25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Asktır En Yiice Makam' Ali Yüce'nin bir şiir yöntemi var. Şiirlerini bir öykü havası içinae yazar; ama onlar öykü değil birer sözcük övrüntüsüdür, imgelerin oluşturduğu bir üründür. Şiirlerinde örgü bakımından tam bir özgürülük vardır; bu özgürlük dize kuruluşunda olduğu gibi dizelerin sayısında da görülür. Uyak konusunda da özgürdür. Bazen redifler de yapar. Benzetmeler çok değişiktir. .:•'.' MUZAFFER UYGUNER li Yüce, son yıllarda yazdığı şiirlerini Asktır En Yüce Makam adlı kitabı Ue bize sunmuştur. Ali Yoce, bu kitabındaki şiirleriyle, önsözde îstemihan Talay'ın da belirttiği gibi, "bizi sevgiye yöneltiyor; barışı, dostluğu, bağımsızlıgı duyumsatıyor. Onun ironik, yergici, duşündürücü pek çok şiiri kültür coğrafyamızı renklenairiyor, insanımıza ışığı aralıyor". Bir şiirinde de "Girdim dü§ bançesine/ tmge gülleri kokladım/ Bir de baktım ki/ Kalemim çiçek açmıs" diyor ve şiirlerinde birÇok konuyu imgelerle sunduğunu, şiirinde imgenin geniş yer aldığını belirtiyor. O, "Gelin tefi iplîklerle/ Tuzak kurar" dizelerine, sözcüklerle dantel örer. Bir şiirinde de şu dizeleri okuruz: "Maya yaptım şiirime/ Kanat yapum gerçeğV Sözcüklerden çiçek yaptım". Gerçekten de şiirini okuduğumuzda içerik olarak toplumsal gerçeğimizi görür ve eleştirdiğini sezeriz. SözcüMeri ipük yapar ve memelerinden şiir sağar, duygu ve eleştiri sağar. Bir şiirinde "Şalon şaıriyim ben/ Koltuk kanape şairiyim" dese de o, gerçek bir toplumsallık şairidir. Onun şiirlerinde sanat aklıru oynatmaz, estetik de kendi canına kıymaz; hem sanat vardır, hem de estetik vardır şiirlerinde. Bir şiirinde de kendine şunlan söyler: cak ekmek/ Savaşta kalemime/ Kurşun yaptım sözcükleri" der. Ona göre, " Yapma bir düştür şiir/ Yürür aşın ve ekmeğin/ Oç adım gerisinae". Bu yapma düş toplumsal gerÇeklerdir onun şiirinde. "Yarım Şür" adlı şiirinde, Batılı şairlerden dizeler çalanlarla alay etmiştir. Bu şürdeki "Batıdan çaldığı dizeleri/ Gömüt taşına yazdılar" dizeleri de bir gerçeğibelirtmektedır. "Şairini Eleşüren Şiir" adlı şiiri de şairleri eleştiri bakımından anılması gereken birvurguiamadır. "Şiirden kaçan Sözcük" şiiri de şiire bakış açısı yönünden ilginçtir. Belirttiği gibi, "Yerini beğenmeyen bir sözcük/ Kimseye görünmeden kaçmış/ Dünya güzeli bir sözcük/ .../Yanındaki sözcüklerle/ Kan gruplan uymamış/ Sevmemişler birbirlerini" ve bunu yaptığı için de "Şair günü ile kırk gün/ Şiir yazmama cezası almış bizim Yüce. Ali Yüce'nin şiir üzerine görüşleri ve şiir yazarken ki tutumu böyledir. "Ozan olmak kolay mı/ Kolay mı olmayan göklerde/ Olmayan kanatlarla uçmak". Ona göre,". .ozan yüreği/ Cam gibi saydam/ Keman teli gibi titrek"tir. Ali Yüce, aşkı en yüksek makam olarak görmektedir. Bu görüşü şiirlerinin büyük çoğunluğunda kendini göstermektedir. Asktır en yüce makam/ Çalıştım çıkamadım" diyor kitaba da adını veren şiirinde. Sonra da "Aşk dediğimiz/ Anh şanlı yüce makam/ Gönlümüzde ateş yakar diye ekler. Çıkamadım dediği makama çıktığını da söyler ve der ki "Çıktık aşkın yüce makamına/ Ekmeğimize sevgi kattık biz". Renkli pınarlan vardır aşkın ona göre, içtikçe susuzluğu artmıştır. "Dar da olsa zor da olsa/ Giris küposo vardır aşkın" ve bu kapıdan girebifir. Aşk, ona göre en büyük servettir, ük önce yangından onu kurtarmak gerekir. Ali Yüce, şiirlerinde gericilik ve karanlık üzerinde de durmuş ve görüşleri eleştirmiştir. "Güleç Gelin" şiirinde şu dizeleri okuyoruz: "Bakma bu karanlık/Bu çağdışı ilkel yüze/ ../Tükürme bu gerici/ Bu kenef vüze/ Tükrüğün pis olur". Gericiliğe bu Kadar düşmandır. Gericilerin dilinden Atatürk'e yağdınlan aşağılamalan da alaycı bir düzen içinde yansıtır şiirlerinde. Bir şiirinde şunlan okuruz: "Şu Kemal Atatürk'ü/ Bırakın artık canım/ Laikliği maikliği bırakın/ Boşverin ulusal egemenliğe/ Size ilkellik yakışır". Oysa "laiklik/ devletin temeli/ Egemenlik ulusun/ Kelepçe vurulmasının beyinlere/ însan kulluktan kurtulsun" demişti Atatürk ve Yüce de bu görüştedir. "Elini çabuk tut güzel halkım/ Cumhuriyeti karanlık ısıracak" diye uyanda da bulunmuştur. Bir şiirinde de isi tersten tutan bir alaysama ile şunlan dizeleştirir: "Çok şey istemiyprum senden/ Postmodern bir devrim yap/ Ödül al din tüccarlanndan/ Tükür cağdaş uygarlığa" ve cehalet kurslanna katıl aiye de söylenir. "Biri Öldü Öteki Vefat Etti" baslıklı şiirinde dil bakımmdan da alaysamada bulunmaktadır. "Kapatılmamış Bir Köy Enstitüsü" şiiri de karanlık düşünenlerle alay eden bir şiirdir. "Kara siyasetin ahınnda/ trtica geviş getiriyordu/ Sandıklar açddıktan/ Oylar sayıldıktan sonra/ Kötü yola düştü demokrasi/ Saçlarını voldu cumhuriyet/ Laiklik aldı başını gitti/Göbek atıp oynadı karanlık/ Aydınlık intihar etti". Karanlık görüşlerin neîer yaptığını da "Ovünmek Gibi Olmasın" şiirinde vurgulamıştır: "Ovünmek gibi olmasın/ Çok fuzeler düşürdüm duayla/Çokkâfirleröldürdüm/.../ Çok adaklar adadım ben/ Arap dedemin canı için/ Türkçe sözcükleri boğazladım/ Çok dualar frrlamm uzaya". Bir şiirinde belirttiği gibi, "Binlerce yudan beri/ Yeri yemiş göğü yemiş/ Doymamış karanlık". Ona göre, oir ucundan çıtır çıtır/ Yemeye başladı aydınlığı/ Ortaçağlı bir yarasa/ Kara süt doldu memeleri". Onun da ilkel yanı karan lıktır, uygar yanı ise aydınlık ve us yanı ise safsata yanı ile kapışmaktadır. Bu safsata binlerce yıldan bu yana pazarlannda karanlığı satmıştır. Bugün de "Karanlık sürüyor Toplumsal eleştirinin şairiAli Yüce'nin yeni şiirleri A "GütocGeln" lar/ Aşına ekmeğine halkın/ Çürümüş safsata sürüyorlar/ Korku içiriyorlar çocuklara/ Ölüm içiriyorlarsüt yerine". Ali Yüce, şiirlerinde demokrasi üzerinde de durmuştur. "Dersimiz Demokrasi" başlığını koymuştur bir şiirine. Ali Yüce, bu dersi anlatırken gene alaylı bir dizeleştirmeyi yeğlemistir. Ona göre suç işler de suç üstüne gene de ceza görmez demokrasi. " Ağzını köpürte köpürte/ Onüne gelene ana avrat/ Özgürce söver demokrasi". Daha sonra da bu demokrasi "Dini pazara indirir/ Satar halka ucuz ucuz/ Laik devletin parasıyla/ Hacca gider demokrasi". Sonra da Kara siyasetin ahınnda/ trtica"ya geviş getirtir. Soyleye söyleye dilinde demokrasi bittiği görüşündedır. Ona göre, demokrasi köprüsünün altından ne yalanlar akmaktadır. Demokrasi bir oyun değildir elbette. "Imdat! Cebimde Hırsız Var" adlı şiiri tam bir eleştirel şiirdir bu konuda da. Bizde demokrasi, biraz da din toprağına siyat ekimi sayılabilir. Ali Yüce, uygarlık üzerinde de durmuştur şiirlerinde. "Saytn Beton" siiri, her yerin betonlaştığına değinmekteair. Küreselleşme üzerinde de durmuştur şiirlerinde. Ali Yüce'nin şiirlerinde daha pek çok konu, özellikle toplumsal açıdan ele alinıp dizeleştirümiştir. Sözgelimi yaşam bu arada anılabilir. Yaşamın çok güzel olduğunu her zaman bilmek gerek ona göre, yalnızca hastalık sonrası güzel bulmak yeterli değildir. Acı günlerde de yaşamı iyi tanımak gerekir. O, yaşadığı acı günleri dürüp bükmüş ve kimseye göstermeden şiirin içine saklamıstır. Yaşamın, yaşantının nasılgeliştiğini ae "Suç Duyurusu" şiirinde ortaya lcoymuştur. "Ballı Ekmek şiirini de bu arada anmalıyım. Yaşarken "Insanı insan yapar/ Izin almadan düşünmek". Yaşamın sonunda ölüm de vardır. "Bir eli yağda/ Bir eli balda sayın ölüm" bir gün hepimizi bulur. Ölümle güreşse de hastalar sonunda yenilir ölüme. Savaşlar da ölümle birliktedir yaşamda. Savasçılardır savaş tohumu eken ve kanla kafa biçen; milyonlarca güzel insanı öldürendir savaş, güya uygarca. "Halklanyutuyorsavaş/Uluslanülkeleri yutuyor/ Erkekleri kacunlan kızlan/ Kimi kundakta kucakta/ Çocuklan yutuyor savaş". Ama her şey de, herkes de bu ölümlere ağlıyor. Yasamda dertler ve acılar yanında mutluluklar da vardır elbette. Hepimiz mutlu olmayı düşünür ve bekleriz. Ama, "A benim koca gönlüm/ Mutluluk çağırmakla gelmez". AÜ Yüce'nin şiirlerinde kadınlarla ilgili dezelerde vardır. Tenselbiryaklaşımgöruldüğü gibi aşk kayııağı olarak da görülmektedır kadın. Göğüslerde dört mevsim açar güller vardır Ten tene değince kanımız çiçek açar. "Sesi saçından ince/ Sözü kılıçtan keskin/ Keman tdli bir güzel" de olabilır elbette kadın. Sevgiliye ulaşmak için Yüce de dağlan asmış, kımi dağlan delmiş, aşk şarkılan söylerken ağzını diüni yakmıştır. Sevgili, bir damla ışık gibi gönlüne damlamıştır. Ali Yüce, toplumsaTyaşantımızın değişik yönlerini de eleştiren şiirler yazmıstıt Sözgelimi, "Galaksi" şiirinde şu dizeleri okuruz: Birer insan galaksisi Sanatçılar bilimadamlart En yoğun güneslertmiz Hanlart hamamlan yoktur Yoktur yabana bankalarda paralart Çantmızt ısttırlar hep Üsüse de kendi canlan (s. 53) C'.rt ı Mutluluk çağnrakta otbmz Şiirin kaba biraz incelt Kalemine estetik mürekkebi çek Bir örtü ört anlamtn üstüne Dilin halk kokuyor bir de lsçi kokuyor köylü kokuyor (s. 138) Bu dizeler bir bakıma, ters geliyor; çünkü gerçeği belirtiyor. Şiiri incedir zaten, estetiğe önem verir. Bayramlık isteyen sözcüklere çok güzel bayramlıklar «ydirir. Kalemine şöyle seslenir bir şiirinde: "Bir sevgi tohumu göreceksin/ Eğil al onu yerden/ Ek şiirin toprağına/ Kimseye göstermeden ; sevgi tohumunu kendisi görür de kalemine ektirir. Şiirlerinde aşkın kapısını açmışür, araladım dese de. Kalemi ile uğraşıp durur şiirlerinde ve "Ömür biter şiir bitmez/ Dayan sevgili kalemim" diye onu tesdlieder. Şiir konusunda bircok dizesi vardır. Bir şiirinde, "Şiirin damarlannda/Gülerek doIaşıyor kanım" demiştir. Şiirde. gerçeğe düş katmayı yeğlemistir, şiirine şür katmayı, sevgi koymayı ödev bilmiştir. "Ben mi şiiri kandırdım/ Şiir mi beni bilmem" dizeleri konuyla ilgisini ortaya koymaktadır. Şiir onun için imgelerle, eleştirel imgelerle doludur. Bir şiirinde şunlan okuruz: Girdim düş bahcesine îmge gülleri kokladtm Bir de baktım ki Kalemim çiçek açmtş (s. 85) "Öpe öpe uyandırdım/ Şiir yaptım sözcükleri/ Ektim biçtim öğüttüm/ Barışta sı Başka bir şiirinde emperyalizmden sözeder ve "Sözcükleri ısıra ısıra/ Demokrasi sakızı çiğner/ Emperyalizmin süs köpeği" dizelerini yazıverir. Başka bir şiirde aydınlığa uygarlığa bin yıldır sövüp sayan "Fesli saruclı agelli bir "gen"den sözeder. "BinnazHanımın Köpeği" şiirinde de şu dizeleri okuruz: "Köpek deyip de geçrneyin/ Sosyete köpeğidir kendüeri/ Modayı yakından izler/ Kaçırmaz hiç defileyi". Bir şiirinde de yankesici, vurguncu, yalan dolancılardan söz etmiştir. "Hapishane Mezunu" ise toplumsal eleştiri bakımından çok ilginçtir. Şiirde, sözleri ters yönden alarak bir övgü yazar gibidir. Sözgelimi, "Ne kurşun sıkmıs kimseye/ Şerefsize bakın siz/ ..Yoksul halkın parasıyla/ Vurguncuya katile/ Lüks otellerde ziyafet çekmemiş/ Görgüsüze bakın siz/ dizelerini anabilirim. "Tanrı Gecinden Versin" şiiri de böyle bir düzen içinde geniş bir eleştiridir. "Ovünmek Gibi Olmasın" şiirinde de toplumsal bir eleştiri vardır. Şiirin sonunda Şirket kurdum banka batırdım/ Ovünmek gibi olmasın/ Devlet soydum güle oynaya/ Devlet soymak ince iştir/ Benzemez natates soymaya" dizeleri anılabilir. "Muuuluğun Tadına Baktınız" şiirini de burada anmahyım. Bir şiirinden de şu dizeleri alacağım: "Eşitük ne demek adalet neymiş/ Özgürlük de lcim oluyor/ Ülkemize ne halt etmeye gelmiş". Bu şiirden şu dizeleri de alıyorum: "Arapça çal Türk ıslığını ya leyli/ Dünya dediğın küçük bir köydür/ Ne demek Türk ne demek Türkçe/ Bütün bülbüller kekeme şimdi" Ali Yüce'nin bir şiir yöntemi vardır. Şiirlerini bir öykü havası içinde yazar; ama onlar öykü değil birer sözcük övrüntüsüdür, imgelerin oıuşturduğu bir üründür. Şiirlerinde örgü bakımından tam bir özgürlük vardır; bu özgürlük dize kuruluşunda olduğu gibi dizelerin sayısında da görülür. Pek az yineleme vardır, dize yinelemesi. Uyak konusunda da özgürdür. Bazen redifler de yapar. Benzetmeler çok değişiktir. Sözgelimi "Kişner kafayı çekmiş notalar/ Bütün kızlar çiçek şimdi" der "Saksofonlar koklamış", Senfonik yağmur yağrruş" der. "Baharat yerine bir rutam aynlık/ Bir çimdik özlem tuz yerine" koyuverir şürlerine. Ali Yüce, kendine özgü bir yol tutturmuştur. Şiirlerinde alaysama ve geniş toplumsal eleştiri vardır. Bunlan yaparken de ustaca birleştirir sözcükleri ve bu ustalıkla kurar dizelerini. Dili imgeler dışında çok yalındır; ama imgeler de kolayca ortaya koyarlar kendilerini. Ali Yüce'nin şiirlerinde kendini buluruz. Toplumsal yaşantımızda aykırılıklan alaysama içinde şürleştirir; ama, Aşkur En Yüce Makam yine de. Çünkü aşk olan yerde insan vardır, karanlıkları, gericiliği düşünmeyen insan vardır. Şiirlerinde gerçek insanın özlemi vardır. • Ajkor En Yüce Makam/ Ali Yüce/ Şiirler/Kültür Bakanltğı Yayını/Ankara 2000/ 158 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 551 Kandtae özgü Ur yol BefOralimBetar SAYFA 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle