03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUSTAFA ŞAHİN Z aman Yeli adlı romamnızın uzun denilebilecek bir bekleyisten sonra tkinci baskısı yapılaı. Bu romanda Anadolu'nun \240 yılındaki resmini çiziyorsunuz: Moğolîar, Selçuklular ve Baba îshak asileri. 1240 ytlının özel btr önemi mi var? Büyük dönüşümlerin yaşandığı "tarihsel icmlma anları" vardır. Baba îshak ayaklanması böyle bir "an"dır ve getirdıği sonuçlar da önemlidir. Ben bu olaya tarihçiler gibi siyasal ve ekonomik sonuçları açısından değil de, kültürel sonuçları açısından baKiyorum. 1240 ve sonrası, bana Anadolu da yasayan kültür öbeklerinin bir "patlama' ilekapalı kapılar olmaktan çıkıp birbirine karışmaya başladığı bir dönem gibi görünüyor. Bunu karıştıran "kepçe" ise Moğollar. Daha önce böyle bir kanşma yok muydu? "Patlama" bir birikimin sonucudur. Önceki iki yüzyılda oluşan birikim, 1240'ta Türkmen aşiretlerinin ayaklanması sonucu yeni bir kalıba döküldü. Edebiyat için burada bir sezgi imkânı vardır; bu imkân olan biteni nikâye etmek değil, veriler ışığında imgelemi harekete geçirmektir. Hıristiyankomünlerinin neredeyse anavatanı sayılabilecek bir coğrafyada yaşıyoruz, yoksullukla nefsi terbiye eden Hıristiyan keşişler ile Müslüman dervişler eğer yine bu coğrafyada yan yana gelmişlerse, Şaman inancı ile Yahudi Kabbalacı öğretisi buralarda yaygınsa, bunun Pisagor ile bağlannı görüyorsanız Zaman Yeli'ni yazmak durumundasınız. "Roman insan merkezlidir" le insanı anlatan romandır. Benim tarihsel roman yazdığımı söylerseniz itiraz edemem. Zaman Yeli ile Güvercine Ağtt birbirinden bağtmstz romanlar olduğu halde aralarında bir mantık bağı var Onlart birbiZaman Yeli / Güvercine Ağıt/ Ay Şarkısı/ Gürsel Şpkaklann Çizeili Sarı rine bağlayan şey sizce Korat / Hetisım Defier/GürselKo ne? Gürsel Korat / Gürsel Korat / Oliimii/ Gürsel rat / îletistm lletışim Yayınlan / İletıştm Yayınlan / Yayınlan /178 s. Korat / îletistm Anadolu'nun külYayınlan/ 119 s. 111 s. 266 s. Yaytnlart /142 s. türel çokluğu. Diller, dinler, eşitlik ve vicdan üzerine kurulmuş estetik sezgi. Ama hası, romanın konusu "insan gerçenu alan "anlatılan" ise roman sanatı içinasla "toplumsal çözümleme" değil. Ne ği"dir. Adı isterse "tarihsel roman" olde saymamı engelleyen bazı çekincelekadar romantik olursam olayım DU bir sun, romanın öznesi insandır ve onun rim olduğunu başka yerlerde dile getir"geçmişe özlem" de değil. eylemleridir. Belki geçmişten bugüne miştim. Sizin bir söyleşide 'Ben bir postroduyguları ifade ettiğimiz araçlar değişi Ama gerek Zaman Yeli'nde, gerek mantiğim" dediğinizi de okumuştum. yor ama insanın doğasında bulunan koronun 1294 yıltnı anlatan "kardesi' GüPostmodern olmanın neresinde bupostku ve sevgi, nefret, aşk veya vicdan gibi vercine Ağıl'ta çok sahici bir tarihsel doromantik olmak '•* unsurlar pek de kolay değişmiyor. ku analizi var. Burada tamamı size ait olan eski deyışler, nefesler, destanlar göUswp donttdlğl PaıtHI edeUyatçı ze çarpıyor. Nasıl tarih romanası degusı Postmodernizmi bir üslup densizli Bir söyleşıde yoksulları ve "paryalan" ği olarak gördüğümü belirteyim. Postöne çıkartttg'mtzı söyledıntz. Bu sav, sizin ntz, anlayamadım? Amacım tarihi aydınlatmak, tarihi modernist değilim. Öte yandan postro"insan" gibi bir genel tema yerine "eşıttartışmak değildir. Ben romantiğim; akmantik olduğumu söylüyorum, çünkü lik" gtbı btr sorunu seçtiğinızi ve "toplımı tragedya çeler daima; bu nedenle romantizm geçmişe coşkuyla yöneliştir; lumcu gerçekçi" bir edemyatçı olduğunuKapadokya'nın tragedyası ile meşgupostmodern dönemde, postmodernizzu düşünmemize yol açmtyor mu? lüm. însanın "zorunlu olana" boyun eğime tepki duyan bir yazarın naçizane bir • Hayır, ben vicdanın yolunu izliyo§i ve vicdan benim temel sorunumdur. ifadesidir bu. rum. Eşitlik üzerine kurulmamış bir Bu zaten tragedyanın özelliğidir. Bir dil Kuramsal bir iddiamz yok mu? dünyadan nasıl kurtulacağımızı değil, arkeolojisi bu, tarih ise nesnesi. Dil ar Yok. Kuramcılık benim işim değil. bunların insan vicdanmda açtığı yaralakeolojisi dediğim şey, yitip gidendeki inÇünkü o sentetiktir. Ben ise analitik dürın neler olduğunu kurcalıyorum. Edesan sesini bulmaktır, ânı canlandırmakşünürüm, yapıyı bozarım, küçük parçabiyat çözüm göstermez, çözüm gösterir tır, iğde ağaçlarının kokusunu burnucıkları birleştiririm. Benim "ütopyayı ve eleştirirse edebiyat olmaz. Ben polimuza getirip dayayan doğayı yansılageçmişle bağdaştırmak ", " sözcükleri yetik elestirimi zaten politik kanallardan maktır, çapanın sesini, eşeğin anırtısını, ni Dağlamlarda yeniden kurmak" (reyapabiliyorum, aşkı, yalnızlığı veya felgirdiğimiz mağarada ayaklarımızdn çıkonstrüksiyon) gibi kavramlaştırmalansereyi politik çözümlemelere değil de kan sesi canlandırmaktır mı pek ciddiye almayın. Bütün bunlar ruhsal ve artistik alana çevirdiğimizde yazarın yolunu aydınlatır, ama teorik taredebiyat boy veriyor. Toplumcu gerçekTarihsal roman tışma haline getirilirse pek açıklayıcı olçilik Sovyet edebiyatıdır, yoksulların Yalnızca bu mu, Çizgili Sarı Defter maz. Bütün bunlan kendi metnimin dihaklı ve kazanacak olduğuna dair sonu adlı öykü kitabımı anımsayalım: Günlük ğerlerinden farkını oluşturmak için dile belli bir maçtır. En azından edebiyatta tutan kız çocuğunun dilini, 1920'lerde getiriyorum. Çünkü edebiyat bir dil in"politik bilinç" arayanlara özgü, MarkBaku'daki komitaya ulaşmak isteyen koşasıdır, sözünü söyleyip ranatlama eylesizmle ilişkisi olmayan dogmatik bir idmünistin söz düzenini, yaşlı ve felçli bir mi değildir. Edebiyatçı sorunlarını kamu diadır. "Partili Edebiyat olmaz ama adamın konuşmasını bundan ötürü ayönüne döküp rahatlayan kişi gibi görü"partili edebiyatçı" olur. Bu nedenle hiçn ayrı kurdum. Herkesin dili kendi yalür, oysa bu edebiyatla değil daha çok bir yazar örgütüne üye olmadığım halşamıyla var, benim taşralı solcum aksanpsikiyatri ile ilgili bir durumdur; salt de bir sosyaBst partinin üyesiyim. Üstelı konuşur, Türkmenlere esir düsmüş bir kendi sorunlarını anlatan kişi edebiyatlik bu partinin yayın organında "partili kiralık asker de Türkmen diyalektiğini çı olamaz. Edebiyatçı kişisel derdini heredebiyat" kavramına karşı eleştiriler yöBröton aksanıyla dillendirir. Söz oyunukesin sorunu gibi algılayıp onu geçmiş nelten yazılar yazdım. Jdanov un bir zana benzeyecek ama olsun: Tarih romanedebi birikimin mirası ışığında yontan manlar tanımadığı özgürlüğü, şimdi tacısı "tarihi anlatan romancıdır" oysa "takişidir. • lep etmek için. rihsel roman" tarihi olaylardan hareket Neden bir yazar örgütüne üye değilsiniz? • Her örgüt bir hiyerarşi ve iktidar örgütlediği için. Yazarlığa göre değil de, üyeliğe göre oluşmuş tarikatlar ürettiği için. Yazmak bir gönüllulük işidir, tanıtım organizasyonları, kitap fuarları, yarışmalar, imza günleri gönüllülükten çok "pazarlama"yı düşündürüyor; bunlar birer iktisadi faaliyet, edebiyat de Gürsel Korat'la romanlan ve romanalığı üzerine Buna "Ütopyayı geçmişe doğru çevirmek" adını vermıştiniz. Ne demek buy Hellenistik çağdan beri "mutluluk"la ilgili ahlak felsefesi çabaları var. Mutluluk ne, nasıl ve neden mutlu oluruz, bireysel olarak mı yoksa hep birlikte mi mutluluğu bulacağız? Mutluluk dünyevi bir kavram mı, yoksa öldükten sonra eylemlerimizin sonuçlarına göre mi mutlu olacağız? Dinler hep mutluluğu ertelemeyi önerdiler, filozoflar ise onu bu dünyada nasıl bulacağımızı düşündüler. Farabi "Erdemli Kent"te, Marx komünizmde, Epikür sağlıklı bedende mutluluk olduğunu söyledi. Benim gibi mutluluğun başkalanyla kurduğumuz yaşama Dİçiminde saklı olduğunu düşünenler hep toplumsal ütopyalan izledı; Marx'a bağlandı. Ancak edebiyatta Marksizmin aldığı şekil, Marx'ın edebiyat ve sanat çözümlemelerinin aksine kaba bir şemayla izah edilebilecek, duygudan yoksun, didaktik bir eleştiricilik oldu. Yani politika edebiyat üzerine tahakküm kurdu. Ben edebiyatm altını çizebilmek, edebiyatın büyük düşünceler ile uğraşacaksa bunun insan gerçeğini kurcalamadan oluşmayacağını göstermek için "gelecektekı düş ülke" anlamına gelen Ütopyayı tersine çevirdim. "Geçmişteki olası ülke" anlamına gelen ters ütopyayı seçerek edebiyattan beklenen politik misyonu yadırgadım. "Ütopyayı tersine doğru çevirmek" sözünün anlamı budur. Çünkü romanın merkezi büyük toplumsal idealler ve buna nasıl ulaşacağımız değildir, insandır. O halde Zaman Yelı'nde ayaklanma sonrasında oluşan hayali komünist yeraltt düzenı bu tu'r düşüncelere yönelık bir eleştiri mi? Eleştiri romanın işi değildir. Roman bir tutum geliştirir yalnızca. Ama sankı bu söylediklerinizden Zaman Yelı'nde bugüne ilişkin sorunları tartıştığınız anlaşılıyor. Her roman, varlığı bugünün dünyasından, bugünün mantığından, bugünün akıl düzeninden kavramaktır; tarihi romanlarda bile tartışılan şey, bir sürü tarihsel veri ı§ığında bugündür. DaCUMHURİYET KİTAP SAYI 539 Torsütopya g Konuyu bıraz tarıh romancılığına getirelım. Neden tarih? Hep bugünün kavramlarıyla geçmişi tartıştığımızı belirttiğime ve aslında tarih romanlarının bugünün romanları olduğunu söylediğime göre, en azından kendim için şunu söyleyebilirim: Ben tarihi dekor önünde insanı irdeleyen bir yazarım, tarih romancısı değilim. Geçmişteki büyük tarihi kişileri ko Gürsel Korat. postmodern bir dönemde postmodernlzme tepki duyan bir yazar. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle