23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T E M U Z Z 0 0 0 • Fethi Naci, bu haftaki 'Eleştiri Günlüğü'nde Erhan Bener'in 'Böcek'ini irdelemeye devam ediyor 3.sayfada ü Bahriye Çeri, Yakup Kadri'nin "Ahmet Haşim" monograİFisi üzerine açıklamalardabulunuyor u.say/ada ü Şiir Atlası'nda bu hafta, Portekiz'in yaşayan en önemli şairi Sophia de Melb Breyner'in şiirleri var 18. sayfada Memet Fuat Memet Fuat'sız bir edebiyat dünyası, bir şiir, bir deneme, bir eleştiri, bir tiyatro , bir spor dünyası düşünmek mümkün değil artık. 1946 yıluıdan bu yana yayımladığı 67 kitabıyla, bu alanlarda silinmez izler bırakan Memet Fuat ustamızı geniş biçimde tanıtmaya çalıştık sizlere. TURGAY FİŞEKÇİ A yktnlıklar adlı kitabımztn sunusunda, ktrk yıZA lı aşktn süredır yazdığıntz bütün yazıların soJL JL nunda kitaplaşttğtnı söylüyorsunuz. On altı kitaplık bu döküm size nasıl bir yazan tamttyor? Benim kendime kitaplanm aracılığıyla bakmam kolay değil. Bunu başkalan yapacak. Ama kimsenin böyle bir yükiin altına gireceğini sanmam. On altı kitabı alıp okuyacak, nasıJ bir yazar bu diye düşüneceksiniz. Üstelik de deneme kitapları... Diyelim göze aldınız. Deneme yazısı okumayı çok seviyorsunuz. On altı kitap kim bilir kaç bin sayfa tutar! Değer mi? Haydi gene diyelim inatçının birisiniz, değer ya da değmez, okuyacaksınız. iyi de, kitaplar nerede? Deneme kitabı bu, tükenen bir daha basılmaz. Tükenmeyeni kitapçılar almaz, yayınevi depolannda bekler durur. Nerden bulacaksınız on altı kitabı? Onları çıktıkları gün sergievlerinde romanlann kıyısında kösesinde görüp almış, on altısını bir araya getirebilmiş kaç kişi vardır acaba? Kitabevlerinde demek istiyorsunuz... Yok, sergievlerinde. Bizde kitabevi pek yoktur. Adam Kitabevi'ni 'kitabevi' örneği olsun diye düşünmüştük, biliyorsun. Bir kitabevinde, eski yeni, tükenmemiş olan ner kitap bulunmalıdır. Sergilerde ise yalnızca son çıkan kitaplar satılır, tükenen bir kitap çok hızlı bir satış içinde aeğilse yeniden alınıp sergilenmez. Yer sorunu. Kitabevinin sergileme alanının birkaç katı depo alanı vardır. Satıcıya raflarda bulamadığınız kitabın adını söylersiniz, o bilgisayanna bakıp tiıkenmemiş bir kitapsa deponun neresinde olduğunu öğrenir, arkasındaki asansöre binip gider, biraz sonra elinde istediğiniz kitapla gelir. Bu Avrupa ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan gerçek kitapçılık. Biz de Adam Kitabevi'nde befli yayınevlerinin satıştaki bü IUMHURİYET KİTAP SAYI 542 İnsanlar için iyi şeyler isteyen, dürüst, sevgi dolu bir yazar KITAIP Cumhuriyet P A jİDAREİ tün kitaplanm bulundurma amacını gütmüştük. Bugün de.bu anlayış sürdürülüyor mu, bilmiyorum. Örnekse ben Yapı Kredi Yavınlan'nın bastığı Düşünceye Saygı'nın tıkendiğini bu yolla öğrenmiştim. Yapı Kredi'nin satıştaki bütün kitapları gelmişti Adam Kitabevi'ne, ama tekrar tekrar istememize karşın, Düşünceye Saygı gelmiyordu. Yaytnevıhabervermemışmiydisize? Yayınevleri haber vermez yazarlara kitaplannın tükendiğini. Hiçbir yayınevi vermez. Sorarsanız söylerler. Hatta Dazıları depolanndaki yıpranmış, satışa çıkarılamayacak kitapların sayısını bildirerek 'Elimizde daha var,' derler. Neden böyle davramyorlar? Yazar yeni basım istemesin diye. Zaten çok yavaş satılan kitaplara yeni basım yapmak kolay değildir. Yazarla dalaşmaktansa haber vermemek dana iyi diye düşünülür. Dağüdı konu. Kitaplarımdan nasıl göründüğüm... Ben kendinizi nasıl gördüğünü'zü sormustum. Benim kendimi görüşüm kitaplarımdan ötede ister istemez başka etkilerle oluşur. Özetle dürüst bir yazar olduğum kanısındayım. İnsanlar için iyi şeyler isteyen, dürüst, sevgi dolu bir yazar. Ama insan denen yaratığı ülküselleştirmeden. Ne mal olduğunu bile bile. 'insanoğlu toplumsalcı olacak değerde değildir,' dediğimi unutmayın. Unutmadım. Bir ara da 'insan hasta' diye yazmıştınız. Doğru. Çok ağır bir hastalık geçiriyor. Kapitalizm hastalıöı. lyileşmesini özlüyorsunuz. • Çok özlüyorum. Ama salgın giderek yayılıyor. İnsanlar için iyi şeyler isteyen, dürüst, sevgi dolu bir yazar olarak görüyorsunuz kendinizi. Evet. Bir yazara kendini nasıl gördüğü sorulur mu! Çok iyi görüyor ki, herkesin karşısına çıkmış yazıp duruyor. Konuşmak da değil, yazıyor. Söz uçar, yazı lcalır. Işte ben bütün o kalanların hesabı göriılsün diye yayımladım o on altı kitabı.' Arkadaşlar, ben bunlan yazdım, bunlan söyledim, onun bunun dediğine bakrnayın,' diyebilmek için. Btrıleri bir şeyler mi diyor? Hiçbir yazar yazdıklarıyla tanımlanmaz. Kimse doğru dürüst okumaz yazdıklarını. Birileri bir şeyler söyler, o söylenenler dolaşır kulaktan kulağa. Söylentiler tanımlar yazarları. Bakın ben size îtalya'dan gelen bir değerlendirmeyi Devamı 4. sayfada.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle