05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mez. Kaldı ki, yapılan çahşmaların da çoğu bireysel çabalar sonunda oluşmuştur. Batılı ülkelerde üniversitelerin çocuk edebiyatı kiirsüleri, hergün güncelleştirilen kkaplıklan ve önemli yayın organlarının eleştirel bir anlayışla hazırladıkları çocuk kitapları sayfaları mevcut. Bizdeki çocuk kitaphklarının ödeneksizlik nedeniyle işlevsiz kalmaları, çocuk kitaplanndaki başıboşluk, bu sorunların başta gelen nedenleri olarak görülebilir. .2021 Ocak 2000 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ve Tömer Dil Oğretim Merkezi'nin işbirliği ilc düzenlencn I. Ulusal ÇOCUK Kitaplan Sempozyumu, bu alanda şimdiye kadar Türkiye'de yapılan en kapsamlı etkinlik oldu. Elli yedi sözlü biluirinin sunulup tartışıldığı ve on poster bildirinin tanıtıldığı sempozyumda, Türkiye'nin her yerinden öğretmen yetiştiren fakültelerin öğretim üyeleri, yazarlar, çizerler, yayıncılar, araştırmacllar katılmış ve bu alanda geniş katılımlı bir tartışma ortamı yaratılmıştır. Sözü edilen 'sempozyumda sunulan bildirilerin ve sergilenen poster bildirilerin Doç. Dr. Sedat Sever tarafından yayına hazırlanan kitabı kısa bir siire önce Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından yayınlanarak ilgililerin dikkatine sunuldu. nusunda durum saptamaları yapılmış, ardından çözüm önerileri sunulmuştur. Türk çocuk edebiyatı gerçekten de bu tür çözümleyici yaklaşımlardan yoksun. Gerek politik bakış açıları, gerekse pazar koşullarının çocuk edebiyatını sömürüye varacak derecede kullanmaları bu alandaki başıboşluğu artırdığı gibi, niteliğin de düşmesini neden olmuştur. Oysa çocuğa nitelikli edebiyat metinleriyle yapılacak yatırım, onun ilerde iyi bir okur olmasının önkoşulu sayılır. Bu nedenle bildirilerin birçoğunda bu sorun bilimsel biçem ve vöntemlerle irdelenerek eleştiriler yapılmış, zengin örneklerle çözüm önerileri sunulmuştur. Îanyla Türkiye'deki ÇOCUK edebiyatı ko ;ibi, çoğu bildiride de değişik bakış açı Reskn V8 öykii Yabancı ülkelerin çocuk edebiyatı kitaplarının da tanıtıldığı sempozyum kitabı, özellikle çocuk kitaplarındaki resim öğesini çoğu bildiride mercek altına alıyor. Resim ile öykü arasındaki bağıntı, estetik ölçütlere ve resmin islevine dayanılarak açıklanırken, yine eleştirel bakışı ve örnekleme yöntemi ön plana çıkıyor. Bir kitabın dil ve içerik açısından güçlük derecesini belirleme yöntemi olarak da adlandmlabilecek okunabilirlik ölçütleri, model düzeyinde açıklanırken, kişisel beğenilerden çok nesnel ölçütlerle çocuk kitaplarının zorluk/güçlük sınıflaması deneysel verilerle ortaya konulmuş. Ülkemizde çoğu çocuk kitabının bu tür ölçütlerin uzağında olduğu düşü nülürse, gerek araştırmacllar, gerekse anne baba ve eğitimciler için böylesi modellerin ne denli önemli olduğu da ortaya çıkmaktadır. Çocuklara yönelik bir yapıtta eğitsel özellikleri bütünüyle dışlamak aslında olanaksız. Çünkü çocuk her şeyi kendi deneyim alanında yeni öğrenen bir varlıktır. Ancak eğitsel kaygılan somutlaştırmak da başka bir uğraş. Çocuk kitaplarının çoğunun bir anlak kitabı gibi, dahası parmağını havada sallayarak ders verir tehditkar özellikler taşıması ülkemizdeki çocuk kitaplarında çok yaygın biryöntem. Böylesi otoriter anlatımlı Kİtapların günümüz dünyasında çocuğa yarardan çok zarargetireceği, dahası ona okuma alışkanlığı vermekten çok, onu okumaktan uzaklaştıracağını bile söyleyebiliriz. Aslında bu yaklaşım biçimini edebiyatın kendi özü de dışlar, çünkü edebiyat kitabı dogmatik olamaz, olmamalıdır da. Bu bakımdan sempozyum kitabındaki bildirilerin bir bölümü çocuk kitaplanndaki eğitsellik özelliğinin nasıl olması ya da nasıl olmaması üzerinde duruyor. Çocuğun yaşamında bir deneyim alanı, deyim yerindeyse soyut düzlemde alıştırma yapma arenası gibi bir işlev üstlenen çocuk kitaplarının böylesi özelliklerinin eleştirel ve bilimsel bir bakış açısıyla dile getirilmesi bu tür kitapların geleceği açısından önemli. Bildiri kitabındaki bazı yazılar eğitsel bakış açısını olumlu/olumsuz yanlarıyla değerlendirirken, çeşitli ölçütler de ortaya koyuyor. Bir sonuç bildirisiyle kapanan sempozyum, ülkemizdeki çocuk yayınlarının başıboşluğunu, savrukluğunu, neler yapılabileceğini açık ve net bir dillc vurgulamıştır. Bu bildirideki bazı maddelere, çocukların duvarlı, demokratik ve laik bireyler olarak yetiştirilmesinde çocuk yayınlarının daha özenle üretilmesi istendiği gibi, çocuk kitaplarının iç yapısının olduğu kadar dış yapısının da nitelik bakımından gözetilmesi gereği vurgulanmaktadır. Bunun gibi, çocuk kitaplarının denetlenmesi ve sonuçlannın açıklanması, Talim ve Terbiye Kurulu'nun bu denedeme ve inceleme işlerinde etkin olması, özellikle Türkçe ve Türk Dili ve EdebiyaU ders kitaplarında yer alan metinlerin daha titizlikle seçilmesi, çevirilerin bu alandaki uzman kişilerce yapılması, Eğitim Fakülteleri'nde "Çocuk Edebiyatı" bilim dalı oluşturulması gibi ko nular sonuç bildirisinde vurgulanarak yer almıştır. Çocuk kitaplarının niteliğinin artırilması yönündeki pek çok madde bu bildiride özetlenerek verılmiş. Dileğimiz bu maddelerde talep edilenlerin yaşama geçirilmesi, ve kısa zamanda çocuk kitaplanna yansıması ve bu alanda daha fazla araştırma yapılması yönündedir. Nitelikli kitaplar çocuğa kitabı okumayı sevdirir; çocukken okuma alışkanlığı kazanan çocuklann okuyan ve düşünen bireyler olması kolaylaşır. Okuyan ve düşünen bireylerden demokratik ve çağdaş bir toplum yaratmanın temel yolfarından biri de budur. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ve Tömer Dil Oğretim Merkezi'nin işbirliği ile düzenlenen I. Ulusal Çocuk Kitaplan Sempozyumu'nun bildirilerini içeren ve günümüz Türk çocuk kitaplarının durumunu eleştirel bir anlayısla tartışan ve öneriler sunan bildiri kitabı, hem araştırmacllar için bir kaynak kitap niteliğinde, hem de yayıncılara ve bu alanda çalışanlara, meraklılara yol gösterecek özelfikte. Dileğimiz, bir kez açdan bu kapının yeni köprüler oluşturarak benzeri araştırma ve geliştirme çalışmalarının artması ve Türk çocuk kitaplannın daha çağdaş ve çocuğa göre bir nitelik kazanmasıdır. • 1. Ulusal Çocuk Kitapları sempozyumuSorunlar ve Çözüm Yollan / Yayına Hazırlayan: Doç. Dr. Sedat Sever / Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimlert Fakültesi ve TÖMER Yayını/ 752 s. (*) Yrd. Doç. Dr. htanbul Üniversitesi Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi leştirdi. 1958 yılında UNESCO Türkiye Mılli Komisyonu üyeliğine aetirildi. Yücel "Beş Şehir adlı kitaDinı armağan ettiği Tanpınar'a şöyle seslenir: "Eski şeylerin lezzetini çok iyi tadan aziz ve mııhterem Hasan Ali Yücel'e iki dünyamızı birleştirmek için yapılmış bu ilk tecrübeyi dosduğun şerefı ve saygıyla anarak." Tanpınar'ın mektupları zaman zaman iki insan arasındaki sıcaklığın, sevgi ve dosduğun lirik anlatımı boyutunda yansır: "Aziz Kardeşim Ali'ciğim, mektubumun gecikmesinin tek sebebi sana nasıl teşekkür edeceğimi bilememekliğimdir. Hasta olmasa idim Ankara'ya kadar uçar seni kucaklar dönerdim... Biz sevginin dosduğun sırasına göre hiddetin, kinin ayaklannda kendimizi daha iyi görürüz. Tabii birinciler başka, onlarda büyüyoruz, öbürlerinde yıkıhyoruz, çürüyoruz. Bu sefer uzattığın elin sıcaklığını hiç unutmayacağım." (s. 31) Tanpınar'ın mektuplannda doğa olaylarının da aynı lirik tanımlamalarla sunulduğu bir yaklaşım egemen: "Fakat bugünlerde Istanbul'da çalışmak çok güç. Lodos, kadim bir Roma fahişesi gibi çırılçıplak soyunmuş raksediyor. Şehir, ışık bahar kokusu uüdük sesleri ve bizim için olmayan aşkhülyaları içindeçalkalanıyor.." (s. 15) Tanpınar, Yücel'e Fransa'dan da yazmayı inmal etmez. Bu mektuplarda hem yaşanılan yerler tanıtılır hem de özlemin içtenliği yansıtılır: Bir cenup yolculuğu MontpelÜer, Marsilya, Aix, Avignon kavsiyle bitti. Saint Valery'nin doğduğu yer. Ben daha ziyade Aix'i sevdim, rüzgârlı çınarlı bir memleket. Fransızlar Floran sa'ya benzetiyor. Bana yine bizimkinden başka türlü çeşmeleri ile çuıarlan ile Bursa'yı hatırlattı. Yazık ki Istanbul'dan, dostlardan ayrıyım. Ağaçlı Paris'in ağaçsız îstanbul'u hatırlatması, bu da garin ya.. Fakat daüssıla ve yalnızlık en büyük sanatkârlardır. Kendi kendimize bir lstanbul icat ediyoruz." (s. 34) Şiir kitaplarından birini Yücel'e armağan eden Tanpınar "Şiirler"in ön sayfasına şunları yazar: "Postacı jüzgârın sırtına bin de Hasan Âli Yücel henüz evinde tken bul, yakala bu kitabı ver De; dost kaleminden bekler haber Ali'ciğim bütün ev halkıyla beraber BÖzlerinden öper saadet dilerim, sonsuz nürmet." 10 Ekim 1959Ktarihli Cumhuriyet'te ise bu kez Hasan Âli Yücel'in Tanpınar'ı andığı bir yazısı dikkat çeker: "Bursa'dan söz edip de sevgili dost Ahmet Hamdi Tanpınar'ı hatırlamamak elimden gelmez. Bursa'nın şiirini o ne derin duymuş ve bize ne kadar içten duyurmuştur. 'Bursa'da Zaman', şekil Bursa'nın içine girdiğimiz vakit onun ruhunu bize bulduracak değerde ve kuvvette baslıbaşına, tıpkı Bursa'nın camileri türbeleri gibi evet başlıbaşına bir eserdir. (Gümüşlü, Muradiye, Yeşil, NilüferHatun, Gevikli Baba, Emir Sultan, Konuralp) o bu adların sahipleri ile beraber yaşamasını bilmiş ve eserinde onları yaşamıştır. Osmanlı macerasını Sultan Osman'ın sevgilisi Mal Hatun ve Orhan'ın eşi Nilüfer le başlatması tarihe bir roman çekiciliği vermiştir.. Hele Nilüfer^ Bir kadın mı, bir suyun adı mı, bir çiçeK mi? Bu birbirinden aynlmayan üç aziz varlıkta üç hayat kaynağı bir araya gclmiş ve Bursa'nın timsali olmuştur." (s. 60) Bu kitabı okumak iki yazın ustasının mektup ve yazılannı okumanın keyfini duyumsamak anlamına gelir.. Onlara binlerce teşekkür ki bize eski günlerin tadını sunarken geleceğe yönelik olarak da çağdaş ve uygar olmanın boyutlarını verebildiıer.. • (*) Tanpmar'dan Hasan Âli Yücel'e Mektuplar/ Hazırlayan: Canan Yücel Eronat/ lstanbul/ Yapı Kredi Yayınları/ 102 s. SAYFA 17 Fransa'dan mektuplar Açılış blldlrisl Sempozyumun onıır konuğu olan Türk dilinin ustalarından Fazıl Hüsnü Dağlarca, yaptığı konuşmada katılımcılara, "gözlerinizle görmeyin, sözcüklerle görünüz, sözcükler sizin gözünüz olsun" derken, dilin yaratıcı biçimde kullanıldığı sürece, iletişim işlevini doğru dürüst yerine getirebileceğini vurgulamış ve aynı zamanda da eğitimdeki boşluklara dikkat çekmiştir. Sempozyumun açılış bildirisini sunan Prof. Talat Halman, çocuk kültürünü ve çocuk kitaplarını geniş bir bakış açısıyla ele alarak, böyle bir sempozyumun gerekliliği ve oluşumunu anlatırken, neden çocuğa ve çocuk kitaplarına daha özenle eğilmek gerektiğini anlatmıştır. Halman'a göre, yeni bir çocuk kitapları programına, çocuk merkezlerine, özel çocuk dergilerine, televizyonlarda çocuk kitaplarına ayrılan programlara vb. gereksinimimiz var. Böylesi istekleri yerine getirdikçe, daha doğrusu çociık kültürüne ve dolayısıyla çocuğa yatırım yapıldıkça Türkiye'nin geleceği daha parlak olacaktır. Bu değerlendirmelere ve görüşlere katılmamak elbette olanaksız. Bu nedenle, bu tür görüşlerin etkili bir biçimde ortaya çıktığı I. Ulusal Çocuk kitapları Sempozyumu ve sempozyumda sunulan bildirilerin bir yayına dönüştürülerek kitlelere ulaştırılması, bundan sonra bu alanda yapılacak çalışmalara da ışık tutacak bir lcapı açmıştır. Yoğun bir katılımla gerçekleşen sempozyumda eğitim tarihimizden ilkokumayazma kitaplarına, çocuk edebiyatı ürünlerindeki okunabilirlik ölçütlerinden yazınsal niteliğe, çocuk kitaplanndaki resimlerden masallara, bu kitaplardaki dil, görsellik, içerik ve çeviri sorunundan eğirsel boyuta değin çok geniş bir yelpazeye yayılan araştırmalar, yukanda çizmeye çalıştığım boş alanı dolduracak nitelikte zengin bir içerikten oluşuyor. Bu bağlamda irdelenen alanlardan biri de masallaroldu. Masallar konusunda, çoğumuz önyargısız biçimde, biraz da kendi çocukluğumuza öykünerek hem romantik, hem de hoş duygulara sahibizdir. Ancak günümüz araştırmalarının da ortaya koyduğu gibi masallann çocuklar üzerinde yararlı olduğu kadar zararlı etkilerinin de olduğu bir gerçek. Sempozyum kitabında bu konuyu irdeleyerek masal scçiminin eğitselyazınsal ölçütleri konusunda açıklayıcı bilgiler sunan bildiriler de yer alıyor. Masal konusunun tartışmaya açıldığı CUMHURİYET KİTAP SAYI 562 Tanpmar'dan Hasan Âli Yücel'e Mektuplar ABDULLAH TEKİN ektuplaşma 16'ncı yüzyıla kadar salt haberleşme amacıyla kullanılıyor, bu anlamda ayrıca bir tür gazete görevi yapıyordu. 16'ncı yüzyddan başlayarak mektuplaşmayı duvgu ve düşüncelerin iletilippaylaşıldığı bir çerçevede görüyoruz. Goethe'nin cıltler dolusu özel mektupları, Schiller'in yazışmalan, Gogol, Puşkin, Byron ve Keats'in unutulmaz mektupları ounlar ara sında sayılmaya değer. Bu türün en büyük ustalarından biri de Voltaire'dir. Candide yazan 18.000 mektup yazmıştır. Altmış yıl boyunca bütün Âvrupa'ya yönelmeyi başarmış.. Bunların hep canlı kalan bir biçimleme içinde verilmesi en belirgin özelliklerinden biri. Danışmak, öğüt vermek, bilgi almak, yapıtlannı sunmak, tanıtmak, en önemlisi de zevk için yazdığı mektupları en başanlı örnekler olarak görülüyor. Ahmet Hamdi Tanpınar (19011962) lise öğrenimini Antalya'da tamamladıktan sonra lstanbul Edebiyat Fakültesi'ni tamamlamış ve lise öğretmenliği görcvine başlamıştır. Şair ve yazarlık dışında milletvekilliği ve öğretim üyeliği görevlerinde bulunan Tanpınar "Beş Şehir", "Huzur", "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" gibi seçkin yapıtları üretmiştir. Hasan Âli Yücel (18971961) eğitimci, yazar ve devlet adamıdır. Bayar, Saracoğlu veSaydam dönemlerinde milli eğitim bakanı olarak görev yapmlştır. Mılli Eğitim Bakanlığı döneminde etkin bir eğitim ve kültür siyaseti uvgulamıştır. Dünya edebiyatınm klasiklerini Türkçeyekazandırdı. Yüksek Köy Enstitüsünün kurularak, kırsal kesimde bilimsel bir yönelisin ilk çekirdeğinin oluşturulması gibi bir dizi önemli atılımı gerçek M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle