Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rindekiler Baü Trakya'nın Bitmeyen Çilesi Nevrekoplu Celal Bey'in Hatıralan/ Celal Pertn/ Arma Yaytnlart/ 288 s. Nevrekoplu Celal Bey ölene kadar bağlı kaldığı Ittihat ve Terakki'ye genç yaşında katılmıştır. Teşkilatı Mahsusa'nın kuruluş. toplantısında yer alan Nevrekoplu Celal Bey, kendisine verilen gizli görev gereği Abidinof takma ismi aiarak Bulgar Millet Meclisi Sobranya'ya milletvekili seçilmiştir. Sobranya'da Bulgaristan'ın 1. Dünya Savaşı'na katdması oylamasında diğer 14 Türk milletvekili ile birlikte kilit rol oynamıştır. Bu oylarla Bulgaristan, Osmanlı lmparatorluğu'nun yanında savaşa girmiştir. Sobranya'da Türk yanlısı tutumu nedeniyle Bulgar vatan haini olarak kabul edilerek birçok tehditlere maruz kalmıştır. 1. Dünya Savaşı sonrası kendisine verilen görevle Roma'da Trakya'nın Türkiye'ye bağlanması konusunda diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Uk. kez yayımlanan hatıralarında Batı Trakya ile ilgili çok önemli bilgüer yer almaktadır. Mösyö/ JeanPhtlıppe Toussaint/ Çeviren. Mustafa Balell Aynntı Yaytnlart/ 78 s. Daha önce Banyo ve Fotoğraf Makinesi'ni yayımlanan Toussaint'in Türkçe'deki üçüncü kitabı. Sürdürdüğü "olaysrzsakin" yaşamıyla çağdaş, bir Oblomov'u çağrıştıran Toussaint'in tipik antikahramanı, Mösyö karakteriyle karşunıza çıkıyor bu defa. Yaşamda hiçbir hırsı, projesi olmayan, düşman olduğu gerçeklikten kaçıp yalnızlığına ve düşüncelerine sığınan, "göze fazla batmamaya" çalışarak gündelik monoton yaşamını sürdüren Mösyö, kendisinden bir şeyler talep eden insanlar yüzünden huzursuzdur. Pek de farkında olmadığı bir nişanlısı, fazla uğraş gerektirmeyen "kıyak" bir işi, yeni tanıştığı ve "arkadaş" olmak zorunda kaldığı bir komşusu vardır. Bütün bu insanlarla olan ilişkiler Mösyö için anlamsız birer yükten başka bir şey değildir. Özlemini duyduğu dinginlik için çareyi sık sık kiralık evinin terasına sığınmakta bulur. Hayır diyemediği için süriiklendiği yaşamdan kaçarak tek başına geçirdiği saatler boyunca "acının yokluğundaki zevki, zevkin yokluğundaki acıyı" hisseder. Ta ki bir partide kendisini ilgiyle dinleyen "ağırbaşlı" bir kadınla tanışıp âşık oluncaya kadar... Fransız edebiyatının son ydlardaki en parlak kalemlerinden biri olan Toussaint'i sevenlerin kaçırmayacakları bir kitap. Yaşama SanatıDünya Tinsel Geleneklerinde Gündelik Hayatın Estetiği/ Crtsptn Sarttvell/ Çeviren Abdullah Yılmaz/Ayrtntı Yayınîart/175 s Yaşamak kendini dünyaya açmak ve çevreyle bütünleşmek demek olduğu için, bütün dünya tinsel geleneklerinde, yaşamak bir sanattır. Sartvvell, Edepsizlik, Anarşi ve Gerçeklik'te kendimizi olana açmayı, kendimizi gerçek olarak yaşamayı önermişti bize; acılardan kaçarak değil, kendimizi akışa bırakarak acılara katlanmayı; bedenimizi ve aklımızı aşka teslim etmeyi... Yaşama Sanatı'nda da bir sanat olarak yaşamayı öneriyor. Konfuçyüs'ten Heidegger'e uzanan bir düşünce geleneğini izleyerek, kendimizi yaptığımız işe vermenin, yapüğımızla bir olmanın ve böylece kendimizi bilmenin yollannı gösteriyor bize. Sanatı, müzelerden çıkanp gündelik hayata iade ediyor; akılla duyguyu, teknolojiyle doğayı barıştınyor. Sanat ve zanaat aynmmın ashnda Baü düşüncesinin bir kuruntusu olduğunu gösteriyor; çay ustasını, çömlekçiyi, ressamı, blues şarkıcısını ve fınnayı kaynaştınyor. Böylece, bu dünyanın bir parçası olduğumuzu, dünyadaki şeyler arasında bir şey olduğumuzu hatırlıyoruz. Yeni yetme bir heyecanla, yaşama sanatını keşfediyoruz. SAYFA 22 Müslümanlıkta ve Hıristiyanlıkta Kutsal Savaş ve Mücadele/ Albrecht Noth/ Çeviren • thsan Çatay/ özne Yayınîart/ 202 s Günümüzde "Cihat", "Şehitlik", "Gazi", "Ribat" gibi kavramlar yoğun bir şekilde sorgulanıyor. Söz konusu kavramlar, hem "îslamcı", hem de "laik" çevreler tarafından içi boşaltılarak kullanılıyor. Üretildikleri tarihseltoplumsal koşullar ve bu koşullarda taşıdıklan özgül anlamlar göz önüne alınmadan kullanılan kavramlar genel bir kabul görüyor. "Kutsal" kavramlann dönemin maddi koşullan içinde taşıdıkları siyasal anlamlar, yerlerini bugünün siyasal mücadelesinde yeniden anlamlandınlan kavramlara bırakıyor. Bu yaklaşımın tipik bir örneği "şehitlik" kavramıdır. "Şehit", Müslümanlığa ve Hıristiyanlığa göre din uğruna yapılan savaşta ölen kişidir. Her iki dinde de şehitlik kavramının ortaya çıkışı, var olan siyasal liderliğin, maddi toplumsal çıkarlar temelinde savaştığı düşmana karşı, kitlesel bir güç oluşturma arayışına denk düşmektedir. Kavrama ilginç yaklaşımlar sergiliyor Albrecht North. Kültür Sanat Mimarlık / Prof. Dr. Bülent Özer / Yem Yaytn/ 480 s. Bülent Özer, sanatın gerçek değerleriyle, nitelikleriyle aydınlara mal edıldiği andan itibaren ilericiliği sağlamak, korumak açısından en önemli adımın atılmış olacağmı söylüyor. Gericiliğe karşı koyabilecek takatta kültürel güce sahip olabilmenin zorunluluğuna ıleğinirken; duygusal simgeleriyle ıleriye köprüler atamamış bir aydından, doğrudan doğruya mantığın egemen olduğu alanlarda da şaşmaz bir ilericilik bçklemenin yersiz olduğunu savunuyor. Yetişmiş aydm çoğunluğun yönlendirümesinde olduğu kadar, yetişmekte olanların bilinçlendirilmesinde de kültürel gerçeklerden yararlanmanın en doğru yol olduğunu belirtiyor. Kültür Sanat Mimarlık bu temel görüşler çerçevesinde "Kültür", "Uygarlık", "Sanat", "Güzeî Sanatlar", "Estetik" terimlerine açıklık getiriyor. Tarih, gelenek ve sanat yaratması üzerine görüşleri, çağdaş sanatın çeşitli dallanndaki gelişmeleri, çağdaş Türk sanatına ilişkin değerlendirmeleri içeriyor. Mimarlığa özel bir yer veren kitap "mimari" kavramını tartışıyor, farklı bakış açılannı değerlendiriyor, mimarlıkta içdış ilişkisi, cephe sorunu gibi temel yaklaşımları aktarıyor, Islamadabad Camisi'nden toplu konudara uzanan farklı alanlardaki mimari sorunlara değiniyor. Kültür Sanat Mimarlık önceki baskılarda yer almayan "Mimarlıkta IçDış İlişkisi Açısından Fransız Devrim Mimarisine Bir Bakış" başlıklı yeni bir bölümü de içeriyor. Osmanlı Mimarlığı'nın 7 Yüzydı "Uluslarüstü Bir Miras / Kongre Btldirtlert / Yem Yaytn / 408 s. 2527 Kasım 1999 tarihinde ITÜ Taşkışla Kampusu'nda gerçekleştirüen Osmanlı Mimarlığı'nın 7 Yüzydı "Uluslarüstü Bir Miras" konulu kongrede sunulan bildiriler aynı adlı kitapta derlendi. Osmanlı lmparatorluğu'nun 700. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen kongre "Uluslarüstü Bir Miras" konseptinin kuramsal ve ideolojik/siyasal bağlamını irdeleyip sorgulamayı, karşdıldı etkileşimin model ve tipolojisine ilişkin yorumlann ve birikimin bir dökümünün elde edilmesini; kent, yerleşme, yapı ve yapım tipolojileri, eğitim ve çalışma koşullannın araştırdmasını, tanınmasını; korunma sorunlarını, mevcut mimari mirasın günümüz mimarlık düşüncesine etkilerini irdelemeyi amaçlıyordu. 58 araştırmacının 56 bildiri ile katudığı kongre, "siyasi ve ideolojik konvansiyonlara bağımlılığın" artık terk edilmesi gerektiği düşüncesini öne çıkanrken Osmanlı mirası üstündeki "ötekileştirme" ipotcğinin tartışılmasına da olanak sağladı. Doğu Karadeniz Orneğinde Konut Kültiirii / Şengul Öymen Gür / Yem Yaytn / 248 s. "Konut, insanlığın 'ezeli ve ebedi' sorunudur" diyor Şengül Oymen Gür. " Aynca konut konusunda ülkemizde yapılan çalışmalar fazla gibi görünmesine karşın bugüne değin yayımlanmış olanlar ya coğrati bölgelerimizin mevcut geleneksel konutlanm nostaljik bir derleme niteliğinde sunmakta ya da yeni konutlan örneklemektedir" diyerek bunun bir adım ötesinde geleneklere postmodern olumsallık içinde saplanıp kalmak tehlikesinin altını çiziyor. Yapıtında da önce konutta yaşamı kucaklayan öze ve bu özün farklılaştıncı kökenine inmeyi, bu özden kaynaklı kimlik farldılıklannın seslerini katmayı amaçladığını belirtiyor. îlk bölümde konut biçiminin kültürel ve psikososyal belirleyicileri, ikinci bölümde ise Doğu Karadeniz Bölgesi'nde konut ve bölge için önerilen nitelikli konut dizgeleri tarOşılıyor. Benzersiz Mevlâna / l.M.Panayotopulos / Çeviren: Krtton Dınçmen / Scala Yayıncılık / 208 s 13. asrın ortalarında Horasan dağlan ile bozkırlanndan kalkıp Konya'ya gelen Doğulu bir düşünür, o zamana kadar değişik kültür ve coğrafyalardan gelen bilgileri olağanüstü seziş ve duyuşunun perspektifi altında kullanarak asırlar sonraki dünyanm, bugünkü Batı Medeniyeti diye bildiğimiz felsefi sistemlerin temellerini atıyor... Spinoza'ya, Goethe'ye, Novalis'e, Kierkegaard'a, Nietzche'ye, Dostoyevsky'ye, Gabriel Marcel'e, Rilke'ye yollannı açıyor. Bu surede 13. asrın Selçuklu Konyası, Renaissance'ın beşiği olarak karşunıza çıkmış, tüm görkemiyle yükseliyor. Diyebiliriz ki, tüm felsefi sistemlerin en insancası olan Varoluşçuluk'un Heraklitos'tan sonra ilk ve gerçek temsilcisi, binikiyüz ortalarının Anadolusu'ndaki Mevlâna'dır. Asrımızın başmda Gabriel Marcel'in "sen, ben'in karşısında oturan ben'dir" şeklindeki motto'yu ortaya koymasından sekizyüzyıl kadar önce, Mevlâna, "benimle senin aranda ne ben ne de sen vardır" demiştir. En tyi Arkadaşım Sensin / Camy Baker / Çeviren: Canan Feyyat / Scala Yayınalık /144 s. Arkadaşlık harika bir armağandır; rahatlatır, mutlu eder. Arkadaşlıklannız kendiniz hakkındaki düşüncelerinizi yansıtır. En güzel arkadaşlıklar ise, birbirinize önem verdiğinizde, saygı duyduğunuzda ve güvendiğinizde geüşir. Ve ashnda her şey sizde ve sizinle başlar. Siz siz olun: 1. Gerek arkadaşlarınızı sonsuza dek yanınızdan ayırmayın! 2. Arkadaşlannıza değer verdiğinizi gösterin, onlar da bilsin! 3. Canınızı sıktıklannda örtmeyin, saklamayın, bastırmayın: Söyleyin! 4. Daima ve sonsuza dek kendinizle dost olun! 19752000 Son Çeyrek Yiuyıl Şiir Antolojisi / Yılmaz Odabaşt /Scala Yayıncılık / 639 s. Bu antoloji, 1941 doğumlu Metin Altıok'la başlayıp 1978 doğumlu genç şair Zeynep Köylü'ye uzanan çeşitlüikte, 203 şairin biyografileri ve şiirlerinden örneklerle Türkçe şiirin son çeyrek yüzyıllık kesitini kapsıyor. Bu çalışmada yer alan şairler ve şiirleri, şiir mirasımızın alternatifi olmayıp, Cumhuriyet dönemi şiirimizin zenginliğine, kendilerince bir katkıyı, ek kesiti sunan çağdaş şiirimizin son halkaşını oluşturan imzalar ve yapıtlanndan oluşmaktadır. Üniversiteler, öğrenciler, genç şairler ve çağdaş şiirimizin son 25 yılını yeterince izleyemeyen şiirseverler için henüz benzeri olmayan bir kaynak. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 539