar lci, insanlar sonuçta bununla ilgilenmek istiyor. Ne ile ilgilenmek istiyor? Tabii ki seks ile. Ne aldatmaca, ne illüzyon! Pornografik filmler ve ki Her konferanstan sonra bir kokteyl venlecektır. T.r1.b»?ı Bulvan Zamhak SokakNo: 33. 80080 Itt.nbul T.l: (0 212) 292 6 * 36 Faks : (0 212) 292 «8 Î 7 http:// www.c«v*nt*s.«m SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle