Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(*) "Prodetermınızm. YasarKalma Olasılığı vcZamamn Dogası", AlmancaTürkçe th dıllt, 12 i say/a, Ağustos 2000, Belge Yayınları Düşünce Dizisi. (**) ÜlkerBaykanSeğmen, Doç. Dr, tzmir Yüksek Teknolojı Enstıtüsü, MimarItk Fakültesi, Şchir ve Bölge Planlama Bölümü îzmtr Yılmaz Öner'in kitapları Ooç. Dr. ULKER BAYKAN SEĞMEN arlık bilimsel ve Bilgikuramsal açıdan GERÇEKLlK olgusunu Do ğa Bilimleri'nde, Sosyal Bilimler'de ve Felsefe'de tcmelinden sorgulayan, eleştirel, tümüyle yeniden DIYALEKTİK bir düşünce sistemi kuran M. Yılmaz Öner, Evren'in oluşumundan, Madde'nin en küçük birimlerine kadar Madde'nin ve Sosyal üluşum'un Tarihselliğini ele alma, çözümleme ve açıklamada, evrensel boyutta yeni bir Yöntem ve Düşünce sistemi olııştıırmuştur. Bu çalışmalarını sürdürürken, gerçeklikle örtüşür bir biçimde Dİ YALEKTİK düşünceyi binlerce yıl geriye giderek, kökeninden, Doğu'nun Diyalektik Felsefesi'nin gerçek DİYALEKTÎK kolundan hareket ederek özgün anlamda yeniden üretmiştir. Bilimsel, Sanatsal ve Felsefi anlamda YAŞAMI hep OLUMLAYAN M. Yılmaz Öner, yazdıkları ve paylaşımlarıyla karanlık her noktada GERÇEGİN yapısını ve işleyişlerini çözümleyerek UMUDUN SONSUZLUĞUNU gözlerimizin önüne sermiştir. Kurduğu bütünsel felsefi ve bilimsel sistem GERÇEK DÜN YAYI algılama ve onu dönüştürme olanaklannı bizlere en zengin bicimiyle vermektedir. DOĞ A da Cansız Sistemlerin en ajt çekirdeğinin yapısına inen M. Yılmaz Öner, KUANTUM FlZlGÎ'ni, indeterminizmden anndırarak DETERMlNlZM'le temellendirmiş, MADDE'yi oluşma süreci içinde çözümlerken, GERÇEK'in VİRTUEL ve AKTÜEL boyutlannı BÜTÜNSELLÎK içinde bir arada ele almıştır Yılmaz Öner, oluşturduğu Virtüel ve Aktüel gerçeklik kavramlarıyla İDEALİST, KABA DETERMİNÎZM yerine, PRODETERMtNlZM KURAMI'nı Kuantum Fiziği'nden hareketle temellendirmiştir. Bu şekilde, GERÇEKLlK'in en renkli ve zengin alanı olan VlRTÜEL GERÇEKLİK alanında, ÜLUŞMA SÜRECİ'nde, ZAMAN ENLEMİ çerçevesinde OLASILIK'ın PRODETERMİNİSTİK yapısını kavramsal olarak kurgulamıştır. Maddeyi olmus bitmiş bir olgu olarak değil, sürekli DEGÎŞlM içinde, genel bir ÜRETIM SİSTEMİ olarak KAVRAMLAŞTIRMIŞTIR. Bu kısa yazıda sözü edilemeyen birçok kavram veilişkiylebirlikte, ÖZDEŞLEŞME YETENEGl YAŞARKALICILIK OLASILIĞI olarak tanımladığı GÜVENİLİRLİK kavramını gerçek ihşkilerden hareketle oluşturmuştur. EVRİM KLJRAMI, Canlı Hiicre Çekirdegi, RNA ve DNA'ları FizikselKimyasal yapısı, Canlı Sistemlerde hücre çekirdegi'nde Mııtasyon'ların yapısından hareketle her tür DarwinistPost Danvinist Toplumsal, Biyogenetik, KuantaFiziği'ne ilişkin Evrim sürecleri ve Ani Değişimlere (Devrimlere) yönelik eleştirilerini ortaya koyarak, ARIZALAR temelinden hareketle kendi özgün RPODETERMİNİST EVRİM KURAMI'nı geliştirmiştir. M. Yılmaz Öner, Oxford Bilim Felsefesi Konferanslarında Zaman Kavramı'na ilişkin yeni TEZ'ler ortaya koymuştur. Birlikte katıldığımız ()xford Konferans V lan'nda, Öner'in Yöntem ve Kuramlarından esinlenerek hazırladığım, "Mekân'ın Sosyal ülarak Biçimlendirilmesi" konıılu bildirimı sunarken büyük bir heyecan ve mutluluk duydum. Öner, Öxford Konferansı'nda Enerji ve Zaman arasındaki ilişkileri gerçekçi bir çerçe vede ortaya koydu. Bu Konferansta madde temelinden hareketle farklı bir Zaman Kavramı'nı, ZAMAN ENLEMt'ni tartışmaya açtı. Saatle ölçülen Standart Zaman'ın madde tabanında farklı bir ZAMANSAL GERÇEKLlK'le ilişkisini sergüedi. Öner, zamanı farklı bir biçimde çpzürnlerken,. MEKÂNZAMAN BÜTÜNLÜĞÜ gerçekliğini ortaya koydu ve bu gerçekliği kavramsallaştırdı. Öner tüm çahsmalarını gerçeklikle ör tüşen, yüzeysel olmayan Matematiksel bir temelden hareketle ve bu temeli kurarak gerçekleştirdi. Kendisinin çok önemle üzerinde durduğu Ozdeşleşme Yeteneği olarak GÜVENİLİRLIK Kavramı'nı Bilim Dünyasına kazandırdı. Sayısız çeviri ve özjgün yayınları yanında Izmir Dokuz EyKil Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri olarak bi/lere Doktora Çalışmalaruıuzda, hazırladığımız bildiri ve makalelerde heyecanla değerli katkılarda bulundu, moral ve esin kaynağı oldu. Onun kitaplannı okııma ve kendısi ile karşılıklı tartışma olanağına kavustuk. Düşünce sistemimiz ve Dünya'ya nakış açımız bütüniiyle değişti. Şehir Plancılan Odası olarak ilk kez Izmir'de başlattığımız Felsefe Toplantı'lannın Onur Konuğu olarak katıldığı ilk toplantıda, değişimin gerçekleşmesinde (sosyal ve ikro fiziksel anlamda) ARIZA kavramı ve gerçekliği üzerinde ısrarla durdu. Yine Izmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından gcrçekleştirilen Ulusal Bölge Bilimi / Bölge Planlama Kongresine önemli katkılardan bulunarak Diyalektik, ProDeterminizm, Arıza ve Kultürlenme Sürecleri başlıklı bildiri ile katıldı, tartışmaları ile bizi bir kez daha aydınlattı. Öğrencilerim, sevgili dostum, büyük bilim insanı M. Yılmaz Öner'in yöntem ve kuramlannı ve kitaplannı okurken, benim hissetmiş olduğum gibi hiç zorlanmadan ve büyük bir heyecanla onu anladılar. Çünkü o her zaman GERÇEGİ anlatıyordıı. • "Canhlann Diyalektiği ve Yeni Evrim Teorisi", 374 say/a, Kasım 2000, Belge Yayınları Düşünce Dizisi. "Fizik ve Felsefe", Werner Heisenbero/Yılmaz Öner, 292 say/a, Belge Yayınlart Düşüncc Dizisi. Şiir sevdasıyla bilenen şair M. GÜNER DEMİRAY ikinci ve dördüncü dizeler yeni bir anlaın bütünlüğü içinde yeni dörtlüğe oturur. Şu dörtlükte halk bilgesi Yunus'un gizemci düşü ne güzel ışıyor "Bir ben vardır bende, benden içeri" sözünü anımsatırcasına. Cân içre câna sokul, Ay kırmtzı kar beyaz Tenin şıırını yaz, Bende kalan sen ibul'.is. 13) Yaşam bir kum saatidir şaire göre. Dolar, boşalır, yeniden kurulur. Hem var, hem yok gibi bir şey. Ama boşluğun yüreğinde yokJukla buluşur zaman. Burada gizemci kuramdan yaşamın ilkesine varıyoruz. Sen tektin, ben çoğuldum: Tekil kıldım kendimi: "Yok"taki var mtydım ben, yoksa "var'daki yok mu? Durun, durdurun sonsuz biraskta saatımi!($. 17) Ölüm izleği şiirlerinde düşünccsi açıktır şairin. Yaşam insan için iki kapılı bir evdir. Birinden girer, diğerinden çıkar insan. Yaşamı küçük bir çizgi iki tarih arasında. İnsan yaşamı bitince ağaç gibi çürür, dalından kopan yaprak gibi toprağa kanşır gider. Ölüm ölümdür benım eşsiz ablam, Vanrsın: Neye mi, nereye mi? Hiç kimsenin gülü, de bana arttk. Yoksa hiçbir şeye mt? Gizemci düşünceleri tarihsel doktısundan alıp çağa yaslayan, çağdaş ufuklara açan Anmet Necdet aynı zamanda içinde yaşadığı dönenıin de tanıklığını yapmakta, yüzyılımıza göndermelerde bulunmaktadır. Nadide Sultan gazel koşuğunda: Bhimle/ bizden uzak/ çok mu yakımmtzda Kim koruyacak bizibu sanal ihtisamdan Haztr ol koca şair bin bir ders gkarmaya Sö'zün kadrini bilıp postmodern bir yaşamdan (s. 49) diyerek yakınmaktadır. Özellikle Corona Fantastica adlı düş lem şiirinde çağ gerçeklerine iyice eğiliyor, tanıklığını güçlendiriyor. Düşlemin güzel kızına yönelerek şöyle sesleniyor: Tanıkltk et a gaddara tnsana Atoma hidrojene ve nötrona Silikona kortizona hormona Klonlanmış aşka plantasyona Deüreme yangına sele heyelana Yıkılan dağa yağmalanan urmana Taş tufflaya çtmentoya betona Gemiler geçen ve kir düşen umnıâna (s. 61) Çağdaş Türk şiirinde kendine özgü bir şiiryolu çizmiştir şair. Başanyla yürümektedir yolunda. Ben bu çağdaş hikmetleri okuduktan sonra bir kez daha bilgeliğin dünyasına erdim. Ancak dizelerde gezinirken kültür dağarcığımı da eyleme geçirdim; ondan sonradır ki düşünen bir lirizmin tadına varmış oldum. Sizler de yeni bir şiir çiçeği koklamak istiyorsanız Ahmet Necdet'in bahçesine inin derim ben. • « (*) Ajk Ey/ Ahmet Necdet/ Şiırler/ BroyYayınevı/2001. G elenekten getirdiği değerlerle çağdaş sesler yaratan şair Ahmet Necdet'in yeni şiir betiği "Aşk Ey"i imzalayıp bana sunduğunda içten bir muduluk duyduğumu söylemeliyim ilkin. Gerçek her şiir yapıtı yüreğimi kanatlandırır benim. Şiirlerin mavi düşlerinde uçanm hep. Ahmet Necdet'in şiir yapıtı da beni şiirin gizemli dünyasına taşımaya yetti. Gökmavi yağıyor gözden: Şıtr! Sana tntyorum, Her imgeyi deniyurum Seni çöznıek ıçin sözden (s 8) Şair yapıtında Tekke ve Divan yazınındaki biçimsel ve içsel özellikleri kendi hamurunda yoğurarak çağdaş bir şiir aydınlığı getirmekte ve zaman zaman geleneksel düşünselliğini Fransız sone bicimiyle de vererek şiir çevrenimizi daha bir açmaktadır. Şiirlcr dikkatle okunduğunda şairin, Kadı Burhanettin'in düşününü yansıttığı bir Türk koşuğu olan tuyuğ, aynca rubai, gazel, kaside, şarkı koşuklannın tınısını mayalayarak yüreğinin imbiğinden geçirip yeni ritimler, yeni sesler oluşturduğu da görülecektir. Içerik olarak şiirlerdeki tasavvuf (gizemcilik) felsefesi ve kuramlan, Doğu'ya ilişkin çeşitli düşünce yolaklan çağdaş bir anlamda, çağdaş bir renkte yansıyor bize. Yer yer Ahmet Yesevi hikmetlerinin temel özünden esinlenerek şiir binasını kuruyor ve çağa sesleniyor. Geleneği moderne açıyor. Bu arada düşüncelerini imgelerle çiçeklendiriyor. Simurg ve Nereus Kızlan'nda olduğu gibi Doğu ve Batı mitolojilcrini şiirin mekânında buluşturup tümleştiriyor, evrensel bir senteze vanyor. YBŞJMUI donuk sşk Aşk kavramı evrensel bir aşktır onda. Dünyasal, yaşama dönük bir aşktır. Hep (varlık), ve hiçlik (yokluk) arasında gider gelir çok dizelerinde. Insan, hep'le hiç'in sarkacında salınır durur. Bu giaip gelmelerde bir güneş özlemi çeker, sonsuzluğu arar. "Sen" kimdir? ü olmayınca eğretidir kişi. "Sen" aşk yüklü bir sevgilidir belki, ya da aşkın kendisidir. Isteyen Tanrısal da düşünebilir. Bir "ayna" imgesi bizi gizemciliğin derin koyaklarına çeker, Bektaşiliğin geçeneklerinde dolaşınz düşünerek. Şiirinin kabuğunu kırmak için geçmişe kulaç atmadan edemeyiz. Hıçlığe bir ktlit vur, Bana bir kilit yeter, I lep 'm perdesini ger, Benı günese savur! Bana bir kılıt yeter, Saati sonsuza kur, Benı günese savur, Susuzlufcumu gider. (s 6) Şair yukandaki örnekte ve benzeri bazı şiirlerinde ikinci dizeyle dördüncü dizeleri gelen sonraki dörtlüğe ikinciyi birinci dıze, dördüncüyü ücüncü diz^ olarak kor. Bu düzen diğer aörtlüklerde de aynı biçimde yinelenir. Yinelenen bu SAYFA 16 CUMHURİYET KİTAP SAYI 596