Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vıtnndekıler Kelimelerin Anayurdu ve Tarihi /hkender Savaşır / Metis Yayınlan /12ü s. Dilin, onu kullananların (söyleyen: > 1 lerin, dinleyenlerin, yazanların, fM 1 İMhl KİN okuyanların, çözenlerin) dışında n bir gerçekliği yoktur. Yine de kulVITARİHİ lananlar öliir, kelimeler kalır. Şu tanı dünyada, hayarımızdan bazı izler barındirabilecek şeyler içinde en kalıcı olanıdır dil. Ustelik hayatımızdan hangi izleri barındırabileceğıne dair bir söz hakkımız da olamaz. Kelimelerle kurdugumuz ilişki, irade, tasarı, bıreysellik gibi terimlerin kuşatamayacağı kadar temel ve bütünlüklü bir düzeyde seyreder. Belkı de bııgün bizim en iradi tasanlarımızı, en parlak umııtlarımızı itade etmek için kullandıgımız kelimelerde gelecek kuşaklar en derin korularımızı işitecekleı, va da tersi... Kimbilir? "tskenderSavaştr", kitabının temel fikrini "lmami"nvn şu sözüyle ifade ediyor:"Nwy<' bir ad verılmışse, bir sebebi olduğu için o ad oraya verilmiştir. Dünyada sebepsiz verilmış hıçbir ad yoktur." i gildir, kar da. Yolunıı kesmez insanın, açıklık duyumunu bozSABAH maz, özgürlüğünü sınırlamaz. YOS i \H Altl Şimdi, şu anda, bu otobüsün üstünde gökyüzü var, desem kim inanır? Gökyüzü öylesine uzak ki! Teller, direkler, antenler ve neden, neden sonra küskün bir gök. Ilk kitaplarda hep küçük. sevimlı acemilikler bulunduğu varsayılır; oysa ancak bir ilk kitap, yalınlıgı, duruluğu içtenliğiyle böylesinc etkileyıci olabilir." diyor Feyza Hepçilingirler kitabının bir bölunıunde. Dilin tadına varmak istiyorsanız, okuyun Hcpçilingirler'in kitabını. Aç Yol / Ben Okrı / Çevıren: Berrtn Karayazıcı Aksoy / 576 s. Bir peri çocuktur Azaro, peri dostlannın pastoral dünyasına dönmeden önce kısa bir süre bu dünyada yaşamak için dogmuştur. Ama yaşayanların dünyasında kalmayı seçer o. Aç Yol, insanı büyüleyecek denli lirik ve özgün bir anlatıma sahip. Roman, Azaro'nun hayal dünyası içinde art arda sıralanan imgelerle epik bir destan havasında akıp gider. Ben Okrı, Aç Yol sayesinde tüm eleştirmenlerin dediği gibi bugüne kadar eşi benzeri yazılmamış bir başyapıt kazandırmış dünya edebiyatına. Azaro'nun hayal, hareket, heyecan, umut ve sürprizlerle dolu, zengin ve kışkırtıcı bir dünyası var. Bu dünya aynı zamanda Nijerya'yı ve oradaki yoksulluğu, ezümişliği ve bunların evrensel boyutlarını şiirsel ve son derece dokunaklı bir dille aktanr bize. Küçük Azaro gelmiş geçmiş roman kahramanlarının en sevimlisi ve bir o kadar da duyarlısıdır. Imgeler hayalgerçek karşıtlığı içinde tüm masumiyetiyle bir çocuğun bakış açısını yansıtırken öykü, insani ve siyasi çağrışımların ötesine taşar ve bizi harika bir anlatım ve olay örgüsünün içine çekiverir. Uzun Yirminci Yüzyıl / Giovanni Arrighi / Çeviren: Recep Boztemur / tmge Yaymlart / 589 s. Kitap, sermaye birikimiyle devlet kurma faaliyetleri arasındaki ilişkiyi, kapitauzmin 700 yıllık uzun dönemi içinde incelemekte. Giovanni Arrighi dünya tarihini biçimlendiren kurumlar ve yapılar arasındaki bağlantılar, büyük bir ustalıkla kurduğu toplumsal kuram, karşılaştırmah tarih ve tarihsel anlatı senteziyle yorumlamakta bu süreci. Arrighi, Braudel'in yaklaşımını izleyerek kapitalizmin tarihinin, ekonomik ve siyasal güç ağlarını yeni bir biçimde kurgulayan yeni bir hegemonyacı gücün, dünya ölçeğinde giderek genişleyen ekonomik alanlarının denetimini ele geçirmeyi başardığı birbirini izleyen "uzun yüzyıllardan" oluştuğunu belirtmekte. Kitapta, hegemonyacı sınıflar ve devletler tarafından sermaye, devlet gücü ve jeopolitik arasında kurulan tarihsel ilişkilerin, yava§ yavaş belirmeleri ve doğuşları, dünya ölçeğinde tarihsel önem kazanmaları ve şiddetli bir biçimde yerlerini başka türden ilişkilere terk etmeleri ayrıntılı bir şekilde incelenmekte. Arrighi, bu çerçeve içinde, Floransah, Venedikli, Cenevizli, Hollandalı, Ingiliz ve son olarak Amerikan kapitalizm tarzlannın geçirdiği süreçleri açıklamaktadır. Uzun Yirminci Yüzyıl, Amerikan dünya gücünün oluşumunu belirleyen ve şimdi, bu gücün yerini, kuruîmakta olan yeni bir tarihsel yapıya terk etmeye, zorlayan devletsermaye ilişkilerinin incelenmesiyle sona ermekte. Otiztn ve Otistik Çocuklar / Doç. Dr. Nilü/er DarıcaDr. Şebnem TuşDr. Ülkü Abidoğlu / Özgür Ya yınları /182 s. "Otizm; annebabalar tarafından bebeklik döneminde her zaman fark edilemeyebilmektedir. Ozellikle 25 yaş arası; otistik özelliklerin belirginleştiği, tanı için oldukça önemli bir dönemdir. Otizm ve Otistik Çocuklar Kitabı; otizmin tanımı, nedenleri ve otistik çocukların özellikleriyle ilgili ailelere, eğitimcilere daha kapsamlı bilgiler verme; otistik çocukların eğitimleri, eğitimde kullanılan teknikler ve kazandırılması amaçlanan becerilere yönelik uygulama örnekleri, ailelerin çocuklarının eğitimindeki rolü, aileeğitimci ışbirliğinin önenıi, evokul paralelliğinin çocuğa sağladığı yararlar gibi pek çok konuda bu alanda çalışan kişileri ve ailelen aydınlatmak amacını taşımakta. Göçebeler ve Osmanlılar (Ortaçağ Anadolu'sunda) / Rudi Paul Lindncr)/ Çevıren Mu'ftt Günay / tmge Yayınlan / 235 s. Ortaçağ Anadolu'sunda Göçebeler ve Osmanlılar, Osmanlı Devleti'nin kuruluş sürecinde devlet ve göçebeler ilişkisini ele alan önemli bir kitap "Göçebeler ve Osmanlılar". Rudi Paul Lindner, bu kitabında, üzerinde çok söz söyleyip az araştırma yapılan, kuruluş dönemine damgasını vuran aşiret olgusunu ve yapısını çözümlüyor. Bu arada gazilik tartışmasından OsmanlıBizans ilişkisine, oradan Osmanh'nın kurduğu tarım düzeninin niteliğine, göçebeliğe karşı geliştiği siyasete dair oldukça özgün ve eleştirel bir yaklaşım geliştıriyor. Lindner'in kitabı, Anadolu'da göçebe ekonomisinin niteliği ve boyutlarını, Osmanlı beyliğinin devletleşme sürecinde giderek Sünnileşmesine paralel olarak göçebelerin "Alevileşip" 15. yüzyılın sonlarına doğru nasıl îran'da yükselen Safevi devletini destekler hale geldiklerini tarihsel bağlamı içinde adım adım irdeleyen kapsamlı bir çalışma. Kitabın diğer önemli özelliği, yazarın, başta tahrir defterleri olmak üzere Osmanlı ve Bizans kaynaklarından Dede Sultan efsanesi ve Şikâri'nin tarihine uzanan çok zengin ve farklı türden kaynakları bizim için "konuşturması" ve en önemlisi bu tarihsel metinleri modern antropolojinin kavramları ve kuramsal çerçeveleri içinde okumasıdır. Zengin ve yoğun içeriği, kendine özgü ince üslubuyla, erken dönem Osmanlı tarihi araştırmalarında en çok tartışma yaratan kitaplardan biri olan Ortaçağ Anadolu'sunda Göçebeler ve Osmanlılar'ın Türkçe çevirisi ile hayli geç de olsa karşılaşmak tarih bilgi ve kültürümüze önemli bir katkıda bulunacaktır sanınz. Yeni Dünya Düzeni Nereye / Korkut Boratav / îmge Yayınlan / 222s. Yirmi yılı aşkın bir süredir dünyayı ve Türkiye'yi neoliberal rüzgârlar savurup duruyor. Çalışan, sıradan insanın zorlu mücadelelerle elde ettiği ekonomik, toplumsal, siyasal kazanımlar tehdit ediliyor, aşındırılıyor. Emperyalizm, küreselleşme adını aldı... Serbest piyasa ekonomisi "başka seçenek yok" sloganıyla saygınlaştırıldı... Dünya bir kurtlar sorrasına dönüşüyor... Emeğiyle geçinen ya teslimiyete ya da köktendinciliğe, şovenizme, anarşizme yöneliyor. Ama devran dönecek ve insanhk, er geç, dayanışmacı birikimlerine ve sosyalizme yeniden sarılacaktır. Bu derleme, neoliberal politikalara, bunların savunucu ve uygulayıcılarına karşı bir dizi polemik ve direnme yazısından oluşuyor. Trabzon (Anabasis'ten Atatürk'e kadar yazılmış olan Seyahatnamelerde) / Veysel Usta / Serander Yayınlan /248 s. Trabzon, ünlü ipek yolunun Karadeniz'deki en önemli limanı idi. Bu konumuyla da Orta Asya, Kafkasya ve Doğu Anadolu'nun Istanbul ve Avrupa ile ilişkisinde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur. Tarihin yakın ve uzak sayfalarında adına sıkça rastladığımız Trabzon, sayısız şaire esin kaynağı olmasının yanında birçok romanın da ana teması olagelmiştir. "Konuşmayı şehvetle seven" insanların diyarı < SAYFA 21 Irk Kavramını Kim tcat Etti? / Robert Bernasconı / Metis Yayınlan /151 s. Popüler bilinçte ırkçılık genellikle ırkçı eylemleri hatırlatır ve düşünceyle, felsefeyle ilişkilendirilmez. Her ne kadar "ırk"ın bir kavram olarak kullanılmaya başlamasından önce de bu tür tarihsel pratikler vardıysa da, insanlar arasındaki farklılıkların deneyimlenmesinden ırkçı bir zihniyetin doğuşu, Batılı düşünürlerce bu kavrama bilimsel bir statü verilmesiyle mümkün olmuştur. Dolayısıyla ırkçı edimler, yüzyülara uzanan bir düşünce tarihi üzerinden felsefenin önde gelen isimlerinin "insanhk" ve "ırk" tanımlamalanna bağlanır: Locke, Kant, Hegel ve Herder... Robert Bernasconi, bu düşünürlerde ırk fikrinin izlerini takip ederek ırkçılığı kölecilik ve sömürgecilik pratikleriyle ilişkilendirirken "Batı Uygarlığı"nın temel çelişkilerini sergiliyor, felsefenin masumiyetini sorgulayarak teoriyle uğraşan ellerin her zaman sanıldığı kadar temiz olmadığını gösteriyor. Sihirbazın Tuzağı Belgariad 3. kitap / DavidEddings / Metis Yayınlan 7276 s. "Bir gün, Tanrı Aldur bir çocuk kalbi büyüklüğünde, küre şeklinde bir taş aldı ve yaşayan bir ruh haline getirene kadar elinde evirip çevirdi. Insanların Aldur Taşı dedikleri bu canlı mücevherin gücü çok büyüktü ve Aldur onunla mucizeler yarattı." Aldur'un kardeşi Tanrı Torak, binyıllar boyunca Taş'ı eline geçirmek için yapmadığını bırakmadı. Onu engellemek için çalışan iki kişi, Aldur'un müridi Büyücü Belgarath ve kızı Büyücü Polgara idi. Belgariad, Torak'ın Aldur Taşı'nı ele geçirip dünyaya hâkim olmak için verdiği son mücadelenin hikâyesi. Sihirbazın Tuzağı'nda, Garion'un Tanrı Aldur ve Tanrı Ul ile tanışmasının, ölümün duvannın ötesine geçerek bir taya hayat vermesinin, Belgarath önderliğinde Cthol Murgos'a yapılan tehlike dolu yolculuğun, Kehanetin öngördüğü herkesin en nihayet bir araya gelmesinin ve sonunda da Taş'ın Sihirbaz Ctuchik'in elinden alınmasının öyküsü anlatılıyor. Sabah Yolcuları / Feyza Hepçiltngirler / Remzi Kıtabevı/141 s. "Pamuk tarlaları yağmuru yiyince öksüz çocukların, yalnız onların bulunduğu bahçeye döner. Tümünün ak yüzleri yere eğik. Tüy kalemlere benzeyen, yaprağını dökmüş kavaklar, uzakta küçük, daracık bir yolun yan duvarını çiziyor. Yağmur da apartman gibi deCUMHURİYET KİTAP SAYI 546