Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VAT CAPAN Louise Glück / Şiirler / Çeviren: Nezih Onur YERYUZU YILGISI Varsıl bir kentin kapısında durdum. Tannlann istediklerinin hepsi vardı; hazırdım; uzun sürmüştü hazırlığın sıkıntısı. Tam zamanıydı o an, o bana ayrılan an. Niye korktun? Tam zamanıydı o an; yanıt hazır olmalıydı. Dudaklarımda, titredi sözcükler, dorğu sözcükler. Titredi... ve biliyordum yeterince çabuk yanıt veremezsem, geri çevrilecektim. ELLSWORTH BULVARI İlkyaz indi. Yoksa doğruldu mu demeli? Ya da ayaklandı? Butlers'ların evinde, çiçeğe durmuş cadı fındığı. Oyleyse şubat sonu olmalı. Yeni yılın açık sarısı, yürürlükte olmayan bir renk. Uyuşuk toprağı kaplayan buz parlaklığı. Dur artık, diye düşündüm, burada dur anlamına. Yaşamımı kastederek. Yılın ilkyazı: Hor çiçeğinin sanyeşili, yeni çim ekilmiş parklar... yeni ner zaman korunur, yeni olana bağışlanır belirgin kalkanı, metal dil rozeti, beyaz halatla çevrili. Yaşamasını isteriz çünkü, açık yeşil çevreler varlığını sürdüren koyu biçimleri. Kış sonu güneşi. Yoksa ilkyaz mı? İlkyaz güneşi bu kadar erkenci mi? Sık hor çiçeklerinin perdelediği. Doğrudan baktım güneşe ya da olabildiğince işte... Karşı kaldırımda, küçük bir çocuk şapkasını savurdu havaya: Yeni her zaman yükselir, değisken taze renkler tırmanıp yükselir, yer değiştirir mavi ile altın sarısi: Ellsworth Bulvan. însan aklının ölü çalılara üstün geldiği çizgili bir soyutlama. İlkyaz indi. Yoksa yeniden doğruldu mu demeli? Ya da yanp çıktı toprağı? ' . "Gölün kıyısında, şapkasım fırlatıyor bir delikanlı suya" 1943 yılında New York'ta doğan Amerikalı şair Louise Glück Columbia Üniversitesi'ni bitirdi. Ilk eserlerinde, özellikle Virstborn (1969) adlı ilk kitabında, Sylvia Plath'tan büyük ölçüde etkilendiği görüldü. 1975 yılında yayımlanan The House o/Marshland ile 1983 yılında yayımlanan Descending Figures adlı eserlerinde keskin, yoğun ama mesafeli bir bakış açısıyla kendi kişisel deneyimlerini dile getirdi. 1985'te babasının ölümünü anlattığı The Triumph of Achules kitabıyla Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü'nü kazandı. 1990 yılında yayımlanan Ararat adlı eserinde de tema olarak yine aile ve aile ilişkilerini ele aldı. 1993 yılında The Wild Iris adlı kitabıyla Pulitzer Ödülü'ne layık görüldü. Şiir üzerine yazdıöı eleştirüerini Proofand Theories: Essays on Poetry adıyla 1995 yılında yayımladı. Glück, bu kitabıyla hem Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü'nü, hem de William Carlos Williams ve PEN/Martha Albrand ödüllerini kazandı. Buradaki şiirler, şairin son kitabı Vita Nova yı (1999) oluşturan otuz iki şiirlik diziden seçildi. VtTA NOVA Beni kurtardın, anımsamalısın beni. Yılın ilkyazı; gençler bilet ahyorlar vapurlara. Gülüşmeler, havayı elma çiçekleri basmiş çünkü. Uyandığımda, anladım paylaşabileceğimi aynı duyguyu. Çocukluğumdan anımsıyorum benzer sesleri, nedensiz gülüşmeler, yeryüzü güzel diye işte, o türden. Lugano. Elma aöaçlannın altında masalar. Güverte tayfaları kaldırıp indiriyorlar bayrakları. AÇIK MEZAR Gereksinimimi anmem belirledi, törel bilincimi babam. De mortuis nıl nisı bonum. Bu yüzden pek acı gelir bana uzanıp yere kapanmak mezarın kenarında. Anneme nazik davran diyorum toprağa, şimdi ve sonra. Koru, soğukluğunla, hepimizin gıpta ettiği güzelliği. Yaşlı bir kadınım şimdi. Hoş karsılıyorum artık o kadar korktuğum karanlığı. De mortuis rtil nisı bonum. EURYDÎKE Hades'e geri döndü Eurydike. Zor olan vardığında unutulan yolculuktu. Zordur likle iki dünya arasında gidiş geliş; çok büyüktür gerilim. Pişmanhkla, özlemle dolu bir koridor, ki bizler, yeryüzünde, pek az ulaşabilir ya da anımsayabiliriz. Yalnızca bir an için yeraltının karanlığı yerleşince yeniden çevresine (usul usul, saygı dolu), bir an için yalnızca ulaşabildi kendisine, yasını tuttuğu güzelliğin, yeryüzü güzelliğinin imgesi. Insana özgü inançsızhkla yaşamaksa bir başka mesele. renkli Gölün kıyısında, şapkasını fırlatıyor bir delikanlı suya; belki de evet dedi sevgilisi. Önemli sesler ve jestler sanki daha büyük tartışmaların temeli, sonra kullanılmayıp üstü örtülen. Uzakta adalar. Bir tabak dolusu küçük pasta uzatan annem anımsadığım kadarıyla, aynntısı degişmeyen, bozulmadan, su yüzüne çıkmadan kalan, o canlı an, öyle ki, sevinçle uyandım, bu yaşımda yaşama aç, tümüyle kendinden emin Masaların çevresinde, yeni çıkan çim tarhları, açık yeşil renk koyıı zeminle bölünmüş. Belli bana yeniden geldi ilkyaz, bu kez sevgili değil, ölüm ulağı olarak, ama yine ilkyaz, yine sevecen. SAYFA 18 CEHENNEM Niyeayrıldın? Yürüyüp çıktım yangının içinden capcanlı; nasıl mı olur? CUMHURİYET KİTAP SAYI 546