Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
soruyordu. Şimdi, eleştiriye böyle girişin tâdını hissediyor musunuz? Böyle bir yazı 1 okunmaz mı, sözlüyse dinlenmez mir Bçn yazı yazan, o anlamda konuşan, bir şeyleT anlatan herkesin bir tadı olması gerektiğine inanıyorum... Yemeklcr aibi, bir sorra gibidir bu alışveriş. Kuruluşu da güzcl olmalı, malzemesi de evet iyi olmalı, sağlıklı olmalı, tamam katılıyorum. Ama ille de lezzetli olmalı. Adnan müthiş bir lezzetti bu konularda, kıyaskabuJ etmez bir tattı. Bunu söylemeden geçemiyorum. Hakkı Devrtm son olarak dost Adnan Benk 'le yakın dönemdeki bir karştlaftnalartnı anlattı hıze Gördügünüz gibi Adnan deyince, beni susturmak zor oluyor. Şizin Şerif Erol, benim de Radıkat&z arkadaşım oldu, onu orada tanıdım ve sevdim. Onunla bir oldıık, Radtkal hazırlanırken Genel Yayın Müdürü Mehtnet Yılmaz'a bahsettik, o da "Ne iyi olur" deyince kalkıp Adnan Benk'e gittik. Konuştuk. Kaç para vereceksiniz, diye sordu. Vereceğimiz fevkalade (!) parayı söyledik. Yapmayın Allah askına alay mı ediyorsunuz, dedi. Onun aa alay eailecek ücretlerle çalıştığı günleri demek gerilerde kalmıştı. Ve mümkün olmadı, birlikte, aynı gazetede yazamadık. Ben yazsın çok istedim, bu son yılları dayazmasını çok istedim. Olmadı! Şimdi üci kişi var lci, onların eksikliğini çok hissederim. Her gün, her 24 saat birkaç kere ikisini de hatırlanm. Biri Zihni Küçümen'dir çok yakın arkadaşım, biri de Adnan Benk. Çünkü onlardı, yıllarca aradan sonra yeniden yazmaya başladığım zaman, arada bir telefon edip beni düzelten, gerekiyorsa azarlayan... Adnan'ın son azarını da hatırlıyorum. Hakkı, sen yazarken bir şeyden mi korkuyorsun, eski Hakkı değilsin, demişti. Hiç unutmuyorum. • Eleştiri Yazıları 12 / Adnan Benk /Doğan Kitapçıhk /790 s. M m n dsyincB... Hakkı Devrlm lie Adnan Benk, Meydan Larousse Ansiklopedlsl'nln Türkce'ye kazandınlması asamasında blrllkte çalısmışlar. S yorduk, arkada oturuyordu. Durup dururkcn nereden aklıma geldiyse,"Yahu bak bir türlii boş zamanımız, rahat zamanımız olmııyor, halbuki sana soramadjgım sualler var, dedim. Sorsana, dedi, gjdıyomz işte". Üzun bir yol, nereye gittiğimizi hatırlamıyorum şimdi. Sigarasının dumanıni fosur fosur ensemden ağn savuruyor. Dedim ki, Franz Kafka dünya edebiyatında bir köşe midir? Niçin bu kadar önemli? Bunu ben kimseden, okuduklarundan, hani yakın bir arkadaşı var, onun hatıratı matıratı, ben kendime göre söküp çıkaramıyorum, dedim. Sanınm, ononbeş dakika süreyle bana Kafka'nın ne demek olduğunu anlata. Müthiş bir şeydi. "Anladım yahu, evet adam benden fazla üç beş kitap okumuş..." diyenler vardı. Ben bilmiyorum, bir insan bunlan zihninde toplamış, hazmetmiş, yeni bir düzene sokrnuş, benim kadar az bil'li bir adamın anlayabileceği bir düzent bunu bana anlatıyor. Hakkı'ya önce romanı anlatma şansı yok, romanı ne kadar bildiği hakkında bir fikri de yok. Demek ki ben herhangi bir kişi değilim, değilse de epey öyleyim. Kalluyor bana, yolda giderken Kafka'yı anlatıyor. Böyle biriki örnek söylememe, Adnan'ı anlatmak için müsaade eder misiniz? f Gittim yanına, ne yapıyorsun, dedim. Cumhurtyet'ten bir yazı istediler. Cumhuriyel Kitap için mi, dedi, Dereı için mi, §imdi hatırlamıyorum. Ne bu, dedim. \nceMemed>in2. cildi çıkmış galiba. Yaşar Kemal hakkında bir yazı yazıyormuş. Bitirince ver, ben de okuyayım, dedim. Okudum. Gittim dedim ki, yayımlama bu yazıyı, verme. Niye? bu haksız bir eleştiri, daha doğrusu insafsız. Bir roman için Fransa'da böyle bir eleştiri yapılabilir. Ama Türkiye'de ne yazarlar, ne okurlar buna hazırlıklı değil. Bu alışılmadık ağır bir yemek gibi, sofraya koyma bunu. îtiraf ederim ki, yazı çok güzeldi de ben şimdi o bunu yayımlar, cevap gelir, ortalık kanşır, Adnan'ın zihni dağılır diye düşünüyordum. Yazı, Yaşar Kemal ile Balzac'ı mukaese ederek, daö başında ayağa kalkan nce Memed'i ele alıyordu ve hadiseye farklı bir açıdan bakıyordu. İşte sırtında ne var, kemeri nasıl sarkmış, boyu bosu, teninin rengi... Diyordu ki, peki kim görüyor bütün bıınları? Balzac böyle bir giriş yapar. Yani helikopterle bir şehre gelir gibi girer konuya. Taa uzaktan ormanlann arasından bir çan kulesi seçilir, yaklaştıkça daha yüksek binalar görülür. Ağır ağır şehrin meydanınayaklaşır adeta helıkopter, şöyle bir dolanır. Büyük mağazalan, bankalan, malikâneler, ko naklar varsa yerlerini belirler. Sonra yoluna devam eder. Bir sokağa girer; bir başkasına sapar, şu bina, şurada şu oturur, burada bu oturur... Bir aydınlık pencere vardır, gelir orada durur. Bakanz bir k'unduracı oturmuş çalışıyor. Evet, romancı Balzac bir Tanrı gibi gökten iner. Çünkü kurulu düzeni bütün değer kademeleriyle kabul eden bir yazardır Balzac. Ama sen? Sen hani Marksisttin, sen de mi Tann yazar oldun Yaşar? diye Biryazısı çıktı Moliere hakkında. Moliere'in doğumunun, ölümünün, ölümü herhalde 150. yılıydı. Bıı yazının nerede çıktığını da hatırlıyorum, bu ciltlerde göremedim. Mtlliyet'm sanat dergisindeydi. Derginin basında rahmetli O&uz Akkan vardı u tarihte. Zeynep OraT'ın gene bir sanat muhabirı olduğu yıllardı, orada bir yazısı Adnan'ın, Bir Moliere'i anlatıyordu. Şimdi o yazıyı okumadan Moliere seyretmek çok büyük bir hoksandır; bunu söyleyebilırim. Böyle birçok örnek var hatırımda. Hakkı Devrtm'den Adnan Benk antlartm dınlemeyı sürdüruyoruz Sanki edebiyat tarihınde emanet edilmesi gereken bir hatıra gibı benim için. Bir gün, Meydan Laromse için çalıştığımız sırada, Adnan'ın masasında bir yazıyla, sabahtan beri tek bir yazıyla uğraştığını gördüm. Ben onu ensesinden görcn bir ycrde oturuyorum, çünkü işin yükü onda. Adım güya Genel Yayın Müdürü diye çıkıyor, girişimin ortaklanndan biriyim, işin asıl ağırlığı Adnan'da. Ben de Adnan'ı gözlüyorum devamlı. Havası bozulmasın, keyfi kaçmasın, aman sakın ha bırakıp gitmeye kalkmasın, diye. Yapar mı yapar! CUMHURİYET KİTAP SAYI 562 Moüere seyratmek Adnan Benk (soldat öğrencllerl tarafından da cok sevllen bir hocaydı. Yukarıda unlversltedekl dostlanyla gdfuluyor. SAYFA 5