05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

genmiş resimsel ögeler, akademik kompozisyon anlayışının tümüyle kınlışı ve yirminci yüzyılın ikinci yansında Türkiye'nin olduğu denli tüm çevre ülkelerin ortak sorunu olan sınai geri kalmışlık ve işsizlik sonııcu göç olgusunun görselleşmesı... Kadın Felsefecilerimiz Arslan Kaynardağ'ın hazırladığı "Kadın Felsefecilerimiz", bir inceleme ve söz konusu kadın felsefecilerden derlenen yazılardan oluşan bir antoloji. Kaynardağ, incelemesinde bir söylem analizi yapmiyor ama, Tanzimat'tan günümüze kadınların felsefe alanında ortaya çıkışlarındaki önemli fenomenleri gösteriyor. YUCEL KAYIRAN üşünce üretiminde kadın olmanın belirleyici bir rolü var mıdır? Akılyürütmenin veya bir yargıyı temellendirmenin cinsiyetçiliğinden söz edilebilir mi? Sorun, akılyürütmenin veya temellendirme yapmanın kendisinde mi yoksa bir akılyürütme veya temellendirme yapılırken tercih edilen adlandırma, benzetme ve metaforlann cinsiyetçi göndermeler içerip içermemesinde midir? Fikri ifade eden söylemin, bakış tarzının ve yapılan sınıflandırmanın oluşumunda belirleyici rolü oynayan cinsiyet midir, yoksa cinsiyetin tarinsel süreçte toplum içindeki konumlandırılışı mıdır? Bu sorular, bugün feminist hareketin işaret ettiği, tamştığı temel sorulardan. Ama sadece feminist hareketi bağlayan sorunlar degil; veya ben öyle olmaması gerektigini düşünüyorum. Bugün kadın ve erkelc felseıecilere ait yapıtJarın veya biyografilerin bu sorunlar açısından okunması söz konusu. Bu okumanın, sadece feminist bir okuma olarak değil, her türlü egemenlik tar, ' zıyla hesaplaşmaya yönelik birokuma tarzı olarak algılanması önemlidir. Bu bakımdan, Genevieve Lloyd'un "Batı Felsefesinde Erkek ve Kadın" altbaşlığını taşıyan Erkek Akıl adlı yapıtı ile Mant Rullmann'ın Kadın Filozofîaradlı yapıdanndan söz etmek gerekir. Türkçede bu türden incelemeler henüz mevcut değil. Problemin ortaya çıkışının henüz yeni olduğu düşünülebilir. Arslan Kaynardağ'ın hazırladığı Kadın Felsefecilerimiz bu alanda yayımlanan önemli bir kitap. Bu kitap, bir inceleme ve söz konusu kadın felsefecilerden derlenen yazılardan oluşan bir antoloji. Kaynardağ, incelemesinde bir söylem analizi yapmiyor ama, Tanzimat'tan günümüze kadınların felsefe alanında ortaya çıkışlanndaki önemli fenomenleri gösteriyor. Günümüzden geçmişe bakan, geçmişi bugünden yorumlayan bir felsefe tarihçisinden çok, söz konusu dönemin gelişimine tanık olmuş bir felsefeci Arslan Kaynardağ. Yorumcu bir yöntemden çok, kronolojik bir yöntemi benimsemiş Kaynardağ: Nezaketle ıralanan bir biçemle kadın felsefecilerin ortaya çıkışınıbilgi olarak kaydediyor. denilebilir ki, ilk kadın felsefecilerimiz, toplum un üst kesiminde yer alan ailelerin üyeleridir. Yine bu veriler göstermektedir ki, ilklerin ortaya çıkışında bir kendiliğindenlikten çok, içinde yer aldıklan ailelerin iradesi belirleyici bir rol oynamış. Başka bir deyişle, Tanzimat'tan bu yüzyılın ilk yarısına gelen süreçte ortaya çıkan bu ükler arasında pedagojik nitefikli bir nedensel bağclan söz etmek mümkün değil. Neredeyse birbirinden habersiz olarak kendilerini yetiştirmiş olmalan, bu ilk kadın felsefecilerin ortaya çıkış tarzlannın temel özelliğini oluşturmaktadır. Bu özellik, yapuıtı ilk olarak adlandınlabilir. Çünkü ilklik, kendiliğindenlik ve (ilkin ortaya kovduğu problemin kendinden sonrakiler tarafından sürdürülmesi anlamında) devamlılık sağladığı oranda tarihsel bir değer taşır. Diğerleri modernleşme veya ulus devletleşme sürecinin fenomenleriyle ilgilidir. Nitekim, Arslan Kaynardağ da devamlılığın önemine vurgu yapıyor; Mabahat Küyel'in Nusret Hızır ın doçenti olmasına rağmen, çalışmalannı değişik bir felsefe alanında sürdürmüş olmasına dikkati çekmekle.. Bununla birlikte, Kaynardağ'ın incelemesinde yer alan veriler dikkatle okunduğunda, kronolojik anlamda değil ama, kendiliğindenlik ve devamlılık açısından bir süreklilik olusturmuş bir ilk kadın felsefecinin de olduğu görülmektedir. Bu kadın felsefecimiz loanna Kuçuradi'dir. Kaynardağ'ın verdiği bilgilere göre lonna Kuçuradi, felsefe bölümünü kendi isteği ile seçmiş. Merkezi sorunu insan problemi olan lisans ve doktora tezlerini, Felsefi Antropoloii'nin Türkiye'deki kunıcusu sayılan Talciyettin Mengüşoğlu'nun danışmanlığında vermiş. *Kaynardağ'ın, Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümünün kuruluşundan bugüne bölüm başkanlığını yürüttüğünü söylediği loanna Kuçuradi nin daha sonraki yapıdannda da etik ve insan hakları özelinde, insan problemi üzerinde çalıştığını belirtiyor. Yine, söz konusu verilere göre, Füsun Akatlı, Sevgi iyi, Hülya Yetişken, Berna Ünler, Işık Eren Hacettepe Üniversitesi Felsefe bölümünde "yetişmiş" öğretim görevlisi olan kadın felsefeciler.. Bu veriler, Kuçuradi'nin devamlılık oluşturduğunıı göstermesi bakımından önemlidir. Kaynardağ'ın incelemesinde dikkati çeken bir diğer veri ise, kadın felsefecilerin doğum yerleriyle ilgili.. Bu verilere göre, Fatma Aliye'den (1862 Istanbul doğumlu) Füsun Akatlı'ya (1944) kadar gelen kadın felsefeciler genellikle îstanbııl dpğumlu. 1945'tensonrabuyoğunluğun Iç Anadolu ve Ege Bölgesi'ne kaydığı görülüyor. Doğudan ise tek örnek Işık Eren (1957 Sankamış doğumlu). Bu veriler göstermektedir ki, Tiırkiye'de kadın felsefecilerin ortaya çıkışındaki demokratik dağılım ulusdevletin kuruluş süreciyle doğru orantılı.. Çünkü imparatorluk, imparatorun bulunduğu, yaşadığı şehirle kaimdir; ulusdevlet ise, ulusal sınırlar ile.. Arslan Kaynardağ'ın incelemesinde dikkati çeken bir diğer veri ise, uluslaşma sürecinde, kadınların felsefe alanında varolmalan, varoluşu yaralayıcı edimlerden yoksun olmadığına ilişkin. Kaynardağ ın "Bir yeteneğin yanm kalmış felsefe yolculuğu" diyeadlandırdığı Neyyire Baysal'ın durumu bu açıdan önemli bir örnek konumundadır. • Kadın Felsefecilerimiz/ Arslan Kaynardağ/ Türkiye Felsefe Kurumu Yayınlan/Ankara, 1999 562 SAYFA 11 Arslan Kaynardağ dan felsefe tarihimize bir katkı Sanatçınınyurdadönüşü 1976yılında, Türkiye nin politik açıdan en hareketli ve olaylı günlerinde gerçekleşir. Gazi Eğitim Enstitüsü'ne atanan sanatçı, okulunda, Milliyetçi Cephe Hükümeti'nden güç alan ülkücü terörle karşılaşır(15). 1978 yılında iktidarın değişmesiyle okulda ülkücü terör sona erer; ancak, yeni atanan sol eğilimli kesim bu kez Avrupa'da öğrenim görmüş ve bir önceki dönemde öğretmenlik yapmış olanları işbirlikçi olmakla suçlamaya başlamıştır(16). O dönemleri yaşamış olanların çok iyi anımsayacağı gibi, ner kesim kamplara bölünmüşîük gerçeğini yaşamaktadır ve bu ortamın sanata yansıyışları ilginç bir araştırma konusu olabilecek nitefiktedir. Bu ortamın M. Zahit Büyükişleyen'in yapıtına etkisi ise, yapıtın alabüdiğine soyutlanması ve her türlü göndermeden anndırılması yönünde olur. Inci Aral'ın deyişiyle "Yesil rengin etkin olarak kullanıldığt büyük boyutlu iyice soyut resımlerdi bunlar. lletisimsizliğin, toplutmalın, politıkamn, kentsel boğuntunun alegorik betimlenmesi yüzeylerin ve temel eksen olarak derinliğin parçalara ayrtlmast yoluyla gerçekleşiyordu. Böylece olusturulan atmosfer temeldekı anlamlan da yerinden ediyor, bu resimleri belirli btr baktş açtstyla (politik, rubsal, semiyotik vb.) anlamlandtrma olanagı en aza indirilıyordu."(Yl). Sanatçının soyut dönemi 1980'li yıllarda farkh bir yöne evrilir ve bu döneminde renge ve geometrik düzene ağırlık veren Büyükişleyen, 80'li yüların başlarında Ivriz döneminde tadına vardığı ve Kassel döneminde çevresel sorunlan irdeleyerek kazandırdığı toplumsal boyut içeren peyzajı yeni Dİçeminde iyice dönüştürür. Bundan böyle resminin baskın ögesi renk olacak; ancak, biçimsel öge hiçbir zaman içeriği ikinci plana atmayacaktır. Çağdaş Türk resminin özgün adlarından olan ve yapıtlarının kronolojik olarak incelenmesi aynı zamanda Türkiye'nin son otuz yıhnın toplumsalsanatsal panoramasının da görülmesi demek olan M. Zahit Büyükişleyen'in biyografisi, görsel açıdan yüksek kalite sunarken, metin olarak da araştırmacıya kapsamlı bilgi sağlayan önemli bir çalışma. Bu çalışmanın metninin Türk yazınının önemli bir kadın yazarının kaleminden çıkmış olması yapıtın kalitesi konusunda önemli bir kazanım olarak göriilürken; aynı zamanda, yazının başında da belirtildiği gibi, sanatın disiplinlerarası bir etkinlik oluşuna da önemli katkıda bulunuyor. • I tnci Aral, Zahit Büyükişleyen, Istanbul: Bilim Sanat Galerisi ı., 2000, ss.1234. 2Înci Aral, ss.1618. 3 Inci Aral, ss.2428. 4 înci Aral, s.34. 5 Inci Aral, s.42. 6 înci Aral, s.42. 7 Inci Aral, ss. 4243. 8 İnci Aral, s. 46. 9 Tnci Aral, s. 46. 10 Ayşegül Güçjıan, Otuzbeş Yıllık Kariyerin En tyi Ornekleri, Cumhuriyet, 1 Mayıs 2000. I1 Inci Aral, s. 48. 12 Inci Aral, ss. 5860. 13 Inci Aral, s. 60. 14 Inci Aral, s. 67. 15 Inci Aral, s. 72." 16 Inci Aral, s. 74. 17 Inci Aral, s. 76. (*) Yrd. Doç Dr. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültest CUMHURİYET KİTAP SAYI Yenlden Türklye ve Başkalaşımlar D •dertn ortaya çiaşı Arslan Kaynardağ'ın, incelemesini ilklerin ortaya çıkışı üzerine kurduğu söylenebilir: ilk kadın felsefecimiz, aynı zamanda hakkında biyografi yazılan Uk Türk kadını (: Fatma Aliye), liselerde ilk kadın felsefe öğretmeni (: Semiha Cemal), Ankara'da ilk kadın felsefe öğretmeni (: Tezer AğaoğluTaşkıran), Avrupa'da öğrenim gören ilk kadın felsefeci (: Keyise Idalı), Istanbul üniversitesi Felsefe bölümünde ilk kadın öğretim üyesi (: Neyyire BaysalArda), ilk kadın felsefe profesörü (: Kamuran Birand), Istanbul da ilk kadın felsefe profesörü (: Bedia Akarsu), DTCF'de ilk kadın felsefe profesörü (: Mübahat Küyel), Felsefe Kurumları Federasyonu yönetiminde ve başkanhğında ilk kadın felsefeci (: loanna Kuçuradi) gibi... Bununla birlikte Kaynardağ'ın bir indirgeme yapmadığını belirtmem gerekir. Çünkü gelişimı, ilklerin ortaya çıkışına göre göstermek, kronolojik yöntemin temel özelliğidir. Ayrıca, Kaynardağ, ilkleri sıralarken, söz konusu kadın felsefecilerin nereli olduklanna, hangi liseden mezun olduklanna ve hangi aileden geldiklerine ilişkin değerli bilgüer vermekteair. Örneğin, ilk kadın felsefecimiz, ünlü devlet adamı ve tarihçi Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı; Ankara'da ilk kadın felsefe öğretmeni olan Tezer Ağaoğlu, politikacı, yazar ve bilim adamı ..Ahmet Ağaoğlu'nun luzıdır; Istanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde ilk kadın öğretim üyesi olan Neyyire Baysal'ın babası Ittihat ve Terakki Partisi'nin Selanik'teki genel sekreteri ve hukukçuBu verilerden hareketle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle