Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ne kadarı yitirildi? Hiçbir şey yitirilmedi: Tümü yıkıldı. Eylem sonucudur yıkım. Gerçek bir yangın mıydı? Yirmi yıl önce eve yeniden girdiğimi anımsıyorum, kurtarmaya çalışıyorduk kurtarabileceklerimizi. Porselenleri vesaire. Is kokusu sinmişti her şeye. Düşümde, cesedi yakmak için odun yığmıştım. Kendim için, anlarsın. Yeterince çektim diye düşünmüştütn. Bedinimin sonu bu dedim: Açhğın doğru sonucu gibi geliyordu ateş; aynı şeydi ikisi. Ama yine de ölmedin? Bir düştü; sanırım eve gidiyordum. Anımsıyorum, yürümez diyordum kendi kendime; düşündüğümü anımsıyorum ruhum ölmeyecek kadar inatçı diye. Ruhun bilinçle aynı olduğunu sanıyordum, herkes böyle düşünüyor belki de. Niye ayrıldın? Bir başka dünyaya uyandım. Bu kadar yalın. Niye ayrıldın? Dünya değişti. Yürüyüp çıktım yangının içinden başka bir dünyaya girdim, belki de ölüler diyarına, bildiğim bu. Gereksinim sonucu değil, gereksinim son kerteye vardığından. ' KAVRAMjf' Beni kurtardın, anımsamalısın beni. Bana geldin; iki kez bahçede gördüm seni. Uyandığımda yerdeydim. Bilmiyordum artık kimim; Bilmiyordum ağaçlar neydi. İki kez bahçede; ondan önce birçok kez. Niye gizli kalsın ki? Pek sıktı ağaççilekleri; budamamıştım, temizlememiştim yaban otlarından hiçbir şeyi. Bilmiyordum neredeyim. Yalnızca, ateş vardı yanımda, hayır, tepemde. Uzakta, bir nehrin sesi. Eksik olan asla odaklama değil, anlamdı. Bir taç vardı, başımın üstünde bir çember. Kirle kaplıydı eUerim. iş yüzünden değil. *' Niye yalan söylemeliyim, yaşam artık sona erdi diye. Niye kullanmayayım bildiklerimi? Beni değiştirdin, anımsamalısın beni. Anımsıyorum çıkmıştım bahçede dolaşmaya. Daha önce nasıl çıktıysam kentin sokaklanna, nasıl girdimse o ilk dairenin yatak odasına. Evet, evet, yalnızdım; nasıl olmayabilirdim ki? • . • AĞIT Müthiş bir şey oluyor, yeniden ölüyor aşkım, ölmüş aşkım: Ölmüş ve yası tutulmuş. Ve sürüyor müzik, ayrılığın müziğı: Çalgıya donüştürüyor ağaçlar. Nasıl da acımasız yeryüzü, panldıyor söğütler, eğiliyor ve ıç çekiyor huş ağaçlan. ırnus Nasıl da acımasız, nasıl da DÖylesine kırılgan. Ölüyor aşkım; aşkım kişi değil yalnızca, bir düşünce, bir yaşam. Artık ne için yaşayacağım? Onu kederde, lavta yapılan koyu renkli ağaçta değılse başka nerede bulurum ki yine. Bir kez yeter. Bir kez yeter hoşca kal demek yeryüzünde. Ve kederlenmek için de, elbette. Bir kez yeter sonsuza değin hoşça kal demek için. Panldıyor söğütler taş çeşme başıında, bitişiyor çiçekli yollar. Bir kez yeter: Niye yaşıyor ki yine? Bu kadar kısa hem de ve yalnızca düşte. Ölüyor aşkım; aynlık başladı yine. Ve söğüt peçeleri ardından yükseliyor güneş ışığı ve parlıyor, bildiğimiz ışık değifbu. Ve yine şakıyor kuşlar, dem çeken kumru bile. Ah, söylemiştim bu şarkıyı ben. Taş çeşme başında yine şarkı söylüyor söğütler anlatılmaz bir yumuşaklıkla, sürüyerek yapraklannı ışıltılı suda. Biliyorlar, biliyorlar açıkça. Yine ölüyor sevdiğim, ve de dünya. Bundan sonra yaşamım ölüm, buna inanıyorum. Cumhuriyef k i t a p 1a r ı Necati VIRAN DAĞLAR vifan Dağlar susuz YAZ Cumalı Kitapları MAKEDONYA AYBUYURKEN 1900 UYUYAMAM • * Ay Büyürken 12.BASI Sevgılı Necatı Cumalı, Makedonya'yı, dağlarını, ormanlarını, sularını, yağmurldrını, karını, o sevımlı hayvanlarmı, doncmın o karma^ık polıtık düzcnını, o yucc, o cücc ınsanını guztlım Turkçenle ne ıçten, ne akıcı ne kadar dokunaklı ve ne dc güzcl anlatmışsın. YILDIZ KENTER Daha yıllarca cldcn cle, gonulden gönüle dolaşacak bir ba$ yapıtın yenı baskısı. Edebıyatımızın gerçek "büyucüsu"nun kalemınden foloğraf gcrçeklığı ıçınde acımasız kırsal kesım görüntülen. Dıla llanım, Anf Kaptan ıleoğlu . Savaşlar. Bu bavaşlarda aılesını yıtıren Anf Kaptan'ın oğlu ıle dağa çıkışı Barı^ gelınce suçlu oiarak yargılanışı vcjandarmalann clındcn kaçışı Balkan halklannın yuzyıllardır değüjmeyen acı kaden.. Hcp kan, hep gözyası. Bilinçle, gerçekçı bir go/lukle cınscllık olgusunu ışlcyen buyuk ustanın 26 oykusü bir arada Yasak aijklar, sapıklıklar, sapkınlıklar, l ılışkıler, bunalımlar r'Cumhuriynt Çağ Pazarlama A Ş Turkocağı Caddesı No 39 / 41 (34334) K kltap kulüEu Cağaloğlulstanbul Tel (212)514 01 96 Faks.(212)514 01 95