Katalog

ıtrındekı iieni Üzenler/ ,Wfl> £«•/•/ Om Yaytnevi/ 56 s. Seferi/ Salıh Ecer/ Om Yayınevt/ 48 s. Ihtimalen/ Salıh Ecer/ Om Yayınevı/ 61 s. "Bir neşe, surekli pusuda olan bir sözcük fantezisi görünümünün altında bu yazıda adeta bir katılık ve elmas ucunun acımasızlığından bir şeyler var. Salih Ecer'in Rimbaud'yu çileden çıkaran "şiirsel eskilikle" görünmesi gereken bir hesabı var ve kendi deyimiyle enti püften 'mücevherlerine' fazlasıyla bağlı olan bu Türk dilinden bunları sokup atması gerekiyor. Salih Ecer bıınu yaparken dolaylı yollar seçmiyor. Şiirin etini buruşturuyor, kesip biçiyor, yırtıyor ve parçalanmış bedeni üstünde dans ediyor, sevinçle tepiniyor. Tuhaf bir tarikatın peygamberi (olarak) tanrılardan susuzluğu giderecek suyu istemiyor, kum istiyor, daha fazla kum, söylemin yüreğinden bir tür 'simoun irrationnel (akıldışı samyeli)' kalksın ayağa. Ama yıkım, amaçladığı sonuncu son değil. Burada önayak olunan, yıkıntılardan tek başına 'tüm şiiri gercbilen' 'doğru sözcük' ortaya fırlamalı. Ve bu yolculukta Salih Ecer'e eşlik eden okuyucu için vaat edilen, susuzluk ve yön belirsizliği. Belki dc Rimbaud'nun deyimini kullanırsak 'şu bir yudum meşhur zehir' ve kafanın içinde ateşler, belirsiz patlamalar" diyor Claud Esteban, Salih Ecer'in şiiri hakkında. 1 leriyle sinek sarayının gerçekte ne işe yaradığını görmek, insanı hüzünlendırir. Kimi evler ve kımi yaşamlar da sinek sarayına benzerler. Görevleri temiz olmak değildir, ama boşuna oldukları da söylenemez. Güzellikleri ise bizim hanemize kazanç yazılır" diyor Mine G. Kırıkkanat. Bir Yalnız Adam Jacques Brel/ Mario Levi/ Om Yayınevı/ 261 s "Brel iyi bir şair olduğuna hiçbir zaman inanmamıştı. Haklı olabılirdi. Ama o, tüm soyledıkleri ve bize o eşsiz sesi ve şarkılarıyla bıraktıklan bir yana, her şeyden önce hayatını şiirselleştirmeyi, bir şiir gibi yaşamayı başarmıştı. Onun şairliği en çok burada anlam kazanıyordu bence. Keşke kendilerini büyük şair olarak görenler de onun gibi yaşamayı bilseydi, hayatın şiirini onun gibi aramayı göze alsaydı. O, kısacası, büyük bir insandı ya da sadece insandı. Bu da, ben dahil, birçok insana şair olmak için yeterli bir özellik gibi gelebilirdi. Onda beni asıl çekenin bu özellik olduğunu da yıllar sonra anladım. O da bir kazanç. Hayat yolumuzda gerçek anlam göremeden yitirdiğimiz o kadar çok insan var ki..." diyor Mario Levi. Giilünç Yücenin Sanatı: David Lynch'in Kayıp Otobanı Üzerine/ Çeviren: Savaş Kılıç/Om Yaytnevt/80 s. "Belki güvenilmemesi gereken, pek çok eleştirmenin, Kayıp Otoban'ın gerçekliği deli sanrısından ayıran çizgi bulanık olduğu için ('olay örgüsü kimin umurunda asıl önemli olan hayal gücü ve ses efektleri' tutumu) insanın boşuna tutarlı bir anlatı çizgisı aradığı aşırı karmaşlk, çılgınca bir film olduğıı iddiasıdır. îlk elden mutlaka (iktidarsız kocaya dair) gerçek bir hikâyeyle uğraştığımızda ısrar etmek gerek, bir noktada (Renee'nin öldürüldüğü nokta) kahramanın kendisini güçlü kılan, ödipal üçgenin parametrelerini yeniden kurduğu psikotik bir sanrıya dönüşür hikâye psikotik sanrısının alanı içinde, tam ilişkinin olanaksızlığı kendini yeniden duyurduğunda, sanşın Patricia Arquette (Alice) genç sevgilisine 'Bana asla sahip olamayacaksın' dediğinde anlamlı bir şekilde Pete Fred'e geri dönüşür, yani gerçekçiliğe geri döneriz." Titus Groan/ Mervyn Peake/ Çeviren: Dost Körpe/ Om Yaytnevi/ 561 s. "Kolayhk adına bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebilirİ7;. Mervyn Peake'in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, Tolkien dışındaki tek aday olduğunu iddia edebüiriz. Ama tıpkı ona adını veren şato gibi devasa, uçsuz bucak sız, keşfedilmemiş labirentlerle tlolu bu yapıtın her sayfasına damgasını vuran özgunlük bizi bu kolaycılığa kaçmanın hazzından mahrum bırakacaktır. Çünkü Gormenghast'ta bir gotikfantastik yapıttan beklenebilecek bir tenıa buİamayız. Bu kitaplarda kurtanlan prensesler, doğaüstü olaylar, cınİer, elfler ya da goblinler yoktur Tersine, bizi bir girdap gibi içıne çekip sersemleten karmaşık olaylar zincirinde, Dickensvarı karakterlerin absürd gülünçlüğü, yaşamlarına bir tannnın demirden eli gibi damgasını vuran o dev şatonun, bin yıllık Gormenghast'ın Kafkaesk atmosferiyle dengelenirken sarsıcı bir gündelik gerçekliğe bürünür. Bu karakterleri tuhaf, komik, hatta fantastik bulabiliriz; ama acıları, hırsları ve tutkuları son derece gerçektir" diyor kitabın çevirmeni Dost Körpe. Kahramanlar Ölü Doğar/ küçük hkender/ Om Yaytnevt/ 104 s. "Kahramanların ölü doğması, doğası gereği bir halk kehanetidir; onlann heykelleri dikilmez: Şiirlerde, türkülerde, hikâyelerde yaşatılır; acıları, mücadeleleri, fikirleri, etsanevi dirençleri taşmır kuşaktan kuşağa, ölü doğmanın tarihe basılan mührüdür yüzleri. Birer şifre, birer paroladır var oluşları/yok oluşları. Her aşk onlann doğum günü, her ihanet onların yeniden katlidir. Gözyaşının kana dönüştüğu topraklarda, kahramanların gökkuşağının altından geçenler, sereflerini bir silah gibi çeker, bir ibadet şekli gibi sıkarlar" küçük îskender. 19752000 Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi/ Yılmaz Odabaşt/ Scala Yaytnaltk/ 656 s "Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi, adından da anlaşılacağı gibi şiirimizin son yirmi beş yılını kapsıyor. 1941 doğumlu Metin Altıok'tan 1978 doğumlu Zeynep Köylü'ye uzanan 212 şairlik bir şiir çeşitliliği. Daha önce benzeri olmayan bir çalışma!" diyor Atilla Birkiye, Cumhuriyet gazetesinde. Yılmaz Odabaşı'nın hazırladığı 19752000 Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi hakkında. Kafadanhacaklılar/ Mehmet Ulusel/ Okuyanus Yaytn/ 150 s Kafadanbacaklılar, bugüne kadar çizgileri ve illüstrasyonlanyla tanınan Mehmet Ulusel'in yarattığı bir canlı türü. Bu canlılann en önemli özellikleri düz bir mantık yürütmeyle kafalarında iki tane daha bacağa sahip olmaları. Yaşadıkları coğrafyaya ait haritalar, ya^am şekilleri, zaman hakkındaki düşünceleri, ayak tabuları, çift organlı cinsel hayatlan, anatomik yapıları, edebiyatları, tarih ve arkeolojileri, dinsel yapuarı ve bir kültüre ait olabilecek birçok ayrıntı, gerçekle gerçekdışı arasındaki ince çizgide oluşan, Ulusel'in kaleme aldığı metinlerle aktarıhyor. Arif Çağlar ve Ahmet Yelsoy'un iki bilimsel makalesine de yer veren yazar, çizgisiyle olduğu kadar hikâyesiyle de çok < Yağmur Yağmasaydı/ Nevzat Çelik/ Om Yaytnevi/ 105 s "Tanımlamam doğruysa, sentonik yapıya sahip bir şiir 'Yağmur Yağmasaydı'. Okurundan aktif bir takip istiyor. Deneysel olana bilerek girmesine karşın, ürkek; şiir değil, şair! Bu kitapta değisik ülkelerde aynı sevgili, aynı izlek kovalanırken, 'nerdesin' sorusundan sonra boş bir sayfa çıkıyor karşımıza. Oysa, o ısrarlı aramayı pekiştirmek için beş sayfa boş bırakmak ve okuru arama eyleminin içine daha çok sokmak gerekiyordu; şair buna cesaret edememiştir. Bu arada özeleştirimi de yapmış oldum" diyor Nevzat Çelik kitabı hakkında. Sinek Sarayı/ Mtne G. Kırtkkanat/ Om Yaytnevi/ 140 s. "Trakya köylerinde evin başköşesinde durur. Incecik çöplerden yapılmış, minyatür bir Ûzakdoğu tapınağını andırır. Üstünü renk renk, küçücük çaput parçalart süsler, rüzgârda kımıl kımtldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi, sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir. Evin içindeki sinekler bu kımıl kımıl ince sarayın üstünde toplanırlar, renkli çaput parçalanna, incccik çöplere pislerler. Evin diğer eşyalan, bir ölçüde temiz kalır. Rüzgârda salınan narin gövdesi ve güzelim renk Kitapkurtlarının gozu kitapkuşunun üzerinde: WWW« simurg • COD1# tr simurg@simurg.com.tr 40.Ö00'i aşkın eski ve yeni kitap... Onbinlerce süreli yayın birikimi... Konusunda en bilaili, sipariş ve çeşit takibinde en hızlı kaaro, en makul fiyatlar... Her dilde. her konuda kitap... Türkoloji'nin dünyadaki adresi... Her an güncel, her dem taze sanal sayfalarımızda her aradığınızı bulacaksınız, dilediğiniz kitaba hemen kavuşacaksınız... Simurg Kitabevi Yaymcılık ve Dağıtım Ltd. Şti. Tel: (0212) 292 27 101112 Faks: (0212} 292 27 13 email: