Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^^^^^l^^^^j^Hh • • tı edebiyatı gündeme geliyor bu yapıtta. Sizin de bir çevirmen olduğunuzu düsünürsek, Erotik Us dızhinde nasıl bir çeviri yaklaşımı benimsiyorsunuz? Çeviri deyince, sanırım öncelikle dilden söz açmak gerekiyor. Türkçenin, önce Anadolu'da, ardından Osmanh'da, sonra Cumhuriyet'e geçişte ve Cumhuriyet döneminde yaşadığı gülle gibi sorunlara girecek değilim. Ama günümüzde yaygın biçimde rastlanan dil duyarsızlığı çok tedirgin edici. Dahası, ürkütücü. Çünkü insanoğlu, yalnızca konuşurken ve yazarken değil, düşünürken de dili kullanır. Zaten, konuşurken ve yazarken de düşündüğü varsayılır!.. En azından, 12 Eylül'den günümüze uzanan dönemdeki dil duyarsızlığı ile düşünce duyarsızlığı arasında yakın bir bağ olduğunu sanıyorum. Bu olgu, doğal olarak, çeviri dünyasına da yansıyor. îlk ağızda aklıma gelen Cevat Çapan, Tomris Uyar, Tahsin Yücel, Ahmet Cemal, Samin Rifat, vb. gibi bir avuç usta çevirmen dışında, bence derin bir çeviri bunalımı yaşanıyor yayın yaşamımızda. Üstelik, adlannı andığım ustalar da aslında edebiyatunızın yazar ve şairleri; çeviri, tek uğraşları değil. Yayımlanan çeviri kitapların birçoğu okunacak gibi değil; bırakın aslıyla karşılaştırmayı, okunası bir Türkçeden bile yoksun. Bu durumda, çevirmen bulmakta zorlanıyor musurıt4Z? Tabii ki, zorlanıyorsunuz; ama asıl önemlisi, çevirmen seçimine büyiik özen göstermek gerekiyor. Erotik Us dizisinde bunu şjmdilik sağlayabildiğimizi sanıyorum. Örnekse, Octavio Paz'ın Çifte Alev: Aşk ve Erotizm adlı kitabını Tomris Uyar çevirdi. Daha önce de değindiğim gibi, Erotik Haykular, Ferit Edgü'nün Türkçesiyle yayımlanacak. Daha önce yayumlanmış da olsa, Can Yücel'in Shakespeare'den yaptığı Bahar Noktası çevirisi bu dizide yer alacak. Eski Ahit'in Ezgiler Ezgisi (Neşideler Neşidesi) adlı bölümünü, yeryüzünün bu en eski ve en kutsal aşk dizelerini Samih Rifat Türkçeleştirdi. Kimsenin Konuşmadığı Dil'i dilimize aktaran Ahu Antmen de bence kendisi gibi çok duyarlı bir çevirmen. Erotik Astroloji gibi popüler bir kitap bile, Işılar Kür sayesinde çok iyi bir Türkçeyle yayımlanma olanağı buldu. Ilk kez bir kitap dızisinin editörlügünü üstlendinız Neden Erotik Us? Aslında, bu dizi bir sacayağı. Cinsellik, erotizm ve aşk'tan oluşan bir sacayağı. Octavio Paz'ınformülü: Cinsellik ateşinden yükselen erotizmin kızıl yalımı, aşkın titrek ve mavi yalımını besler... Cin sellik tüm hayvanların üreyebilmesi için geçerli. Erotizm ise bedenin şiiri, düşgücünün tetiklediği ayin. Erotizmde, bedensel, görsel ya da işitsel haz, kendi baŞina bir amaç. lnsanoğlunun imgelem ve istemiyle değişime uğrayan, kılık değiştirip yaratıcılığın gizemli giysisine bürünen cinsellik, erotizm. Başka bir deyişle, erotizm, insana özgü. Ama dediğim gibi, Erotik Us dizisi yalnızca erotizmle iİgili değil, cinsellik ve aşkla ilgili kitaplardan da oluşuyor. Sözgelimi, henüz yayımlanmadı ama, Ayşegül Hatay'ın psikoterapist Sarah Denning'den çevirdiği Cinselliğin Mitologyası'nda, eski çağlardan günümüze insanlığın cinsel alışkanlık ve uygulamaları inceleniyor. Paz'ın, yayımlanan Çifte Alev'indeki denemeler, cinsellik, aşk ve erotizmin çağlar boyunca edebiyatı besleyen damarlarında düşünsel serüvenlere çağırıyor okuyucuyu. Amerikalı yazar Eugene Mirabelli'nin yeni yayımlanan Kimsenin Konuşmadığı Dil adlı romanı, okura, bedenlerin dilini, tensel tutkunun gramerini açımlamayı deniyor. Yeniden çevtriye dönersek, bugüne kadar çevirdiğiniz otuzdan fazla kitap içinCUMHURİYET KİTAP SAYI 664 Çevirmen seçimi Kapak konusunun devamı. *" ler, farklı deyişler, akla gelmedik metaforlar edinerek zenginleşiyor. Onca zaman şiir çevirmeyip, şimdi neden çevirdiğime gelince, insan, genclik çağındaki "cehaletin cesareti"ni yıllar sonra yeniden ediniyor belki de... Peki, neden }apon siiriyle basladımz şiir çevtrisine? Okuyan Us Yayınları'na hazırladığım Erotik Us dizisi için dünya edebiyatından kitap seçmeye çalışırken, Japon edebiyatıyla birazcık daha yakından ilgilenme fırsatı doğdu. Özellikle eski Japon şiirinin bana çok yakın düştüğünü rark ettim. Bir zamanlar Japonya'da şiirin, sevgililerin onsuz edemedikleri bir iletişim yolu, düpedüz bir yazışma işlevi üstlendiğini gördüm. Çiçeğe durmuş incecik bir dal kadar kırılgan ve yalınlığın yetkinliğine erişmiş şiirlerdi. Çevirmeye yeltendiğimde, galiba oluyor demeye başladım. Ilk çevirdiklerimi, bizden bir yalınlık ustasına, Ferit Edgü'ye gösterdim. Hafifçe gülümseyerek, "Bu eski Japon ozanları, 'I'ürk şiirini iyi biliyorlar galiba!.." dediğinde, neyapmam gerektiğini anlamıştım. Türk şiirinin belleğimde yer etmiş söz, deyiş ve kalıplarından elden geldiğince arındırmaya çahştım çevirileri. Cîene de, bir ölçüde bir "bızdenlik" kalmış olabilir. Yatağında Yalnız mısın?adlı kitap huradan doğdu anlaşılan? Evet. Sonunda baktım, otuzdan fazla şairden epeyce şiir çevirmişim. Sabahları işe gitmeden ilk kahveyle, işten dönüşte bir akşam kahvesiyle birkaç küçük şiir çevirmek insana çok iyi geliyor. Ruhunu arındırıyor adamın. Okuyan Us'dan yayımlanacak dizinin konusu erotizm olduğundan, öncelikle Japon aşk şiirlerine yöneldim. Ama tam aniamıyla erotik şiirler değil bunlar. Kitabın alt başlığında da belirttiğim gibi, aşk ve özlem şiirleri. Aşka düşen, sevSAYFA 4 Bir kültür adamı, bir çeviri ustası Celâl Uster diklerinden ayn düşen soyluların, Zen rahiplerinin, gizemcilerin, geyşaların, adı sanı bilinmeven ozanların hüzün ve yalnızlığıyla örülü dizeler. Zaten, birbirlerine kavuşan âşıklardan çok, kavuşamayan sevgililerin duygulanımları dökülmüştür dizelere. Sözgelimi, Kasa Hanım diye tanınan bir 8. yüzyıl şairesi var: "Terk edilmek / alınyazım, / anlıyorum. /Anlamayan./gözyaşlarım." Ama,okuru, inceden bir erotizmin düş yollarına düşüren şiirler deyok değil: "Düşümde, bir kılıç / saplandı etime. / Demek / yakında kavuşuyoruz." Bir de, aşka mizahî açıdan yaklaşan şiirler söz konusu: "Hep 'Gelirim' der, / sonra da gelmezdin. / Bu kez 'Gelmem' dedin, oturdum bekliyorum./Demek seniçözüyorum." Kitabın adını, 7. yüzyılda yaşamış soylu bir kadın şair, Prenses Yoza koydu: "Geceler ayaza çekiyor, / ciğerime işliyor soğuk. / Gittin gideli perişanım. / Merak bu ya, / yatağında yalnız mısın?" Yalnız, Erotik Us dizisi ve Japon şiirinden söz açılmışken, bir noktayı vurgulamakta yarar var. Benim çevirdiğim Yatağında Yalnız mısınP'da Japon şiirinin en önemli tarzlarından biri olan nayku'lar bulunmuyor. Nedeni, Ferit Edgü'nün bu dizi için Erotik Haykular çeviriyorolması. Japon ressamlann resimleri eşliğinde çok keyifli bir kitap çıkacak ortaya. Erotik Us dizisi çeviri ağtrlıklı bir dizimiolacak? Şimdilik öyle görünüyor. Ama çeviriler dışında iki kitap var ki, sanırım epey ses getirecek ve tartışılacak. Biri, Böcükname. Bir böcekler meclisinde anlatılan cinsel öykülerden oluşuyor. Sinek, an, tahtakurusu, pire, güve gibi böcekler, girdikleri evlerde tanık oldukları erotik yaşam kesitlerini anlatıyorlar, ballandıra ballandıra... Kitabın yazarı Orhan Kevnoğlu'nu ben de tanımıyorum. Yolladığı dosyayı okumaya başladığımda, amatör işi olmak şöyle dursun, Doğu klasikleri geleneğinde, ama çağdaş bir yaklaşımla yazılmış bir yapıtla karşı karşıya olduğumu fark ettim. Bizden sayılması gereken bir başka kitap ise, 16. yüzyılın en renkli kişiliklerinden Deli Birader namıyla tanınan Gazalî'nin günümüz diline Hararetleri Artıran ve Gamlan Gideren adıyla aktarabileceğimizyapm. Bu Gazalî, kuşkusuz, 11. yüzyılın ünlü kelâm ve fıkıh bilgini Gazalî değil. Bizim Gazalî, Bursa'da doğmuş, 1535'deMekke'deölmüş; özellikle kişiliği ve sürdürdüğü yaşam biçimiyle ün kazanmış bir Osmanlı şairi. Manisa'da Şehzade Korkut'un eğlence meclislerinin gözdesi olmuş. Bursa'da Geyikli Tekkesi'nin şeyhi olarak inzivaya çekilmiş. Uzun süre müderrislik etmiş. Sonunda şairliği bırakarak Istanbul'a yerleşmiş; devlet büyüklerinin de yardımıyla Beşiktaş'ta deniz kıyısında bir mescit, zaviye, konak ve hamam yaptırarak burayı bir zevk ve eğlence merkezine dönüştürmüş. Kent içinde dedikoduların alıp yürümesi ve öbür hamam sahiplerinin şikâyetleri üzerine sonunda Sadrazam Ibrahim Paşa'nın buyruğuyla hamam yıktmlmış. Deli Birader'in kitabı, 16. yüzyıl Osmanlı cinsel yaşamına hem gerçekçi, hem de mizahî açılardan yaklaşıyor. Denilebilir ki, Osmanlı'nın popüler yeral Aşk ve ödem şlirleri