Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sebepledir ki bütün fikirlerimiz deneydengelirdiyenJ.Locke, heptanrıcıbirtutuın alan Spinoza gibi filozoflar Descartes kadar ilgisini çekmemektedir. Tarihin ilerlenıesi konusunda Alman filozofu Leibniz'i çok önemseyen A. Timuçin ikinci kitabının giriş yazısında Leibniz için şunları yazıyor: "Gelişim fikri ilk olarak XVII. yüzyilın siyasette ve inançta en tutucu fuozofunda, Leibniz'de anlatımını buldu. Gelişim fikri onun munadlar öğretisindeiçerilmiştir." Hatırlanacağı üzere Leibniz her monad geçmişin izlerini ve geleceğin taslaftını kendinde taşir diyerek düşünceye çok önemli bir katkıda bulunmuştu. Daha açıkçası Aristoteles'in ileri sürdüğü 'başlangıçla bitişi birleştiren daireseTdevinimin en yetkin devinim olduğu' düşüncesi Leibniz'le kınlmıştır. Timuçin'in kurduğu sosyolojide Leibniz'in izleri görünüyor. 18. yüzyılda Ingiliz felsefesiyle dizgeci anlayışlar dağdmaya başladı. Bu yıllarda felsefe dünyasında Newton'un ortaya koyduğu evrensel çekim yasası, Berkeley'in idealist tutıımu, Hume'un nedenselliğe karşı çıkışı ve iktisatta da Adam Smith'in etkisi tartısılıyordu. A. Timuçin A. Smith'i 18. yüzyılın en ünlü iktisat kuramcısı olarak belirliyor. Aynca 18. yüzyılda aydınlanmacı düşüncelere yol açan önemli düşünce adamlan cıktı. Bunlar aynı zamanda ansiklopedistler diye de anılan Fransız düşünürleriydi. Bu düşünürler, ansiklopedinin kurucusu ve maddeci Diderot, güçlü olmak için zengin olmak gerekir diyen Voltaire, toplumsal sözleşmeyi ve eğitimi çok önemseyen Rousseau'dur... Çağdaş egitimbilim konusunda A. Timuçin kendine Kousseaıf nıın yanında bir yer açmaya çalışır. Bugün dünyada ve toplumumuzda herkes aydinlık bir toplum yaratmanın çabası içindedir. Yazar aydınlanmanın koklerini Stoa'cılara kadar götürüyor. Fransız aydınlanmacılanyla daha da belirginleşen aydınlanma düşüncesi Immanuel Kant ile gelişimini sürdiirüyor. Bu gelişmeler başta Fransız ihtilali olmak üzere Danvin'in evrimci düşüncesinde, Auguste Comte'un bilimci bakış açısında, K. Marks'ın toplumcu görüşlerinde, Emil Durkheim'ın toplumbilimci bakışı üstünde etkili olmuşlardır. Prof Dr. A. Timuçin Descartes gibi Immanuel Kant'ı da Yeniçağ'ın en büyük filozoflarından biri olarak kabul ediyor. Kant'ta da Descartes'daki gibi usun belirleyiciliğinde ülkücü bir felsefe görülüyor. Ancak Kant deneysel bilgiye büyük ölçüde ağırlık vermesiyle gerçekçiliğe yaîdaşıyor. Yazar Kant'ı Platon'la Aristoteles'in ortasında ama Platon çizgisine biraz daha yakın buluyor. Denilebilir ki Kant kendisini aydınlanmacı dönemin içinde bulmuş bir aydınlanmacıdır. Eleştirici düşünce konusunda da bu böyledir. Yani eleştirel düşünce Yeniçağ'la beraber başlamış, Kant ile devam etmiştir. Kant pek çok filozofun aksine eserlerini yaşlıIık döneminde ortaya koymuştur. Anlaşılan bu bilincli yapılmıştır. Kant 'Salt Usun Eleştirisi'nde şunlan söyler: Tüm bilgilerimizin deneyle başladığı kuşku götürmez, (...) tüm bilgilerimizin deneyle başlaması onun tümüyle deneyden gelmesi demek degildir. Gerçekten, deneysel bilgimiz, izlenimlerden aldığımız şeyle tanıma yetimizin kendisinden elde ettiği seyin bir bileşimi olmalıdır, her ne kadar uzun bir araştırma dikkatimizi ona yöneltmeyi ve onları birbirinden ayırmayı bize öğretene kadar bu toplamı hammaddeden ayıramıyor olsak da." (Düşünce Tarihi, 2. kitap, s. 333) Göruldüğü gibi Kant bilimselligi deneye tabi kılmaktadır. Afşar Timuçin kendi bilgi kuramını Kant'çı bilgi kuramının yakınlarında oluşturmaya çalışır. Kant'ın bilgi kuramında deneyi önemsemesi K. Marks'ı da ilgilendirmişti ve o şöyle yazmıştı. "Biz Alman sosyalistleri yâlnızca SaintSimon, Fourier ve Robert Owen'dan değil, Kant, CUM HURİYET KİTAP SAYI 590 18. yüzyri düşünürlapl Fjcte ve Hf;gel'den gelmçkle.de övünüruz. Kant ın sıstem relseresı kurmuş olmasında önemli bir yeri olan 'Uygulamalı Usun Eleştirisi'ni de değerlendircn Timuçin, Kant ahlakının üç formülü üze rinde durur. Usun a priori yapısı ahlakta da kendini duyurur. Kant şöyle der: "Öyle bir davran ki istenıinin rormülü her zaman evrensel bir yasanın ilkesi olarak değerkazansın." (D. Tarihi,2. kitap, s. 353) Kant sanat felsefesini de 'Yargıgücünün Eleştirisi' adlı escrinde yapar. Dile çok önem veren Timuçin genel olarak Alman edebiyatçılannın dili doöru kullanmadıklannı düşünür. Bu yaklaşımından Kant da nasibini alır gibidir. Belirtilmeli ki yazar konuşma diEne yakın bir yazı dili kullanmaktadır. Afşar Timuçin'e göre Kant'la doruk noktasına ulaşan felsefe Kant'tan sonra inişe geçmiştir. Ficte'yle öznel ülkücülük, ScheDing'le nesnel ülkiicülük biçiminde devam eden Alman ülkücü felsefesi Hegel'le doruğa çıkmıştır. Yazara göre bu süreç iniş sürecidir. Toplumcu düşünce SaintSimon, Fourier ve Feuerbach gibi isimleri dışta tutarsak en ayrıntılı açıklamasını K. Marks ve mesai arkadaşı F. Engels tarafından bulmuştur. Marks'çı bilgi kuramının temel ilkesine göre nesnel gerçeklik kendisini yansıtan insan bilincinaen bağımsız olarak vardır. Marks'çılıkta bilinçyaşamı belirlemez yaşam bilinci belirler. Tümüyle maddi ve ilctisadi etkenlere önem veren Marks kendinden önceki filozoflarla hesaplaşmaya girercesine şöyle seslenir "Filozoflar dünyayı çeşitli biçimlerde yorumlamaktan öteye geçemediler, ancak önemli olan dünyayı dönüştürmektir." (Düşünce Tarihi, 3. kitap, s. 339) Marks'ın maddeciliği ne Demokritos'un maddeciliğine benzer ne de Bacon'un maddeciliöine. Onunki diyalektik ve tarihsel maddeciliktir. Toplum da belirli bir rarihte sınıflara ayrılmıştır. Marks'ın işçinin durumuna, emek sermaye çelişkisine, altyapıüstyapı ilişkisine ve proletarya devriminebakışıni irdeleyen A. Timuçin; tarihe ilişkin, toplumların tahliline ilişkin konularda Marks'ın yanında görülür. lyi işleyen bir zihin icin kendinden önceki tüm zihinsel işleyişleri içerirdenir. Bu anlamda Timuçin'in Marks'çı düsünme biçimini de kuşandıgı söylenebilir. Ancak o Marksizm bir yana tüm öbür felsefeler bir yana gibi tek yapılı anlayıştan yana da değildir. BABA' ROMANFNIN YAZARINDAN BİR KLASİK MARIO PUZO ŞANSLIYOLCU Roınun/352 suyfa X.000.000 77.. MARIO PUZO. "Şansh Yolcu"yu Haha vc Son liabu adlı kituplarından önce yazmış ve bu romanla İtalyanAmerikan klasikleri arasına girnıiîjli. Mario Pıı/.o hayranları. bu ronıanda bir kadının hâkimiyetindcki İtalyaıı ailesini tüm gereekliğiyle ya/.ınayı göze alan ilk ya/.ar olarak oıııı bir ke/ daha keşl'edecekler. Hü/.ıuin sevinçlerle. intikanun aşklarla sarmalandığı bir roman bu ve aile yaşantısının en ki^isel. en dokunaklı yönleriııi ele alıyor. Mario Pu/o ise ronmmuıı /iıvesinde bir Balzae nibi... HER GEÇriİS BİR BAJKA EVREN" Yüzyrimmia Inoda düşüncetef Prof. Dr. A. Timuçin bu çalışmasında Ruhbilimin tarihine ae yüzeysel bir şekilde girer. Zira ruhbilim de daha önce felsefenin içindeyken konu ve yöntemini belirleyerek felsefeden aynlmışür. Ruhbilimcilerin başında S. Freud'u anar. Ruhbilimin öbür önemli iki ismini A. Adler ile K. Jung'u değerlendirir ve ruhbilimde Adler'ci bir eğilim gösterir. Yazar son olarak Henri Bergson'u ve Bertrand Russell'i de yad ettikten sonra 20. yüzyıla geçer. A. Timuçin yüzyılımızın ortaya çıkardığı düşünceleri de 'moda düşünceler' olarak adlandınyor. Bunların başında varoluşçuluk ve yapısalcılık gelir. Bunlardan birincisi felsefe ikincisi eleştiri yöntemidir. Göriilüyor ki gerek varoluşçuluğun öncüsü Kierkegaard olsun, M. Heidegger olsun gerekse varoluşçuluğun en ünlü ismi P. Sartre olsun A. Timuçin için düşünce tarihinde önemli bir yer tutmuyorlar. 'Düşünce Tarihi' kültür dünyamızda çok önemli bir eksikliği doldurmuştur. 'Düşünce Tarihi' daha önce O. I lançerlioğlu ve M. Ciökberk gibi hocalanmızın ortaya koyduğu çalışmalardan oldukça farklıdır. Aynca dilimize çevrilen Max Weber ve Bertrand Russell'in felsefe ta rihlerindcn de çok ayrıdır. Bu anlamda A. Timuçin'in eseri ilk ve tek olma ayrıcalı£ı taşımaktatlır. Dilediğimiz yeni çalısmalann eklenmesi ve bu ayrıcalığın giderilmesidir. Prof. Dr. A. Timuçin bu çalışmasıyla düşünce tarihindeki yerini almıştır. 'Düşünce Tarihi'nc hoş geldin diyoruz. • CRICHTOIM 'oııuııi: 544 MI\Jıi 9.500.000 TL. MlCHAEL Zaıııan ınakinesine girdiğini/i, kendinizi 'kuantumköpük bir solucaıı deliği'nden 1357 yılı derebeylik Fransa'sına gönderdiğini/i düşünün. Bu geıcekien çok korkutucu olnıalı. Ama koıkmanı/a gerek yok. Kitabm kahramanlarından biri değilsiniz eiinkii. Kilabın k a h r a m a n l a r ı kiın m i ? Bill ( i a t e s ' U 1 " hilf> ' 1 ; l l v ı tııii'iCi.ıviMMi^ı.n, gı hır grııp larilıei... Michael Crichlon. .lnrassit Tüncli'ylı; Pnrk ve l.\ Scivc bir kez d a h a sarsıyor okıııiarı •r INKILAP ;