24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Abidin Dino'vu tanımak icin... SENNUR SEZER « 5 Lmudur? Bu soruyu olumsuz yanıtlayacak Nâzım Hikmet okuru olmadığına göre, galiba bu soru da geçersiz. "Mutluluğun resmini yapabilirmisin Abidin" dizesini bilseniz de bilmeseniz de onu tanımanın başka bir yolu var, Istanbul'daysanız. Akaretler'den Maçka Maden Fakültesi'ne ulaşan kavşağa çıkın. Kavşağın göbeğinde bir heykel göreceksiniz. Dino'nun tasarladığı, Metin Deniz'in gerçekleştirdiği bu heykel, 1993'te konmuştu buraya. Dikdörtgen bir kütlenin üzerindeki parmak motiîleri size Abidin Dino'yu, onun dünyaya bakışını anlamakta yardımcı olacaktır. Abidin Dino'yu tanımanın bir başka yolu da A'dan Z'ye Abidin Dino adlı kitabı okumak. Kitabın metnini "derleyen ve yazan" Zeynep Avcı. Kitapta, Abidin'in çizdiği kitaplar, yaşamında yer almış kişıler alfabetİK sırayla yer alıyor. Örneğin kitapta "Aragon, Louis" (18971982) maddesine baktığınızda bu ünlü Fransız ozanıyla Dino ile iljşkileri bakımından tanışıyorsunuz: "Ünlü Fransız yazarıyla Abidin, Paris'e ikinci gelişinde, 1950'li yıllann ilk yarısında tanıştı. Aragon'un eşi Elsa'nın ablası Lili Brik tanışmalarında rol oynadı. Aragon ve Elsa, Dino'larla hem Paris'te hem de yaz evlerinde sık sık görüştüler. Grimaldi Şatosu'ndaki Antibes Müzesi'nde açüan ArbaşAbidin sergisine (1958) Aragon ve Elsa o sırada yaşadıkları Biot'tan geldiler. Aragonla Abidin'in dostluğu, okul arkadaşlığı gibi canlı, neşeli, hatta çocukçaydı. Aragon Abidin'eJeuneHomme (Genç Adam) diye hitap eder, Abidin de bundan çok hoşlanırdı. Rusça'yı iyi bilen Abidin'le Elsa'da çok iyi anlaşırlar, herkesin içinde gönüllerince dedikodu yapabilmek için Rusça konuşurlardı. Abidin ile Aragon'un dostluğunda Nâzım'ın rolü de büyük oldu. Âraon, Nâzım'ın Paris'e her gelişinde evine bir akşam yemeği verir, Dino'lar ve Nâzım ile birlikte Simonof, Neruda gibi dostlarını çağırırlardı. Abidin, Aragon'un şiirlerini seslendiren Monique Morelli'nin plağının içine, Elsa'nın EIleri şiiri için desenler çizdi." Zeynep Avcı, Abidin Dino'nun 'kimi özellikleriyle sırası geldikçe tanışmamıza, kimi zaman iri, kimi zaman minik adımlar atarak çevresinde dolanmamıza, bir o köşesinden bir öteki köşesinden bakmamıza" yardımcı olmak için hazırladığı bu kitapta, anılardan da yararlanmış. Örneğin Melih Cevdet'le ilgili bir anıdan: "(...) Kızılay'la Bakanlıklar arası, tıklım tıklım bir otobüsün içinde Melih'le Abidin uydurma bir dil bulup konuş An 1 A bidin Dino'yu tanır mısınız?" sorusu geçerliği olan bir soru ise Abidin Dino'nun el desenlerini, onun otoportresi sayar: "Hiçbir otoportresi çizdiği bir el kadar benzemez Abidin'in yüzüne. Yalnız olağanüstü güzellikte elleri olduğu için değil, elinin parmaklannda, elinin ayasında kendi yüzünü daha iyi gördüğü için olsa gerek." Eğer, Eller maddesinin aynntılanndan kopabilirseniz, desenlerden gözünüzü ayırabilirseniz, kitaptaki gezinizi sürdürebilirsiniz. Bu gezi boyunca da eller, parmaklar izleyecek sizi. Çünkü "Bir başka yerde, parmakların yabansı çizgileri, kuş kanadı çırpıntılanyla uçuşuyor. Yerle göç arasında, içle dış, yaşamla ölüm arasında, Abidin'in parmaklan, insanoğlunun bütün tutkulannı anlatıyor." (Josette Meleze) Uluslararası üne kavuşmuş bir yazan ya da çizeri tanımak, onu oluşturan koşullan, çevreyi tanımakla olanakbdır. Abidin Dino'nun 1936 yılında, ressamyönetmen Levin'le birlikte Leningrad Mayıs Şenlikleri dekorasyon yanşmasını, 100'e yakın proje arasında kazanması, Meyernold'un provalannda yanıbaşında çalışması, Yutkeviç'in çalışmaları 1934'ten 1937'ye kadar süren Madenciler filminin dekorlannda bir Sovyet sanatçıyla birlikte imzasının bulunuşu onun yaşamının, küçük ama önemli ayrıntılarıdır. Bu ayrıntılar, bizi Ayzınştayn, Meyerhold, Babel, Katayev, Şostakoviç gibi sanatçılarla tanışıklığın, çalışmanın açtığı ufuklara götürür. Ama Abidin Dino'yu Sovyetler Birliği'ne davet ettirecek erken sanatsal yetkinliğin ipuçlarını vermez. Bu ipucu Abidin'in kendi topraklarının sanatmı iyi tanımasıdır. Çoğu aydınımızın, "iki boyutlu, Batı ölçeklerine göre eksik" diye tanımladığı minyatür onun sanatının dayanaklarından biridir: "(...) Ama asıl o yaşlarda duyduğum bir ilgi var ki, hayatım boyunca sanırım yolumu çizen o oldu. Bu Türk minyatürlerine ve hat sanatına duyduğum ilgiydi. Raslantı bu ya, komşularımızdan biri büyük bir hat ustasıydı. Mevlevî tarikatına mensuptu. Büyük ağabeyim Arif, çoğu zaman kitaplıklara beni de yanında götürürdü. Istanbul'daki tüm kitaplıkların müdürlerini tanırdı. Dolayısıyla nerkese gösterilmeyen el yazmaları, her zaman bizlerin emrindeydi. Böylece, kendisi de bir minyatür tutkunu olan Arif ağabeyim sayesinde, yüzlerce, belki binlerce minyatür gördüm." Abidin'in sanatını minyatürle birlikte tamamlayan bir öğe de şürgünlerini geçirdiği yurt köşeleridir. Örneğin Mecitözü. Çorum'la Amasya arasında, küçücük bir kasabayı yaşamasaydı, Paris onu nasıl etkilerdi, sorusu unutulmamalı. Abidin Dino'yu Abidin Dino yapan öğelerden biri de hiç kuşkusuz onun dünya görüşüdür. Sosyalist oluşu, polis takibine, eserlerinde orakçekiç figürünün aranmasına, sürgünlerine yol açmıştır. Yurtdışında yaşamak zorunda oluşuna da. Ama dünyaya ve insana bakışının bu politik görüşten kaynaklandığı da açıktır. Abidin Dino, birçok kişi için Nâzım Hikmet'in siirinde andığı bir ressamdır. Bu şiiri de Âbidin'den dînlemek gerekli: "Bir siirinde 'Mutluluğun resmini yapabilir tnisin Abidin?' diye bir dizesi vardır. O gün bugün, bu soru sökülüp atılması olanaksız biçimde bedenime yapışmıs gibidir. Tabii, siirinde bu soruyu sorarken, mutluluğun resmini yapamayacağımı biliyordu Nâzım. Bu mutfuluk imeesi şiirde de olanaksızdı. Yaşanan günler buna izin vermiyordu. Tabii Nâzım'dan Neruda'ya, Neruda'dan Ara;on'a ve daha birçok ozan mutluluğu die getirmişlerdir. Ama Nâzım'ın bana yönelttiği sorunun yanıtını ben resimlerimdeveremedim." Abidin Dino'yu tanımak, bir sanatçının nelerle savaşarak ve nelere karşın var olabildiğini anlamak demektir. Belki de bir masal... • Cazetecllerfotoflraf çekerken, Abidin Parıs sokakiarını ve gösterllerl çlziyor, 1968. maya başlamışlar. Konuşma giderek tartışmaya dönüşmüş: 'Çatalaka odi viro ki? Noki niro olka filo. A! Rimo toto toto kara iboda fır fır... Oki oki firo firo nan ito! Dar dar, tir tir...' gibi hiçbir anlam taşımayan söz ve sesler çıkararak ciddi bir konuşma havası estiriyorlar. Etraftakiler yabancı bir dil konuşulduğunu düşünüyorlar, atna hiçbir dile benzemeyen bu sözcükleri dikkatle dinliyorlar." Güzin Dino'nun Gel Zaman Git Zaman adlı kitabında (Can Yayınları) yer alan bu anı, Abidin Dino'nun da, hep ciddi yanıyla tanıdığımız Melih Cevdet Anday'ın da çocuksu yanını kanıtlıyor. Kitabın en önemli yanlarından biri de Dino'nun çizgileri. Bir bölümü renkli olan bu desenlerin tarihleri, yapılış amaçları da o sayfadan öğrenilebiliyor. A'dan Z'ye Abidin Dino, bir yaşamöyküsünün önemli kişilerini, şehirlerini, öğelerini yaşamın akışına göre değil, adlarının alrabedeki yerine göre sıralıyor. Bu düzenleme, okuru keyifli bir geziye çıkarıyor. Abidin Dino'nun kısa yaşamöyküsünü Abidin (CelalDino) maddesinde okuyorsunuz. Bu maddeyi Abidin Paşa maddesi izliyor. Dilerseniz, Abidin'in büyükbabasını tanımak için bu maddeyi okursunuz, dilerseniz, Abidin'in yaşamöyküsünde adı geçen bir ada, örneğin Adana'ya geçersiniz. Sayfalardaki desenleri düediğinizce izleyip, bir dönem basın semti olan Babıâıi'ye de ulaşabilirsiniz: Keymi bir gezl AmtarÇ&gller Abidin ve Flkret Mualla Sultanahmef te Altta, Abldln'ln clzgllertyle Flkret Mualla. 1930'lar.s Abidin Dino, Aragon ve eşl Elsa. "(...) Abidin, Babıâli ile henüz 17 yaşlarındayken tanıştı. B.u dönemle ilgili anılarını Kısa Hayat Oyküm'de anlatır: '(...) Çok genç yaşta gazetelere röportaj yapmaya başladım. Çok hoş anılanm vardır. Örneğin haber peşinde Pera Palas'ta nöbet tutarken otelin üst katlanndaki koridorlannda yalınayak ve dongömlek dolaşan bir Fransızla burun buruna geliyorum. Bu ünlü kişi kimdi dersiniz, Türkiye'yi ziyaret etmekte olan Herriot. Söylediklerinden banyosunun musluklarının çalışmadığını ve bunu tamir edecek birini arayıp bulamadığını öğreniyorum. Kendisine otelin kat sorumlusu değil, bir gazeteci olduğumu ama gerekenin hemen yapılacağını söylüyorum. O da bana ertesi günü Tarabya'daki elçiliğin yazlığında görüşmek için randevu veriyor.'" A'dan Z'ye Abidin Dino, kitabında yapacağınız gezi, size bu ünlü ressamımızIa ilgili ipuçları verecek hep. Bu ipuçlarını dılediğinizce birleştirmek size kalmış. Nasılsa bir ressamın tek bir yorumu yoktur. Abidin Dino için çıkacağınız yolcıılukta, en dikkat edeceğiniz madde, EUer. Çünkü, tıptı Maçka'daki heykel gibi, onu en iyi, en somut yansıtan çalışmalar ellerle ilgili. 1989'da Fransızca yazdığı bir metinae, "el"i kendine özgü bir kişilik olarak tanımlar: "El kendi imgesini yansıtıyor: Özportre. Bir el? Beş parmak, her parmakta üç bağlam, salt başparmakta iki büklüm var. Boyunun kısafığına bakmadan başparmak kalın ve güçlü. Hem çengel, hem kral." Abidin Dino nun el ve parmak desenlerine baktığınızda insan kalabalıklarını görür gibi olursunuz. Birbirine kaba çizgileriyle benzemesi gereken bu organlar kıvnmlann, bükülüşleri, birbirlerine karşı durumları ile birbirinden farkb ve bağımsızdırlar. Abidin Dino, Picasso ile ilgili anılannda, Picasso'nun ellerini anlatırken, onun ellerine dikkat eder: "Picasso ellerine iyi bakıyordu besbelli. Değil mi ki, çalışma araçlan idi bu biraz küt, güçlü eller." Bu yorum, onun ellerinde yansıyan kişilik özelliklerini de açıklar. O, elleri, insanlarınyaşama biçimlerine göre biçimlenen organlar, bir bakıma kişiliklerinin, yaşamalannın özeti olarak görmüştür. Bütün insan eUerindeki tek ortaklık, insanhğın kusurundan doğmuşturona göre: "Bir yakınma: ParmakJar salt avucun içine doğru bükülebiliyorlar. Tek yönlü: Edinme eylemi yüzünden. Yüzyıllarboyu edinme hırsı, hep almak, hep almak." Ferit Edgü Î CUMHURİYET KİTAP SAYI 541 SAYFA S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle