Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hangi yazarlara yakın hissediyorsun kendini? Cemal Süreya, Orhan Veli, Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Pablo Neruda, Dostoyevski, Oğuz Aral, Yılmaz Güney.. Kafamda ve yüreğimde konuşup, didişip durduğum o kadar sanatçı var ki. Yazıp çizerken kendimi bir insan, bir sanatçı olarak değü de, bir tarz olarak görüyorum hep. Kendi kendimle çok eğleniyorum, başkalarının da eğleneceğini sandığım taraflarımı karikatür ve yazışeklindeyayımlıyorum. însanın sanatçılık denen halini henüz anlamış değifim. Ben ya da biz, bunları niye yapıyoruz, bazen çok şaşırıyorum. Yeni yazılar, çizgiler, vecizeler ve meto sözleri üreterek bize ve kendime çok gülüyorum. Yaptığım iş, kendisini anlatsın istivorum. Tüm bunlar bile boş kelam aslında. "Ben bu kitabımda şunu bunu anlatmaya çalıştım" diye konuşmaya başlayınca yeterince yapamamışsınız gibi oluyor. Son iki kitap Orhan Veli'lemeler ve Pablo Neruda'ya Cevaplar Kitabı'nda bir yandan Orhan Veli'yi ve Neruda'yı tamamlıyor, günümüze taşıyor, bir yandan da onların ürettiklerinin yaptstnt bozuyor, metni ya da şiiri kırtyorsun. Bu kitaplar onlara bir katkı mı, yoksa onları imha etmek mi, ya da onlardan yola çıkarak başka bir üretimde bulunmak mı? Ya da hepsi birden mı? Tetnel özelliğim, yapı bozma, tekrar eden her şeyi ifşa ve imha etme olarak özetlenebılir. Benden artık uzun soluklu metinler bekliyorlar. Ben de kendimden uzun soluklu metinler bekliyorum, ama bahsettiğim yapı bozma ve tekrar eden her şeyi imha etme duygusu kendim ve ürettiğim ürünler için de geçerU. Zaten ileride bir roman yazacaksam, bir film yapacaksam onlar da şu anki ürünlerime Denzeyecekler, ister istemez. Dolayısıyla var olan sanat tanımlarına girmeyecek. Mesela son iki kitabım Orhan Veli'lemeler ve Pablo Neruda'ya Cevaplar Kitabı'nı roman formatında düşünebilirdim. Orhan Veli'yle hayali bir yolculuğa çıkıp uzun uzun anlatabilirdim. Pablo Neruda rüyama girip bu kitabı başka türlü yazmamı sağlayabilirdi. Ancak bu tip kurgu ve yapılar bana uymuyor. Tiyatroculukta "espri sağmak" diye bir şey vardır; bulduğunuz bir espriyi oyun boyunca cılkını çıkarana kadar kullanırsınız. Bence b u ' sağma işi" edebiyatta daha çok var. Benim tercihim mevzuyu keçiboynuzu gibi uzatmak değil, okurun zekâsına ve nayal cücüne güvenerek, ortaya onun da yeniden üretebüeceği bir ürün koyabilmek. Tüm kitaplannda, kendini öne çtkarmayan, mütevazı bir yan, aynt zamanda da muzırca bir kışkırtıalık, oyunbozanItk var. Dönem dönem hayatın ve sanatın her alanında kim başat unsur olmuşsa o hayat ve sanat alanı o kişinin özellıkleriyle tanımlanır olmuş. Şiirse Nâzım Hikmet'tir tanımlanan, mizahsa Aziz Nesin, futbolsa Fatih Terim, siyasetse Süleyman Demirel. Oysa herkes kendi ürünleriyle yapar alanındaki yeni tanımı. Ben hiçbir alanda başat unsur olmak tasasında değilim, aksine sadece bir tat olma ve tadı kaçmış tatları da bozmak derdindeyim. Yazdığım, çizdiğim ürünler hem aroma hem de yapı olarak bu hayata benzesin isterim. Bu memleketi, bu insanları, bu hayatı, bu havayı, bu denizi hem çok seviyorum, hem de didişiyorum onlarla. Çeşitli hayat ve sanat alanlarından beslenip yepyeni yapılar ortaya koymaya çalışıyorum. Bu nedenle yazıp çizdiklerim büinen formlara sokulamıyor, var olan tanımlarla adlandırılamıyor. Adımla anılsın istiyorum ürettiklerim. Altında imzam olmasa da görür görmez "Hah, işte, tam bir met üst tadı! " desinler. Hepsi bu kadar. Teşekkürler." CUMHURİYET KİTAP SAYI 670 Ustündan harikalar varatıvor M olmadığı tçınArap cöllerinde dünyanın öteki çöllerinde öyle bir şey yoktur Leylâ bir simgeetin Üstündağ'ın Pablo Nerudir ve büyük ozan Fuzuli'ye "Leyla ile da'ya Cevaplar ve Orhan Veli'leMecnun" adlı, bütün çağlarda dipdiri dumeler kitapları hakkında düşiinran ölümsüz yapıtı yazuırmıştır. Ailelerin düklerimi belirtmeden önce Metin Üstünbağnazlığı, anlayışsızlığı, çıkarları yüzündağ'ın sunduğu Pablo Neruda'ya Cevapden biri deüren, öbürü taşlanarak öldürülar Kitabı'nın başındaki bilgileri aşağıya len iki gencin hazin, yürek paralayan öyalıyorum. küsüdür Leyla ile Mecnun. Metin Üstün15 Şubat 796.5 ytlında Erztncan'da doğdu dağ, bu öykünün varlığını arkalarda gizle8 yaşmdan beri Islanhul'da geziyor yerek değerlendirmektedir. Yazarçizerşairbabaeditör ve "Ve ödünç mü vcrildi acaba iflâh olmaz bir hayalhayat menecerı bir süre için denız yeryüzüne?" Dünya o yürürken biraz aksıyor. Söz konusu DBNlZ O yürürken dünya aksıyorsa, 'dünya' eg"er GEZMİŞ ise büyük bir sorunla karşı karşıya bulunuyor evet maalesef demektir. Evet, normal dönüşünü anorbiraz öyle!malleştiren, düzenini bozan, bozduğu düTürkiye'deki sol hareketin gelişmesi ve zenle ilişkisi olan milyarlarca kişinin yaşatoplumun bilinçlenerek uzak ve yakın germını allak bullak eden bir gücün egemençeklerini bütünüyle görebilmesi amacıyla liği altındadır. Dünyanın ve üstündekileçalışan kesimin öğrenci liderlerinden DErin eski durumlarına kavuşabilmeleri için NİZ GHZMİŞ, kimseyi öldürmediği, kimo güçle mutlaka savaşmaları gerekmektesenin evini barkını yıkmadığı, ama yoksuldir... Çünkü o güç mizahtan, mizahın çeluğu, haksızliğı, cehaleti ortadan kaldırkiciliğinden, güzelliğinden, insana getirmak ereğiyle eylem yaptığı için asılmıştı diklerinden, getireceklerinden hoşlaniki arkadaşıyla birlikte ve efsaneleşmişti. maktadır. Onunla konuşabilmek, anlaşaMetin Üstündağ, "ödünç alınanın geri vebilmek, yaşamın ve sanatın dilini ayrıntıh rildiğine" değinirken o, toplumda büyük bir biçimde bilmekle mümkündür, Yazılaçalkantıların olduğu dönemi, o dönemdennın, tümcelerinin ve çizgilerinin özlerine, ki savaşımları da anımsatıyor. yaşamdan sızdırdıklan oüyüleri yediren "Neden gülüyor sürülmüş tarlalar Aziz Nesin gibi, Haldun Taner gibi, Ali Ulsolgun gözyaşlarına gökyüzünün?" vi gibi, Ferruh Doğan gibi bakmalıdır evPatates soğan yerine rene ve kendilerine çizgiyle yol açanların mayın ektlmekten peşinden hiç korkmadan gitmelidır. (Githabire melidirdemek onlar gibi olmak demek detarlalartn sinirleri bozuldu ğildir. Özgün olmak, çizgiyle yapılan sanaherhalde!' tın tarihsel yürüyüşüne yeni bir yürüyüş Metin Üstündağ'ın bu yanıtı da nicedir eklemek, o yürüyüşe damgasını vurmak kanayan toplumsal bir gerçeği yansıtmakdemektir.) Bana göre Metin Üstündağ, yütadır. Doğu'da, sınır boylarında yasayan rüyüşe yürüyüş ekleyecek, damgasını vuhalkın hemen hemen tamamı geçimlerini racak yetenekte ve mizaçtadır. hayvan kaçakçılığı yaparak sağlamaktadır. Neruda'ya Cevaplar Bu kaçakçılığı kendi ekonomisine zarar "Pablo Neruda'ya Cevaplar" kitabının verdiğinden ötürü önlemek isteyen deviceriğine yerleştirdiği metinler, ilginçtir. let, kaçakçılık yapılan ülkelerin sınır bölÇizgisine ve çizgisiyle ortaya koyacağı migelerine mavın döşemektedir. Ama bu mazaha en yakın ve en yatkın kişi Neruda'dır yınlar, kaçakçılık yapmaktan başka çarelesanki. Bu seçimde, bence hem bir şiir deri olmayanların çabalarını engelleyemeviyle boy ölçüşme, hem de onunla aynı dümektedir. Bu konuyla ilgili haberler sık sık zeyde olma isteği vardır. radyolar, televizyonlar aracılığıyla millete Neruda'nın "Nerededirdenizin merkeiletilmektedir... patlayan mayınlarla pazi neden oraya gitmiyor dalgalar?" soruramparça olan insanlar, hayvanlar... Ayrısuna, ca bu konuya ilişkin kitaplar yazılmış, filmler çevrilmiştir. hep med cezir med cezir Gözyaşt dolu torbastyla dalgalar gide eele nereden geliyor bu koskocaman bulut?" asimile mi olaular Zulüm ve savas olan nedir? heryerden.. Yanıtını vermesi şaşırtıcıdır ve yenidir, belki BALKANLAR'dan yepyeni bir olaydır, aynı zamanda bir sobelki AFRİKA'dan ruya ona uygun karşılığı değil de kimi topbelki dç, ORTADOĞU'dan!lumların yaşamlannı öteden beri tedirgin Metin Üstündağ'ın bu evrensel yanıtının eden bir sorunu şaka havası içinde soru üstünde uzun uzun durmalıdır okur. kimliğine sokmak, hayranlık uyandıracak Ve öteki yanıtlartntn da, bir şeydir. daha öteki yanıtlannın da... Ve ben "Pablo Neruda'ya Cevaplar Ki"Çöldeki yolcuya gu'nes tabı hakkındaki düşüncelerime, kitap kaneden öyle kötü bir arkadaştır?" pağının arkasındaki yazıdan alıntılar yayanında LEYLA 'sı parak ara veriyorum. MUZAFFER BUYRUKÇU "Metin Üstündağ bu kitabında dünyaca ünlü Şilili ozan Pablo Neruda'nın meshur Sorular Kitabı'ndaki dizelere halk âşıkları geleneğindeki atışma formunu modern bir şekilde kullanarak cevaplar veriyor. Dünyada başka ömeği bulunmayan son yılların en keyifli kitaplarından biri." Şimdi de "Orhan Veli'lemeler Kitabı"na geçiyorum. Kitabın kapağında kıvırcık ve uzun saçlı, kahverengi ceketli, kot pantolonlu Metin Üstündağ, beyaz bir bankta, bacak bacak üstüne atmış uzun yüzlü Orhan Veli'yle yan yana ama eski bir arkadaş içtenliğiyleoturmaktadır... arkalarındabuiutlar ve gökyüzü vardır Üstündağ'ın fotoğrafa benzettiği montajıyla. Benim, Cağaloğlu yokuşunda birkaç kez gördüğüm modern Türk şürinin kurucularından Orhan Veli, kimi şiirlerinde, yaşamda ve kişilerin ilişkilerinde kıpııdayan mizahı ustalıkla işlediğinden ve her sözcüğünde mizah, patlamak üzere bulunduğundan, Metin Üstündağ'ın dizelerden düzyazıya mizah taşıma işi Pablo'ya göre daha kolaydır. Orhan Veli'nin Bursa'dan dönenlerin gözlerine çarpan ünlü "Gemliğe Doğru" şiirini, toplumsal oluşumlardan ve değişimlerden meydana gelen bir anlayışla yorumlamaktadır. "Gemliîe doğru fabrikalar sanayii siteleri ve beton yığtnlart arasından biraz zor Denizi göreceksin, Saktn şajtrma. Ama şaşınyor kişi. Çünkü yıllar önceki şiirlere Dİle giren harika güzellik, çirkinlıkle yer değiştirmiştir. "Cıün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çtkacakstn yola." Çünkü Piknik yeri kalmıyor Ögleden sonra ADALAR'da! "Duyduğum yoktu ne vakilttr Güvercin sesi, kumru sesı, pencerede" Aç martılar kovalamasayat bir güvercini ağzındaki ekmekparçası için güvercin can havliyle kaçarken çarpmasaydı bir kumruya kumru canstz havliyle somut bir resim gibi yaptşmasaydı eğer pencereye!ve sayısız yanti. "Günümüz mizahının usta ve yenilikçi kalemi Metin Üstündağ, bu kitabında Orhan Veli'nin çok bilinen şiirlerine yer yer kederli, yer yer muzip dizeler ekleyerek bugüne uyarlıyor. Şiir ile mizahın düet yaptığı bu kitap, ülkemizde başka ömeği bulunmayan bir çalışma." sözleriyle anlatılan Orhan Veli'lemeler kitabım ve harikalar yaratan Metin Üstündag'ı okurun çok beğeneceğine inanıyorum. • ı UetaHdalşlenenmizah Metin Üstündağ. e$i Hatlce Meryem. Oğuz Aral ve arkadaslarıyia ciçek Pasajında (üstte). Can Yüceiln 70. va$ günü kutlaması sırasında, E$ber Yağmurderell'nln Türk solu hakkında ne düsünuyorsurv sorusuna Metin üstündağın Körtopai oldlyoruz!..' cevabını vermesi uzerine Can Yucei sahneyl basıyor... (yanda). SAYFA 5