25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. * " dar. Rubens ile Rembrant'ı unuta• mam. Monet'yi. Manet'siz düşünemem. Picasso, farklı bir tırmanış olarak patika'daki yerini kirazların orada alır. Hemen yanıbaşında Van Gogh, ckin tarlasından yorganını toplar. Kandisky ve Klee, geceyle ağaçların üzerinden uçar. Gaugin ise, çıruçıplak uyanır güne. Utrillo utangaçtır. Miro, patika'ya en uçtan dokunur. Yüksel Arslan, bütün yönleriyle gerçek bir öncüdür. Abidin Dino da öyle. Orhan Peker kısa ömrüne rağmen, Avni Arbaş'la birlikte gerekeni yapmıştır. Nuri îyem, Nedim Günsür, Neşet Günal Türk Rönesansının önemli parlamalarıdır. Fikret Muallâ Paris'ten Türkiye'yi ve insan'ı gören bir renk ve çizgi ustasıdır. Burhan Uygur ve Cihat Burak, dünyaya açılan büyülü pencerelerdir. Turan Erol, bir şelâlenin güneşle yıkanmış beyazlığıdır. Bedri Rahmi, Balaban, Duran Karaca ve Hüseyin Yüce, patika'nın gözesinde elbette yerini almışlardır. Müzikçilerin hepsi, zaten benimledir. Üzgünlük ve kendi olabilınek az şey midir! Yaşamı Yargdayan Şiirler'den Karşı Kıtap'a, şıtr seruvcnin ıçin hnaca söylcvc Yunus Korav ccklerın nelerdır? Ringe çıkmak gibidir kitaplar, bence. "Yaşamı Yargılayan Şiirler" bir ilk açılmaydı bu bakımdan. Havuzun ortasına atılan bir "patika" taşıydı. Merkez nolctasından dışa doğru halkalanmaların şürleriydi açdımı. Bu geometYaşamı Yargılayan Şiirler/ Yunus Koray / Ccm Yayınevt /102 s. rik gerilme sonucu yayılmıştı daireler. "Eylül Şiirleri", bu halkalanmaların geriye doğru çekilişidir: Bir başka başlaneıca: Gerilme sonucu yırtilan Bölgede baslayan bir ilk yoğunluğa: Kristal öze, kenduıe. Balın parçalanmış hali gibi: Damlalar çekilir, dönüp özle Şimn ve patikanın şairi buluşur sonra. "Devlet ve Patika", bir gözden geçirmedir: Şimdi'yi ve geçmiş'i. "Yaşamı Yargüayan Şiirıer"in üzerinden içbükey bir mercekle geçer. O'ndaki şiirler koyu altyazılandır filmin. Önceden artakalan bir "karakutu"dur "Devlet ve Patika". "Karşı Kitap", gelecekteki'nden önce geçmiş le buluşan bir aysberg'in görünen bölümüdür. Söz konusu kitaplanmn, dergilerde bıraktıklannın, kitapla$ttracaklannın ötesinde şttr cizginin nerelere, hangi patika'ya, patikalara uğrayacağınt kestirebiliyor musun ? Yeni şiirler de, de&işen koşullarda uç vereceklerdir. Bunu, ben de merak etmiyor değilim: Neler çıkacak acaba? Nasıl Devlet Ve Patika/ Yunus Koray / Gülge Yaytnları /46 s. KARŞI KİTAP Karşı Kitap / Yunus Koray / Doruk Yayımalık /93y ALTAY OKTEM T unııs Koray şiiri yajamın ters^ / ten okunuşudur.' Çünkü için1. de bulunduğumuz çağ, tersten yaşamak kadar tersten okumayı da gerektiriyor. Kendi içine kapaklanmış icapanmış değil bireylerin küçük, kirli dünyalan tek gerçeklikmiş gibi sunuluyor ve nerkese kendi ruhunun çapı kadar bir iç sılcıntısı veriliyor toplum tarafından. Insanlann zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri var artık ve o küçük şeyleri kaybetmek istemiyor hiç kimse. O yüzden de kıpırdayamıyorlar. Kıpırtısız bir toplumda yaşıyoruz kısacası. Şiir de kendi payına düşen sıkıntıyı alıyor, kabulleniyor, paylaşıyor. Şair muhatff değil artık. Şair muzdarip. Bu yüzden de insansız, zamansız, mekânsız, kişiliksiz bir şür yazılıyor. Bu genel çerçevenin dışına çıkabilen sayılı şairlerden biri Yunus Koray. Işte bu çerçevenin dışında yer aldığı için yaşamın tersten okunuşudur Yunus Koray şiiri. "Yaşamı Yargdayan Şürler"le baslayan bu yargılama süreci "Devlet ve Patika ya, yani yürüdüğümüz dar, tozlu, ilkel yoflara ve Devlet'e, yani bizi sırtımızdan vuran en kaba bıçağa ulaşıyor. "Karşı Kitap"la yerli yerine oturuyor her şey. Çünkü her kitabın ulaşması gereken asıl yerdir "Karşı". Yazılış amacıdır bir bakıma. Yunus Koray şiirinin en belirgin özelliği bütünselliktir. Yaşamı bürünsel olarak ele alır. Toplumsal, siyasi, ekonomik yanSAYFA 4 CC\ f lanyla, insanla, insanlararası üişkilerle, gelenek, örf ve âdetlerle, dinle, tarihsel, toplumsal boyutlanyla, geçmişiyle, hatta geıeceğiyle bir bütün vardır karşımızda. Bu anlamıyla sosyolojik bir şürdir Yunus Koray şiiri. Diğer açıdan, dilsel bir şölendir. Şiir dille yazılıyorsa, şür dili turarak başanyor. Yükte hanf, çünkü gerçekten dile bindirilen gereksiz bir ağırlık yok. Çerden çöpten tamamen annmış, anlam katmanlanyla donatılroış bir tür an dil. Bu yüzden de pahada ağır. Neredeyse her sözcük özenle seçilmiş, yoğunlaştınlmış; bir elmas gibi. Silahı ne olursa olsun çarpışmaya hazırdır şiir. Silahsız da olsa çarpışmaya hazırdır aslında. Çünkü gece ne denli karanlık da olsa "ay vardır ve "patika"dır yürüdüğümüz yollar. Paçalanmıza bulaşan iki büyük bataklık vardır her şevden önce. Yunus Koray'ın çarpıştığı iki büyük bataklık: Çünkü din uyku, devlet dipsiz bir uçurum olmuştur. Öyleyse haküdır Yunus Koray "Sevemedim sizi/O güzel çirkinliğinizi/Olüler diyaloğunda ölen kendinizi" derken. Şiirin gözeneklerinden tarih ve coğrafya fışkınyor sürekli. Doğu'nun ve Ortadoğu'nun kanlı topraklarını, gül yetiştiremeyen ama gül koklamakta üstüne olmayan bir halkı, üşüyen camiyi, havrayı, kiliseyi, bulutu yağmursuz, sevdası çöl insanları yaratan bir tann yapayalnız olabilir ancak: "tann başbaşaydı kendisiyle ve ölü bir kımlik taşıyordu cebinde" "Karşı Kitap"ta siirimizde silinmez izler bırakan şairlerle karşılaşıyoruz. Nâzım Hikmet, Ceyhun Atuı Kansu, Behçet Necatigil, Turgut Uyar, îlhan Berk, Enver Gökçe, Rıfat Ugaz, Cemal Süreya, Onat Kutlar şiirleri sarıp sarmalıyor bizi. Onat Kutlar şiirinde: "bir melek senin morarmış sıcak dudaklanndan öper sizlere yolladığım mektuplar harlar bir kar ocağtnda eyüp strtlartnda pıyerloti kahvesinde bir antep türküsü denızın üzgün göğün.de" diyor Yunus Koray. Kitapta aynca îsmail Dümbüllü, Turnan Selçuk, Abidin Dino gibi ustalara yazılmış şiirler var. Bir tür portre şiirleri. Yunus Koray, bir fotoğ rafçı duvarlılığıyla yaklaşıyor ve renkli de|il, siyahbeyaz portrelerini çekiyor ustaarın. Siyahbeyaz, çünkü yüzleriııe vuran ışık ve gölge ancak siyahbeyaz fotoğrafta bu denli gerçekçi görünebilir. Yunus Koray şiirinde, çarpıcı imgelerin yalın bir dille verilişi, imgesel yapıyı çok daha güçlendiriyor. Açıkçası imge "geliyorum" uemiyor. Usulca eeliyor, vuruyor ve bekliyor. Bu anlamda bir vurkaç tekniği de ueğil. Okuru altüst etmiyor, dağıtmıyor. Sarsıyor ve bırakıyor. Derinden etkileyen, kolay kurtulanamayacak bir sarsıntı yaratıyor. Son dönem siirimizde sıkça kullanılan altüst edici imgeler, popüfer kültürün özelliği gereği ani, ama kalıcı olmayan etkiler bırakıyor. Çarpıcılık dozu yüksek olmasına karşın sabun köpüğü gibi dağılıp gidiyor kısa sürede. Oysa Yunus Koray şiirinde bunun tam tersi geçerli. O yüzden de ağır ama sağlam adımlarla ilerleyen bir şiir çıkıyor karşımıza. Yunus Koray kendine özgü bir şiir dili geliştirmiş. Diğer şairlerle fazla benzerUkler göremiyoruz. Kendi izleğini ve dilini sürdürüyor. Zaman zaman kendisinin ara sokaklanna, patikalarına dalsa da genelde çizgisini pek değiştirmiyor. Kesık, kısa dizelerle sözcük ve anlam işçiliğinin en yetkin örneklerinden birini veriyor Türk şiirine. Her seyden önemlisi de önü açık. Çünkü devlet hâlâ tepemizde ve yaşamımızda sapacak patikadan bol bir şey yok. Öyleyse okurken de, yazarken de Kolay gelsin hepimize. • KİTAP SAYI 561 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle