Katalog

ODTÜ Yayıncılık "Okumuyorsanız Tartışmayalım" Henri Barbusse'ün ünlü romanı yeniden ABD'nin eski dtşişleri bakanı Henry Kissinger, özellikle Clinton yonetiminde uygulanan Amerikan dış politikasını eleştiriyor ve dengelerin sarsıldığı bu çalkantıh dönemde, ABD'nin, bütun dünyayı arka bahçesi haline getirmekten uzak olduğunu söyluyor. Ates Ateş, savaşın televizyonlarla naklen yayımlanan bir maç kimliği kazandırıldığı günümüzde çok önemli bir yapıt. Savaşın gerçek yüzünü anımsatıyor. Romanın Türkçedeki ilk basımını yapan Öncü Yayinevi'nin derlediği "Hanri Barbusse Hakkında" bölümü Kerim Sadi'den Nâzım Hikmet'e, Sabahattin Ali'ye, Gorki'den Lenin'e pek çok önemli imzayı kapsayan bir belgesel. SENNUR SEZER ir adam gönüllü olarak gider savaşa, döndüğünde o bir sa L J vaş karşıtıdır." Bu cümle pek çok insanın yaşamının özeti değildir belki, ama Henri Barbusse'ün yazarlığının yükseliş noktasının nedenidir. 1873'tedoğan Barbusse, 22 yaşında Yash Kızlar adlı kitabıyla girmiş edebiyata. Ünü Ateş (Le Feu) adlı kitabıyla geldi. Ateş, sava§ı erlerin gözünden anlatan bir romandır. Yazar bu romanı, 1914'te gönüllü olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yazui. tki kez kahramanlığı yüzünden takdir alan, 1917 yılında yaralandığı için terhis edilen Henri Barbusse'ün bu savaş romanının altındaki tarih 15 Aralık 1916 olduğuna göre, romanı savaş içinde yazılmış sayabuiriz. Bu romanın Barbusse'e getirdiği ün, onun kişiliğindeki değişim, barış içinde "Eski muharipler Enternasyonali'ni 1 Mayıs 1920'de lcuruşuyla başladığı örgütlenme zinciri, yaşamının Ikinci Dünya Savaşı'nın ayak seslerinden duyulduğu günlerden önce Sovyetler Birliği'nde noktalanışı ayrı bir yazı konusu. Ancak dünya savaşlarının emperyalist yanının kavranabilmesi yolunda Ateş'in büyük etkisi olmuş. Ateş, savaş romanı dendiğinde ilk akla gelen romanların (Garp Cephesinde Yeni Bir Şev Yok/1928, Dönüş Yolu/1931, Teneke TVampet/1959) atasıdır, ilk adımıdır bence. Yapıt, Mont Blanc'ın tepesinde, dünyadan yalıtılmıs, bir hastaevindeki çeşitli uluslardan hastalann savaşın ilanını öğrenişiyle başlar. Hastaların hepsi savaşın bir cinayet olduğu düşüncesini aylaşırlarveülkelerininyenilgisini diler;r. Roman savaştan gündelik görüntülerle bölümler biçiminde sürer. Siperlerdeki yaşam, kendı vatanında, toprağına, insanlarına, yaşama yabancılaştıran savaş koşulları, savaşın degerleri altüst edişi yalın öykııcüklerle yansır. Bu yansımalann yan yana gelişi "bu çığlınlık bir daha yaşanmamalı, bu tür boğuşmalardan kimin çıkan olduğu gözden kaçmamalı, savaşlar engellenmeîı" mesajlannı sezdiren panoramayı oluşturur. Sezdiren tanımını özellikle kullanıyorum çünkü yazar savaşla ilgili yargısını romanın girişinde bir önsezi olarak kahramanlanna söylettikren sonra romanın sonuna kadar bu konuya değinmiyor. Romandaki ayrıntılar romanın sonundaki savaşın yargılanışıyla ilgili görüşe okurun katılmasını saglıyor. lann insanın yapısını değiştirmediğidir. Insan, duyguları, incinebilır yapısı, incitmeyi başaran hoyratlığı ile aynı kaldı. Hâlâ insan denen yaratık midesinden daha önemli bir canlıyı yok sayabilir, kendisi için pişen çorbanın altına yakılacak ateşin bir evin tahtalanyla mı, değerli bir kemanla mı tutuşturulduğuna aldırmayabilir. Anayurt topraklarında dövüşüyor olması onun hoyrat savaşçı kimliğini değiştirmez. Bu kimlik kimi zaman "kiralanan" bir odada göze çarpar. Hoyratlık, sinsice örtülmeye çalışılmaktadır; sivillerin de durumu askerlerden çok farklı değildir. On iki kişi olduklarını gizlerler. Oda denilen yer evin çamaşır yıkanan bölümüdür. Evsahibi kadın kocasının ısrarıyla orayı kiralamaya razı olur. Gelecek er sayısının on iki olduğunu öğrendiğinden caymak ister ama iş işten geçmiştir. Askerler eski bir kapıyı masa biçimine getirmişler, oturacak sıra yapmak için evsahibinden bir tahta istemektedir. Tahta savaştaki en önemli ve değerli maddelerden biridir: "Kadın: Bu tahtayı veremem, dedi, bana çok lazım, Sizden önce burada oturan askerler onu benden çalmaya çok çabaladılar. Lamusse: Ama biz hırsız değiliz, diye üsteledi. Fakat kadını darıltmamak için de ölçülü konuşuyordu. Kadın: Ben öyle bir şey söylemedim, dedi, fakat askerler her şeyi berbat ediyor. Allah, şu savaşın belasını versin." Biraz sonra iş pazarhğa dönüşecektir. Kadın istediği kirayı dana önce burada oturan "mösyölerin" ödediğini söyler. O mösyöler "oda, masa ve ocakta yemek ısıtma kirası" olarak ödedikleri para yanında evdekiJere "yemekJerinden yararlanma" olanağı da sağlıyorlarmış. Kadın istediği ücrete itirazı bir tehditle engellemeye çalışır: " (...) Eğer, size pahab geliyorsa, bu oda, masa ve ocak için,başka AMhRİKA'NIN DIŞ POIJTİKAYA İHTİYACI VARMl? Amerika'nın Dış Politikaya Ihtiyacı Var Mı? Henry KİSSİNGER Basitten karmasığa doğru ilerleyerek WindowsXP işletim sistemini ve OfficeXP programlannı oğrenmek isteyenler için, ODTÜ oğretim gorevlileri tarafmdan hazırlanmış olan bu kitap temel başvuru kaynağı olacaktır. VVindovvs XP ve Office XP ile Temel Bilgisayar Eğitimi Naflze BAYKAL Nuray TEKİN Paparazzi, palavra, kitakse, isot, fotr, BSE, avokado, nektar, HİFİ ve bunlar gibi sözcuklerin nasıl bir anlamsal evrim geçirdiklerini ve bugune gelirken yasadıkları ilginç öykuleri merak edenlere... Istanbul'daki pek çok semtin birbirinden ilginç isimlerinin nereden geldiği ve bugunkü hallehni nasıl aldıklan bir sohbet havasında anlatılıyor. sozcuğu v ner öyküsı ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Ne Demek istanbul; Her Sözcüğün ^ ^ ^ ^ ^ ^ | Bebek, Niye Bebek!?. Bir Öyküsü Var Önder ŞENYAPILI Nüfus artısından yanıcı gazların patlamasına, pismaniye üretiminden dedikodunun yaytlmasına kadar neredeyse her alanda karsımıza çıkan kaos kavramı, çok sayıda resimlı ve ilginç örneklerle sunuluyor okuyucuya. Kargaşa Kaos ve Şekil Oluşumları Güngör GÜNDÜZ Ürün ve hizmet kalitesi kavramlanna ek olarak, gün geçtikçe onem kazanan, örgüt kalitesi kavramını da inceleyen kitap, toplam kalıte sisteminin yorumu ve çesitli uygulamaları için temel bir kaynak ve ders kitabı olarak hazırlanmıstır. ISO 9001:2000 Işığında Hizmette Toplam Kalite Prof. Dr. Alp ESİN Nietzsche felsefesinin "Dürtü" ve "Metafor" kavramlan çerçevesinde işlendiği bu çalışma, ünlu filozofun gorüşlerine bir açıklık getirmeyi amaçlamaktadır. Nietzsche Kavramada Yeni Bir yol Metin ÇOŞAR Bu kitapta, EĞİTİM, ÇEVRE, HAYAT, YÜZLERİNDEN OKUDUKLARIM ve KULTUR adlı bolum başlıklan altında, yazarın "Conul Felsefesi" adını verdiği yaşam biçimi felsefesinin tohumları atılmaktadır. Kitap, ODTU Felsefe Bolumu oğretim üyesi olan Prof. Dr. Ahmet Inam'ın teknoloji felsefesi uzerine yıllardır yuruttuğu çalışmaları temel alarak, yazarın teknolojiye bakıs açısını ortaya koymaktadır. E Dünya Gönülden Gönüle Ahmet İNAM Tlf Faks Teknoloji Benim Neyim Oluyor? Eposta : metupres@tr.net internet: www.metupress.com.tr (312)210 38 7 0 7 3 (312)210 15 49 Ateş, yazılab yaklaşık seksen beş yıl geçmiş. Bu romanı teknolojinin (savaş, yaşam vb.) bıınca değiştiği günümüzde güncel kılan nedir? ilk akla gelen kuşkusuz yıl "Aslan Plyaöe" gelenler bir düzine de olmayacaklardır. Ve eğer istersek, onlar daha yüksek fiyatı seve seve vereceklerdir. On iki kişi!" Pazarlık yavaş yavaş iğrenç yüzünü göstermeye başlar. Evde "nalden anlayanlar için" devletin koyduğu fiyattan dana pahalı şarap da sauimaktadır. Bir tür karaborsa. Cephe gerisindekiler arasıra savaşa lanet etseler de savaştan pek şikayetçi ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 670 müşterileri kolaylıkla bulurum. Üstelik