05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Gülden Kale Diistü' üstüne AHMET KARCILILAR £ y*1 ülden Kale Düştü' üstüne tarf . tışmaların zemin değiştirip saV ^ J natsal yaratmanın esinlenme, alıntılama, çalma ooyutuna ulaşması üzerine; şimdiye dek yazdıklanm hakkında söylediklerimin, zannımca tıpkı yazdıklanm gibi buğulu bir aynadan görünenlerden öte bir şey olmaması, lıatta bu kitapla ilgili "başkasının hayatından alınti" iddiasını içeren önceki tartışma nedeniyle, reddetmek dışında ncredeyse hiç konuşmamam ve kitabın verdikleri dışında ipucu vermemem yüzünden (pek tercih edilen bir yöntem değil; genelin tavn arka kapakta bütün becerileri sıralamak, TÜYÂP'ta tanıtım yapıp eğer varsa kitabın bütün sırlannı vermek, söyleşi vc röportajlarda okurun üretebileceği bütün yorumları gözardı edip açımlanabiliyorsa kitabı açımlamaktır ve cleştiriler kıtaptan çıkarılanlardan çok yazann kitabı hakkında söyledikleri üzerine yapdır), ya zılanların vc yorumların kitabın neresinc denk düştüğü hakkında yorumlama hak kımın olduğuna inandığımdan, sürgjt bitmeyecek gibi görünen bu sığlıkta biraz derinlik için, hiç istemediğim nalde genelin tavrına uyup kirabım hakkında yazmak ıstedim. Bu yazı kitabın doğurduğu edcbiyat dışı yorumlan irdelemediği gıbi bir daha yinelenmeyecek, 'Gülden Kale Düştü' için yazarı tarafından kaleme alınmış, tek yazı olacaktır. Ahmet Karcılılar'dan kitaplanyla ilgili bir açıklama Ahmet Karcılılar, önce son romanı ile ilgili anlamsız bir tartışmanın içine düştü, sonra da ilk romanı ile. Karcılılar her iki romanı ile ilgili tartışmalara bir açıklama getiriyor aşağıdaki :inkl;imasiyfa. ce ömer Türkeş'in Aktüel'de yayımlanan "Borges'in Izinde" başlıklı yazısında dikkat çektiği 'Ölüm ve Pusula'dan nedensesöz etmemişti. Oysa ben de Gösteri dergisine yazdığım "Hüzün ve Oyun" adlı yazıua, Borges'in bu öyküde yaptığı bilinçli iki hataaan söz etmiş, kitabımda öyküyü yeniden yazarak hatalan vurgulayıp Borges'e yazmsal bir kavrama büdirisi sunmak istediğimi söylemiştim. Kaldı ki çok daha önce I layalet Gemi'de yayımlanan "Bir Roman Kahramanı Olarak Borges" adlı denememde, Borges'e kavrama büdirisi sunan iki yazan, Umberto Eco ve Tahar Ben Jeloun'u konu edinmiştim. 'Gülün Adı'nın izleğini ve kurgusunu Borges'in 'Olüm ve Pusula'sından aldığını, Eco'nun Borges'i romanının asıl kahramanı yaparak (Burgoslu Jorge) bedel ödediğini ve bu yüzdcn romanı hakkında sonradan kimi açımlamalar yaptığı 'Postille'inde; "Kitaplar kendi aralarında konuşurlar. Yazarlar öncüllerinin tutsağıdır" dediğını ıddıaetmiştim. Aslında H. B. Kahraman'ın kitabım için üstünkörü bir okumayla yazdığı yukanda alıntıladığım satırlannı dikka te almamam gerekiyor. 'Gülün Adı' üstüne Burhan Günel'in 'Karşı Yazılar'da söylediği; "Bu tuğla gibi kitabı okuyan <4du mu? Okuyup da anlayan beri gelsia" sözlerini anımsayınca, ülkemizde edebiyat eleştirmenliği iddiasıyla yola çıkmış ama dünya yazınından habersiz olmaktan öte okuuuğunu anlamaktan aciz kimilerinin, hasbelkader eUeri kalem tutuyor diye hadlerini aşan her şey hakkında yazma güdülerini önleyememelerine şaşırdığım gibi yazdıklarını yayımlama cesareti bulan yayımcılara da şaşınyorum. GbMımıctZB Diğerlerinin aksine Omcr Şişman'ın kitabımdaki ipuçlarını iyi değerlendirdigjni düşünüyorum. 'Gülden Kale Düştü'nün üçüncü paragrafında Jaromir Hladik adı geçer. îlk oölümün sonuna doğru Hladık'in gizli mucizesinden söz edılir. Yazarken, geçmiş okumalan zengin okurlardan beklediğim gibi, kitabı düz bir aşk öyküsiinden ya da polisiycden öte farklı katmanlarıyla değerlendiren ve bu sözlerin peşine düşen Ömer Şişman'ın Borges'in 'Gizli Mucize' öyküsüne ulaştığını, 'Gülden Kale Düştü nün kurgusunun bu öyküden alıntılandığını bulduğunu olasüıyorum. Bir Borges okunınun, 'Dört Çevrim' meseli yüzünden, aslında kurgunun dört asal mitosa dayandığını, bize kalan zamanda bunları çesideyerek yazmayı sürdüreceğimizi de bulmuş olacağını, 'Don Kişot Yazarı Pierre Menard'ın, Cervantes'in 'Don Kişot'uyla satır satır örtüşecek birkaç bölüm yazabil me deneyini biliyor olduğunu da olasılıyorum. Söylemeye gerek yok, özgün eseri kelimesi kelimesine yeniden yazmayı aklından bile gecirmiyordu, onun amacı kopya etmek değildi. Başka bir 'Don Kişot' yazmak değil bunu yapnuk kolaydır kitabın kendisini yazmak istiyordu." Bunun için önce Cervantes olmak gerekiyordu ve Menard, Cervantes'in yaşadığı bütün dönemleri yeniden yaşayıp Don Kisot'taki birkaç bölümü yeniden yazmayı başarabildi. Bu yazıda ne Kabala'daki Kannan öğretisinden, ne de Hinduizm'deki Adam Kadmon'dan söz ettim. Tartışma intihal üzerine yoğunlaştığı için yalnızca kitabın kaynakları hakkınaa yazdım. Hikâyenin yazarının ya da kahramanlarımn sosyal ve psikolojik açımlamalan için aynca bir kitap yazılabilir ama bu benim işim değil. Gülden Kale Düştü' için yaratılan Bütün bu karmaşa içinde yalnızca Ömer Şişman'ın yaklaşabildiği ve benim şimdi açıkladığım şu mesel dışında hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. Borges'in tutsağıyım ve onun metinleriyle konuşan kitaplar yazmaya, ona kavrama bildinleri sunmaya devam ejeceğim. Belki de şöyle söylemeliyim; "Ölümsüz'ü kavradım ve onu yeniden yazmak istiyorum." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 6 2 OgüzBlresim întihal konusunda çok bilinen bir mesel var. Sultanın, sarayın arası perdeyle kapatılmış karşılıklı iki duvanna, ülkenin en iyi iki ressamını çağırtıp en güzel resmi îcim yapacak yarışması yaptırması. Ressamlaruan biri olabilecek en güzel peyzajı resimlerken, diğeri duvan, karşıdaki resmi gösterebilecek büyüklükte bir aynayla kaplamayı tercih eder. Sultan, o güzel doğanın içinde kendini de görebil' diği aynayı en guzel resiın seçer. Kuşkusuz bu meselden çıkanlabilecek birçok önerme olmasına rağmen, bu yazıyı ilgilendiren iki tanesıni söylemekle yetineceğim. llki; "En güzel resmin varlığı ya da güzelliği, yansıttığı resmin varhğına ya da güzelliğine bağlidır" ki bu önermeyi Gülden Kale Düştü'nün yansıttığı o güzel resim içjrı kullanacağım ya da başka bir deyişle Ömer Şişman'ın 14 Eylül 2000 tarihli Cumhuriyet Kitap'taki 'Giilden Kale Düştü' başlıkh yazısı için. Diğeri; "Her sanatsal yaratı bir aynaoır, neyseniz onu görürsünüz" ki bu önerme de H. Bülent Kahraman'ın 2 Kasını 2000 tarihli Radikal'dc yayımladığı 'Sanat, hırsızlık, çalıntı' başlıklı yazısını açımlayacak. H. B. Kahraman'ın, plastik sanat ve edebiyat tarihinden alıntı ve kopyalama örnckleri verdiği, bir biçem olarak çalma, ahntdama ya da kopyalama ile çalınd kavramını sorgulamayan, bunıı bir sonınsal olarak dile getirmeyen sanatsal yaratılann birbirinden ayrılması gerektiğini savunan yazısıyla başlamak istiyorum. wKarar sizin... tümcesiyle sona eren yazısında okurun kolaylıkla karar verebilmesi için; "...bir metnin okur düzeyinde, medya katında ve çok farklı bir izlercevre karşısında nasıl içeriginden kopuk biçimde ve tümüyle farklı nedenlene çoğalabilece&inin ve biraz da hak etmedıği bir ilgiyle karşılanacağının neredeyse tarihscl bir örneği.", "Onlar bitince rotnan da unutulup gidecek. Zaten kapsamı ve içeriğiyle de öyle bir sona aday bir kitap" cümlelerinı de yazmış. Bu yazı, 'Gülden Kale Düştü'de, Cezmi Ersöz'ün 'Hayallerini Yak Evi Isıt' SAYFA 8 "Borges'ln tutsağıyım ve onun metlnlerlyte konuşan kltaplar yazmaya, ona kavrama biidırtieri sunmaya devam edeceğlm" dlyor Ahmet Karcılılar adlı kitabından kavnak göstermeden yapılmış çalıntılar olauğunu söyleyen bir gazete haberine dayanarak yazılmış. Haberi yazan muhabir düşüncelerimı almak için beni aradığında "Haberi yazmadan önce kitabı okusaydınız keşke" demiştim. Çünkü kitapta bir çalıntı olduğu iudiası geldiğinde, işinin bir kısmını doğru yapıp da kitabı okumuş olsaydı, 41. sayranın son paragrannda, "Ama işte, ilk ve son kez bekledığin gibi bir metin yazacağun sana. Mektuplanna, san defterine ve o karanlık tarafını sakladığın mavi defterine alıntılar yaptığın yazarlar gibi yazacağım" cümlelerini görecek, bu satırlann ithaf edildiöi roman kahramanının mektuplarında kimi yazarlardan alıntılar yaptığını bilmiş olacak, dolayısıyla mektupfar bölümünde başka bir yazardan alıntıyla karşüaştığında, "Demek ki roman kahramanının mektuplannda alıntı yaptığı yazarlardan biri Cezmi Ersöz'müş" sonucuna varabilecekti. Hemen söylemeliyim ki varolmayan yazarlann uydurduğum kitaplanndan alıntı yapıyormuş gibi, yazdığım kimi bölümlere epigraflar koymaktan ya da gerçekten varolan kitaplardan kaynak göstermeden alıntılar yapmaktan hoşlansam da Cezmi Ersöz'den yaptığım ahntının 41. sayfadaki cümleyi tamamlamak tan başka bir amacı yoktur. H. B. Kahraman'm "Eğer sanatçının temel çabası bir olguyu sonınsal hafc getiriyorsa 'kopya etmek' kabul edilebilir bir şeydir. Çünkü maksat sanatın kayna&, kökeni, yapıtın sahibi, özgünlük, kimuk gibi konulan sorgulamaktrr" sozlcrine kaulıyorum. 'Gülden Kale Düştü'nün amaçlarından biri budur ama H.B Kahraman'ın sandığı gibi kavnak Cezmi Ersöz değildir. Bir kitabı eleştirmek, yargıda bulunmak, hakkında yazmak için çeşitli edebiyat akımlanndan haberdar olacak denli yoğun ön okumalara sahip olunmasi, kıtapla ilgili önceden yazdmış metinlerin takıp edilmesi, yazann başka eserlerine bakılması, bütün bunlar yapılamıyorsa en azından kitabın dikkatle okunması gerekir. Örneğin H. B. Kahraman, Ömer Şişman'ın yazısını okusaydı, böyle yazmak bir yana sanınm kitabımla Ugili yazmaya bile kalkmazdı. Öyle ya, bazen "sonsüzluk" gibi üzerine aüşünmekten bile korktuğumuz haddimizi aşan fenomenlerle karşılaşmıyor muyuz? Ömer Şişman yazısında ilk kitabım 'Yağmur Hüznü'nü de konu edinmişti. Kitabın alıntı ya da gönderme yaptığı eserlerden örnekler verirken Borges'in 'Kum Kitabı'nı yazdığı halde, daha ön
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle