23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 8 K A S I M 2 0 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde Oya Baydar'ın "Sıcak Külleri Kaldı" adlı yeni romanını yazdı. j.say/ada • Yekta Kopan'la "Fildişi Karası" üstüne bir SÖyleşİ A.sayfada • Elif Şafak'ın "Mahrem" adlı romanını Pınar Göksan Aker tanrttı . n.sayfada • Seçil Büker'in "Kim Korkar Hain HİtchCOCk'tan"! . .. .U.sayfada Cumhuriyet P h R A 8 I Z E K Şiirin ye Patika'mn şairi KITAP Yunus Koray MEHMET MÜMTAZ TUZCU Yunus Koray için az sözle çok §ey söyleme ustası denebilir. Duyarlı şiirleri ile ilgi uyandırmış ve ödüller kazanmıştır. Yunus Koray ile şiiri üzerine konuştuk. T"\ en, nrarlaytnelenen sözcüklertn paha bıçılmez f % olduklarını düşünürüm her vakti, sairin iç dün~ A~/ yasına ınmek isteyenler için. Benim "kan" ve "günes " sözcüklerini sık kullandığım otrada. Seninkiler "ay" ve "patika". lienıen veriyorlarkendilerini; özellikle "patika". "Patika", sözcüğün çok çok ötesindedir bende. Annedir ilk bakışta, annemdir: Türkçedir. Ozgün olanın içinde somuttan soyuta çekilen birbal terazisi, birgök çekimi. Kristalize olmuş lirizm, humour. Havada asılı kalmış ipek hevengi: Acıyla işlenrniş som aJtın. tçeriye açılmanın söğütlü, şınltılı annesi. Özellikle içbükey tutulanayna'mn sırrı: Burada, saydam ayna'nın ufku belirir.Öteye, tam da oradan bir yolculuk başlamıştır işte: Öznel objektifin uzam alanı. Görmek'tir "patika", bakmak'tır. Kır görüntüleri; öteye açılma, kendinden öteyi görebilme, imleme; görünmeyeni görünür kiJabilme. Ozlü, derin ve sıcak bir yanılsama'da güneş ve ter kokulu sorumluluktur: Yalın su'dur. Özgürlüğün kendisidir de. Bir düş uçurtmasıyla birlikte, sözcüğün içinden geçen parıltılardır "patika". Ay ise, simetsidir patika'mn. Konum olarak, geometrik bir dalgalanıştır ilk elde. Bana öyle gelir. Biri yeryüzünün, öbürii gökyüzünün duruluğunun simgesidir yazdığım şiirde. ÇocukJuk, ay yüziinden uçurtmaya rneraklıdır. Yaş alan insan, yüzünü çocukJukla yıkamak ister. İşte o yüzden "patika", çocukluğa en yakın olan bölge değil midir! Şiirinde; bir dize, (bir) hârften olu$abiliyor. Tek sözcükten oluşan dizeler var. İki sözcükten oluşan kısa dıZeler var. Ve sonraki genişlemeler: Beş, altı sözcükten oluşan daha alışdmamış uzunlukta dizeler. Senı, bu esnekliğiyaratmak zorunda bırakan izleklerden, özgü'n içsel hirikimden konuşalım! Şiir, seslerden oluşmuş bir bumerangdır: Suya gömülür anafor: Dipte, görünür sonra bir amfora: Çıkarırlar ya! Bir harf amfora'dır, Esneklikler, içe çekilmelerdir. Özgünlük, bumerangm yapısındaki çimentonun kendisidir. Kum, kireç, çakıltaşı, içsel birikimin ara elemanlarıdır öncelikle. Şasırtı ilk'tir. Öz, son toplam'dır. En, son'un sonudur. Bir dize, bunun için harf'tir işte: Çekilen kişi'dir en çok. Harf, şiirin kalsiyumudur. Saygıyı fazlasıyla hak eder. Şiirde, yapı'nın en önemli birimidir harf. Daha sonraları gelir sözcük, dize. Noklalamadaki orijinallik! "Virgül"elbette, ama daC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAf/ 5 6 * ha ilginç olan, son dizentn sonundaki "ikı nokta üst üste" işareti! Ve daha baskaları.. Ahmet Muhip Dıranas'ın dizelerinden yola çıkmak isterim: "Hep Tanrı mı gerek, ey tapınağı dünyanın/Özgürlükler üstünde?... Bir yüce aramanınA'ıldızsal kulesinden sesleniyorum: kalkınl/Dııyuramam ki ama beni, duyuramam ki..."yi en aza çekebilmek; bir nebze, mâlum(...) yakınmaları en aza indirebilmekiçin koyulan imlerdir ve belki de bun'lar! Okuru diri tııtabilmek, gitgide içeriye çekebilmek ve sonra da özgür bırakabilmek: Açık alan'ın içindeki ve ötesindeki bölgeye, öteki kapalı alanların varhğına işaret etmek... Bu konuda Veysel Öngören (Yeni Düşün, Temmuz 1987) ve îbrahim Oluklu'nun (Varlık, Kasım 1987) yazılarına bakılabilir. Senin, az bulunur bir özellıiin var: özellıklerı çok farklt saırlertn siirlerini tam hakkını vererek değerlendirebiliyor, tadına varabıliyor, sayarak sevebtliyor, severek sayabiliyorsun. Elestirilcrini, dejierlendırmelerını yazıp yayımlasan önemli katkılann olurdu, ne dersin? Patika'da sarp bir cambaz, uçurumuhıı kuşanır sa bahtan. Masal gibi bir giysi dikmiştir kendine: Zor taşınır. En çok da Necatigil'in, Cemal Süreya'nm, Dagfarca'nın, Turgut Uyar'ın, Ece Ayhan'ın, îlhan Berk'in ve Edip Cansever'in üstüne yakışan bir giysidir bu. Ağır sessizlik karşıda: Eleştiri ye değerlendirmeler nereye çarpar sonraları, bilinir! Ötekine sorduğunuz her soru/Çarpabilir ölü bir duvara. Her şeve karşın sevebilmek çok zor olsa bile, en güzel olandır yine de. Müzikçileri ruhsalyapılarıyla, ressamları eylemleriyle kendine yakın bulduSunu biliyorum, si'rylemistın; bir de karikatüristlerin yaltnlığint ve çarptcıîıg'ını! Büyük Rönesans ustalarından izlenimcilere, onlardan Daîi'ye ve daha yenilere uzanan çok genis bir beğenı alamn var retımde. Gördüg'üm su: Özgünlük tutkunusun. Kendıolmayı ve hep kendi kalmayı basarabilenleri sevıyorsun, sevebilıyorsun! Karikatür, iskelet olarak şiire en yakın olan sanattır, bence. Yalın ve çarpıcı oluşu; şiirin yolunu en kestirmeden, en az çizgiyle (sözle), en vurucu biçimde ortaya koyuşudur. Etkisi de, güçlüğü de buradadır. Chagall, beni çok ilgilendirmiştir. Renoir ve Dali kaDevamı 4. savfada.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle