23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ğı söyleşide ş,u sözlerini okumasaydım M.Mümtazluzcu'nun, düşüncelerim ilk doğrultusunu bulmayacaktı: 'Güzeli güzelden yapmıyorum ben, çirkinin hamurıınıı kullanıyorum. Belki de en çirkinin, dayanılmaz çirkinin. Güzelden güzele varmak tiksindiriyor beni. Vardığımız şeyin güzel olup olmadığı da bir başka tartışma konusu... Güzelden güzele varmak gerçekten tiksindiriyor beni. bunıı başaramıyorum da aynca. sancılı bir kişiliğim olduğu için belki de.' Şimdi bu sözler eşliğinde önceki şiirlerine bir dönüş yapıyoruz Tuzcu'nun. I lani 'Sevda Adıyla kitabındaki üç beş imgeden yola çıkın hatırlatma yaparak: Kurşun güJü güneşler'in (s. 179) karnında delirmelere sebep olduğu (s. 197) bunu da kara kanser raporu ile bize ileterek yarattiğı düzenden. (s. 191) Yukarıdaki sözler ve imgeler bizi Mehmet H. Doğan'ın yazısındaki şu sözlere götürmedi de değii: 'Baudelaire şiirine yakın şeyler yazıyor Tıızcu' Doğan ın da eklediği gibi bu bnzerlik, kesinlikle bir öykünmeyi anımsatmıyor bana da. Onun Fransız eğitiminden gelme biri olduğunu bildiğim için, birazı da kendi eğilimlerinin bu yöne törpülenmesini göz önüne alarak, Baudelaıre'in 'Kötüluk Çiçekleri' yapıtındaki vardığı nokta ile, yukarki sözleri örtüştürdüm: 'çirkinin namurunu kullanıyorum. Belki de en çirkinin..' Güzelin karşıtı çirkindir evet, aynı zamanda iyiliğin karşıtı kötülük, güzelin karşıtı olarak da görülebilir. Bir karşı durma serüveni var Tuzcu'da. Hani şu sıralarda Fanzin, yeraltı edebiyatı türünden benzeşmelerle önem kazanan Altay Öktem ve benzer bir grubun öncülük ettiği bir karşı edebiyat türüne benzeşiyorbu çıkış. BaudeJaire'in 'Spleen de Paris' adlı unutulmaz yapıtını çoğumuz bilir. Ne umulmaz bir kıtaptır o, bence Fransız edebiyatının devidir. Kullandığı semboller, akırtığı dünya kusmuklan, salyalarla, durmadan karşı duran bir Baudelaire. Çılgın bir simgeci. Ama herşeye dikelmiş, benzersiz bir esrik. Bakın Tuzcu esrik Jeğil. Ama sevginin kucağında da beslemiyor kendini. O çalı dolu bir ortamda yeşeren insan zihninin, batmayan ama gıcıklayan diliyle yaldaşıyor her ortama. Şehre, mor hayvanlara (S.A. s. 180), nöbet gecelerine (s. 181), sinsi damarlarına (s. 192), kan kısraklarına (s. 211) ve yaşanan olayların hep arka yüzüne, fbtoğrafların negatif çerçevesine, olumsuzluklar evrenine.. Şiir dosyasını ilk kez bu kitapta yayınladığı 'Gece Raporu' adL dosyada inanılmaz, büyüleyici güzellikte ıızun bir 'Rapor' şiiri var. Söylediklerimize örnek teşkil edecek, bir kara şiir. Sisli bir zincir, bir korku evreni.. 'Ani bır kasılışla boşalıp bitiyor kent' (s. 147) Şiirin ikinci dizesi bu. Şiiri bir su borusu gibi niteleyen bu giriş bile, bizi nasıl bir evrenin içerisine atacağını belirtiyor Tuzcu'nun. Hayli karamsar, kapkara ama çekici, şaşırtıcı bir dünya ve bakış açısı. Şehrin, denizin, alkol derelerinin yasaları tartışılıyor şiir dolaylannda. Hem de bilmedığiniz, ürpertici bir alayla, kışkırtan bir edayla. Hani şiiri okurken gizli bir sinir harbine yakalanıyorsunuz. Işte ben M.Mümtaz Tuzcu şiiri hakkında söyleyeceklerimin sonuncusunu, bu şiirin enras finalini buraya aktararak noktalayacağım. Görüyorsunuz son söz hakkı yine şairin: 'Kanlı birahaneye demek bep dönülecek Bırak çevik pergeller parselktrstn ötede Şu anlamsız köpüğü bir kez daha sen öde Yuttuğu her hurmaya diklenen Alacağı kalmasın bu gece bu veznede!' (s. 154) • (*) YAZÖTE, YKY, Toplu Şiirler, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Mart 2001 CUMHURİYET KİTAP SAYI 620 Sabahattin Eyuboğlu'nun denemeleri "Mavi" adıyla yeniden yayımlandı Gıdenden kalanlara bîr selam MaviI ve MaviII muhakkak okunması gereken iki güzel kitap. Bir güzel insanın çekip gittİKten sonra geride Sıraktığı güzellıklerden biri... Insanlar okusun, donansın, paylaşsın ve mutlu olsun diye Diraktığı güzelliklerden... Eyuboğlu'nu hep yaşatacak olan güzelliklerden... ABDULLAH TEKIN * S abahattin Eyuboğlu'nun kim olduğu sorusunun en güzel yanıtını Azra Erhat verir: Erhat, Sabahattin Eyuboğlu'nu önce bir aydın ve düşünür boyutunda sergiler, dana sonra çevirmen, eleştirmen ve eğitimci yönlerine değinir. Onu bu boyutları ile anan Erhat devam eder: "Ne yaptıysa, ne yazdıysa hepsini yaşayarak yaptı ve yazdı. Bir yaşam adamıydı Sabahattin Eyuboğlu. Bu yönünü vurgulamak, kendisine en uygun, en doğru tanımı vermektir." (Azra Erhat, Sevgi Yönetimi. s. 200) llhan Selçuk, Eyuboğlu'nun erişilmez bir Türkçeye sahip olduğunu belirtir. Daha sonra bu tür bir insanın ulusun yaşamında zor bulunacağından söz eder: "Tatlı bir adamdı Eyuboğlu. Öfkesi bile tatlıydı. Adam gibi yaşar, gösterişten kaçınırdı. Öğretmek ve öğrenmek yolunda bitmez tükenmez seferberliğin neferiydi. Böylesine bir adam bir ulusun yaşamında zor bulunur." (llhan Selçuk, Yeni Krallar, Yeni Soytarılar, s. 230) Hep beğenmeden, iyimserlikten, olumluyu görüp göstermeden yana olduğu için dostlan tarafından takdir edüen Eyuboğlu'na Ataç "Hayran Çelebi" derdi. (Erhat, s. 9) Azra Erhat, Eyuboğlu'ndan "Ustam Sabahattin Eyuboğlu" diye söz eder ve ekler: "Benim büyuk talihim total insan diyebileceğimiz iki insana rastlamış olmaktır. Bunlardan biri Halikarnas Balıkçısı, öbürü Sabahattin Eyuboğlu"dur." (Erhat, s. 179) önsözde Eyuboğlu "Yeni düşünce, fert şuurunun insanı ve tabiatı serbestçe tanımak çabası ise, Montaigne bu çabanın ilk büyük hamlesidir. Bugün bizim de kavuştuğumuz serbest düşünceye o dört vüz yıl önce ve bizim uyanış devrimize birçok bakımlardan benzeyen coşkun bir devirde kavuşmuştur" der. (Montaigne, Denemeler, s.l) İkinci çeviri ise ortaçağ ile yeniçağ arasında köprü kuran yazarlardan Rabelais'nin "Gargantua"sıdır. Hümanizmahareketinin en büyuk savaşçılarından biri olan Rabelais varlığın üstüne varlık katmayı bir yaşam biçimi olarak gören insanlardan biridir. Eyuboğlu bu çeviriyi yalnız yapmamış, Azra Erhat ve Vedat Günyol'la birlikte çalışmıştır. Erhat onun "Mavi Yolculuk" arkadaşlarından biridir. Mavi yolculukların yaygınlaşmasında Eyuboğlu'nun somut çabaları vardır. Yurdumuzun güzelliklerini, insanuıı, doğasını tanıtma konusundaki çalışmaları kısa zamanda ürününü vermiş ve yat turizmi hızla yaygınlaşmıştır. Iş Bankası'nın yayımladığı "Mavi" iki cilt olarak göze çarpıyor. Birinci cilt "Söz Sanatları Üzerine Denemeler ve Eleştiriler", ikinci cilt ise "Görsel Sanatlar Üzerine Denemeler ve Eleştiriler" adını taşıyor. Yazılar zaman sırası göz önünde tutularak sergilenmiş. Birinci ciltte şiir, müzik, kültür, roman, dil, türküler, destan gibi konularla Namık Kemal, Fuzuli, Orhan Veli, Halikarnas Balıkçısı, Başaran, Külebi, Can Yücel, Ataç, Veysel ve Tanpınar örneği kişiler yer alıyor. ikinci cildin içerik ve önemini, kitaba önsöz yazan Azra Erhat'ın kaleminden öğrenelim: "İkinci ciltte çıkan yazılan bir okuyun, bunlarda bugünün resmini, heykelciliğini, seramikçuiğini daha birçok kolları ile Türk modern sanatının temellerini bulabilirsiniz." (Mavi2, s. 9) Mavi'yi okurken insan bir kitapla baş başa olmaktan ötede Sabahattin Eyuboğlu ue dostça bir söyleşi içinde duyumsuyor kendisini. Onunla doğruyu, güzeli, iyiyi ve gerçekleri paylaştığını görebiliyor. Dikkatle okunduğunda birinci kitapta yer alan kimi konuların insanı şaşırtan boyutta farklılıklar içererek sergilendiğine tanık olunur. Orneğin Türkiye'de çocuk edebiyatı içeriğinde sınıflanaırılıp o yönde değerlendirılen ve fazla önemsenmeyen Don Kişot'un aslında önceJikle büyükler için önem taşıyan boyutunu ve zengin içeriğini sergiliyor Eyuboğlu. Avrupa'daki şövalyelik dönemini "humour" boyutuyfa sergileyen kitabın bu ve buna benzer ironik yönlerini karşımıza çıkanyor. Böyle bir çaba okuyucuya salt bilgi birikimi açısından değil, kültürel birikım ve altyapı boyutlarıyla da büyük katkdar sağlıyor kuşkusuz. Eyuboğlu sonuçta Don Kişot için şu genellemeyi yapıyor: 1) Don Kişot bütün insanların romanıdır. 2) Don Kişot bütün romanların romanıdır. 3) Don Kişot gerçekçilik çağının, yeni zamanların romanıdır. Yine bu örneğe koşut bir biçimde şiirimizin has isimlerinden Ürhan Veli'yi tanıtıyor Eyuboğlu. Eyuboğlu'nun Orhan Veli üstüne yazdıklarını okudukça, genç yaşta yitirdiğimiz bu şairi iyi tanımadığımız ortaya çtkıyor. "Sen Dalgacı Manmut, sen doğan güne karşı gerinen, sen Süleyman Erendiye mezar taşı yazarken Süleyman Efendilerin hışmına uğrayan, sen Nurullah Ataç'ı da Nâzım Hikmet'i de hem kazanıp hem kızdıran, birini söz, birini inanç gücüyle kazanan güzel insan, renkli, kokuıu, ışıklı düşünen gülüşlü, gülen düşünüşlü Orhan Veli, merhaba, bizden sana selam ola." (Mavi, s. 301) MaviI ve MaviII muhakkak okunması gereken iki güzel kitap. Bir güzel insanın çekip gittikten sonra geride bıraktığı güzelliklerden biri... însanlar okusun, donansın, paylaşsın ve mutlu olsun diye bıraktığı güzelliklerden... Eyuboğlu'nu hep yaşatacak olan güzelliklerden... • (*) Öğr. Gör. Akdeniz Üniversitesi Mavi 111/Sabahattin Eyuboğlu/tş Bankast Kültür Yayınlart, 2001/408+274 s. SAYFA 7 KültüpelbiPikimveanyapı Sabahattin Eyuboğlu, Atatürk'ün örnek bir yaklaşımla Avrupa'ya okumaya gönderdiği ilk öğrencilerden biridir. 1908 yılında doğan Eyuboğlu, Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun ağabeyidir. Eyuboğlu yükseköğrenimini Fransa'da yaptıktan sonra bir süre IÜ Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde doçentlik görevinde bulundu. "Sanat Üzerine Denemeler" /"Yunus Emre'ye Selam" / "Şiir Çevirileri" ve "Pir Sultan Abdal" 1959 yılında TDK çeviri ödülüne layik görülen Eyuboğlu'nun eserlerinden bazılarıdır. Eyuboğlıı dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından Ankara'ya çağrılmış ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü ndeki gençlere eğitim vermesi sağlanmıştır. Enstitü öğrencilerine Yunan klasiklerini okutmuş, tiyatro çaüşmalan yaptırmış ve türkü geceleri düzenletmiştir. Görüleceği gibi Eyuboğlu'nun üstün gücü ve çabaları, salt çeviri ve eleştiri boyutları içermiyor, mavi yolculuklardan fotoğraf çekimine, eğitimcilikten halk bilim çalışmalarına uzatılacak boyurta verimli, yapıcı ve yaratıcı öğeler içeriyor. Sabahattin Eyuboğlu'nun iki çevirisi oldukça önemlidir. Bunlardan biri Montaigne in "Denemeler" adlı yapıtıdır. Bu çeviri 1940, 1950 ve 1964 yıllarında olmak üzere toplam üç kez gerçekleştirilmiştir. 1940 yuındaki ilk baskıya yazdığı Halkbilim çalışmalapı Sabahattin Eyuboğlu. Rabeials'nin "Cargantua'smı Azra Erhat ve vedat cunyol'la blrllkte cevlrmlstlr Eyuboğlu ve vedat Cünyol bir yargılanma sırasında.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle