Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Antonio Tabucchı GİTTİKÇE GEÇ OLMAKTA İ KERE İANTONIO GIUSEPPE İABUCCHI PONTIGCİI "Gittikçe Geç Olmakta İki Kere Doğanlar Her biri ayrı bir erkek tarafından ayrı bir kadına yöneltilen, yollanıp yollanmadığı bilinmeyen ve her biri okuru ayrı bir ilişkiye gönderen birbirinden bağımsız on yedi mektup, okuyanın belleğinde kendi gizemi ve bilinmeyenleriyle birlikte unutulmaz sayfalar açıyor. Antonio Tabucchi, alıştığımız tür tanımlamalarını zorlayan, görünüşte mektup tarzında bir öyküler bütünü olan Gittikçe Ceç Olmakta için "Romana dönüşen bu mektupların doğası üzerine fikir yürütmem istenirse onları 'aşk mektupları' diye niteleme yolunu açık bırakırım. Ama oldukça geniş bir anlamda. Çünkü aşkın alanı öylesine uçsuz bucaksızdır ki, çoğu kez hınç, küskünlük, özlem, esef gibi bilinmeyen ve görünürde ona ait olmayan alanlarla sınırdaş olur." Çeviren: Neyyire Gül Işık YAYINLARI Paolo, zor bir doğumun sonunda birtakım fiziksel ve zihinsel sorunlarla dünyaya gelmiştir. Annesi de babası da ilk başta bu durumun kalıcı olduğunu kabullenmekte güçlük çekerler. Ancak bir doktor onlara hayatlarında bundan sonra tutacakları yolu gösterir: Özürlü bir çocukla yaşayacak, onu keşfederken kendilerini daha iyi tanıyacak, çocuğun toplum içinde bir birey olarak ayakta durabilmesi için çaba harcayacaklardır. İtalya'da yayınlandığında büyük ses getiren, onbinlerce okura ulaşan, psikologlar tarafından önerilen İki Kere Doğanlar, son derece duyarlı, tedirgin bir babanın ağzından bu zorlu savaşı anlatıyor. Çeviren: Eren Cendey http //www Cinyjyınları tonı eposta yayınuvı(<ıcanyayınlan conı HİLMIYAVUZ Hilmi Yavuz BUDALAl.IĞIN KESFİ HASAN ÖZKILIÇ Hasan Özkılıç ŞERULDA BEKI.EMEK ZEYNEP GÖGÜŞ Zeynep Göğüş OĞLUMA AVRUPA MEKTUPIARI Budalalığın Keşfi "Hilmi Yavuz'un son dönem edebiyatımızın denemecileri arasında da özel bir yeri var... Hilmi Yavuz, şairliğinden de el alarak, denemeyi bir okuma şöleni haline getirebilen çok nadir yazarlarından biri bu türün. Yalnızca bizim edebiyatımız içinde değil, eğer denemenin başka dillere çevrilmesi düşünülecek olsaydı, görülürdü ki, tüm deneme edebiyatı içinde de has bir denemeci sayılacak bir yere sahiptir." FÜSUN AKATLI Hilmi Yavuz, mitolojiden magazine, budalalıktan arabeske, aşktan mızaha, kapitalizmden komunızme, batılılaşmaktan oryantalizme, politikadan sanata kadar pek çok konuda, zarıf mizah anlayışı, sınırları aşmayan eleştırıleriyle zamanın ımbiğınden geçirdıği duşüncelerını renkli bir dille aktarıyor. Şerul'da Beklemek Oğluma Avrupa Mektupları Türkiye'nin yakın tarihindeki gündemini belirleyen konuların başında gelen Avrupa Birliği sorununun temellerini, ülkemizi bu birleşmeye götüren aşamaları, bu konuda eğitimli ve deneyimli bir uzman gazetecinin gözlem ve görüşlerini anlaşılır, yalın bir dille sunan Oğluma Avrupa Mektupları, içtenlığınden ve dünyayı anlama çabasından hiç vazgeçmeyen bir annenin oğluna yazdığı mektuplar. 'Birden 196O'lı yılların sonlarına gittim. Tuzluca, Aras Nehri, Karakale Sınır Kapısı, Erivan'ın ışıklarını görür gibi oldum bir yaz akşamında. Sanki eski bir albümün arasında kalmış, rengi uçmuş fotoğraflara bakıyordum. Iğdır'ı düşündüm, Tuzluca'nın o toprak ana caddesinde gezindim. Karlı geceleri, sisin, kırağının eksik olmadığı günlerini anımsadım. Benim de bildiğim bir kent, ancak böyle anlatılabilirdi. Hasan Özkılıç'm öyküleri Doğu gerçeğini anlatıyor. Tıpkı Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Sait Faik, Fakir Baykurt gibi toplumsal bir olguyu, küçük insanların ' yaşamını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Okudum ve büyük tat aldım.' Hikmet Çetinkaya / Cumhuriyet