Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Görüntüler Süleyman Detnirel 50 Yd / Haatlayan HulusiTurgut/ABCBastnAjansı/ 2 Cilt,; 1024+1030 s. "Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, 50 yıllık devlet hizmetinin hemen her safhasında bir büyük aktör olarak rol aldı. Ülkede sanayileşme hamlesini, Avrupa ile rekabet edebilecek düzeye taşıdı. Sosyal refahı daima göz önünde bulundurdu. 'Şehirde ne varsa, köyde de o olacaktır' dedi. Sunmakta olduğumuz iki ciltlik bu dev belgesel, Sayın Süleyman Demirel'in, 50 yıh tamamlayan devlet hizmetinde sahiplendiği 171 büyük projenin öyküsünü anlatıyor. Bu projeler, Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyine nasıl ulaştığım gösteriyor. Kısacası bu belgesel, Türkiye'nin 188 iilke arasında 16. sıraya nasıl geldiğini gözler önüne seriyor. Sizleri 171 dev projenin 'Görüntüler'i ile başbaşa bırakırken, şunlan söylemek istiyoruz: 'Dünya'da, başannın yerine konulabuecek hiçbir şey yoktur." diyor kitabı nazırlayan Hulusi Turgut. Seçme Şiirler/ Aime Cesaire/ Çevirenler: Eray Canberk Metin CengizJ Nâvm Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi Yayınlan/44 s. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafmdan Nâzım 'ın anısını yaşatmak, yapıtlarının yaygınlaşmasını sağlamak, çağdaş şairlerin sanata katkısını değerlendirmek amacıyla düzenlenen Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü'nün bu yılki sahibi Martinikli şair Aime Cesaaire'in şiirleri Türkçe'ye çevrildi. Eray Canberk ve Metin Cengiz'in çevirileri Nâzım Hikmet Vakfi tarafından basıldı. Ilk baskısı bsa sürede tükenen Aime Cesaire Seçme Şiirler'üıin ikinci baskısı yine Nâzım Hikmet Vakfi Yayınlan arasında yer aldı. Danimarka'dan Henrik Nordbrandt, tngiltere'den John Berger, Rusya'dan Andrei Voznesenski, Yunanistan'dan Titos Patrikios ile Memet Fuat, Selahattin Hilav ve Cevat Çapan'dan oluşan Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü Seçici Kurulu oybirliğiyle Aime Cesaire'in ödüle değer bulunduğunu açıklamış ve 17 Ocak'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde ödül töreni düzenlenmişti. Türkiye'de ilk kez basılan Aime Cesaire'in şiirlerinde siyah insanın yoksulluğu, köleliği, öfkesi ve bir kıtanın isyanı görülür. Aklım Nereye Gidiyor/ Richard Bach/ Çeviren: Meltem Erkmen Kapucuoğlu/ Epsilon Yaytnaltk/ 99 s. Türk okuyuculannın yakından tanıdığı ünlü yazar Richard Bach, son romanı "Aklım Nereye Gidiyor?" ile kitapseverlerle yeniden buluşuyor. Bir zamanlar Amerikan Hava Kuvvetleri'nde pilot olarak görev yapan Bach, sonralan da uçuştan hiç kopmadı ve yaşam deneyimlerini, yazdığı kitaplarda okuyuculanyla paylaştı. Bugüne kadar uçuşun gizi üzerine yazdığı birçok kitabı bulunan Richard Bach, son kitabında yine "hayal gücü giydirilmiş gerçekler"in dünyasından özgürlüğe kanat açıyor. Türk Romanı ve "Öteki" Ulusol Kimlikte Yunan îmajı/ HerkülMillas/' Sabana Üniversitesi/ 382 s. Sabancı Üniversitesi Yayınevi, Helkül Millas'ın "Türk Romanı ve 'ÖtekiV Ulusal Kimlikte Yunan Îmajı" başlıklı yapıtını yayımladı. Millas'ın Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne sunduğu doktora tezinden yola çıkarak hazırladığı bu çalışma, Türk Edebiyatı'nda Yunan imajını karşılaştırmalı bir biçimde ele alırken; ulusçuluk ve kimlik sorunlan üzerine eğiliyor. UMHURİYET KİTAP SAYI 543 Herkui Mıilas, 4>U ye yakın edebıyat yapıu üzennde çalışarak hazırladığı bu eserde, Türk edebiyatının farklı dönemlerinde işlenen "Yunan/Rum" imajını bÜimsel bir yaklaşımla inceliyor. Millas "Öteki"nin imajı konusunda Türk ve Yunan edebiyatlannın yaklaşımlannda çeşitli benzerlik ve farkldıklardan yola çıkıyor. îki ülke edebiyatındaki temel benzerlikleri, "Öteki"ne ilgisiz kaJınması ve "Biz ve Öteki" aynmının yalnız etnik temelde değil, din temelinde de algılanması olarak sıralayan MıUas'a göre, "Yunan edebiyatında olaylara insancıl açıdan bakan yazarlar vardır. Ama 'öteki'ni kimliğinde geliştirmemiş, 'öteki' olarak algılamamış bir Halit Ziya ya da Reşat Nuri yoktur. 'Oteki' ile tam banşmış, hemen hemen panteist bir bütünlük içinde özdeşleşmek isteyen bir Sait Faik de yoktur. Yunan metinlerinde Türk'ün, ne denli yakın, dost, insan olursa olsun, her zaman farklı bir etnik kimliği de vardır... Türk edebiyatında ulusallık konusunda Yunan edebiyatına kıyasla iki uç vardır. Ulusal 'bilinci' pekiştirmek isteyenler aşın ulusalcıdırlar, 'insancıl' ve 'sınıfsal' bir yaklaşımı seçenJer ise ulusal yaklaşımdan, Yunan metinlerine göre oldukça uzak kalmaktadırlar". Sosyal bilim araştırmalan açısından özgün bir nitelik taşıyan "Türk Romanı ve Oteki", yalnızca TürkYunan ilişkilerini edebiyat yoluyla farklı bir perspektiften yorumlamakla kalmıyor. Türkiye'de sosyal bilimciler, edebiyat tarihçileri ve strateji uzmanlanna önemli kapılar açıyor. Fon/DİP Nodan/Abmet Çuhao/ K Yayınlan/100 s. Muzaffer Izgü, Çuhacı'nın şiiri için 'Yunus'tan, Pir Sultan'dan, fon/PII Köroğlu'ndan damıtılmış, Nasreddin Hoca'nın gülmecesiyle beslenmiştir1 diyor. fon/DtP Notlan Ahmet Çuhacı'nın beşinci şiir kitabı. Kitap iki bölümden noblan oluşuyor, kitaba adını veren fon/DÎP Notlan ve Hitit Atasözleri. Hitit Atasözleri'nde ilk kez söyleneniyazanı belü yazUı atasözleri denemelerine yer vermiş. Bu kitapta, yüzlerce sayfada söylenebilecek 'şey'i iki dizede buluyorsunuz. Felsefe ve gülmece, yaşam ve ölüm damıtılmış, ninnilenmiş, yoğrulmuş, emzirilmiş olarak karşınıza çıkıyor. Sonuçta, bilimin ve sanatın binyıllardır aradığı 'insan'ı saçındantırnakucundan tanımaya, bulmaya, dokunmaya çalışıyor." Yunus gibi de olmuyor! / Budha gibi de olmuyor! / Sokrates gibi de olmuyor! / Robenson gibi de olmuyor!" deyişi de; On harfliydi ozanın adı, dokuz harfi sessizdi, deyişi de ondandır CHmasü Senin de Adın/ Neşe Cehiz/ Varlık Yayınlan/127 s. Genç kız bir anlık cesaretle kendini rastlantıya bırakır. Orada hayat, başkalanyla tanıştıracaktır onu. Bir bilim adamıromancıdır tanıştığı adam. Ikisi arasındaki uzun söyleşi kabullenmekreddetmek, gitmekkalmak, özgür olmakbağımb kalmak üzerine ilerlerken bir de şiir dolaşmaktadır aralannda.. Roman, Pedro Salinas'ın bir şiirinden yola çıkıyor: "Varlığını Sana Borçlu Bu Ses"... Şiir bittiğinde genç kız farklı bir algı noktasında, hayata yeniden başlayacaktır belki de. Yıkıntılann arasında boy veren bir dostluğun derme çatma dünyasını parçalayan bir başka kadın da kan§acaktır ikisinin öyküsüne. Falcone BağlanOsıNamuslu Yargıçlar Ölmeli/ Girgto Cajatt/ Çeviren. Dumntl Cemgıl/ E Yaytnlan/272 s. 1992 yazı îtalya için art arda korkunç cinayetlerin yaşandığı sıcak bir yaz oldu. 23 Mayıs 1992'de yargıç Giovanni Falcone, ondan 57 gün sonra 19 Temmuz'da Paolo Borsellino ayn yerlerde aynı yöntemle öldürüldüler; geçtikleri yerlere konan yüzlerce kilo patlayıcının infilak ettirilmesiyle gerçekleştirilen bu saldırılarda yargıçlarla birlikte birçok insan öldü. Bu namuslu, gözüpek iki yargıcın ortak yazgılan, iki arkadaş olmalannın yanında, mafyaya karşı verdikleri ortak mücadelede de yauyordu. îtalya'da kirli siyasete ve toplumsal kirliliğe karşı açtıklan savaş, devlet içinde ve dışındaki çetelerin düşmanlığını kazanmaları için yctmişti. Kara para, siyaset ve uyuşturucu trafiğinin uluslararası bağlanalanru ortaya çıkararak an kovanına çomak sokmuşlardı. Tam bu sırada (Yargıç Borsellino'nun öldürülmesinden üç gün sonra) Kolombiyalı uyuşturucu kralı Pablo Escobar hapishaneden kaçınldı. Peki bütün bunlar bir rastlantı mıydı? Elbette değildi. Mafya uluslararası bir planla, adına Falcone Baglantısı dediği bir harekât başlamıştı ve olaylann ardı arkası kesilmiyordu. Bu kitap, ünlü îtalyan gazeteci Cajati'nin yargıç Falcone'ye düzenlenen suikastın arka planını roman kurgusuyla irdelediği bir çalışma. Kızı, mafyanın büyük patronunun oğuflan tarafından tecavüze uğradıktan sonra işkence edilen bir tetikçinin örgüte karşı açtığı intikam savaşı ve işe bir başka boyutta katılan paparazzi gazetecinin çevresinde gelişen olaylar sürükleyici bir aille anlaülıyor. Türk, Îtalyan, Rus ve Japon mafyasının ortak çalışmalan, korkunç mali gücü ve üst örgütleri, Sovyetlerin dağümasının ardından ortaya çıkan nükleer silah pazan, uyuşturucu trafiğinin geldiği boyutlar çarpıcı bir anlatımla sergileniyor. Kitapta geçen mafya babalannın hapishane keyifleri, insan kazanma yöntemleri, Behçet Cantürk, Fevzi Oz, San Avni (Musullulu) Türk kamuoyunun da yakından büdiği şeyler. v.ıvıı. Bütün Şiirleri/ EdgarAllan Poe/ Çeviren: Oğuz Cebeci/ Oğlak Yayınlan/ 142 s. Dünya edebiyatının en önemli isimJerinden biri olan Edgar Allan Poe okurlar tarafindan genellikle korku ustası olarak tanınır ve öncelikle öyküleri üstüne konuşulur. Herkesçe bilinen tek şiiri ise Annabel Lee adlı şiiridir. Oysa bu büyük yazar bir gerilim ustası olduğu kadar büyük bir şairdir de. Edgar Allan Poe yalnızca gotik edebiyatın değil, şiirleriyle klasik edebiyatın da bir temsilcisi. Maria Göç Acısı/ ErtuğrulAladağ/Belge Yayınlan/127 s. Ertuğrul Aladağ, yeni kitabında, Muğla yöresinde nalen yaşamakta olan ve göç etmiş olanlann özel anlatılannı derleyerek kitaplaştınyor. Burada birçok Maria'nın, Ayşe'nin, Fatma'nın, Mihail'in, Mehmet'in, Ahmet'in, Yorgo'nun öyküsü var. Hepsi de müthiş bir altüstlük döneminin, soylar, kültürler, inançlar arasındaki olağanüstü gelgiderin tanıklıkları... Aynı zamanda şiddetin, aşkın, düşmanlık ve dostluğun inanılmaz aşınlıklan... Hepsi yaşandı ve insanlann bilinçaltlannda son derece komplike torrular bıraktı. Ertuğrul Aladağ kendi yöresindeki yaşanmışlıklann izlerini sürerek, sözlü tarihe anlamlı katkılarda bulunuyor. tsa'nın Elyazmalan/ Isaac Gilad/ Çeviren: Janet Berdavii/EYayınlan/205s. Ölüdeniz elyazmalan, ortaya çıktığı günden beri ruhani dünyayı birbirine düşüren tartışmalara kaynaklık etti. Resmi tarihin yüzyıllardır süregelen kasıdı bir saptırması mı, yoksa uluslarüstü güçierin körüklediği bir spekulasyon mu söz konusuydu? Isa'nın Elyazmalan bu yazmalar çevresinde dönen bir roman. bilgilerle de iddialı bir roman. Gerçeğin ve kurgunun birbirine kanştığı romanın bu özelliği olay örgüsünün gizemini daha da zenginleştiriyor. Kaplan mağaralan, tek gözlü, zengin, hırslı bir ihtiyar profesör, uzayıp giden çölün ortasında her şeyden uzak bir manastır, Altı Gün savaşlannın kahramanlanndan eski bir asker, Vatikan, çekici bir kadın, bedevi rehber ve peşinde koşulan sorular. Isa gerçekten yaşadı mı? Bir Yahudi miydi? Kulaktan kulağa dolaşan bu elyazmalan gerçekten var mı? Onlan îsa mı yazdı? ' SAYFA 21 Sürükleyici yapısı kadar içerdiği