Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 K A S I M 2 0 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde Şükran Kurdakul'u anlattı, Tosuner'in romanını değerlendirdi tsayfada ü Yusuf Çotuksöken, Aftay destanı MaadayKara'yı değerlendirdi 9.sayfada • Ayşegül Güçhan. Zahrt Büyükişleyen kitabınıtanrttı ıosay/aJa • Yücel Kayıran, Kadın Feteefecilerimiz kitabını değerlendirdi ıı.say/aJa Gerçek bir yazın ustası İfclTAP Cumhuriyet P * R A S I Z E K Adnan Benk îki yıl önce 19 Ocak 1998'de sessizce aramızdan ayrılan, eleştirmen, denemeci ve çevirmen Adnan Benk'in eserlerinden derlenen eleştiri yazılan serisinin ilk iki kitabı Doğan Kitapçılık'tan yayımlandı. Kitabın önsözü ünlü dilbilimci Tahsin Yücel imzalı. Bu önsözden kısa bir alıntı yaparak başlamak istiyoruz , Adnan Benk'le ilgüi söyleşimize: "Kitapların serüveni yaratıcılarının serüveni kadar ilginç olabilir. Yaratıcılarının öTümünden sonra doğan kitapların serüveni daha da ilginçtir. Ne olursa olsun Adnan Benk'in tüm bu etkinlikleri gözden geçirildiği zaman arkasında hiç de küçümşenmeyecek bir yapıt bıraktığı görülür. Oyle umuyorum ki, onun başkaldırtıcı alçakgönüllülüğü yüzünden, dergi ve gazete sayfalarında kalmış yazılarının bir araya getirilmesinden olusan bu kitap da doğrulayacaktır söylediğimi. 1950li yıllardan bu yana Adnan Benk'in (kültür) evrenimizde kendisine karşın tuttuğu ayrıcalıklı yeri de yaklaşımının tutarlılığını ve özgünlüğünü de yeterince ortaya çıkaracak, kendisini tanımamış olan okurları gerçek bir yazım ustasıyla karşı karşiya getirecektir" diyor Tahsin Yücel. Benk üzerine Doğan Kitapçılık Yayın Kurulu Üyesi Gazeteci Haklcı Devrim'le bir söyleşi yaptık. Ilk olarak Adnan Benk'le nasıl tanıştıklarını sorduk Hakkı Devrim'e, şunları söyledi: NURİ DİKEÇ izim tanışmamız yarım asır önce, 194849 öörenım yılına rastlar. Ben Hukuk Fakültesi'nde okuyordıım, iiçüncü sınıfa gelmiştim, ama Edebiya't Fakültesi'nde canımın istedigi dersleri takip etmek istiyordum. Bir serbest lisans imkânı vardı o zaman, misafir öğrenci olarak derslere katılabilirdiniz. Sertifikalı olarak değil yani... Liseden bir hocam beni B ordaki öğretim iiyeleriyle tanıştırdı. Madam Buck vardı, Ingiliz Filolojisi'nde Halide Edip Adıvar'ın baskısına dayanamadığı için Fransız Filolojisi'ne geçmişti. O bcni aldı bir gün rilolojinin kütüphanebine götürdü, o günkü adıyla Fransız Filolojisi nin. îkı genç adam vardı orada. Biri masada oturuyordu, adı Semih Tuğrul'du, diğeri ayakta. Fransız kültürünü iyice benimsemış hazmetmiş olanların nedcnse benim gözümde Jean Cocteau'yla benzerlikleri olur. Ekrem Reşit Rev'le birçok yıl birlikte çalıijtık. Birdenbıre Adnan Benk'te o havayı gördüm; rarldı bir adam, insana ılk bakışta snop havası veren, mustehzi tavırlı bir adam. Oturınuyor, bclli ki öyle hcrhangi bir yere yerleşmeye niyeti yok; değişik havalı bir auam. Sualler sordular, beni ilgilenmeye değer buldular. Hukuk Fakültesi'nden bir talebe geliyor; ben Sabri Esat Siyavuşgil'in şu psikoloji dersine gitmek istiyorum, Ahmet Hamdi Tanpınar'm, Sabahattin Eyiiboğlu'nun Türkoloji, Hilmi Ziya Ülgen'in felsefe derslerini takip etmek istiyorum, diyor; karışık bir adam... ikisi de sanırım benden altıyedi yaş büyiiktü. ü derslere devam ettim. Çok parlak bir asistan ile mütereddit bir öğrencinin ilişkileri ne olursa o kadarlık ilişkimiz oldu Edebiyat Fakültesi'nde. Zaman eeçti, ben Ldebiyat Fakültesi'nden uzaklaştım, ama bu arada Adnan Benk basına yaklaştı. Ama uzun süre kalmadı, bir sağcılık solculuk hikâyeleri oldu. Zaten biliyorsunuz ki, Adnan Benk doçentlikten yukarı terfi edemedi, ettirilmedi. Ben buna hiç hayrer etmedim. Sizin beni gelip aramanıza sebep olan Adnan Benk'in yeni yayımlanmıj ve galiba ilk dera yayımlanan kitaplarını okuyanlar da, üslubunu görerek, niçin doçentlikten proresörlüğe terfi ettirilmediğinı rahatlıkla anlayacaklar sanırım. ı'ahsİK Yüceleleşttriyazılarının önsözündeBenk'le tlgılı olarak şunlart da söylüyor "Yeterince yazmadığını ya da çevirmedığını, her şeyı'n en tyısını yapabılecekhen yapmadtğını düşünerek kendisine kızanların sayısı hıç de az değıldı. Bu ktşiler bilgisiyle yeteneği tartışma votürmeyen, çok seyler verebılecekken vermemiş, temhel bir üslün ktşi olarak görürlerdi onu" Hakkı Devrim'e Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET K\TAP SAYI 562