Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yorum. Evet, Aseksüel Koloni'de kadınlar ve erkekler birbirine düşman iki kavim gibidirler ve devamlı savaşırlar. Birbirlerini ele geçirdiklerinde de asla acımaz, gözünün yaşına bakmazlar. Bu, gerçek hayatta da böyle değil mi? Nasü ki sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir millet olmamız söz konusu değilse, bu koca bir palavraysa, kadınla erkeğin arasındaki ezeli rekabet ve düşmanlık da bizim en yalın gerçeğimizdir. Bu yalın gerçeği ben fanatizm olarak değerlendirmiyorum. Romanında bu konunun tam üstüne gidiyorum. Bu romanda dıle getırdıjhnız "ezilen cinsin laneti" söylemtyle erkek egemen toplumun kımliğınde güçıktıdartahakküm meseleüne kurgu yapmaktasınız Erekk, erk, ereksıyon gıbı kavramlara karşt çıkarak öıgürlükçü bir söylem adına ınsan bıyolojifine aykın oldujlu rahatlıkla soyleneblecek önermeler dıle getirtnıyor musunz? Anaerklltophım Edebiyat yaptığımızı one sürerek biyolojiyi bir an için ihmal edelim. O noktada, asıl mesele, erk, erkek ve ereksiyon kavramlarında simgeleşen iktidardır. Bu, bugün için erkeklerin sahip olduğu bir ;eydir. Bu iktidar odağının nangi özgüriıkleri ne şekilde biçtiğini ve dünyayı ne hale soktuğunu görmekteyiz. Buna başkaldıran eski zaman Amazonlarının kurdukları dünya yani anaerkil toplum belki daha mutlu bir dünyaydı. îktidarın bu anlamda yani "seksist' anlamda ortadan kaldırdığı bir dünyada yaşamak neden bugünkünden daha cazip olmasın? Romandaki gibi ifade edecek olursak, "Hyppolite'in Amazonya, Oreithyia'nın Atina ve Penthesilea'nın Troya önündeki başkaldırıları ve erkek egemen topluma diz çöktürme çabalarını her nesil her seferinde denedi. Lakin asla başaramadı. Lanetli tragedya bugün de sürüyor." l O yüzden de bugün dünya bu halde... Belki bizim kuruluşumuzyanhş? Belki de bana çok yakın olan bazı yazarların söyledıği gibi: Başka bir dünya mümkün... Üstelik bu seksist denebilecek şekilde mümkün... Biz erkekler tahakkümden vazgeçeceğiz, kadınîar da intikamdan... Bize süt ve öğüt verecekler... Yaşayıp gedceğiz... Böyle bir fantezi düşlemeye değmez mi? Bir erkek olarak kadınlann bu kavgasına el atmanız ne anlama gelmelı? Aslında bu, edebibirtavır. 11ginç olana, ters olana, ayrınsıolana yaklaşım gösterip hayata başka perspektiflerden de bakılabileceğini gösterme çabası. Bir kadın feminist roman yazarsa bu doğal bir şeydir. Bir erkek de roman vazıp kadınlardan yakınsa bu da doğal karşılanmah. Ama ilginç olan, ufuk açıcı ve yaratıcı olan bir erkeğin feminist bir roman yazması. Yalnız bu noktada bir hususun özenle altını çizmek ısterim. Ben feminist bir roman yazdım ve bunu tüm feministlerden daha iyi yaptığıma inanıvorum. Ama asla kadınlara yılışarak oJcur ka zanmaya çalısan yazar modelleriyle karıştırılmamah bu tavrım. Çünkü ben aslında feminist değilim. Romanım feminist. Benim fikirlerim farklı ve bu okuru ilgilendirmez. Okur, benim ona sunduğum dünyayı ve rüvayı yeterince yuce bulmazsa her türlü sözü sarfedebilir bana. Ama benim her şeyin, yazdığım çapraşık dünyalardakiçapraşıkilişkilerde olduğu gibi oldıığuna inandığımı düşünen okur saftır ve edebiyatın ne olduğunu bilmivordur. Tekrarlıyorum; ben feminist değilim. Tıpkı feministler gibi bir parça "seksist"im. Kendi cinsiyetimden memnunum ve kadınlara çok zaman çok öfke duyarun. Ama bir romancı olarak hayata baktığımda bambaşka bir lcişi olabilmeyi bilirim. Kadınlann gözünden olaylara baktığımda inanılmaz yaralayıcı, acı verici, aşağılayıcı bir esaret ve traiedi gördüm. Bunu, erkek olduğuma aldırmaksızın yazdım. Kadınlara yağ çekmek filan benim umurumda olmaz. Bu yolla okur kazanmak ise tiksindirici bir şey olur benim için. O yüzden de Ölümsüz Antikite'nin üçüncü cildi Casus Belli'de ilk cilt Aseksüel Koloni'nin tam tersine erkek gözüyle olaylara bakıldığını gö C ren okur şaşırmamalı, beni tenakuza düşmekle suçlamamalı. Bunu peşin peşin söyleyeyim. Hayatta tek bir doğru fikir yok. Kadınlann doğrusu, erkeklerin yanlışı olabilir ve üçüncü ciltte ben, Paris (Âleksandros)un kişiliğinde (^)limpos'un Adaletsiz Tannlan'na sevmeyi ve sevişmeyi öğreten, Adaletsiz Tanrıçaların içinde patlayarak erimeyi başaran, erkin, ereksiyonun ve erkek cinsinin rensinive onun terminatörlüğünü anıtmakta, yüceltmekteyim... Bu, tenakuz değildir. Ben romana böyle bakarım. Antllanted Ölümsüz Antikite'nin altt cdt olarak tasarlandıg'tnı, neredeyse üc cıldının bıttıg'ını bıltyoruz Dcvam eden cıltler de aym mesele üzerıne mı yoğunlaşıyor? Yani stradakıler devam romanlart mı, yoksa bambaşka romanlar mı? Her roman ayrı ve tek tek okunabilir. Ama büyük bir mitolojik galaksi içinde ele alınıp toplu olarak okunduklarında daha çok vüce şevler ifade edeceklerdir. Mesela ikinci cilt Siber Tragedya ilk ciltle tamamen alakasız. Ağırlıkla Iiıırıpides'in "lphigeneia Aulis te"sine gönderme yapan bir "siberpunk" yapıt. (Bu arada, bu eserle ilk dera bir siber punk romanımız olacağını da söyleyeyim.) Apayrı okunabileceği gibi mitolojik kanondaki yere bağlı olarak okunduğunda bambaşka zenginlikler, edebi tatmınler verecektir. Bu, üçüncü cilt Casus Belli için de geçerli... Bunların hepsi bambaşka romanlar fakat referans noktaları insanlığın bugüne dek kurmuş olduğu en yüce metafor olan mitoloji. Yani bunlar, antifantezi. Yeni bir tür... Tesekkür edertm. • Ölümsüz Antikite IAseksüel Koloni ya da Antiope/ / hkmet Temel Akarsul Roman/ Telos Yayınalık/ Ekim 2002/ 268 s. Türk Edebiyatı Sevmek, kimi zaman gitmektir... Çocuğunu kazada kaybeden bir genç kadının, GİT KENDİNİ ÇOK SEVDİRMEDEN TUNA KİREMİTÇİ sığındığı ana ocağında hayatla yüzleşmesi. Sorguya çekilen evlilik, birbirini sonradan anlamanın hüznü, yirmi üç yıl sonra yeniden ortaya çıkan ilk aşk öyküsünün kahramanı ve acılara ragmen yaşamak... Git Kendini Çok Sevdirmeden, aşkın sıradanlaştığı bir dünyada sevmek ve gitmek üzerine, "ince düşünülmüş" bir ilk roman. . J. DOĞAAI KİTAP