23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Emine Gürsoy Naskali'ninçevirisi özgün metinle birlikte yayımlandı ölü Sözlü edebiyat ve Altay Destanı "Maadav Kara" Marmara Universitesi öğretim üyelerinden Türkolog Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Güney Sibirya'da yaşayan Altay Türklerinin destanı olan Maaday Kara'yı özgün metin ve çevirisiyle birlikte yayıma hazırlamış. Kitap; "Sunuş, Giriş, Altay Destanı Maaday Kara, Genel Dizin, Özel Adlar Dizini ve Kaynakça"dan oluşuyor. Prof. Naskali, "Giriş bölümünde MaadayKara destanının çeşitli yönlerini anlatıyor, geniş özetini veriyor, kendi ldtabına hangi yayını esas aldığını belirtiyor, Altay destanlarını genel çizgüeriyle tanıtıyor. te yayıma hazırladı: Altay Destanı Maaday Kara(2) (YKY, Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi, Istanbul 1999, 374 sayfa) Kitap; "Sunuş, Giriş, Altay Destanı Maaday Kara, Genel Dizin, Özel Adlar Dizini ve Kaynakça"dan oluşuyor. Prof. Naskali, "Giriş bölümünde MaadayKara destanının çeşitli yönlerini anlatıyor, geniş özetini veriyor, kendi kitabına hangi yayını esas aldığını belirtiyor, Altay destanlarını genel çizgileriyle tanıtıyor. Hemen bütün destanlarda anlatının içeriği günlük yaşamdır, ancak bu içerik, YUSUF ÇOTUKSÖKEN özlü edebiyat, ilkel uygarlıklarda özellikJe de başlangıç dönemlerinde, bir saııat türii olarak ortaya çıkmamış, varlığını duyurmamıştır. Çünkü bu dönemde sözlü edebiyatın birnirine eklemlenmiş iki işlevinden söz edilebilir: a) tnsanoğlunun doğal, toplumsal, teknik çevresiyle olan ilişkilerini kurmak, düzenlemek; b) bu ilişkılerden elde edilen bilgileri deneyim birikimi olarak gelecek kuşaklara aktarmak. Bu yönüyle sözlü edebiyat, toplumun somut ilişkilerden yola çıkarak ürettiği bilginin belleğinden başka bir şey değildir; öbür deyişle halk kültürünün belleklerdeki birikimidir. Sözlü edebiyatın en karakteristik özclliği birbirinin içine geçmiş, ama birbirinden farklı mitolojik, destansı ve öğretici oluşııdur. Mitler, evrenin yaratılışını, tannların doğumunu, ölümünden sonra insanın ve yok oluşundan sonra evrenin yazgısını yansıtan anlatılardır. Destanlar hemen yalnızca soyluların (atalar, kahramanlar, krallar, kağanlar...) eylemlerinin alkışlanıp yüceltildiğ'i anlatılar olarak yonetimin yasallığını pekiştiren belgelerdir. Sözlü edebiyatın öğreticiliği, toplumun hemen her kesiminde karşılaşılan sorunların nasıi çözüleceğinin, belirli durumlarda hangi davranış biçimlerinin gösterileceğinin örneklerini sunan kullanışlı bir kılavuz olmasından ileri gelmektedir. Atasözlerinin rnasalların .belirli dersler içerecek biçimde oluşturulması bu yuzdendir. Destan, türkü, masal, halk hikâyesi ve tiyatrosu (Türk edebiyatı açısından Karagöz, seyirlik köy oyunları, ortaoyunu, meddah...), ersane, atasözü, bilmece gibi türlerden oluşan sözlü edebiyat verimleri bir yandan kurulu olan ve temel gereksinmeleri sağlayan bir düzenin korunması isteğinin, öbür yandan da içerdikleri değer yargılarını kuşaklara aktarma özlemini yansıtır. Bunun da yolu, belirli vesilelerle bu metinlerin bilinç eğitimi sürecinde belleklere yerleştirmek amacıyla sesli olarak (ve kimi durumlarda çaıgı da kullanılarak) yinelenmesinden geçmektedir. Bu yineleme rıtmik bir düzen içermelidir; öbür deyişle düzeni sağlayacak uyum ilkelerinin/öğelerinin vurgulayıcı amaçlarla yinelenişinden doğan genel akış, sözlü metinlerin ritmini oluşturur. S mitlerle, söylencelerle, dönüştürülerek aktarılmış tarihsel kesitlerle, zamana ve yere göre yapılan değıştırmelerle, çeşitli abartmalarla oluştıırulur. MaadayKara destanı da ölüm teması üzerine kurgulanmıştır. Ölüm ner canlının yaşayacağı bir gerçekliktir; yaşamın güzefliklerini bırakmak, bılinmeyene gitmek insanoğlunda büyük bir korku yaratmıştır. Ancak korkuyu yenmenin yolu, olüm ötesinde neler olup bittiğini aramaktan geçer. îşte MaadayKara destanında Ma«dayKara'nın (destan kahramanının adı) oğlu olan Kögüdey Mergen, ölümün peşine düşer; yaşamın ve ölümün sırnnı çözmek, annesı ve babasını yeryüzüne yeniden getirebilmek, sürülerini ve halkını ölümden koruyabilmek üzereyeraltı dünyasına iner. Uzun uğraşlardan sonra, Kögüdey Mergen yeryüzünü kinle yöneten şeytanı, yeraltına hükmeden Erlik Beyi ortadan kaldınr, halkına seslenir ve eşiyle "halkın yaşamına göz kulak olmak için" gökyüzüne çıkar. Destanda doğal olarak Şamanhğın büyük etkileri görülür; yer yer Budacılığın ve Lamacılığin izlerine tanık olunur. Bu dünya olgusunun ve öbür dünya tasarımının algılanmasında Şaman etkileri derindir (Kögüdey Mergen, bir Şaman prototipidir.) MaadayKara destanında olaylar üç düzlemde gelişir: Yeryüzü, yeraltı, gök yüzü. Bu yönüyle baktığınızda destanın evrenin oluşum öyküsünü içerdiğini görmekte gecikmezsiniz. Yeryüzü butün canlıların yaşadığı, varlıklarını sürdürdüğü, ev, bark, yurt edindiği, sürülerini otlattlğı, zenginliklerle dolu bir mekândır. Yeraltı, ökılerin ruhlarının yaşadığı bir evrendir; ancak bu evrende karanlık güçlerin etkisi ağır basar. Gökyüzü ise insan ötesi bir boyut olarak sıınulur. Destanın anlatısını ızlediğinizde bu üç düzlemin, evrenin kanılarının bırbırıne açıldığını, birinden öbürünc gidişgelişlerin kolayhkla yapıldığını kolaylıkla görebilirsiniz. Destanda soylu ya da halktan pek çok ınsan tıpıne yer verılmıstır, tıp betimlemderirürı (bctimlemelercıe doğa motıflerı kullanılır çoklıık: "kırlangıçlar gibi kalabalık halk", gıbı) yanı sıra yaşanılan yerlerin tanıtımı da verilmii); karşılıklı konuşmalar da anlatıyı zengınleştırmektedir. Bu arada pek çok atasozü değen taşıyan söz okuruz destan bovunca. TÜPklye'de Türk destanlan Altay destanı MaadayKara, 7739 dızeden oluşmaktadır; Altay Türklerinde kayçı'lar (destan soyleyen) tarafından söylenen çörçbk'\üx<\endu (destan). Bu destanlar okunurken de çokluk tabşuur denilen, iki telli, pcrdesiz bir saz çafınır. MaadayKara destanı, Altayların ünlü kayçısı Aleksey Grigoreviç Kalkin'in anlatımından Sazon Saymoviç Surazâkov'ca (19251980; budeğerlibılim adamı Altay dil, kültür ve edebiyatını derleyip yayımlama konusunda büyük çaba harcamıştır.) derlenmiştir (1964; basımı 1973). Destanda dizeler genellikle sekiz hecelidir; düzcnli bir uyak yapısı bulunduğu ileri sürülemez, çünkü bu tiir uzun soluklu anlatılarda uyak düzenini tutturmak, pek kolay değildir. Ancak çeşitli sessöz sanatlarıyla Lir iç uyum, iç miızik sağlanmıştır. Türkiye'de Türk destanlan konusunda yapılan çalışnıalar ne yazık ki sınırlıdır; bunda uzun ydlar SSCB sınırlan içindeki Türk cumhuriyetleriyle sıkı kultur, bilim ilişkisi kurulamamasının etkisi büyüktür. 199O'lı yıllardan sonra birçok bı lim adamımız Türk cumhuriyerlerıne araştırma ve inceleme gezısı yaptılar Böylece SSCB'de Rus ve Türk kökenli bilim adamlarınca yayımlanmış zengin birikimi daha yakından tanıma hrsatını buldular. Bu zengin bırikımden yararlanmak gerekirdi; gerçekten de kısa bir süre sonra Türk halklannın dil, edebiyat ve kültürlerine ilişkin örnekler Türkçe'de de yayımlanmaya başladı. Işte Prof. Naskali'nin bu çalışması bunlardan biridir. Prof. Naskali, metni hem özgün biçimiyle hem de çevirisiyle bizlere sunarken sanırım iki amaç güttü; metni ve çeviriyi birlikte verin uzmanların görüşüne sunmak, ilgili okura özgün metni tanıtmak. Bence çok da iyi etti. Böylece Altayca'nın söyfeyiş özelliklerini bu metin aracılığıyla da görme şansına kavuştuk. Destanlar, yalnızca bilim adamları için değil, okurlar ve şairlerle yazarlar açısından da çok önemli, ilginç bilgiler, yaklaşımlar, motifler, benzetmeler, aktarmalar, Bağdaştırmalar vb. ile doludur. Herkes okuma amacına göre bu zenginliklerden yararlanabilir, yararlanabilmelidir de. Bu, hem kaynağın celenekselliğini sürdürür hem de gelenekten yararlanma anlayışına bir katkı sağlar. Bu bağlamda, Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali'ye bu çalışmayı bizlere hazırlayıp sunduğu için teşekkür borçluyuz. • (*) Beykent Ümversttesi Fen Fakülteu Türk Dili ögrettm Görevltsı. (1) "Edebiyat nedir?" Thema LarousseTematik amıklopedt, Milliyet 19931994; V, 26. (2) Altay Destanı Maaday Kara, Hazırlayan: Emine Gürsoy Naskali, YKY Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi, ls tanbul: 1999, 374 s. SAYFA 9 Evrenin oluşum öyküsii Sözlü edebiyat, adı üzerinde sözlü olarak gelişen, yaşama süreci yazılı edebiyata oranla daha sınırlı olan bir gelenek. Bununla birlikte halkın belleğinin gücünün bu geleneğin lehine çalıştığı söylenmelidir. Sözlü geleneğin yazıya dönüşmüş örneklerine bakarak bu geleneğin oldukça zengin olduğu varsayılabifir. Destanlann önemli bir bölümünün unutulmuş, kimilerinin yalnızca özetlerinin kalmış, önemli bir bölümünün de çağlara ve bölgelere göre değişiklikler kazanmış olması, bunların bütünlüğü hakkında sağlıklı bilgiler edinme, yorumlar yapma olanağını bir ölçüde ortadan kaldınyor.(l) Attay Destanı Maaday Kara Marmara Universitesi oğretim üyelerinden Türkolog Prof. Dr. Emine Gürsoy Naslcali, Cüney Sibirya'da yaşayan Altay Türlderinin destanı olan MaaciayKara'yı özgün metin ve çevirisiyle birlikCUMHURİYET KİTAP SAYI 562
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle