23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. cak olan şiirler bana çok daha çekici geliyor. Bir şeyin tam bitmişliğini sevmiyorum ben sanatta. Eskiden öyle değildim, ama son yıllarda tam tersine yanm kalan bir şeyi seviyorum; yanm bırakılmış olan. Tıpkı hayatta birçok şeyin yanm kalışı gibi. Onun sanat eserinde de o şekilde gelişmesi bana çok daha çekici geliyor. Belki onu tam istediğim gibi uygulayamadım şimdiye kadar, ama belki daha sonra uygulayabiîirim. Boşlukta kalan bir şey, yüzenbir şey, bir girdabın içinde kaybolan bir şey, ama munakkak ki onun yine kendine mahsus bir sanat ölçütii olsun isterim. Tam bitmiş veya çok belirgin hale getirilmiş şeylcri sevmiyorum artık. / lalil Vedad'ın heykelinde de lamamlanmamış bir cylem söz konusu: Düşmek üzcrc olan bir adatn. () bcykeli çekici hılan da bu tanırım. Evet. Komanda da vurguladığım gibi, o hcykelin birincilik alması beni hiç ilgilendirmiyor. Ama I lalid Ziya Bey'i çok ilgilendirmiş. Çok acı bir vaka yaşamasına, oğlu intihar etmiş olmasına rağmen hâlâ anılarında Çek sanatkârın birincilik almış nlması. O koşullarda bıınu düşünmüş olması çok ilginç. Çok sevdigim bir yazar benim Halid Ziya, ama çok burjuvaca bir tavır var orada. Kitapta da belirgin olan bir şey, herkesin A lıpı, B tıpı fonlarla, dövizle, kazatıçla ilgılenip uğrastıgı, gündelık hırslara kapıldıg'ı bir diınyada yaşayan yazarın, Halıl Vedad'ın o heykeli satın alışmda heykelin aldıgt birincilik ödülünün bir elkısımn olmadıg'ını umması. Temennisi var tabiî. Tam öyle. Tabiî bu arada o A tipi fon, B tipi lon konularında yazarın da TURk miithiş bir ROMANINPAN x özeleştirisivar ALTIK gibi geliyor SAYKALMl bana. O dolar molar lakırdılarını dııydıığu vakit, "Kendi para•" Mavi Kanatlarınla 'dan Ayrılığın llk Yazına Selim İleri mı da bir an önce dolara çevirmem mi gerekir?" diye diişünmesi, o kiiçiik burjuva tavrının insana miithiş bir şekilde aksetmesi. O yaşama biçiminin dışına çıkmak istiyor yazar romandaki kişi, bcn de ü'yum zaten ama ne kadar çıkmaya çalışırsa çalışsın düzen biryerden onu tekrarkuşatıyor, çemberin içerisine alıyor ve kendine göre ehlileştiriyor bir anlamda.Duygularıile yaşama biçimi birbirine denk düşmeyen insanlar gi bi yaşıyoruz bence. Düşüncelerimiz ve duygularımızda daha başka bir yaşamın ojabileceğinin idrakı içindeyiz, ama konformist bir dünyanın içerisinde de kıstırılıp kalmışız gibi. Bu çok ikilemli, çok üzücü bir şey, fakat bu çemberin dışına çıkmak herkese nasip olacak bir başarı değil. Ben de pek başarabildigimi iddia edecck değilim, ama duygu ve düşüncemde çok başka şeyler var. Fakat sonunda yaşama biçimine gelince o konformist dünyanın ve küçük burjuva etik değcrlerinin etik denebilirse tabiî ona içinde kıstırılıp kalıyorsunuz. Kitapta kıdlanılan dile değinmek istiyorum liırıncı, ıkıtıct, ücüncü tekil sahıs arasında bir 'gelgıt' söz konusu. En dtnvın anda bile bu esrıynjin getirdıg'ı bungunluk hıssediliyor. Anlaltmtnızdaki bu seçimi ııeye 1 baSlıyonunuZ' Şizoid bir seçim gibi geliyor bana. Yazarken onlarla çok oynamadım. Bazı şeyleri tekrar tekrar yazıp oynadım, ama bu birinci, ikinci, üçüncü tckil şahıs arasındaki "gelgit"i pek ellemedim. Yani o an bana gelmiş olan duygulanımı olduğu gibi korumaya çalıştım. Türkçe'de "şizofreni" karşılıfiında çok sevdiğim bir kelime var: "usyarılması". Oyle bir usyanlması içinde yazıldı bu lcitap. Sürekli hem yabancıydım hem çok yakındım; hem birinci tekil kişiydim hem ikinciydim hem de bazen çok daha uzak. Orada Ayhan'ın söylediöi bir söz var: "Olmamış olmak istcrdim.' Bütün bunlar olmamış olsa diye düşündüğiim anlar da oldu, kitapta anlattığım şeyler için. Ve onlan yıllarca belleöimin bir köşesinde örtbas etmiş olmam da bundan kaynaldanan bir şey olmalı ki sonunda bir yerde fışkırdı. Ama yazarken de "Keşke hiç yazmasam bunlan. Hem yaşanmamıs olsaydı hem de hiç yazılmasaydı" diye çok düşündüm. Bir yandan da vahşi bir zevk de aldım onlan yazmaktan. Insan uzaklaşır kitabmdan ve sevmez kitaplarını. Bıınu seviyor muyum, onu bilmiyorum ama okuduğum vakit hâlâ bana yer yer acı verebiliyor bu kitap. Bazı yerleri çok acı veriyor. Mesela yazarın "llk defa burada açıklıyorum; sokağa çıkardım gece yarıları, evden fırlayıp sevdiğim insanfann evine giderdim" sözleri bana hâlâ çok acı veriyor. Dile dan bir başka noktaya daba deg'm mek httyorum Nasıl gündelık bayat içcrısınde ber kurmaya kalkıştıiımız cümlcyi sonuna kadar götürüyor dcğıhek romanıntzda da bu böyle. Bu yön bana Bilge Karasu'nun Uzun Sürmüf Bir Cüniin Akşamı'ndakı anlatım örgiisünü anımsattı Upuzun cümlelerlc anlatılamayacak pek çok şey cümlelerin yarıda ketilmeleri ve aralarına giren suskulartn ardından yeni cümlelerin başlamalanybir sesi hissederiz. Daha doğrusu, o ses gelip yazarı bıılur. Gülderen Hanım, dayısına yazılan mektuplardan söz eder. Yazar, yeniden o romanın iklimine döner dönmesine de; "notlarını tasfiye etmeye karar vermişken, yeni bir öykünün... beklenmedik öykünün çağrışımlarına kapılmıştır." Öte yanda da; "yayımlanmış, sönmüş roman 'ını anımsar: Yazma an'ını, biçemini, tasarlanışını, öyküsünü.. Bir yazarın yazmak eyleminin ivmesi olan durumlarla birlikte, yazma süreminin biçimlenişini de dile getirir, ileri. Öyle ki; yazılan bir romanın/anlatının kurgulanışının inceliklerini, yazarın yazma çabasının aldığı seyri içtenlikle yansıtır. Yazarımızın çıkış noktasında/odağında duran o romanının ekseninde; biz, onun yazı dünyasının sırlanna, yazma cehenneminin sıratına ve arafa doğru yolculuğa çıkarız aslında. İleri, yazının bir aldanış olduğunu imlemese de; her dönüş çizgisindeki bağlanışın bir sanrdı yanı olduğunu hissettirir gene de. Önceki zamanın tutsağı olmasa da, yazısının kaynağına döniiglerinde bir yüzleşme, tansıklık vardır. Ötede kalan gençlik düşleri çoktan bir 'gelecek' olmaktan çıkmış, gelinen noktada yazan mutsuz kıfan her r>ir görüntü/durum o 'güzel za 'INmanşolmakistordlnı." Simdi o valnHlıöı vazmak FERİDUN ANDAÇ S elim tleri'nin giderek içselleşen, yazmın ve hayatın bir yaratıcının dünyasındaki yerini daha bir katmansallaştırdığı anlatısının yepyeni örneğiyle karşı karşıyayız: Bu Yaz Ayrılığın llk Yazı Olacak. 1leri, bir değişkenlik durumunu, acıyla beslenen bir ömrün adanış çağlarını dıle getiriyor bu kez. Yer yer anıroman, biyografikroman veya özyaşamsalroman imleyişlerini çağrıştırsa da; bir başka boyutu var bu anlatısının. Ne bunlar, ne de 'roman'... Romans demek daha uygun belki de! lzleksel olarak acıdan yalnızlığa sürüklenişin yeri/mekânı ve duygu sarmalının beslendiği ilişkiler başattır anlatıda. Yazıda yaşanmışkk duygusunu bize veren daha birçok izlek ardı ardına gelir. Yaşanıp biten bir ömrün tanıklığına uzanan anlatıcı, yüzleştikleriyle belleğin çağrısına uyar. Herbir uyanışı 'sırayalcoymaya, çözmeye' çalışır. Yazarın/anfatıcının görevi de bu değil mi? Ötede olup bitenleri yeniden düzenlemek, tasarlamak.. Yazıda yeni bir hayat yaratmak.. İleri, kurduğu bu 'anı iskeletleri'nde; anlatıcının aylasından bakar o hayatlara. Onun hcr adımında, arkada duran, gören, bakandır da. Geldiği kıyıda bir arınma duygusunun debelenişindedir de üstelik, anlatıya yansıyanlar. Ardına düştüğü aslında peşi sıra gelendir. Batkıya uğramamak için yazmak, anlatmak zorunda hisseder kendisini. Gelip gelip onu bulansa; "Yazmaktan tam vazgeçeceğiniz sırada yeniden yazmak tutkusu"dur. Yazıdan kaçılamayacağını, ancak ona bağlanabileceğini bilen biridir, ileri. Yazdıkça çözülen bir hayatın kıyısında durur. Bu duruş verinin hem ötesini hem de berisini yazdığı bu anlatısında çıktığı yolculuk biraz da kendine doğru yolculuktur. Uzandığı 'geçmiş' bugüne izdüşürendir. Bir bakıma da yazma nedeni, yazıya bağlanma duygusunun kaynağıdır. Yüzünü, "eskilerden, unutulmuş günlerden kalma" dediği o yalnızlığa döndüğiinde; anlatılabileceklerin gitgelinde debelenip durur. Yazarın yazma çabasının sırlı yanını aralamaya calıştıkça, öne çıkanların, silik gibi duranfarın anlamını görmeye başlarız. İleri, burada, anlatı(sı)nın bu dönüş noktasından önceki bir anlatısının dünyasına dönerek (Kırık Deniz Kabukları) orada can bulan, soluk alan kahramanlarının, özellikle de Halil Vedad'ın, izlerineyönelir. Onun, 'roman kişisi olmuş' hayatlara bakışında, kurulan bir roman dünyasının nasıl biçimlenegeldiğini buluruz bulmasına da; burada aslolan da yaşanmışlıkların dönüştüğü 'yazıda hayat'ların yazarın yazı belleğinden/imbiğinden süzülüp gelen yanlarını görebilmemizdir. Vazdığı bir romandaki hayatın/dünyanın bir an'da silikleşmesi, buruşması.. "Çoktan yazılmış, yayımlanmış, yıldızı sönmüş, yıldızı hiç parlamamış roman. Bir kez daha yazarsam, bu kez kurtarabilirim, yaşantılar avucumun içinden kayıp gitmez, roman sahicilik kazanabilir. Aina Halil Vedad'ı kurtaramam." llkten sanrdı bir bakış gibi gelse de; romanda sahicilik kazanan, yitip gitmis bir hayatın ilgi çekmemesi, dönülüp balulamaması yazarın yazma güdüsünün önünde duran bir engeldir. İleri, bu durumu sorgulayarak, o içselleşeni dile getirir. Yazılan bir ömrün, Halil Vedad'ın düşsel çağrısının dile getirilişi.. Ve oturup o upuzun romanı yazdığı.. Onu, romanı yazmanın kıyısına getiren duygunun ne olduğunu da imler bu arada. ileri, anlatısını işte bu noktadan hareketle geliştirir. Bir kırılma noktasıdır o deyilenişi. Bu kez avna tutan ise, yer değiştiren gölge gibi, ikinci kişiye dönüşen vazarın nayatıdır. Anlatıcı, onun çocukluk yurduna, yaşamından izlere döner adım adım.. Onun bakıp gördüren anlatımcı tavrıA>akış açısı anlatı boyunca ben'in gölgesi gibi adım adım ilerler. "Çocukluğun geri dönülemeyecek yurdu ve insanları"na doğru bir yolculuKtur bu. Belleğin aralanan kapılarında yaşanmışlığın ner bir izinin rengini/soluğunu buluruz. Geçmişin haritasına bakınca, yazarın oluşan yazı belleğinin yerini/yurdunu tanırız. Bir yanıyla da akıp giden hayatın getirdiklerinde (buna rastlaşma an'ı da diyebiliriz), yazılan romanın ötesinde duran man'ların kıyıkrında gezindirir onu. "Ama çok gençken yitirilenler, sonraki ayrdıklar kadar acı vermiyor. Sonrakilerae yaşamın sadece ayrdıklar olduğunu anlıyorsunuz." Dese de; o dönüş çizgisine ağışanlara baktıkça; yitirdenlerin sızısını tümüyle hisseder. Bugünden düne bakarken, o kopuş duygusunun ezincidir aslında ona tümüyle bunlan yazdıran. CUMHURİYET KİTAP SAYI 623 SAYFA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle