Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CAPAN Rene Char / Şiirler / Çeviren: Selah Can vardır. Bizim için zaman hafif, toprak ıse kolay dır, ayaklarımız ancak dönmeleri gerektiğinue dönerler. XV Kalp dedigimizde (ve bunu özlemle söylediğinıizde), atışları ve vermesi her an durabilecek, ortaklaşa ve mucizevi bedende saklı, tutuşan kalp ten söz ediyoruz. XVI Senin daha iyin ile onların daha az kötüsü arasında alevlenir şiir. XVII Oğul, şimşek ve toplumdışılanmışhk; aynı doruğun üç aynı yokuşu. XVIII Toprağa sağlamca basmak ve sevgi ile, sizi des tekleyenlerce reddedilen bir meyveye kol vermek, anlaşılmaz bir biçimde her defasmda eksik olacak temel taşının yardımı olmaksızın kendinin diye düşündüğün evini inşa etmek, işte insanoğlunun lanetlenmesi, XIX Ölüme ölümiülerden daha yakın yaşıyorsun diye şikâyet etme. Şafakçılar (Safakcıların Kızıllığı) Rene Char caidaş Fransız siirinin en önemlt sımalarından biridir. Şiirsel felsefesı ve ustalığtndaki derinlik nedeniyle birçok aüsünür, yazar ve sanatçıda hayranltk uyandıran Char, aynı zamanda Fransız Direnis Hareketi'nin lıderlertnden biri olmuş ve 1960'lı ytlların "antınükleer" hareketinin de öncülüğünü yapmıştır. Baslangıçta sürrealist hareket içtnde helırli bir sure yer alan Char, çağın büyük sanatçıları ile Braque, Giacometti, Picasso yaktn arkadaşlığını hep sürdürmüştür. Rene Char'm şiiri yüzyılımızın temel ahlakı, sıyasal ve \anatsal sorunlarına carptct, yaratıa ve sade bir anlayıs ile yaklaşmış ve btr tür eski Yunan " sairfilozof" geleneğını sürdüren bir anlatıma sahip olmustur. Şafakçılar (Les Matinaux) eseri belki de Char'm en önemli ştir demetini içermektedir. îkıncı Dünya Savası sonrası (19471949) yayımlanan bu şıırler daha tyi, daha imani ve daha özgür bir dünya dusünee ve özlemini vurgufarken, aynı zamanda her lür baskıcı harekete karşı dertn bir nefretle yüklüdür Şafakçılar da yer alan dizelcr ınsanın kendtnt arayısı ve sevgi üzerine yazılmış eşstz şiırlerı içermektedir. Öteki nnemlı eserlerı aratında Le Marteau Sans Mallre, Dehan I^a Nutt esl Gouvernee, Premıeres Alluvıons, Feuıllets d'Hypnos, Furetır el Mystere, Les Matınaux, La Parole en Archipel, Rccherche de la Base el du Sommet, Retour Amant, Le Nıı Perdu, Dan\ La Plue Giboyen.se, Chants de la Balandrane'ın yer aldtgı Rene Char'ın şıtrlennden yapılan asaöıdaki seçmeler Tiirkçeye aktartlnnştır: Ccp Dergisı, 1 Temmuz 1967, Çev L Özkök, Varltk Yayınları, Istanbul, s: 1922, Rene Char, Seçilmı) Şiirler, Çev. I. Saraç, Adam Yayınları, 1983, Ltanbul, Rene Char, Seçrne Şiirler, Türkçesı. S Rıfat, Ada Yayınları, 1990, htanbul Henry Mathieu'ye VIII Insanın dünyası olabilmek için bir kitabın dört dııvarı arasınua sıkışıp kalmaktan nasıl da çeker bu dünya! Eöer daha sonra da, onu gitmesi gerektiğinden daha hızlı gitmeye zorlayan vurguncıı ve kacıkların eline düşerse, bıınıı sadece kötü şanstan ibaret saymak olanaklı mıdır? Hiçbir şeyden çekinmeden bu yazgıya onun büyüsünün yardımı ile karşı koymak, yerine geçilen yolun kanadında doymak bilmez uzun yüriiyiişlere çıkmak: isteîjafakçıların görevi hudıır. Olüm, onu vönlendıren ve nluşıın akışını yarmada ona yardım edici bir artı işareti bulunan, saf ve mutlak bir uykudıır sadece. Onun alüvyonlu durumuna bakıp da neden kaygüanıyorsun? Gövde yerine dalı ve bosluk yerine kökü almayı bırak artık. Bu bir ilk adımdır. XX * Gerçeklik kişiseldir. Dikkat et: herkes sırlannı öğrenmeye layık değildir. Yorgıınluk ve kan ter içinde bana yaldaşıp: "seni aldatmaya geldim" diyen kişiyi bağrıma basarım. En büyük siyah işaret, ölümüne doğru giderken, neden şimşeği hep sen göstermek durumundasın? Dünyanın başlangıcı ile sonu arasındaki orta bir yerde doğmuşuz sanki. Bizi öne itene karşı olduğu gibi, arkada tutmaya çalışana karşı da aynı öfkeyi gösteren açık başkaldırı içinde büyürüz. XXI Sürekli düğüm yapmak saplantısı içinde bulıınan kişilere mümkün oldugunca az benzemeye çahş. XXII Öliim beş duyumuzun her birini ayrı ayrı ve sonra da hep birlikte etkilediği için tiksinti vericidir. lşitme duyusu gerekirse ona aldırmayabilir. XXIII I Doğan güneş, günün acımasızhğına ve gecenin anısına rağnıen, insanı sevinceboğar. Pıhtının rengi şafak kızıllığına dönüşür. 11 Görevin başkalarım ııyandırmak oldugunda, giinüne nehirde yıkaııarak başlarsın. tlk esriklik anı ve ilk dııygu seli hep senin içindir. III Şansına kesinlikle güven, mutluluğuna sıkıca sarıl ve risk almaktan asla çekinme. Onlar sana ba karak, sana alışacakkrdır. IV ... Eğer gercek bir aydınlık yaratmak istiyorsan sönmekte olan közlere iyice üflemek zorundasın. Yanık güzel gözler armağanı kusursuz kılar. X Korkunç dişil olan bilgi, ısırdığında bize kuduz öfkesi bulaştırır, iirpertici bir kucaklama ile kalçaları arasında sıkıca kenetler bizi aynı zamanda. Bilgiyi arayısımız soylu bir tutku olabilir, ancak bu davranış, her seferinde bize göz yaşjarı ve boğulmalar getirecektir. Bilgi tarafından inanç ve zayıflığı sömürebilecek olan tüm sizler, bu durumu hiç göz önünden kaçırmayın. XI Ne zaman ki olanaklarımızı degerlendirme ve ahlaki ilkelerimize bağlılık konusunda baskı altına alınır ve belirli kolaycı modellere boyun eğmeye itiliriz, insana hiçbir borcıı olnıayan, fakat sadece onun iyiligini isteyen bir güc, bizi hep yiireklendirir: "Baş, kaldır, baş kaldır, ba^ kaldır..." XII Kişisel serüvenler, savurgan serüvenler, şataklarınuzın topluluğu. XIII Fethimiz ve batmamızı uöulılayan önümüzdeki fethin belirsiz sürdürülebiliıliği, düşkırıklıgımızın yönünü değiştirir. XIV Yürürken arasıra sallanmak gibi bir özelliğimiz Çok biçimlilik içinde ancak hatalarımız iistünde inşa ederiz. Bu nedenle, onları her tekrarlayısımızda, kendimizi mutlu oldugumuza inandırabiliriz. XXIV Gemi battıgında, donamımı içimize sığınır. Direklerini kanımızın üstüne diker. Yeni sabırsızlığı kendini tüm varlığı ile inatçı başka yolculuklara adar. Öyle değil mi, ey sen, deniz üstündeki kör? Sen ki tüm bu mavilikte yalpalayan, en uzak dalgaların üstüne dikilen ey hüzıin? XXV ' • I'ırrınanın en şiddetli anında, bizi yatıştıracak bir kuş her zaman ortaya çıkar. Bir bilinmeyen ku§. Hani şu uçmadan önce şakıyan. V Bilgelik, bir araya yığılmayla değil, fakat ortaklaşa yaratma ve yaratılış içinde, ne kadar olduğumuzu, birbit imize karşı davranışımızı, farklıhklanmızı, hayarın içinden nasıl geçtiginıizi, gerçekligimizin ne olduğunu ortaya koymakla; ve onun itici gücü ve devingen sisi olan umutsuzluk tohumıımı bulmakla olanaklıdır. Bizler gelip geçmeye yükümlü yolculanz ve bu nedenle sorun yaratmak, sıcaklığımızı başkaları na geçirmek, taşkınlıgımızı açıklamak durunıun dayız. tştebuyüzdenmüdahale ediyoruz! Bu nedenle vakitsiz ve tuhafız! Sorgucumuzun bir an lamı yoktur burada. Yararlılığımız onu kullanana karşı döndürülmüştür. XXVI Kendimden uınudumu kesebilirim ve umudumu sende sürdürebilirim. Parlaklıgımın doruklarından çoktan düştüm, fakat sen, duvardaki eğreltiotu, benim sadık yoldaşım, herkesin gördüğü ölüme senin de tanıklık cttiğini sakın söyleme kinıseye. XXVII . VI lşin özüne in: eger ormanını yeniden agaçlandırmak istiyorsan tidanlara ihtiyacın yok mıir' VII Yoğunluk sessizdir. Imgesi isc dejiil. (Beni şaşırtan ve sonra da içiındeki karanlığı vurgulayan ner ijeyi severim.) SAYFA 18 Kısacası, eğer yok edeceksen, bırak düğünsel araçlarla olsun. CUMHURİYET KİTAP SAYI 590