29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A R A Milan Kundera adını Türkiyeli okur, sevgili Ayâın Emeç'in Fransızcadan çevirdiği "Şaka" adh romamyla tanımıştı. 1960'lann sonunda yayımlanan romandan sonra bir daha adını duymadık Kundera'mn. 1986 yılında ise yeniden keşfettik Kundera'yı. Fatih Özgüven in çevirdiği ve lletişim Yayınlan'nca yayımlanan "Varolmanm Dayandmaz Hafifliği" Kundera konusunda bir patlama yarattı Türkiye'de. Kitap ardı ardına baskılar yaptı. Diğer yapıtları hızla dilimize kazandırılmaya başlandı. Bugün neredeyse tüm romanlarıyla dilimizde Kundera. Denemeleri, kuramsal kitaplan da çevrildi ve çevriliyor Türkçeye. Dilimizde yayımlanan son romanı "Bilmemek" iseyaşadığı ve yazdığı ülke Fransa dan önce Türkiye'de yayımlandı. MuratBelge, "Varolmanın Dayanılmaz. Hafifliği" ne yazdıh 'Önsöz de şunları söytemişti: "Milan Kundera... Temalarını, konularını oradan seçse de, bir 'Doğu Avrupa' romancısına benzemiyor... Doğu Avrupa sorunlarını, bir 'dünya' romancısı olarak ele alıyor. Hayatın görünür yüzeyine dikkati bir hayti keskin, duyusal dokusuna duyarlığı da çok gelişmiş, ama bunların ötesinde bir bilgelik düzeyinden baktığına, gördüğüne, anladığına okuru inandırabiliyor. Sanatçı her zaman somut bir yaşantı dilimini anlatır, ama o sumutlukla iç içe, bir soyut bilge kapısı aralar insana." iyi bir yeni yıl ve elbette bol kitaplar dileğimizle. TURHAN GÜNAY Izmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ndan "Izmirli Ressamlar" İzmir'de resim sanatı ve ressamlar îzmir Büyükşehir Belediyesi yayımcıliK faaliyetini büyük bir nızla sürdürüyor. Belediyenin yayımladığı kitapların toplu bir tanıtımını daha önce yapmıştık. Bunlardan bir tanesini "Izmirli Ressamlar"ı, kitabı hazırlayan Mümtaz Sağlam'ın kaleminden tanıtiyoruz. MÜMTAZ SAĞLAM 1914 Kuşağı ile Türk resminin genel niteliğini belirleyen Izlenimci duyuşlan resmine en iyi taşıyan sanatçılarımızdan biridir. Sami Yetik'in "YurtGezileri" kapsamında Izmir'de oluşturIZMİRLİ duğu peyzajlar, RESSAMLAR avnı zamanda o döneme ilişkin eşi bulunmaz birer belgedir. Özellikle Kadifekale'yi, Izmir'i simgeleyen bir motif olarak sıklıkla vurgulayan sanatçı, yöresel gözlem kadar, kendi ruh halinin yansıması olan ve plastik ideallerinin peşinde gerçekleşen bir nrça işçiliğini yeğlemiş gibidir. Işgal ve savaş ortamındakı 1/mır'de doğal olarak askerî ya da sivil bir sanat oluşumundan söz etmek olanaksız gibidir. Ancak, 1910'lu yıllarda Izmir'e yerlesen, Izmir'de görev yapan ve yine bir şekilde askerlikle ilişkili isimlerin bu konuda öncülük yaptıkları bilinmektedir. Bu nedenle, Izmir'de ortaya çıkan resim hareketini, askerlik günleri serüven dolu Fuad Mensi Dileksiz ve Binbaşı Nazmi Bey (Çekli) ile başlatmak ve 1920'lere akan süreçte bu seyrin netleştiğini ifade etmek doğru olur. Hareketli olduğu kadar ilginç bir yaşantıya sahip olan Fuad Mensi Dileksiz (18801965); ldadi ve Rüştiye tahsilinden sonra, resim ve heykel yapabilmek için Marsilya'ya gitmiştir. Bir süre değişik Avrupa kentlerinde dolaştıktan sonra, Batı Trakya ve Makedonya'da vatanî görevler üstlenmiştir. Trablusgarp Savaşı'nda milis kuvvetlerin kurulmasına öncülük ederek savaşmış, Mısır çöllerinden çok sayıda altın ve önemli belgeferi kaçırarak hükümete teslim etmiştir. Bir ara Ingilizlere esir düşmüş, 1914 yılında Izmir'e yerleşinceye kadar Avrupa'da yaşamıştır. Izmir'de Poligon'a Çanakkale Zaferi'ni simgelemek üzere diktiği anıt ise 1919 Yunan Işgali'nde tahrip edilmiştir. Aynı şekilde Kemeraltı'nda açtığı resim atölyesi, Izmir'in kurtuluşu sonrasında yanmış; evrakları, eşyaları ve çok sayıda tuvaü bu sırada yok olmuştur. Ilk resim eğitimini Manastır Harbiyesi'nde alan bir sanatçı olan Nazmi Çekli (18841958); genelde Izlenimçi bir duyarlığa dayalı peyzajlarıyla bilinir. Özellikle yoğun boya kullanma alışkanlığı ve ışıkgölge tespitine verdiği önem dikkat çekicidir. Kurtuluş Savaşı sürecinde, binbaşı riitbesiyle büyük hizmetlerde bulunan Nazmi Çekli'nin, Izmir Iktisat Kongresi'nde sergilediği tablolan büyük beğeni ile karşılanmış ve bizzat Atatürk tarafından eli sıkılarak, gümüş madalya ile ödüllendirilmiştir. Izmir'de başlayan resim hareketinin önemli isimlerinden bir diğeri olan Celâl Uzel (19011965) ise; aslen Istanbul kökenli bir sanatçıdır. Ancak yaşamının büyük bir bölümünü Izmir'de geçirmiştir. Istanbul sanat ortamıyla bağlantısını hiç koparmadığı için, iki kent arasında sanatsal alışverişi sağlayan bir köprü vazifesini yerine getirmiştir. Celâl Uzel; başarıh bir Izlenimçi yorum tekniğine sahiptir. Bu üslubal yaklaşımla oluşturduğu portre, peysaj ve ölüdoğa kompozisyonlannda yakaladığı "psikolojikboyut "lada dikkati çeker. Bu nedenle Celâl Uzel'in Izlenimçi biçimlemeyaklaşımı, kısmen "gerçekçi" duyuşlarla da zenginleşen ilginç bir senteze dayalı durur. Bu anlamda, Izmir Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda yer alan "Halkapınar Deresi" adlı resim; Celâl Uzel'in sanatına dair tüm belirtileri yansıtan çok önemli bir kompozisyon durumundadır. "Halkapınar Deresi", Izmir'e ait ender peyzajlardan biri olmanın yanı sıra, ışık değerlerini sorunsallaştıran, anlık tespitlerin kaydedilmesine yönelik, hızlıbir boyamabiçimleme yaklaşımının ürünü olan katışıksız bir Izlenimçi resim olarak karşımıza çıkmaktadır. Z engin bir tarihsel mirasın üzerinde yaşayan Izmir'in, CumhuriyeLöncesi dönemde Osmanlı'nın yaşam düzenine ayak pekayakuyduramadığı;bu yüzden.kurumsal ve Icültürel yenilenme programlarından gerekli payı alamadığı bilinen bir gerçektir. Dahası cumhuriyetin ilk yıllarında da bu gelenek devam etmiş, etnik toplulukların ve giderek tüm toplumsal kesimlerin ihtiyacını karşılayacak olan kültür, sanat ve eğitim kurumlarıntn hizmete açılması bir hayli gecikmiştir. Üstelik, Izmir'in Cumhuriyet sürecine "Yunan Işgali" ve 1922'deyaşanan "Büyük Yangın" ile girdiği anımsanınca durumun önemi daha iyi anlaşılır. Aslında yeni toplum modelinin tesisinde, ülke genelinde hissedilen sanatsal destek yoksunluğu, siyasal iktidarın dikkatini çekmekte gecikmemiş; tek parti döneminin CHP'si kültürel düzenlemeleri 1932 yılında kurulan Halkevlerine havale ederek, soruna çözüm arama niyetini göstermiştir. Bu yapı içerisinde, güzel sanatlar eğitimini kurslar ve sergiler hazırlayarak gerçekleştirme amacıyla oluşturulan Ar Komiteleri, istatistik verilere göre kısa sürede bine yakın etkinliği planlama başarısını göstermiştir. Izmir'de 1932 yılında kurulan Izmir ve Karşıyaka Halkevleri, Ar Komiteleri aracılığıyla genç yeteneklere ve ilgisi olanlara sanat lcurslan düzenlemiş, sergi mekânları sunmuş, sanatı sevdirme ve yaygınlaştırma amacıyla ciddi çalışmalara öncülük etmiştir. Bu arada, 1927 yılında yayımlanmaya başlayan ve bir süre sonra Izmir Halkevi'nin yayın organına dönüşerek, etkinliklerini duyurmaya özen gösteren Fikirler Dergisi kısa sürede, dönemin ünlü sanat ve düşünce adamlarının yazılarını yayımladığı popüler edebiyat/sanat dergisi naline gelrniştir. Fikirler Dergisi; îzmirli ressamların resim sanatı üzerine kaleme aldıkları değerlendirmeleri içermesi açısından oldukça önemlidir. Celâl uzel ve Abit Elder'in (Abidin Elderoğlu), "Izmirli (ya da Egeü) Ressamların Sergıleri" gibi genel başlıklar altında eleştirel nitelikte yazılar vayımladığı bilinmektedir. Fikirler Dergisi bir taraftan da; adı geçen sergilere ve Halkevi'nin düzenlediği resim kurslarına ilişkinbelgeniteliğinde pek çok fotoğraiı içermektedır. Blrkaç öncii Ressam Abidin Elderoğlu Gerçeğl Başlangıç donemı Izmir resim sanatının en önemli ismi şüphesiz ki Abidin Elderoğlu'dur. Atatürk Lisesi resim öğretmenliğinden emekli olarak 1954 yılında Ankara'ya yerlesmek üzere Izmir'den ayrıldığı güne dek, kendini kentin sanat ortamının gelişmesine adamıştır. Abidin Elderoğlu; bir yandan öğrencilerine resim sanatının inceliklerini anlatırken, bir yandan da kendi resminin gelişim koşullarını araştırmıştır. Ozan Sağdıç'ın bir yazısında belirttiği üzere, Elderoğlu'nun öğretmenlik yıllarında sanat tarihini daha iyi anlatabilmek amacı ile bir "Sanat Ekolleri Etüdü" ve bir "Sanat Tarihi Şeridi" hazırladığını " Valeur î larmonisi" üzerinde çahşmalar yapıp kuramlar geliştirdiğini öğreniyoruz. >Vnca; "Altınbölüm", "PratikPerspektif" ve "Sanat Tarihi" üzerine hazırladığı ders notlarını teksirle çoğaltarak öğrencilerine dağıtması sanatçının iş disiplini hakkmda yeterli ipuçlannı vermektedir. 19321954 yılları arasınaa geçen Izmir dönemi; Elderoğlu'nun atak, yenilikçi ve modern kimliğini öne çıkarmıştır. Başlangıçtaki eklektik tavrını kısa sürede aşan sanatçı, kendine özgü bir soyut ve soyutlama anlayışı üzerinde kurduğu resim yaklaşımını hızlı ve kararlı bir biçimde geliştirmiştir. 195O'li yıllardan itibaren çok partili demokratik yasama geçis süreciyle birlikte, değişen sosyo/ekonomik koşullar neticesinde, lastik sanatlar alanında artık bireysel ça,a ve çıkışların önem kazandığı görülür. Özellikle yabancı ülkelere ait kültür merkezlerinin açdması, özel galericilik anlayışının yaygınlaşması, sanat eğitimi veren kıırıımlar arasında çeşitliliğin artması ve rekabetin doğması gibi gelişmeler sonucu, plastik sanatlara ilişkin etkinliklerin nitelik ve nicelik açısından çeşitlenerek çoğaldığı ilginç bir süreç karşımızaadır. Bu kapsamda Izmir, kendine özgü gelişmedinamiğiyleyine gecikmeli bir yapılaşma göstermiş, ancak 1970'li yıUarda yakaladığı gelişme dinaıniğini günümüze dek korumasını bilmiştir. • Izmirli Ressamlar Ansiklopedisi/ Mümtaz Sağlam/ Izmir Hüyük Şehir helediyesı Kent Kitapltgt/192 s. SAYFA 3 Halkeviertveinrfr'de Sanat YiizyAn lUnci Yarısı E Imtiyaz Sahibi: çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basın ve YayınAŞyj temsilen Cumhuriyet Vakfı adına Ifhan Selçuk / Yayın Danısmani: Turhan Günay Sorumlu Müdür: Fikret llkiz ^Cörsel Yönetmen: Dilek llkorur Baskc Sabah Yayıncılık AŞ Idare Merkezi. Türkocağı CacJ. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 05O Reklam: Publi Media 1938 yılında C H P ve Halkevleri üst yönetimi, yurtiçinde sanatçılara yurdun güzelliklerini yerinde tespit ettirmek ve sanatçılanmızın memleket mevzuları üzerinde çalışmalarını kolaylaştırması açısından yurtiçi resim ezileriyle görevlendirilmeleri kararını alır. iıı kapsamda, Ressam Sami Yetik Izmir'e görevlendirilir. Sami Yetik; "Kadifekale'den Güzelyalılar Tarafına Bir Bakış", "Eşrefpaşa Yamaçlarından Izmir", "Osmaniye Caddesi", "Kapalı Havada Karataş'tan Güzelyalılar", "Yağmurdan Sonra Eşrefpaşa'dan Bir Köşk" ve "Eşrefnaija'dan Bir Etüd" adlı kompozisyonları oluşturur. Bu tablolar öteki sanatçılann resimferiyle birlikte 23 Mart 1939'da Ankara Halkevi'nde sergilenir. Askerkökenli bir ressam olan Sami Yetik; Yurt GezHeri Kapsamında Ressam Sami Yetüc'in bmir SeyahaU f sami Yetik, Kadtfekale 1908,33*41 cm. (Sami Yetik YKY Yayınları) C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 620
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle