Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
masının kendisi olur. Bu kaçınılmaz olarak kurumlan, önyargılan, şartlanmalan ortadan kaldınr. Olay, tarihçinin özel niyeti yerine tarihin doğru anlatımı ve kavrayışi olur." Araştırmacıyazar Irfan Işık (Welate Torî), climizdeki kitabın gozden geçirilerek yeni ekler yapılmış 3. Baskısı ile yukarda özedenen bılimsel ilkcselliği eserinde denemiştir. Hayat Bir Kere/ özen Yula/ Doğan Kıtapçılık/ 187 s. Aynı anda hem tanrı hem de insan olmak. Her istediğini sınırsızca ya pabilmek, ancak ölümlü olduğunu kabullenmek zorunda kalmak... i lavat Bir Kcrı MÖ III. binyılda yaratılmış ve oku yan, duyan herkesi büyülemiş bir hikâye, Gılgamış Destanı.... Günü nıüze kalabilmiş destanların en et kileyicisi... Özen Mıla Hayat Bir Kere'de yarım kalan bu destanı gü nümüzde sürdürüyor Duru, yalın bir anlatım ve zekice kotanlmış bir kurguyla... Özen Mila ölüm, yaşam, insan, tanrı, za man ve sonsuzluk üzerine olağanüstü bir roman sunu yor bizlere... Karşımızda güçlü bir kalem ve hayat ko nusunda düşündürücü bir kitap var. Hayat Bir Kere edebiyat dünyamızda yeni ve farklı bir soluk. Ünlü Kürt Bilgin ve Birinci Kuşak Aydınlar/ Mehmet Kemallştk (Tori)/ Sorun Yayınlan/183 s. Kültürel gelişmişliklerini milattan üç bin yıl öncesinde tamamlayan Kürt kökeni Ari boylar, bu tarihte önceleri bağımsız boy beylikleri, şehir ve bölge devletleri, konfederasyonlar şeklinde devlet örgüdenmesine gitmişlerdir. Bu örgüdenmeler içinde yaşamlannı bağımsız bir şekilde sürduren Kürt kökeni Ari boylar milatın beşyüzelli yd öncesinde içinde bulunduklan Med konfederasyonunun kötü yönetimi sonucu varsal bir krallık durumunda olan Perslerin yönetimine girmişlerdir. Bu tarihten itibaren Kürt kökeni Ari boylar kendi iç işlerinde bağımsız, sırası ile Pers, Selefkus, Part devletlerinin yönetimine girmişlerdir. Pers yönetiminin başlannda tüm aydınlan öldürüldüğünden dirençleri kınlan Kürt kökeni Ari boylar bu dönemin bitiminde Sasani, Bizans ve Araplann yönetimine girerek yeniden örgütlenmeleri engellenmiştir. Buengelleme ülkelerini egemenliklerine alan Selçuklular ve Türkmenler tarafından sürdürülmüştür. Selçuklular ve Türkmenlerin kendi iç çelişkilerinden dolayı yönetim erklerini büyük oranda yitirmelerinden , toparlanmalan gereken Kürt boy beylikleri bu kez bölgede giderek güçlenen Osmanlı ve Safevi devletlerinin böfgede birer güç olmalan, Kürt boylannm aşiretten merkezi devlet yönetimine geçişinin önünde büyük engel olmuşlardır. Kürt boy beyieri Osmanlılann yanında yer alarak bu devletin yönetimine girmişlerdir. Osmanlı yönetiminde yarıbağımsız bir statü kazanan Krüt boyları Sultan II. Abdülhamit döneminde bu statülerini yitirmişlerdir. Kurtuluş savaşında Türklerle birliktc ortak ülke için savaş veren Kürtler bu son yıllarda Türklerle ortak bir kültürde buluşturulmaları tasarlanmış, entegrasyonları için büyük oranda mecburi göçe zorlanmışlardır. Tarihselden Güncele Kürt Gerçeğj/Mehmet Kemal Işık (l'ori)/Sorun Yayınlan/ 184 s. Kürtler millet sözcüğünün söz konusu olmadığı, ümmetçiliğin öne çıktığı ortaçağın koyu karanlığında devlet erklerini yitirmiş, ülkeleri istilacı devleder tarafından ele geçirilmiş, tüm maddi değerlerinin yağmalanmasının yanında kültürel değerlerine de sanip çıkılrruştır. Yüzyıllar süren ve günümüze değin ulaşan bu sürede Kürt toplumu içinden yüzlerce bilgin ve de dönemlerini eddlemiş, ünleri yüzyıllan aşmış ünlü kişiler yetişmiştir. Ancak dinin egemen olduğu ortaçağın bu karanlık döneminde yetişen Kürt bilgin ve ünlüleri, bir devletlerinin olmamalanndan kendi toplumunda çok komşu halkalara yararlı olmuşlardır. Kürtler tarihlerinin ilk çağlanndan beri toplumsal düzenlerinde köklü hanedanlann yönetimlerinde bağımsız boy beylikleri şeklinde örgüdenerek günümüze değin gelmişlerdir. Yönetime egemen hanedanlar büyük birer toprak sahibi olmaktan çok soylu ailelerdi. Aşirederi tarafından geçimleri en yüksek düzeyde sağlanan bu beyliklerinden meydana gelen konfederasyonlar kurmaya gitmemişlerdir. Yine bu beyler dönemlerinde otorıte Doşluğundanyararlanarak tölgelerinde devlederini kurmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen uyanışta Kürt Aydınlan SAYFA Z2 kendi halkının hak ve özgürlüklerini savunmada gerek kişisel ve gerekse örgütlü olarak yerlerini almış, bu alanda uğraş vermişlerdir Dönemlerinde başlayan di renişlere danışman olarak katılmışlardııBu direnişlerin kırılması sonucunda Kürt Adınlarından bir kısmı kendilerini darağacında bulurken, bir kısmı da sığın macı olarak diğer ülkelere gitmek zorunda kalmışlar dır. Bu aydınlann yaşamı ve mücadelesi elbette örnek alınacak ve bu örneklerden çok yönlü dersler çıkarık cak düzeydedir Doğanın Saydan//a« Steıvart/ Çevtren. Selgın Ztrblt/ hdüşüm Yayınlan/ 164 s. Her gece gökyüzünde yıldızlar da ireselyörüngelerde hareket ediyor Mevsimler yıllık ritimlerde kendi lerini tekrarlıyor Hiçbir kar tanesi bir diğerinin aynı değil, fakat hepsi de altıgen simetriye sahip. Kaplan ların ve zebraların kürkleri çubuk desenli, leoparlarla sırtlanlannki benekli, vb. Doğa modellerde ve bu modeller de yasam bilmecesine ilişkin ipuçlarıyfa aolu. Matemati ğin doğaya yaklaşımı, Sherlock Holmes'un küçük bir kanıt parçasına yaklaşımına benziyor. Ünlü dedektif nasıl bir sigara izmaritinden sahibınin özelliklerine ilişkin sonuçlar çıkarabiliyorsa, matematik de, örneğin kar tanelerinin altıgen formun dan buz kristallerinin atom geometrisine varabiliyor Stewart bu kitabında, keman yaylarından damlatan musluklara, hayvanların yürüyüş ritimlerinden çiçek yapraklarının sayısal düzenine kadarhayatın içerdıöi pelc çok somut model üzerinden giderek, yaşamdaki değişim ile süreklilik ilişkisi, kelebek etkisi ve kaos te orileri, vb. birçok soyut tartışma konusuna ulaşıyor Kitap boyunca matematiksel evrende bize rehberlik yapan Stewart, okuyuculara matematiksel bir Sher lock I lolmes olmanın nasıl bir şey olduğunu göster meyi amaçlıyor. , Newton ve Newtonculuk Kültiirü/Be//)> /. T Dobbs Margaret C Jacob/ Çevııen. Gökçen Ezber/ îzdüjüm Yayınlan/ 193 s. Onyedinci yüzyılın ortalarında, din ve doğa felsefesi alanlarındaki dogmalar yıkılmış, fakat bunların yerine ne konulacağı konusunda bir görüş birliğine varılamamıştı. Tam olarak eksik olan bir değer lendirme standardıydı ve bu du rum birçok insanın septik bir tu tum içine girmesine yol acmış, ev ren ya da Tann hakkında kesin bir bilgiye ulaşmanın olanaksız oldu ğu inancını ortaya çıkarmıştı. An tik çağların öteki unsurlan yanında, Pyrron'un biçim lenmiş kıışkuculuğu da canlanmıştı, fakat onaltıncı yüzyılın başından ıtibaren, fazla biçimsel olmayan da na genel bir kuşkuculuğun ortaya çıktığı gözlenebilir Düşünce sistemleri birbirleri ile yarışıyor ve birbirleri nin varsayımlarını çökertmeye çalışıyordu. Sonuç olfl rak Batı Avrupa, onaltıncı ve onyedınci yüzyıllarua dü şünsel bir krize giımişti. Kuşku duymadan Dİlgiye ulaşmak olası mıydı^ Birbiri ile yarışan onca sistem içinde, kesinliğe nasıl ulaşılacaktı? Insanoğlu gerçeği öğrenebilir miydi? Yaşamın Anlamı ve De&eri/Rudolf Euckert/ Çevııen. Abu Karasulu/ Izdüşüm Yayınlan/ 159 s. Eucken'in felsefesi "\eni îdealizm" ya da "Dinsel" veya "Tnsel" Idealizm olarak, çeşitli biçim lerde tanımlanmıştır Merkezi teması tinsel varoluş mücadelesi ve özünü oluşturan inanç da, böylesi bir mücadeleye bağımsız tinsel ya şamdan yoksun hiçbir şeyin anlam ve değer veremeyeceğiair Özünde tinsel olan bu temel. gelişmek için geniş bir tarihsel bakış açısına ge reksinim duyar Eğer bireyler ola rak sonluluğumuzun üzerine çıkılacak ve hakiki son suz doğamızı kavrayacaksak, tarihin çok yönlü tanıklı ğına yönelmeli ve dünyanin tinsel bir varoluş için şim üiye kadarki kahramanca mücadelesinin hakkını ver meliyiz. Onlann o aydınlatıcı çeşitliliğinde tek bir tin sel gereksinim ifadesini görmeye başfayıncaya dek, in san mhunun tüm büyük hareketlerini incelemeyiz. îs te o zaman, insan yaşamı sorunsalını geniş ve tarihsel bir ölçekte çözmeye çalışırken, aynı zamanda kendi sorunumuzu da çözmekte olduğumuzu fark ederiz. Görünmez Kral Tanrı/ H. G. Wells/ Çeviten: Hatıce Çoban/ Izdüjüm Yıyınlan/ 158 s. Bu kitap, yazarının dinsel inancını, olabildiğince doğ ru ve etkili bir şekilde yansıtmaktadır. Bu inanç, ortodoks l Iıristiyanlık değildir; ancak özünü yine de, kişiselve çok yakın bir Tann'ya duılan derin bağlılık oluşturur. Bu tapta, kendininkinden farklı ve belki de ona çoğu noktada ters düşen bir inancın ıfade edilebileceğine hazirlıklı olanlan şaşirtacak ya da rencide edecek hiçbir yan yoktur; yazann, tüm samimi dinsel duygulara olumlıı yaklaştığı açıkça görülecektir. Ancak potansiyel okuru, derinlere kök salmış zihinsel alışkanlıklarını şiddede sarsabilecek savlar ve ifadeler konusunda şimdiden hazırlamakta yarar vardır. Onu hcnüz yolun başındayken, genel kabul gören inanış biçimlerinden sapmanın burada, bulanık şüphecilik değil, bunun çok ötesine geçerek, dogmalara ve dogmacı zihniyete karşı alabildığince keskin bir itiraz anlamına geldiği konusunda uyarmak yerindeolacaktır. Bu kitap, ınançlı biri tarafından yazümış, dinsel bir kitaptır, ancak ortaya koyduğu tavır bazJarına açık bir ateizmden bile daha skeptik ve daha muhalif görünebilir. Oysa yazann asıl niyetinin bununla ilgisi yoktur. Onun yaptığı, onlann Tannsı'nı inkar etmek değildir; o, insanın kalbine daha yakın bir Tann'nın, yaşayan bir Tann'nın varolduğunu ilan eder. S Sinemamn Öyküsü/ PaulRotha/ Çevtren: Ibrahim Şener/ Izdüşüm Yayınlan/ 315 s. 100 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan sinema, 1895 yılında Lumiere Kardeşler'in ilk sinematograf gös terilerinden beri çok yol katetti. Si nema dünyası erken dönem kome diler, belgesel yapımlar. konulu filmler ve uyarlamalar ile kendisine 'tgide artan sayıda bir izleyici top ıluğu yarattı. Ilk olarak ABD'de kurumsal bir yapıya dönüşen sine ma etkinliğine, bu dönemde Dev rim'i yaşamış olan SSCB, devlet desteği ile gerçekleştirdiği toplumsal fihnlerle yanıt ve recektir Aynı dönemde Avrupa'da ise sayısı az da olsa özgün çalışmalar ortaya çıkmaya başlamıştırl920'li yılların sonuna doğru ses öğesınin filmlere eklenmeye başlanmasıyla birlıkte sinema yeni bir döneme girmiş tir. 1929 Dünya Ekonomik Bunranı'nın etkisi ile ortaya çikan işsizlik, kidelerin sinemayı sorunlarından bir k« çış yeri olarak değerlendirmesine yol açarBu dönem, yığınların müzikallerle, melodramlarla oir rüya âleminı tasındıkları yıllar olarak sinema tarihihe geçmiştirAncak rüya tacirliği yıllan Ikinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle sona erecektir E Sâdhanâ Yaşamın Kavranışı/ Rabındranath Tagore/ Çevıren Ibrahim Şener Şebnem Öndem/ tzdülüm Yayınlan/ 1İ7 s. Öyküler/ Rabındranath Tagore/ Çeviren: tdil Gürbüz/ îzdüşüm Yayınlan/157 s. Rabindranath'Iâgore, 1861'de, soylu bir ailenin çocuğu..olarak Kal küta'da dünyaya geldi. Özel bir eği timle yetişti. 1877'de hukuk oku mak üzere Londra'ya gitti. Burada Ingiliz edebiyatıyla tanışti; Shelley Wordsworth ve Brovvninç'den çok Öyktılı R etkilendi. Hukuk tahsilinı yarıcfa bırakarak ülkesine döndü ve Ben gal dilinde eserler vermeye başladı. Çeşitli dergilerde yazılar yazdı. 19 yaşındayken ilk romanı yayınlandı. 1901 'de, Kalküta yakınlarında San tiniketan okulunu kurdu. "Bkrar Ingiltere'ye gitti. îngilizceye kendisi tarafından çevrilen çşerleri, burada da yayınlandı. 1913'te Nobel Edebiyat Odülü'nü aldı ve buradan kazandığı paranın tamamını kurduğu okulun gelişmesi için kullandı. 1915te, Tagore'a, Ingiltere tarafından 'Sir' unvanı verildi. Ancak, 1919'da, Pencapta çıkan olaylarda Ingilizlerin kullan dığı kanlı yöntemler üzerine bu unvanı iade etti. Ja ponya'ya gitti. Latin Amerika'ya, ABD'ye, Arupa ülkelerine seyahatlerde bulundu. Ingiltere'de konferans lar verdi. Kendi yazdığı birçok şiiri besteledi. Hindis tan Milli Marşı'nın sözleri de ona aittirEserlerinde; dt ni ve felsefi konulara, doğa sevgisine, Hindistan halkı nın özelliklerine, mistik duygulara yer verdi. I Iayatının son döneminde resim yapmaya da başladı 7 Ağustos 1941'de Kalküta'da öldü. Gora, Bahçıvan, Gitanjali, Büyüyen Ay Türkçeye çevrilmiş eserlerinden bazıları. Ünlü düşünür Sâuhana'da Hint yaşam felsefesini ank tan sembolik bir antma metni sunuyorÖyküler adlı kitabında ise insanoğlunun doğa ile olan bağlarını ve insan ilişkilerini anlatan naif kısa öyküler yer alıyofl CUMHURİYET KİTAP SAYI 569