03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

" bırakan, nesri ise hiç hesaba katmayan bu adlandırışın yanlışlığı lcadar yetersizliğı de meydandadır." (s. x). Şentürk buna "Mazisi yetmiş yıla varmayan böylesine yanlış ve iğreti takılmış bir isim, güçlü bir ihtimalle yeni sistemin köklenip fılizlenmesi ve eski rejimin izlerinin efden geldiğince azaltılması amacıyla takip edilen kültiir politikaları çerçevesinde; Cumhuriyet'ten sonra "Osmanlı şiiri" ismini telâffuz etmektense "divan şiiri" ibaresini tcrcih etmekten kaynaklanmış olmalıdır" yargısını ekliyor. "Divan şiiri' nirelemesindebuşiirinokumuşveeğitim görmüş kimselerin şiiri olduğu, saraydan destek ve koruma gördüğü izlenimi uyandınlmak istendiğini, oysa okuryazar olmayan halktan kimselerin de bu şiire ilgi duyduğunu belirtıyor. Şiir seçiminde ıse "... sayfaları, ne dendiği anlaşılmayan şiirler yerine 'ne denilmek istendiği tahmin edilen' siirlerle doldurmanın daha faydalı olabileceği..." ilkesini göz önünde tuttuğunu söylüyor. "Divan Edebiyatı" konusunda öğrenciler için daha lise yıllannda olumsuz bir hava yaratıldığını, uzmanların bile yanlış anlaşılmaktan çekinerek yazı yazmadıklarını, "eski edebiyat metinlerimizin her biri kıvrak birer zekânın ürünü olup çoğu birkaç anlama gelecek şekilde kaleme ahndıklanndan, bunlar üzerinde yorum veya yorumlar geliştirmek, buzlu zemin üzerinde yürümeye benzer" diyerek, çoğu kimsenin "Fuad Köprülü gibi salâhiyet sahibi büyük bir otorite"nin ya da bu alanda çalışmış benzer kimselerin görüş ve düşüncelerini tekrarladıklanru sözlerine ekliyor. (s. xi). Şentürk önsözde eski metinlerin yorumlanması ve açıklanması konusundaki güçlükleri sıraladıktan, bu işi uzman kişilerin yapması gereğine değındikten sonra günümüzde kaleme alınmış metinlerde bile yazanın anlatmak istediği ile okurun aynı metinden anladığı arasındaki farka aikkati çekiyor: "HâTböyle iken bundan asırlar önce, günümüzden tamamıyla farklı hayat şartlarında yazılmış eserleri gerçek anlamlan ile değerjendirmek neredeyse imkânsız gibicur. Üstelik söz konusu metin şairin iç dünyasında geliştirdiği bir duygunun hissedemediğimiz frekanstaki bir sesi ise, amaçlanan isabetli yorumlar iyice içinden çıkılmaz birhâlaîır." (s. xiii) Önsözün sonlannda "Osmanlı şiiri"nin horlanıp reddedilmesinden, "özellikle günümüzde yetersiz edebiyat öğretmenlerinin öğrencilerimizde oluşturduğu nefret derecesindeki antipati"den, buna bağlı olarak "ulaşılamaz", "asla anlaşılamaz" yargılarının asılsızlığından söz eden Şentürk, bütün bu orumsuzluklara rağmen "Osmanlı şiirini anlayabildiğim kadanyla anlatmaya çalıştım" diyor. (s. xii). , Gerçektendevebizcebunubaşanyor. Önsözün karmaşık ve çelişkili yargılanndan uzaklaşıp seçkideki ustaca seçilmiş özgün metinleri, bunlann diliçi çevirilerini, yorumlan ve açıklamalan okuduğunuz zaman "Divan şiiri"ne daha fazla giriyorsunuz, daha yakınlık duyuyorsunuz; eskilerin dedikleri gibi.bu şiirle "ünsiyyet peydâ" ediyorsunuz. Öte yandan, önsözün sonlarındaki bazı yargılan sorgulamadan da edemiyorsunuz: Tümüyle Islâmî bir kültür ve yaşama tarzının ürünü olan "Osmanlı şiiri"ni günümüz dünyasında kolayca anlamak, bu şiire kolayca nüfuz etmek olanaklı mıdır? "Osmanlı şiiri" horlanıp reddedilmiş midir, yoksa eleştirel yaklaşımlarla değerlendirilmeye mi çalışılmıştır? Değişik dünya görüşüne sahip edebiyatçılarımız bu konuda hiç mi olumlu yargıya varmamışlardır? Elli yıla yaklaşan bir süre içinde yetişen şairlerimiz "Osmanlı şiiri"ne hiç mi yakrnlık duymamışlardır? Nâzım Hikmet ten Hilmi Yavuz'a kadar birçok şairimiz "Osmanlı şiiri"ne hiç mi önem vermemiştir? CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 3 9 EsH metbıleptaı yorumlanınası Osmanlıca'ya tepki gösteren aydınlandünyasını zihninde, verilere dayanarak, mız arasında bile "Osmanlı şiiri"nden bir canlandırmasına yardımcı oluyor. Minyabevit ya da bir dizeyi hemen söyleyiveretürler (ya da nakışresimler), elyazması dicek hiç mi kimse yoktur? Yetersizlikle vanlardan örnekler (tezhipli sayfalar), hat suçlanan edebiyat öğretmenlerini yetiştiörnekleri dışında Osmanlı dünyası ile ilrenler, aralannda Sentürk'ün de bulungili resimler (ya da fotoğraflar) numaraduğu öğretim üyeleri değil midir? Dünlanarak seçkide yer alıyor. 264 adet, (ayya görüşü ne olursa olsun bir edebiyat nı numarayı taşıyan ayn görsel malzemeöğretmeninin "Osmanlı şiiri" karşısında leri de hesaba katarsak 269 adet görsel nesnel davranmayacağı düşünülebilir malzemenin açıklamalan kitabın sonuna mi? konulmuş. Kuşkusuz teknik bir zorunluluktan ya da teâmülden kaynaklanan bu Bütün bunlan bir yana bırakıp seçki durumun okur için zorluk yarattığını da nin metinleriyle ve görsel malzemesiyle soylemek gerek. Yine kitabın sonuna ekyaratnğı değişik ama bize hiç de yabancı lenen "kaynaklar" bölümü her şairle ilgigelmeyen dünyasına girmekte yarar var. li yaşamöyküleri sonuna eklenen "kayOsmanlı Şiiri Antolojisi'nde 68 şair yer naklar" bölümünün toplamı niteliğinde. alryor. Seçki, Süleyman Çelebi (1346 ya Seçkinin bir başka özgün ve hoş yanı ise da 511422) ile başlıyor, Şems (Osman ek olarak verilen CD. Seçkide yer alan şaŞems) (18141893) Ue bitiyor. Önce şairin ırlerin bazılarının (39 şair) şiirlerini Talât yaşamöyküsü veriliyor; bu bölümlerin soSait 1 lalman okumuş ya da seslendirmiş nuna ilgili "kaynaklar" ekleniyor. Seçilen demek belki daha doğru olur. Çünkü şiir üzerine genel bilgiler (yazılış nedeni, Halman, kendisinin de belirttiği gibi, dönemi, konusunun gerektirdiği bilgiler okuyuşunda şiirin havasını yansıtmayı vb.) veren kısa bir girişten sonra şiirin asamaçlamış. Amacına ulaştığını söylemelı (Osmanlıcası), aruz kalıbı da belirtileye gerek yok, ama yine de kediseverlerin rek yer alıyor. Aynı sayfada diliçi çeviri Meâlî'nin mütekerrir murabbaına dikkat de var. Seçkinin özgünlüğünü ve seçkiyi etmelerini salık veririz. "Mersiyei Gürhazırlayanın yetkinliğini belirleyen böbe yahut Hirrenâme"yi Meâlî ölen kedilüm ise her beytin (ya da değişik nazım si için yazmış. Divan şiirinin değişik bir biçimlerindeki birimin) aynntılı biçimde yönünü yansıtan bu şiir kediseverlerin yüaçıklandığı, yorumlandığı, gerektiğinde reğini burkacaktır kuşkusuz. edebiyat bilgileri verilen bolüm. Bu bölümlerde MuslümanOsmanlı dünyasıDaha önce de değindiğimiz gibi Osnın aynntılanna da inildiği oluyor. Böymanlı dünyasının tam anlamıyla bir Islâm lece "Osmanlı şidünyası olduğu iri'nin dünyasına . eski deyünle giımek için okura "ma'lumu i lâm" gerçekten önemli olsa da Osmanlı bilgiler sunuluyor. Şiiri Antolojisi Seçkide aynca için bunun altını aruz ölçüsü, uyak, çizmekte yarar nazım biçimleri var. Seçkideki şive türleri konuirlerin açıklama sunda bilgi verilve yorumıarında memiş, gerektilslâmiyet doğal ğinde DU konulaolarak büyük bir ra değinilmiş, seyer tutuyor. Ne çilen şiir örneklevar ki Şentürk, Isri (gazel, mesnevî, lâm dünyasında terci'bend, müteolduğu kadar Oskerrir müsammat, manlı dünyasında mütekerrir muda önemli bir yerabba', kaside giri ve işlevi olan bi) bağlamında mezhep ve tariaçıklamalar yapılkatlara pek demış. Az da olsa ğinmemiş. Yeri bazı şiirler genel geldikçe kısa düzenin dışında açıklamalar yapkalmış; bunlara makla yetinmiş. diliçi çeviri ya da Bu açıdan yorumaçıklama konmalarını ve açıklamı§. Seçkinin bümalannı Divan tünlüğü içinde bu Ahmed Karahlsârlnln Enammda üc tlplk yazısi: şiirine beüı bir ustte 4 defa küfl «MamdulHlah; Ortada müselsel tür şiirlerin pek az besmcle: altta 4 defa kufl Ihlas surasl.1443. açıdan bakarak sayıda olduğunu yapmış. Bu dutekrar belirtmekte yarar var. rum seçkinin içinde yer alan açıklayıcı "ek metinler'in bazılannda da beliriyor. SözAraya serpiştirilmiş "ek metinler" ya gelişi "Fatih Şarap Içer miydi? baslıklı da "okuma parçalan" diyebileceğimiz ve metinde Avnî manlasını kullanan Fatih farklı renkte (kırmızı) basılmış yazılar da Sultan Mehmed'in bir şiirinden söz ediseçkinin bir başka değişik yanı. Çesitli liyor (s. 53). Şiirde Fatih kendini şarap konularda ama gerek edebiyat, gerekse düşkünü, parasını çaldıracak kadar sargünlük yaşayıs alanında tamamlayıcı bilhoş gezen Dİri olarak gösteriyor. Bu şiiri gi veren, sohbet biçiminde yazılmış bu şöyle yorumluvor Şentürk: Eğer Fatih yazılann başlıklan şöyle: Sufi Kimdir?; gibi bir padişahın yüzü gözü kir pas içinFatih Şarap Içer miydi?; Şarap Nedir?; de, elinde kınk bir çanakla şarap dilenciHançeri Dahhâk Nedir?; Başta At Nalı liği edip, yollarda cebindeki parayı hırsızTaşıyan Rakip; Nasıl Bir Aşk?; Çengel Çilara kaptıracak kadar sarhoş, düştüğüne çeği; Baba ve Öğul Arasında îki Mektup; inanıyorsak şarap içtiğine de ınanmak zoÇugın Âşıklar ve Serhader; Galata; Sulrundayız. Eğer inanmıyorsak, bu sözlertanlara Kafa Tutan Şairler; At Ayağına de 20. yüzyıfin maddeci insanının anlayaSerilen Kumaşlar; Kâğıt Sunanlar, Başta madığı birtakım incelikler bulunabileceAteş Yakanlar; Bayram ve Bayram Erteğini kabul etmemiz gerekir." Buna bensi; Hat Geldi!.. Bu metinler içinde "Çenzer ve îslâmiyete aykın düşecek bazı tugel Çiçeği" işkence ile ölüm cezasının intum ve davranışlan açıklarken Şentürk Fazını anlatması bakırrundan, "Baba ile sık sık şu düşünceye baş vuruyor: "ŞairOğul Arasında Îki Mektup" işe Kanuler hemen her zaman âdeta sahneye çıkan nî nin emriyle idam edilen oğlu Şehzade bir aktör gibi roller üsdenirler" (s. 53). Bayezid arasında yazılan şiir mektuplarKüfürle itnam edilen bir şairin "tevil"e sıdaki duygular bakımından ilginç. ğındığı (s. 7), padişah bile olsa aktör roSeçkinin bir başka özgün yanı görsel lüne büründüğü (s. 146), "kaideci" bir malzemeler. Seçilen şiirin konusuyla ilgiedebiyat olan Osmanlı edebiyatında "beli görsel malzeme okurun şiiri bir başka lirli roller, şartlar ve sınırlar" olduğu için açıdan kavramasına, yüzyıllar öncesinin tığı (s. 328) gıbı yor v Büyük boy 7(K) sayfaya yakın manlı Şiiri Antolojisi nin onaylanacak ya da eleşrirılecek yanlannın baştan sona dökümünü yapmak bizim gibi yalnızca meraklı bir okurun haddi olmadığını söylemek ve bu konunun uzmanlannın da sözü geçen seçki nedeniyle bir hayli zorlanacağını kestirmek güç değil. Yine şiirlere dönmekte, ilgimizi çeken şiirlerin altını çizmekte yarar var. Şeyhî'nin "Harnâme"si, Mesihî'nin "Şehrengîz DerMedhi Cüvânânı Edirne"si, Revânî'nin "Işretnâme'si, Sun'î'nin mumla ilgili mesnevısi. Meâlî'nin kedisinin ölümü üzerine yazdığı mersiye, Nev'îzâde Atâ'î'nin "Sohbetü'lEbkâr"ından bir bölüm, Fâzılı Erderunî'nin "ZenanNâme"sinden bir bölüm Osmanlı dünyasının ya da şairin günlük yaşayışından söz ettikleri için okura değişik gefebilir. Seçkinin ilginç şairlerinden biri de Fransız. Türkçe'yi 60 saatte kendi kendine öğrenmiş olan bu şairin asıl adının Charles Vernet olduğu belirtilyor ama yan sayfada (s.648) yer alan resminin altında Charles Vernay olarak gözüküyor. Ibnülemin Mahmut Kemal tnal Son Asır Türk Şairleri adlı eserinde bu şairle ilgili olarak ansiklopedilerde bilgi bulamadığını yazmış (s. 1985). Biz de elimizdeki Fransızca kaynaklarda Verne ile ilgili bilgi bulamadık. Sentürk'ün okur yazar olmayan, halktan kimseler olarak örneklediği şairler de ilgi çekici. Hufî, Mürekkepçi Enverî, Şekerci Kandî'nin şürleri de Divan şiirinin ortak özelliklerini taşıyor. Şentürk imaj, sembol, detay, prensip, problem, idealıze gibi Batı kökenli kelimelerin yanı sıra çağnşım, bilinçli, anlam gibi bazı çevrelerce "uydurmaca" diye nitelenen Türkçe kelimeleri de kullanıyor. "Hıristiyan" kelimesinin "hristiyan" olarak yazılmasını, "büt" yerine "put, sanem" demek varken "heykel" kelimesinin yeğlenmesini anlamak güc. Zaman zaman da, aynı anlama gelen kelimeler aynı cümle içinde kullanılmış. Bu kadar kapsamlı bir çalışma içindeki bazı yanlışların ya da dıkkatsizliklerin hoş görülmesi gerekir. Her çalışma doğal olarak nasıl eleştiriye açıksa Osmanlı Şiiri Antolojisi de aynı yazgıyı paylasacaktır. Ne var ki böyle uzmanca bir çauşmayı eleştirmek için konunun uzmanı olmak gerekir. Seçkinin içerdiği bilgilere ulaşmış olmak gerekir. Bir çalışma eleştirilirken bizi bUgilenmeye zorluyorsa, bilgilendikten sonra eleştiri yapmaya zorluyorsa önemli bir çalışma demektir. Daha önce de değindiğimiz gibi Osmanlı Şiiri Antolojisi belki uzmanlar arasında tartışmalara yol açacaktır ama meraklı okur için de nem önemli bir kavnak, hem de Divan siiri alanında yeni bilgilerin peşine düşmek için bir te§vikçi olacakar. Son olarak YKY'na düşen bir görevden söz etmek isteriz. Başvuru ve kaynak niteliğindeki böyle bir çalışmanın bir "el alü" kitabı olarak küçuk boyutta ve resimsiz basımmın yapılması, iki ya da üç cildik böyle bir kitabın üniversite öğrencilerinden Divan şiiri meraklılanna kadar ilgili kesimlerin istifadesine sunulması iyi olur diye düşünüyoruz. Kitapmerakldarı seçkiyi bu durumuyla özenle korusunlar ama biz kitapseverler ve okumatutkunlan bu seçkiyi satırlannın altını çizerek, sayfa kenarlarına nodar düşerek, şurasını burasını renkli kalemlerle işaretleyerek okumak istiyoruz. Yoksa osmanlı Şiiri Antolojisi, Divan şiiri konusunda yanlış olduğu ileri sürülen kanıyı doğrularcasına halka ulaşmayacak, "havâss"ın tekelinde kalacak. • * Osmanlı Şiiri Antolojisi, Ahmet AtillâŞentürk, Yapı Kredi Yayınlan, xiti+ 674 s.+2 levha; ek CD/l., baskı Kastm 1999, îstanbul. SAYFA S OmniUrçafeşma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle